Courage: Kürt kadınları özgürlük iddiamızı büyütüyor

- Newaya Jin
591 views

courage-1Federal Almanya Cumhuriyeti’nin anayasasının 3. fıkrasına göre erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptir. Ancak bu kağıt üzerinde geçerli olandır. Gerçek ise kadınlar açısından çok daha farklı bir noktaya işaret ediyor.

Bugün Almanya’da kadınların üçte ikisi çalışıyor ve ailelerinin geçiminin % 20’sini kadınlar sağlıyor. Ancak Almanya’da on yıllardır devam eden iş ücretlerindeki eşitsizlik ise devam ediyor. Karşı cinse göre adeta değiştirelemeyecek biçimde sabitlenmiş %22 maaş farkı var. Yarım günlük işlerin üçte ikisinde kadınlar çalıştırılıyor, yine geçici ve Minijob (haftada belli bir saati olan ve 450 Euro’yu aşmayan işler olarak tanımlanıyor) denen işler kadınlara veriliyor. Çocuk sahibi olmak ya da tek başına çocuk yetiştirmek fakirlik sınırının birinci derecesi oluyor. Ancak bu durum öncelikle kadınları kapsamıyor. Almanya’da ki düşük maaşlı çalışma sektöründe öncelikle kadınlar yer alıyor. Kadınların birçoğu temizlik işlerinde tam gün çalışmasına rağmen ek olarak da devlet yardımı almak (Hartz IV ya da temel yaşama ihtiyaçları) için başvuru yapmak zorunda kalıyor. Yine emekli olmuş birçok kadın kesintiye uğramış iş hayatları sonucu çok cüzi bir emeklilik maaşı alıyor. Bu maaş da kadınların geçimlerini sağlamaları için yetmiyor. Bununla birlikte yarım gün çalışan kadınların çoğunun meslekleriyle ilişkileri kesiliyor. Bununla da bitmiyor, kadınların yarım gün çalışma nedeni ortadan kalktıktan sonra da tam gün çalışma yaşamlarına dönmeleri için halen yasal bir düzenleme yapılmış değil. Tüm bunlar Almanya’da giderek yoksulluğun kadınla ifade edilmesi anlamına geliyor. Yoksulluk kadınlaşıyor diyebiliriz. Ayrıca yaşlanma kadınlar için ayrı bir sorun oluşturuyor. Çünkü yaşlı kadınlar da giderek yoksullaşıyor.

Peki bu durum karşısında kadınlar ve sivil toplum örgütleri ne yapıyor?

Buna karşı sendikalar, kadın örgütleri ve partiler daha fazla seslerini yükseltmeye başladılar. Sendikalarda kadın ve erkeklere eşit ücret talebi ile birçok insiyatif oluşturulmuş durumda. Eşit işe eşit ücret talebinin yanısıra çalışma saatlerinin kısaltılmasına yönelik talepler de sendikalar, kadın örgütleri ve partiler tarafında sık sık gündemleştiriliyor. Ayrıca Almanya’da  21 Mart, Equal-pay-day (eşit ödeme günü) var. Bu gün kadınların ücretsiz çalışmalarının sonuçlamasına kadar sürecek. Kadın örgütleri, çocuk yetiştirme ve eğitiminin sorumluğunun ve yükünün kadına verilmesi, yine yaşlı bakımının kadına devredilmesine karşı aktif mücadele sürdürüyor. Kadınların mücadeleleriyle bu alanlarda gelişmeler yaşandı. Örneğin birçok yerde tam gün açık olan kreşler oluşturuldu. Ancak tüm bu kazanımlara rağmen Almanya kadın hareketleri birçok konuda daha dikkatle hareket etmelidir. Bu yeni yasaların uygulanmaya geçmesiyle birlikte tüm yük kadınlara ve aileye yüklenilmemelidir. Örneğin kreşlerde çalışan personel sayısı ve kreşlerde çalışan kişi sayısına göre çocuk bakımı yapılmalıdır. Biz kadın hareketleri bu tür durumlarda boşluk bırakmamalıyız. Bırakılacak en ufacık bir boşluk yine kadınların aleyhine dönecektir.

Almanya’da kadınların kültürel ve politik durumu

Kadınların kültürel ve politik durumuna ilişkin söylenecek çok şey var. Almanya’da kadınlar, medya endüstrisi içerisinde reklamlarda, showlarda ve etkinliklerde kullanılıyor. Kadınlara bedelleriyle hitap ediyorlar. Kadınların vücutlarının her yanına bir şeyler biçiliyor; güzel kadın, çirkin kadın, model kadın gibi algılar geliştiriliyor. Algı geliştirmekle kalınmıyor başka yaşam alanı da sunulmuyor. Bu da birçok genç kızın ve kadının özgüveninin yok olmasına neden oluyor.

Sürekli gözden geçirilen ve yenilenen fuhuş yasası, Almanya’nın uluslararası kadın ticaretinde ön sıralarda yer almasını da beraberinde getirdi. ‘Solwodi’(Tehlikede Olan Kadınlar ile Dayanışma) örgütü tarafından bu çılgınlığa karşı binlerce imza toplandı.

*Almanya’da her yıl 600-800 civarı genç kadın insan tacirlerinin mağduru olduğu için polise başvuruyor veya yakalanıyor. Bu sadece buz dağının görünen kısmı. Uzmanlar, Almanya’da 10 binden fazla kadının fuhuşa zorlandığını tahmin ediyor.

Yine doğa katliamlarında en çok mağdur olan biz kadınlarız. Bu yüzden Almanya’da yaşanan doğa katliamlarına karşı en aktif mücadeleyi yürüten kadınlardır. Kadınlar ailelerine sağlıklı bir gelecek, sağlıklı yemekler verebilmek ve doğanın kendi ritmi içinde kalabilmesi için mücadele ediyorlar. Hidroelekrik santrallere, nükleer santrallere karşı ayağa kalkıyorlar. Özellikle Almanya’nın nükleer santraller tarihine baktığımızda en fazla anne insiyatifleri bunun karşısında durmuş ve mücadelelerini büyütmüşlerdir. Buna ilişkin birçok örnek daha verebilir. Doğanın korunması kadın hareketlerinin en eski taleplerindendir.

Özetlersek, Almanya’da kadınlarda, toplumsal eşitsizliğe karşı mücadele etme bilinci giderek büyüyor. Mücadeleci Kadınlar Hareketi olarak özgürleşen bir toplum iddiasına ulaşmak için mücadele ediyoruz, çünkü özgürleşen bir toplum da kadının özgürlüğü de kaçınılmaz olacaktır. Bunun yanında önümüzde aşılması gereken birçok engel var ve yeniden inşa sürecimizi hızlandırmamız gerekiyor.

Frauenverband-Courage 3Courage olarak yaşamın her alanında olmak istiyoruz

Almanya’da ki kadın örgütlerininin durumlarını, sorunlarını ve karşılaştıkları zorlukları ele alırsak; ülkemizde birçok alanda aktif olan sayısız kadın örgütümüz var. Almanya’da her bir kadın kurumu farklı farklı alanlarda çalışma yürütüyor. Bu örgütlerin temel karakteristik özelliği her birinin sadece alanındaki konu ile ilgilenmesidir. Courage Kadın Kuruluşu olarak kadın hareketlerinin tecrübelerinden ders çıkardık. Almanya’da kadının bilincinin en üst düzeye ulaşması için zorunlu olan temel şey, partileri aşan, ekonomik anlamda bağımsız olan ve uluslararası profıllere göre demokratik bir kadın örgütünün temellerini atmaktır.

Courage’ın dört örgütlenme ayağı vardır. Bunlar mücadele talepleri, karşılıklı ve kişisel yardım, eğitim, dayanışma, kültür ve ortak kutlama, dinlenme.

Biz varolan tüm hareketler, insiyatiflerle bağlantı içinde olmak istiyoruz. Özellikle gençlik, doğa, barış hareketleri ve uluslararası işçi hareketleriyle ortak noktalarımız ve taleplerimiz var. Onlarla bu noktalarda buluşmak, sesimizin daha güçlü çıkması anlamına geliyor.

Courage olarak yaşamın her alanında geniş bir yelpazede çalışıyoruz. Elbette tüm grupları ve her konuyu hemen gündemize almıyoruz. Ancak bunun için demokratik bir işleyişe sahip olduğumuzu belirtebiliriz. Her grup ağırlıklı olarak kendi çalışma alanına göre çalışma yürütüyor. Bazıları hidroelektrik santrallere karşı mücadele ediyor. Diğer taraftan da Bangladeş’te ki sendikalar ile dayanışma çalışmasına ağırlık veren gruplarımız var. Yine tabandaki kadınların Dünya Kadın Konferansı’na hazırlık çalışmalarına büyük bir azim ve dikkatle yaklaşıyor ve onlara eşlik ediyoruz. Diyebiliriz ki 2016 yılı kadın hareketleri açısından dünya çapında büyük bir buluşma ve örgütlenmeye ulaşma yılı olacaktır. Courage olarak diyoruz ki, dünya çapında örgütlenmiş bir kadın hareketi, özgürleşmiş bir toplumun kapısı demektir ve biz bu kapıyı aralayacağız.

Toplumsal sorunlar ancak ve ancak kadının toplumsallaşmasıyla çözülür, aşılır. Bu da biz kadınların daha güçlü örgütlenmesi, sorumluluk alması ile başarıya ulaşabilir.

2015’in Mart ayı itibari ile Courage olarak üyelik kampanyası başlattık. Almanya’da yaşayan tüm kadınların, yine enternasyonal kadınların ve kadın hareketlerinin taleplerini daha güçlü bir kadın birliğine dönüştürmek için birbirimizden öğrenmemiz gereken çok şey var. Bu nedenle tüm kadınları bu kampanyamıza katılmaya davet ediyoruz.

Kadın mücadelesini bugüne getiren kadınlara dönüp baktığımızda birçok ilk görürüz. Onların kazanımları ve tecrübeleri üzerinden kendimizi yapılandırıyoruz. Almanya’da öne çıkan ve bugün feminist hareketlerinin öncüleri olan Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg’un mücadelelerinden feyz alıyoruz ve onların mücadelelerini yaşatacağımıza söz veriyoruz.

Kürt kadınlarının mücadele deneyimlerinden yararlanmak istiyoruz

Son olarak cesaretli YPJ’li kadınların, yine Rojava ve Kürdistan’da ki kadınların toplumsal değişime öncülük ederek özgürlük iddamızı büyüttüklerini ifade edebiliriz. Ölüm ile dans eden bu kadınlar, bize nasıl örgütlenmesi gerektiğini göstermişlerdir. Yüksek bir moral ile IŞİD faşistlerine karşı Kobanê’de büyük bir direniş ve mücadele yürüttüler. Tüm imkansızlıklara rağmen azim ile mücadele edip sonuç aldılar.

Tüm kadınları bu başarıdan dolayı kutlarken, cesurca IŞİD faşistlerine karşı savaşırken şehit düşen tüm YPJ’li kadınları ve en son şehit düşen Ivana Hoffmann’ı saygı ile anıyoruz. Courage olarak Kobanê için yapılan tüm eylem ve anmalara katılım sağladık. Courage olarak, Kürt kadınlarından kadınları nasıl sürekli örgütlü bir çalışma içine çektiklerini öğrenmek istiyoruz ve tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. Kadınları canlı tutan bu mekanizmayı öğrenmek istiyoruz. Okuduğumuz bir makaleden Kürt kadınlarının Rojava’da geniş kapsamlı bir öz yönetim sistemi kurduklarını ve kendi sorunlarını çözdüklerini öğrendik. Kürt kadınlarının kazanımlarını Almanya’da tanıtmak için Kürt kadınlarıyla daha fazla bir arada çalışmak isteriz. Ve Courage olarak Kürt kadınlarıyla Almanya’da beraber mücadele etmeyi diliyoruz. Beraber güçlüyüz!

Courage Federal Yönetimi