Milyonluk Gülüş

- Newaya Jin
790 views

OLYMPUS DIGITAL CAMERA“İçimdeki aceleci çocuk, neden bir an olsun durmuyorsun. Nereye götürüp bırakacaksın, hangi uçurumdan fırlatıp atacaksın beni… Bırak da bir soluk alayım, paramparça olmadan önce doyasıya içeyim şu çeşmenin suyundan. Bırak da kana kana güleyim, ağlayayım. 

Bu dördüncü kızkardeştir peşinden koştuğum, ruhum dayansa da, bedenim yetmeyecektir bu dört ömre. Hayatlarının en güzel yıllarını yaşayan bu dört güzel kıza kalbim bir kez daha kapılmaya, gözlerim bir kez daha vurulduklarını görmeye güç getirmeyecektir. Bu kız kardeşlere üç kez cesaret ile baktım ve bunu neden yaptığımın çok iyi farkındayım. Şimdi dördüncü kez aynı cesaret ile bakabilecek miyim, bunu ben de bilmiyorum. 

Uzun ince, fidan gibi bir kızdı. Ve en büyük ablaydı. Bamerne eylemine gelirken bu çeşmeye birlikte uğradık. Taşıdığı o ağır silahın altında kan ter içinde kalmıştı ama kana kana su içtiğimiz o çeşmede eşsiz gülüşünü nakşetti kalbime… Bir fotoğrafını çektim o zaman ve “milyonluk gülüş” ismini verdim. Bir zarfa koydum her ikisini, bir kuryeye teslim ettim. Uzaklarda bir yerlere, kaybolmayacak o mekana, Kürt halkının yüreğine taşısın istedim. Ve o kuryenin vurulduğunu, milyonluk gülüşün hiçbir yere ulaşmadığını çok sonraları öğrendim…”

Onu yüreğine nakşetti

Binevs -Deniz Firat'in ablasi-Sizlere onu nasıl anlatacağımı, hayatını nasıl izah edeceğimi bilemiyorum; çünkü bir kahramanlık destanını yazabilecek güçte değil benim kalemim. İlk defa görmüştü O’nu ve bu karşılaşmayı yüreğine nakşetmesi için yeterli bir an’dı. Milyonluk gülüş ismiyle onu defterinin yapraklarına işlemişti. Milyon gülüşlü resim, bir ressam tarafından hiçbir zaman unutulmasın diye resmedilmişti. O milyonluk gülüşün fotoğrafı hiçbir yere ulaşmamıştı, ancak gözbebeklerinde beliren o gülümsemesi hiçbir zaman unutulmadı. Nazenin dudaklarında utangaç bir tebessüm beliriyordu. “Ben de buradayım, beni de resmet” der gibi! Çünkü o gülümseme sadece fotoğraflarda görülen bir gülümseme değildi..!

Binevş’i tanımaz olur muyuz?

Her birimizin yüreğine bir başka yerleşti. Bazen adı ile, bazen kahramanlığı, bazen uzun ve narin boyu, bazen de kuşağına kadar uzanan saç örgüsü ile. Güney Kürdistanlı bir köylüye Binevş’i sorduğunuzda şu cevap verilirdi: “Bana mı soruyorsun? Onu tanımamak mümkün mü? Hepimiz o kahraman kızı tanıyorduk, evet hepimiz onu çok iyi tanıyorduk. Çünkü kahraman ve çok gözde bir kızdı. Suretinin gizeminde hayat okunuyordu. Güney Kürdistan’daki gerilla alanlarında yaşanan bütün çatışmalarda Binevş doçka kullanıyordu. Her soluğunda gerillanın sıcaklığı görülüyordu, hissediliyordu. Binevş’i, savaşçı özelliği ve kahramanlığıyla tanıdık.”

Resmediliyor bir gülümseme

Binevş’i savaş alanındaki yoldaşlarına sorduğumuzda, her biri farklı bir yönünü anlatıyor, fakat bu anlatımlar birbirini tamamlıyordu. Çünkü her yoldaDENIZ FIRAT - YURURKENşının yüreğinde kendisine farklı bir yer açmayı başarmıştı. Bir ressamın yüreğinde milyonluk gülüşü ile gülmenin rengini bırakmıştı. Köylülerin yüreğinde savaşçı ve kahraman özelliği ile yer edinmişti. Tüm yoldaşlarının yüreğine mutluluğun rengini resmetmişti. Bana yüreğimde nasıl bir yer edindiği sorulursa eğer, doğrusu bilemiyorum. Yüreğim, hepinizin yüreğinde yaşanan duyguları akıtıyor olabilir. Kendisi için yıllarca tek bir kelime bile yazmaya cesaret edemeyen o yürek… Ressamın gönlüne resmedilen gülümsemenin renginde kendimi eksik görüyorum. O merhamet dolu kızın ezgisi ve gülüşü olamayan bir yürek benimkisi ve her nefeste o ağırlığın altında kalan bir yürek…

Sessiz kalan çığlık

Bu fikir ve düşüncelere her daldığımda, kendime neler yapabileceğimi soruyorum. Herbirimizin yüreğinde bir Binevş yaratıldı, sessiz kalan bir çığlık, yüreğimizin sokaklarında yükselen Binevş renkli çığlık. Ancak yüreğimde farklı bir insan şekillendi; çünkü benim için o sadece arkadaş değildi, o dosttu, arkadaştı ve daha çok kardeşti. Yaşamım boyunca onu sadece kardeş olarak görmedim, çünkü o benim için artık arkadaş ve ölümsüzleşen bir kahramandı. Hayatı boyunca farklı duruş ve anlayış sahibiydi. Böylece adını kahramanlar arasına yazmayı başardı.

Binevş tadında sohbet 

Halil Dağ arkadaşın dediği gibi; Binevş’i ilk nerede ve ne zaman tanıdığımı bilmiyorum. Ancak kendisi ressamın yüreğine milyon gülüşlü resmini işledi. Kendisini sizlere çok fazla yazmak isterdim, kelimelerim eksik kalsa da kahramanlığın rengini sizlere anlatmak isterdim. Fakat bunu gerçekleştiremedim, Binevş’in renginden bahsederken ne kadar eksik kaldığımı siz de görebiliyorsunuz. Binevş tadında sohbetin ne kadar zor olduğunu şu an anlayabiliyorum. Zaten bu yazıda daha çok Halil arkadaşın kaleminden alıntı yaptım. Çünkü Binevş ile ilgili ne söylersem eksik kalacak. Bu nedenle böyle bir yönteme başvurdum. Kuşkusuz yüreğim dolu ve taşıyor. Duygu hazinemde gidip geliyorum, ancak duygularımı kağıda akıtmayı başaramıyorum. Ne söylersem eksik kalır! Binevşler’in rengine çok az akabiliyorum.

Evet! tüm sözler onun mutlu yüreği karşısında anlamsız kalıyor, bu dağlarda yüreğinin sesine yol aldığımda…

*8 Ağustos 2015 tarihinde, Maxmur mülteci kampında DAİŞ saldırısı sonucu yaşamını yitiren Deniz Fırat’ın 1997 yılında Zap’ta yaşamını yitiren ablası Binevş anısına kaleme aldığı yazıdır.