Patriyarkanın çürümüş çarkına isyan var

- Zerya GÜL
710 views

Direnme hakkında ısrar yılı

Olympe de Gouges 7 Eylül 1791’de kaleme aldığı ‘Kadının Ve Kadın Yurttaşın Haklar Bildirgesi’nin ikinci maddesinde “Her siyasal toplumun amacı, kadının ve erkeğin doğal ve devredilemez haklarını korumaktır; bunlar özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle de baskıya karşı direnme hakkıdır” der. Bu kutsal amaç, her zamankinden daha fazla geçerliliğini korumakta. Bu temel hakkın ihlali direnme gerekçesidir.

“Baskıya karşı direnme hakkı”na özellikle vurgu yapılması, devletli sistemin halklar ve kadınları teslim almada hiçbir ahlaki ve insani kural tanımadığına dair köklü bir tarih bilincine dayanmaktadır. İki yüzyılı aşkındır yaşanan baskı, zulüm, katliam ve kırım, bunun katlanarak devam ettiğini gösteriyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, direnme hakkını kullanan kadın ve halklara karşı, devlet ve erkek şiddeti, işgal, katletme, her tür taciz ve tecavüz yöntemini kullanmaya devam etmektedir.

Yüzyıllık hesaplar

2019 yılını, bu tarihi tespit temelinde değerlendirdiğimizde, özgürlük, güvenlik sorunlarının bir kaos aralığında seyrettiği ve kaosun yarattığı krizi çözmenin yüzyıllık hesaplarının görüldüğü, kıyasıya bir çatışmanın içindeyiz! Halklar ve kadınlar için özgürlük ve güvenlik sorunlarının, ancak demokratik özerk örgütlenmelerle çözülebileceği, krizin aşılabileceği Rojava devrimiyle kanıtlandı. Ulus devlet sisteminin, tüm coğrafyalarda halkların, kadınların ve ezilen tüm kesimlerin başına bela olduğu, kriz üstüne kriz yarattığı, toplumsal bunalımı derinleştirdiğini gözler önüne serdi.

Kürt soykırımında emperyalist güçlerin imzası var

Devletleşen ulus ve küreselleşen devlet karşısına, demokratik ulus ve demokratik özerklik projesiyle çıkan Özgürlük Hareketi ve Önderliği, gerçek barış, kardeşlik, özgürlük, demokrasi ve eşitliğin kapısını araladı. Fransız devriminde yükseltilen “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” sloganının, başta kadınlar olmak üzere, toplumun her kesimini kapsamadığını gören Olympe de Gouges’in giyotinle karşılanan büyük direnişini sahiplenildi. Halkların gerçek devrimine, bölge ve dünya devrimlerine yol açacak bir yol ve yöntem bulunmuştu.

Krizini aşamayan uygarlık güçlerinin, güvenlikli ve özgürlükçü yaşam ve sistemi kurma direnişinde ısrarlı ve kararlı olan Kürdistan halkı ve kadınlarının topyekün katline karar vermiş olması, bu yüzden. Bu direniş etrafında kenetlenen, varlığını, özgürlüğünü korumak ve özgüvenliğini sağlamak isteyen tüm halklara aynı yokedicilikle saldırılması, vahşette sınır tanınmaması, bu toplumsal dirençten, tarihsel hafızadan ve yaratıcı öncülükten kaynaklı. Kadının özgürce katılmadığı bir yaşamı ve sistemi güvenlikli, yaşanılır, barışçıl kabul etmemesinden kaynaklı.

Tüm kadınlar, halklar birleşin

Efrîn işgaliyle başlayan Serêkaniyê, Grê Spî işgaliyle devam eden ve başta Rojava olmak üzere, bütün Kürdistan’ı işgal planını içinde barındıran, Kürt soykırımında, küresel emperyalist güçlerin kirli ittifakı ve imzası var. Serêkaniyê işgali karşısında sessiz kalan Birleşmiş Milletler’in Qamişlo’daki bürosu önünde okullu çocukların eylemi bunun deşifrasyonuydu. Yürüyüş boyunca ellerinde taşıdıkları beyaz balonlar, beyaz kağıttan yaptıkları onlarca uçağın havalanmasıyla tek tek patlamış ve ortalıktaki ölüm sessizliğini bozan tek şey attıkları “Bijî QSD” sloganı olmuştu. Sahte barış temsilcilerini kınayan, gerçek barış temsilcilerine işaret eden çocuk duyarlılığını geliştirmişlerdi. Kimyasalla yanmış bedenlerinden yükselen çığlıkları, tüm kirli ittifakları bozan, işgal ve katliamlara karşı direniş haykırışına dönüşmüştü.

Özgür yaşayana kadar direnişe devam

Bu işgal planının bir parçası olan, Rus ve Türk devriyelerinin özgür toprakları çiğneyen sömürgeci girişimlerine karşı, halkların, kadınların ve çocukların taşlı eylemleri, işgalcileri kabul etmediklerini ve geçit vermeyeceklerini anlatıyordu. Şahadeti göze alan taşlı, yumurtalı, molotoflu, sopalı, balyozlu.. buldukları ne varsa fırlattıkları eylemleri, direnme hakkını her koşulda kullanacaklarını gösteriyordu. Türk çete devleti tarafından katledilen Suriye Gelecek Partisi’nin öncüsü Hevrîn Helef’in ayakkabısını askeri araçlara fırlatan annesi; kızının, kendisinin, tüm kadınların, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının işgalci güçlerin peşini bırakmayacakları ve bu topraklardan sürecekleri mesajını veriyordu.2019’un 2020 yılına mesajı: Güvenlikli ve özgür yaşayana kadar direnişe devam! Onurlu yaşam için tüm kadınlar, halklar birleşin, birbirinize güvenin, birbirinizi yüceltin ve birlikte yücelin!