“YPS Jin’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”

- Deniz ÇINAR
978 views

YPS JIN 3Öz yönetim alanlarından olan Mardin’in Nusaybin ilçesinde geçen haftalarda YPS-Jin (Sivil Savunma Birlikleri-Kadın) kuruluşunu ilan etti. Aynı günlerde Şırnak’ta da YPS-Jin’ın kurulduğu açıklandı. Kuruluş ilanından kısa bir süre sonra YPS-Jin’dan kadınlarla konuşmak için Nusaybin’e gittik.

Nusaybin’de 7’ncisi 18 Aralık günü ilan edilen sokağa çıkma yasağı, son kez 24 Aralık 2015 tarihinde kaldırıldı. Sokağa çıkma yasakları boyunca devlet tarafından öldürülenler arasında evinin önüne çıktığında vurulan Selamet Yeşilmen de vardı. Yeşilmen hamileydi ve karnındaki bebeği onunla birlikte can verdi. Devletin açtığı ve tüm kurumlarıyla sistematik olarak yürüttüğü bu son savaşta ilk önce yaşlılar, kadınlar ve çocuklar hedef alınıyor. Nusaybin’de de yürütülen operasyonlarda öldürülenler yine en savunmasız olanlardı.

Yasaklar sırasında ve sonrasında Nusaybin halkının yarıdan fazlası zorunlu olarak göç ederken kalanlar ise yeniden başlatılması olası olan operasyonlara karşı mahallelerinde savunma hattı oluşturmaya başladı.

Nusaybin’e gittiğimizde erkekler ve kadınları birlikte barikat başında çalışırken, nöbet tutarken bulduk. Konuşmak istediğimiz YPS-Jin’dan kadınların boş zamanını bulmak kolay olmadı. Her konuşma girişimimizde “Arkadaşlar şu anda çalışıyor” cevabı aldık. Sonunda bir barikat başında çalışmaya kısa bir ara veren YPS-Jin üyesi ile bu söyleşiyi Newaya Jin gazetesi için yaptık.

 

Kuruluş amacınızı anlatabilir misiniz? YPS Jin, ilk olarak Nusaybin’de kuruluşunu ilan etti. Buna neden ihtiyaç duyuldu?

Nusaybin’de YPS Jin kadın savunma birliğini kurduk. Amacımız kadınlar başta olmak üzere, nerde olursa olsun halkımızı korumak ve savunmaktır. Halkımıza, kadınlara ve gençlerimize yönelik bu kadar saldırı varken ve bir halk katliamdan geçiriliyorken, bizlerin de YPS Jin olarak aktif bir savunmayla bu saldırılara yanıt geliştirmemiz gerektiğini düşündük. Diğer bir amacımız ise toplumu ve kendi kendimizi yönetebilmektir. Kadın kendini örgütleyip ayakta kalabilirse, tüm toplumu da ayakta tutabilir ve öz gücünün farkına vararak mücadelesine daha sıkı sarılabilir. Sistem kadını öyle bir duruma getirmiştir ki bugün nasıl mücadele edeceğini bilemiyor, öz gücünün farkında değil. Bu nedenle bugün YPS Jin olarak örgütlendik ve kadınlar, çocuklar başta olmak üzere tüm toplumu kurumak ve savunmakla sorumluyuz. İlk olarak Nusaybin de kuruluşumuzu ilan ettik ve bu bizleri çok mutlu etti. Ancak, Kürdistan ve Türkiye’nin her yerinde YPS Jin kurulmalı ve bu bir ihtiyaç olarak görülmelidir.

08-01-16-srnk-idil-yps-jin-ilan-etti2YPS Jin burada direniş cephesinde yer alıyor ve direniyorsunuz. Ayrıca öz yönetim alanlarında kadınların sorunlarıyla ilgileniyor musunuz? Kadınların buradaki sorunları nelerdir, hem savaş içerisinde hem de direniş cephesinde kadınların karşılaştığı zorluklar nedir ve ne tür yardımlarda bulunuyorsunuz?

Tabiî ki kadınlar olarak bir yandan toplumu örgütlüyor, diğer yandan ise mevzilerimizi kazıyor, hazırlık yapıyoruz. Çünkü savaş taktiklerini bilmeden düşman karşısında duramaz ve ayakta kalamazsın ki böyle bir şansın da olmaz. Bir kadın için elbette en önemli şey kendini ideolojik ve toplumsal olarak yeterli düzeye ulaştırmaktır. Bu nedenle burada hem ideolojik ve toplumsal konularda kadınlar kendilerini geliştiriyor, hem de öz savunma konusunda eksiklikler gideriliyor. Bu iki durumu birbirinden ayrı ele alamayız, çünkü iki konu da birbiriyle çok bağlantılıdır.

Burada dolaştığımızda genç kadınların çok erken yaşlarda evlendirildiğini gördük. Bu konuda YPS Jin’a şikâyetler geliyor mu? Sizler buna karşı bir şey yapmayı düşünüyor musunuz, özellikle öz yönetim alanlarında bu tür çalışmalar da yapıyor muzunuz?

Birçok genç kadın erken yaşlardan evlendiriliyor ve bizim YPS Jin olarak temel amaçlarımızdan birisi de bu tür yaklaşımların önünü almaktır. YPS Jin örgütlenirse ve toplumu da doğru bir temelde örgütleyip eğitirse eminim halk da bu tür yaklaşımlardan kaçınacaktır. Bunu yapabilmek YPS Jin’ın her yerde kendini örgütleyip geliştirmesiyle bağlantılı bir durumdur. Halkı bu konularda bilinçlendirmekle aşılacağına inanıyoruz. Genç kadınların kendi ayakları üzerinde durmasının ve kendilerinin farkına varmasının ve kendilerini güç olarak görmelerinin yaşama olan bakış açılarını da değiştireceklerine inanıyoruz.

Peki, siz kadınlar olarak erkek egemen sistemde, savaşta bir takım sorunlarla karşı karşıya geliyorsunuz, bu sorunlarla mücadele yöntemleriniz nelerdir? Neden YPS içerisinde özgün YPS Jin örgütlemesine ihtiyaç duyuldu?

Bin yıllık bir zihniyet söz konusu ve bugün yürüttüğümüz bu mücadele her yerde karşımıza çıkan eril zihniyetin duvarlarına karşıdır. Yine temel hedefimiz Kürdistan’ın dört parçasında komün bir yaşam örmek ve ona göre bir yaşam örgütlemektir. Biz mücadelemizle bu zihniyeti ortadan kaldırıp, yeni ve özgür bir yaşamı kurmayı hedefliyoruz. Sadece kadına yönelik değil, bugün toplumun tüm hücrelerine sinen ve toplumsal değerleri yok eden erkek egemen zihniyete karşı savaşıyoruz. Bizim amacımız kapitalist modernitenin sömürgeci zihniyetine karşı özgür, demokratik, komünal ve tüm mazlum halkları kucaklayan bir yaşamı inşa etmektir.

YPS JINPeki, çok eskilere baktığımızda kadınların savaşması, mücadeleye katılması biraz daha toplum ve halk tarafından yadırganırdı. Her ne kadar bu algı değişmişse de bugün burada nasıl bakılıyor? Halk YPS Jin’ı nasıl karşıladı?

Eskiden bırakın kadının eline silahı alıp kendini savunması, evin dışına çıkması bile yadırganırdı. Ama bu algı Kürt kadınlarının yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü mücadeleyle aşılmıştır. Hatta Kürt kadınları eline silahı alıp sokak sokak savaştığında, kendini ve halkını kuruduğunda toplum bundan cesaret alıyor, güç alıyor, onlar da bu mücadelenin bir parçası olmak istiyor. Halk, toplum bir bütün olarak genç kadınlardan etkileniyor ve kadınlardaki mücadele irade ve azmini kendilerine örnek alıyorlar. Örneğin halk artık çok açıkça “kızlarımız da irade  ve güç sahibi, kendilerini ve kendileriyle birlikte toplumlarını da yönetebilirler” sözlerini dile getirebiliyor, bunu her yerde dile getiriyorlar.

Kadınların özyönetim alanlarına katılmaları ve örgütlü bir mücadelelerinin olması onlara ne  kazandırır ve sistemde neyi değiştirir?

Mardin’de feodal bir zihniyet yapısı hakim. Bugün yürütülen kadın mücadelesinin toplumu duyarlı kılacağına inanıyoruz. Kadına nasıl yaklaşması gerektiğini ve nasıl davranması gerektiğini daha iyi anlayacağına inanıyorum. Bu da kadının her yerde yürüttüğü görkemli mücadeleyle düzelecek ve bir kez daha kadının neler başaracağını tüm toplum kendi gözleriyle görecektir. Kadınlar her yerde direnince, toplum da bir arayış baş gösterir. Sokağa bile çıkamayan kadın bugün savaşıyor ve savaşmakla da sınırlı kalmıyor, aynı zamanda tüm topluma öncülük ediyor. Halk da artık bu gerçekliğin farkındadır. Tabiî ki YPS Jin kurulduktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır, halk değişecek ve ne için yaşamaları gerektiğinin farkına varacaklardır. Özgür varlıklarının farkına varacaklardır ve yaşamın anlamının sırrına ermek için her zamandan daha fazla mücadeleye sarılacaklardır. Eskiden bir kalıba sığdırılmış bir bedenden söz edebilirdik ki ne için yaşadığının farkında bile değildi. Sistem onları ruhsuz ve ne istediklerini bilmeyen bir ölü bedene dönüştürmüştü, ama onlar için şimdi, yani YPS Jin’ın kuruluşundan sonra, her şey değişti. Şimdi yaşananların daha farzla farkındalar.

SURSur’da, Cizre’de direniş halen sürüyor, ancak Amed’de bir kesim normal hayatına devam ediyor. Direniş alanları dışındaki bu hayatlar için ne diyorsunuz? Her yerin direnişe katılması mı gerekir, yoksa bu ikili durumun devam mı etmesi gerekir? Bir halkın komple mücadeleye dahil olması noktasında ne düşünüyor musunuz?

Tabiî ki Kürdistan’ın her yerinde ve birbirini hissederek bir direniş gelişmesi büyük bir moral olurdu. Direnişin her yerde büyümesi halkta da büyük bir moral kaynağı olur. Bugün Sur’da direniş varken Amed’in diğer yerlerinin sessiz kalması ve Sur’da yaşanan direniş ruhunu hissetmemeleri büyük bir eksiklik. Mücadele birbirini hissederek, yaşayarak büyür ve amaca ulaşır. Tüm Amed halkı artık uyanmalı ve Sur direnişinin bir parçası olmalıdır. Bir an önce bu ölü toprağını silkelemeli ve seslerini yükseltmeliler. Birbirine destek başarıya, başarı ise zafere götürür. Halkımız bu bilinçle hareket etmeli ve her yerde direniş alanlarına katılmalılar. Kürt halkı her zamandan çok şimdi birbirilerine destek vermeli, her alanı mücadele ve direniş alanına çevirmeliler. En büyük direniş bir olmak ve haykıran seslere ses vermektir. Direnişe ortak olmaktır.

Tüm Kürt halkına çağrımdır aynı zamanda, şimdi olmasa bir daha olmaz ve geç kalınmadan bir olunmalı, direnişe katılmalılar. Gün direniş günü, bugün özgür bir yaşam için direnmezsen bir dahaki sefere geç kalabilirsin. Bu sistemi kabul etmiyoruz, halkımız da göz göre göre yaşanan bu katliamlara ve ölümlere karşı sessiz kalmamalıdır. Kürt halkı bu süreci hissederek hareket etmeliler.

Sen genç bir kadın olarak neden bu mücadeleye katıldın? Bu direnişte yer alma gerekçelerin nelerdir?

Bir genç kadın olarak her şey den önce yaşananlara karşı sessiz kalamazdım ve bu mücadelenin bir parçası olmam gerektiğinin farkındaydım. Bir kadın olarak da kendim olmayı ve öz irademle, özgür bir gelecek için burada yer almam gerekiyordu. Gerçeklerin farkına vardıkça verili sistem içerisinde yaşamak daha da zor ve çekilmez oluyor. Zannedersem ben erkenden bu sistemin bana ve tüm kadınlara yaşattıklarının farkına vardım ve burada olmam gerektiğinin en doğru şey olacağına inandım. Burada olmak beni mutlu ediyor ve burada YPS Jin saflarında olduğum için gerçekten sevinçliyim. Tüm kadınlar, analar ve dünya kadınları için direnmek ve bu uğurda can vermek değerlidir.