Faşizme karşı diz çökmeyenler kazanacak

- Gönül Kaya
699 views

MEHMET TUNC 2Mart ayı yerel ve evrensel boyutta önemli günleri bağrında taşıyan bir ay olma özelliğini taşır. Biz Kürt halkı ve kadınları açısından da hem özgün, hem de toplumsal kimliğimizi, varlığımızı, yaşama dair hedeflerimizi içeren günleri bağrında taşır Mart ayı. 8 Mart’tan 21 Mart’a uzanan bu ayın her günü, yılın her günü ve an’ı gibi, bizler için yaşam direnişini ifade eder.

Acıların büyüklüğü kadar, onurlu ve özgürce yaşam direnişinin büyüklüğünü de yaşayan bir halkın üyeleri olarak karşılıyoruz Mart ayını, 8 Mart’ı, Newroz’u…

8 Mart dünyada direnen kadınlar açısından büyük anlam taşırken, Newroz da Kürdistan ve Ortadoğu başta olmak üzere yerelden evrensele açılan bir direniş kapısı değerini taşımaktadır. 8 Mart, kadının erkek egemenlikli sisteme karşı direniş ve özgür yaşam mücadelesini ifade ederken, Newroz gerçekliğinde halkların özgürlük duruşu kadar büyük kadın hakikati de vardır.

Kürdistan’daki halk ve kadın mücadelesi boyunca 8 Mart ve 21 Mart Newroz’u yerelden evrensele uzanan bir anlamda yaşanmıştır. Mazlum Doğan’dan başlayan bu gerçeklik, Zekiye Alkan’la, Rahşan Demirel’le, Ronahi ve Berivan’la, Sema Yüce’yle yeni değer ilke ve ölçüleri ilmek ilmek örüldü.  Sema Yüce’nin de dediği gibi ‘8 Mart’tan Newroz’a uzanan köprü’ inşa edildi.

2016 yılı 8 Mart’ı ve Newroz’u, 2015 yılının halk ve kadın direnişlerini 2016 yılına taşıyan köprüler olmaktadır. 2015 yılının ikinci yarısından itibaren, Rojava’da, Başur’da yükselen halk direniş gerçekliğine Bakur’da da katılımlara tanıklık etti insanlık. Silvan, Varto, Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve daha birçok yerde ortaya çıkan demokratik öz yönetim süreçleri direniş tarihine geçti.

PAKIZE NAYIRTarihe geçen önemli bir boyut da doğal halk önderleri oldu. Geçmiş yüzyılların ‘kahramanlar çağı’ bu yüzyılda farklı bir aşamaya ulaştı. Eskiden bir birey çıkar, kahraman olur, toplumu kurtarır, olağanüstü güçler bu kişilere atfedilirdi. Kimi halklar veya toplumlar bu bireylere ‘mesih’ der, kimileri ‘peygamber’ der, kimileri ‘kahraman’ der, kimi ‘devrimci’ der, kimileri doğa üstü güçlere sahip olduğunu düşünerek ‘gel bizi kurtar’ diyerek beklenti içine girer. İktidarcı-devletçi uygarlık karşısında köleleştirilen toplumlar, etnik yapılar kendilerini kurtaracak bir önder beklerler. ‘Gelecek güzel günler’in hayalleri ile yaşarlar, ya da kölelik zulmü altında bu şekilde çareyi sağlayacakları bekleme bir çeşit ‘direniş’ olur.

Kadın açısından bu hak bile elinden alınır. Kadın kurtarıcı beklerken bile, tarif edilen ‘erkek kahraman’dır. Peygamber de, kahraman da, mesih de, devrimci de… Çıkmışsa kadın öncüler tarihte, bahsedilip geçilmiştir. Çünkü tarihi egemenler yazdıkları için görülür kılınmamışlardır. ‘Erkek egemenlikli çağın kahramanları da erkek olur’ mantığı işlenir düşüncelere, vicdanlara. O yüzden yarımdır düşünceler ve vicdanlar…

Şimdi, bu yüzyıl yeni bir bakış açısını ortaya çıkardı. Direnen kadınlar ve halklar açısından sadece bir kahraman değil, toplumsallaşan kahramanlar çağı yaşanmaktadır artık. Toplumun her kesiminden çocuk, yaşlı, kadın, erkek, genç… direniş mücadelesi içinde tarihi değiştirecek gelişmeleri yaratacak kişilikler olmaktadır. Kürt halk gerçekliğinde yaratılan kadın ve toplum gerçekliğinde öncüler, önderler her yaştan, toplumun her kesiminde ortaya çıkmaktadır. Kürt toplumu ‘biri gelsin, bizi kurtarsın’ demiyor artık. 40 yıllık özgürlük mücadelesi toplumsal gerçekliği çok önemli bir aşamaya ulaştırdı: Kendi toplumsal Önderlerini yaratan halk gerçekliği… Reber APO felsefesi, ideolojisi, örgütlenme ve mücadele gerçekliği bizlere bunu çok açık kanıtladı. Reber APO ‘ben mi halkı yaratıyorum, halk mı beni?’ diyerek, bu noktada halkını, kadınları yoğunlaştırmıştır. Temsil ettiği değerleri komünal değerler haline getiremeyen, kendinde hapseden, tekleştiren bireylerin öncülüğü, kahramanlığı toplumsallaştıkça, çoğaldıkça tarihi değiştirebilir. Reber APO önderlik gerçekliği de bu temelde, kendini öncü-önder haline getiren halk gerçekliği olmuştur.

Kadın Özgürlük Mücadelesi önderlerinden Sakine Cansız yoldaşın gerçekliği de bugün kendini toplumsal öncü ve önder haline getiren bir kadın hakikati olmuştur. Onun ve Kadın Özgürlük Mücadelesi’nin öncülerinin yolunda ilerleyen şehitlerimiz; Sevê Demir, Fatma Uyar ve Silopi Halk meclisi eş başkanı Pakize Nayır bu gerçekliğe ulaştılar. Cizre Halk meclisi eş başkanı Mehmet Tunç bu gerçekliğin adı oldu.

Hakikatin öncülerini takip eden bir halkın çocukları, şimdi hakikati kendileri yazıyor, yaşıyor ve savunuyorlar. Demokratik öz yönetim inşası ve sistemi toplumun her bir bireyini kahraman haline getirmektedir. Artık dışarıdan çözüm beklemeyen, kendini çözüm gücü haline getiren toplumsal kahramanlık kimliği inşa ediliyor, daha da büyüyerek inşa edilecek.

Bu yılın 8 Mart ve 21 Mart Newroz’u; Reber APO’yu milyonlaştıran bu kadın ve halk önderlerinin yolunda yaşama, üretme, paylaşma, direnme ve özgürleşme günleri olacaktır.  2016 yılı; faşizme karşı, zulme karşı tıpkı Pakizeler gibi teslim olmayan, tıpkı Mehmet Tunçlar gibi diz çökmeyenlerin yılı olacaktır.