‘Öfkeli’ kadınların pembe devrimi

- Meral ÇİÇEK
772 views

“Hindistan’da toplumsal merdivenin en alt basamağında durmak lanetlidir. Ama kadın olmak da en az bu kadar zordur.” Kadın aktivist Sampat Pal Devi, ağırlıkta erkeklerin çarkı döndürdüğü bir ülkedeki kadınların toplumsal durumunu bu sözlerle özetliyor. Sampat Pal Devi, çevresinde gördüğü şiddet olaylarına karşı durmak için bir avuç kadınla, daha sonra on binlerce kişinin katılacağı bir öz savunma hareketi başlattı. Hareketin adı Gulabi Gang, Türkçesi ile Pembe Çete.

Sampat Pal Devi şimdi 55 yaşında. Badausa köyündeki üç odalı evinde toplam on üç kişiyle kalıyor: Eşi, beş çocuğu, gelini ve altı torunu. Aralıksız yağan yağmurdan ötürü evin arka kısmı su altında kalmış. Hiç olmazsa elektrik var. Durmadan telefonu çalıyor. “Sampat orada mı? Yardımına ihtiyacımız var.”

Yardım, Devi’nin işidir. Ve bu iş başlı başına bir mücadeledir. Bu mücadeleyi on yıllardan beri yürütmekle birlikte, son dokuz senedir yoldaşlarıyla birlikte omuz omuza, örgütlü bir şekilde savaşıyor. Onlara Gulabi Gang, yani Pembe Çete deniyor. Sampat Devi çetenin başıdır. Hindistan’da yaşayan herkes onları bilir.

gulabi-gang 2

40 bin üyeli Pembe Çete

Onlar suç örgütü değil. Devi bu noktayı çok önemsiyor. O ve yoldaşları, sadece onlara haksızlık eden kanunlara karşı savaşıyor. Sahip olmaları gereken haklarını kullanıyorlar. Hindistan’ın ortasındaki Bundelkhand eyaletinde 40 bini aşkın kadın Pembe Çete’ye üye. Köy, semt, şehir ve bölge komutanları bulunuyor. Bundelkhand kırsal bir bölge olup, Almanya’nın Bavyera eyaleti büyüklüğünde. Başkent Delhi’ye mesafesi yaklaşık 500 kilometre. Eyalet, ülkenin en büyük suç oranına sahip. Pembe Çete burada fiziki şiddet, cinsel taciz ve tecavüz, sosyal adaletsizlik, yolsuzluk ve çocuk evliliklerine karşı mücadele ediyor.

Alışılmadık yöntemlerle oldukça etkili bir mücadele yürütüyorlar. Güçlerini kitleselliklerinden ve simgeleri olan pembe renginden alıyorlar. Pembe renkli sari giymiş yüzlerce kadın ellerinde pembe bambu sopaları ile, bir bacılarının gayrimeşru bir şekilde gözaltına alınmasını protesto etmek için karakolun önünde toplandığında, büyük etki yaratıyorlar.

Çok güçlüler, çünkü kararlılar

Pembe Çete’nin kadınları sadece ellerindeki sopalar veya sırf varlıklarından ötürü karşı tarafı korkutmuyor. Görevlerini yapmayan polislere, yolsuzluğa batmış siyasetçilere veya suç işleyen erkeklere diz çöktüren çok önemli bir silaha sahipler:  Herkes onları tanıyor ve izliyor. Sadece yerelde değil; ülke çapında, hatta uluslararası alanda.

Bununla birlikte kadınların suç işleyen erkeklere karşı durma kararlılığı, çetenin temel güç kaynağını oluşturuyor. Sopalarla silahlanmış kadınların başkaldırıp geleneksel rol algısını kırması hem toplumda hem de basında geniş ve pozitif bir yankı buluyor. Çünkü ilk defa kadınlar, sadece mağdur olmayı kabullenmeyip yaşamlarının öznesi olmayı seçiyor. Sadece eşlerine şiddet uygulayan erkekler değil, en üst düzeyli siyasetçiler de bu kararlılık ve iddia karşısında geri adım atmak durumunda kalıyor. Zira Pembe Çete şimdiye kadar birçok milletvekilinin siyasi hayatını sona erdirmeyi başardı.

Çete üyelerinin çoğu okuma yazma bilmiyor. Büyük bir kısmı, kast sisteminin dışında kalan Dalit grubuna mensup. Okula gitmemiş olabilirler ancak eğitim alanındaki açıklarını dayanışma ve örgütlülük ile kapatıyorlar. Hindistan ile ilgili hakim resmin kadına yönelik şiddet tarafından belirlendiği bir dönemde, öz savunmaları ile ataerkilliğe karşı güçlü bir simge oluşturuyorlar.

Sampat Pal Devi

Bambu sopalarla öz savunma

Üniforma niyetine giydikleri pembe renkli sarilerle ve ellerinde pembe sopalarla adalete doğru yola koyulurlar. Örneğin bir kadın şiddete maruz bırakıldığında kadınlar toplu bir biçimde suçu işleyen erkeğin evini basıp kendisini uyarırlar. Pembe Çete ve onun başındaki Devi, aslında yöntem olarak şiddeti pek benimsemeyip uzlaşıyı tercih ediyorlar. Ama eğer uyarıya rağmen erkek yanlışta ısrar edip şiddet uygularsa, o zaman bambu sopalarla cezalandırılır. Ve sadece şiddet uygulayan erkeklere yönelik değil Pembe Çete’nin kadın öz savunması. İşlerini yapmayan, şiddet mağduru kadınların şikayetlerini işleme koyup suçluları cezalandırmayan polis ve yargıçlar da aynı şekilde çetenin hışmına uğrar. Yüzlerce kadının karakol veya mahkeme binası basması sık görülen bir olaydır buralarda.

Pembe Çete’nin kurucusu, bugün mücadele ettikleri olguları bizzat kendisi erken yaşta yaşamak zorunda kalmış. 12 yaşındayken, tanımadığı ve kendisinden 11 yaş büyük olan bir erkekle evlendirilmiş. “Bana yaklaştığında benden ne istediğini anlamamıştım. Öylece devam etti. O zaman bütün erkeklerin hayvan olduğunu düşündüm. Ve anladım ki biz kadınların hakları yok, yalnızız” diyor.

3 kadından 40 bin kadına…

Şimdi 40 bin kadından oluşan Gulabi Çetesi, ilk başlarda elbette bu denli kalabalık değildi. 2006’da Devi’nin yanında sadece üç kadın vardı. O dönemler pek tanınmıyorlardı. Tanınmalarını sağlayan olay ise 2007 yılında yaşandı. Dalit kastına mensup bir kişi 10 günden beri haksız yere emniyette gözaltında tutuluyordu. “Sadece bizim haklarımızı savunmak için bir yürüyüşe katıldığı için” diyor Devi. İlk başta kendisi polisleri ikna etmeye çalışır. Çiftçinin haksız yere, hukuksuz bir biçimde emniyette tutulduğunu anlatır: “Ama öylece bir el kol hareketi yaparak, beni hiç dinlemeden oradan gönderdiler.”

İki gün sonra tekrar gelir. Bu kez yanında yaklaşık 40 kadın vardır. Çiftçinin serbest bırakılmasını isterler. Polisin üzerine yürürler. Polis ne yapacağını bilemez, Devi’yi tehdit ederler. Ancak Devi susmayıp polise bağırır. Tam Devi’ye tokat atacakken polis kendisini yerde bulur. “Aslında kendimi sadece savunmak istemiştim” diyor Devi. Çiftçi serbest bırakılır ama Devi gözaltına alınır.

gulabi-gang 3Adalet arayışında pembeli kadınlar…

Çete’nin eylemleri çoğalır. Zira yeterince vesile var: Tecavüz olaylarını kayda geçirmeye direnen polisler, yoksullar için verilen devlet destekli pirinci para karşılığında satan siyasetçiler, 10 yaşındaki kızlarını zorla evlendirmek isteyen babalar vs… Hepsi de yanlışta ısrar etmeleri durumunda sopa ile tanışmak durumunda kalıyor.

Pembe Çete, kelimenin bilinen anlamıyla bir “çete” olmadıklarını, adalet arayışında olan çete olduklarını bildiriyorlar. Çete, cezasız bırakılan baba, koca, kardeş şiddetinden hesap sormak, aile içi şiddetle mücadele etmek, çocuk yaşta evlilikleri engellemek, kız çocuklarının eğitimlerine devam etmesini sağlamak, kadınlara öz savunma eğitimi vermek, kadınların ekonomik özgürlüğünü sağlamak ve kadına yönelik her türlü eşitsizlikle mücadele etmek için hızla örgütleniyor.