Özsavunma yaparak varlığımızı koruyabiliriz

- Ronahi SERHAD
629 views

Ölümden, kandan ve kaosdan beslenen faşist Türk devleti; Kürt halkının, sosyalistlerin, kadınların özgür yaşam arayışını bir kez daha boğmak istemiş ve imha politikalarını pervasızca devreye koymuştur. Yaşanan tutuklamalar, orman yangınları, katliamlar, bombardımanlar nedeniyle Önderliğimizin büyük bir çaba ve özveriyle geliştirdiği çözüm süreci derin bir darbe almıştır.

Fakat şunu herkes biliyor; bu aşamadan sonra hiçkimse Kürt halkına asla köleliği dayatamaz. Kürt halkı kendisine karşı geliştirilen saldırılar karşısında direndi ve direcektir. Faşist zihniyet, Kürtler adına yapılan hiç bir şeyi asla hazmetmemiştir. Kürtleri hizmetçisi, askeri, kölesi yapmak istiyen zihniyet karşısında kendisini savunan bir Kürt hareketi var ve bu hareket bugün ezilenlerin, ötekilerinin sesi, kulağı ve umudu olmuştur. Azimli, cesur, kahramanca savaşan Kürt gençleri ve kadınları kölelik zincirini Önderliğiyle birlikte kırmakla kalmadı, halklara özgürlük alanlarını oluşturdu.

PKK hareketi ve Önderliği, modern ulus devlet ordularının yenileceğini kanıtlamıştır. Her fırsatta üstün teknolojik silahla donatılmış ve arkasına NATO gücünü almış faşist Türk devleti ve AKP  hükümeti her defasında boşa çıkmıştır. Anavatanı parçalanmış ve dört parçaya bölünmüş her bir parçası üzerinde sonsuz ameliyata açık tutulmuş, her şeyi satılığa çıkarılmıştır. Tüm kültürel değerleri horlanmış, kendisi olmaktan çıkarılmış, siyasi iradesine ket vurulmuştur. Öz kimliğinden vazgeçmesi dayatılmış, kültürel, ideolojik varlık haline gelmiş, yaşayan ölü statüsünde tutulmuş bir halk… Ancak bu halk tüm bunlara rağmen özgürlüğe yol aldı. İşkence, gözaltı, askeri bombardıman ile Kürtleri yok etmeye yemin içen AKP hükümeti sonuç almadıkça nefreti de büyüyor.

Kürt kördüğümünün çözümü de başta Ortadoğu’da olmak üzere toplumların demokratik sisteminin inşasını, özgür yaşama şansını mümkün kılacaktır. Bugün Rojava’da böyle bir sürecin içine girilmiştir. Kürt halkının özgürlüğüyle birlikte tüm halkların zulüm sisteminden kurtularak birlikte yeniden demokratik Suriye’yi inşaa etmelerinin önü açılmıştır. Bu DAİŞ ve AKP faşizmine karşı direnen YPJ-YPG savaşçılarıyla mümkün olmuştur. Bu bilinç ile meşru savunmayı daha da güçlendirerek ve öz savunmayı her alanda geliştirerek hareket etmeliyiz. Artık sadece profesyonel gerilla ordulaşmasını da yeterli görmeyerek halkın bizzat öz savunma örgütlenmesine yönelmesi kaçınılmazdır. Kadınların öz savunmaya yönelmesi elzemdir. Savunma olmadan hiçbir şey sağlanamaz. Çünkü dayatılan katliamdır. Katliamlar da sadece doğru sözle durdurulamaz. Bunu en açık kendi acılı tarihimizden bilmekteyiz. Bu yüzyılın kuşağı olarak Şengal, Rojava katliamını, geçen yıllarda Halepçe, Sivas, Gezi, Gazi, Roboski katliamı ve en son Suruç’u yaşadık. Her gün katliam Kürdistan’da çocukların bedeninde,  kadınların bedeninde yaşamaktadır. Halkımız sokak ortasında taranmaktadır. Ulus-devletlerin faşizmi, askeri imha saldırıları sadece gerilla güçlerine yönelik değil, halka yönelik yaygınlaşmıştır. Buna karşı yaygın bir savaşan halk gerçeğiyle cevap vermek Rojava’da olduğu gibi kaçınılmazdır. Bir halkın kendi öz savunmasını yabancı bir iktidara, sömürgeci yönetim kurumlarına devretmesi, kendisini kurbanlık duruma getirmesidir. Her zaman kaderini, ne kadar yaşayıp yaşamayacağını egemen ulus-devletler karar verecektir. Bir halk kendi kendisine sahip çıktıkça halk olarak kalabilir.

Türk devleti,  Kürt halkına ait en basit bir kazanımı, özgürlük adına gelişmeyi ezmeye çalışmaktadır. Seçimden hakkıyla çıkan HDP’nin, yönetme hakkını iddia etmenin karşılığı tehdit olmaktadır. Bölücülük, ayrılıkçılık damgası vurularak gerçekler gizlenmeye çalışılmaktadır. Aktif bir mücadeleye yönelme yerine demokrasi, özgürlük dinamikleri, toplumsal red hareketleri, muhalif güçler savunmaya itilmektedir. Oysa şimdi hamle yapma dönemidir. Saldırılara karşı en geri noktaya çekilme dönemi değildir. “Özsavunma haktır, meşrudur” tespitini en güçlü aktif bir biçimde hayata geçirme zamanıdır. Bu anlamda öz savunma bilincini geliştirerek, direnişi kültürünü güçlendirerek ve daha fazla örgütlenerek kendi varlığımızı koruyabiliriz.

Önder APO önderliğinde Kürt halkı, Ortadoğu’nun temel demokratik değişim dinamiği ve öncü gücü haline gelmiştir. Özgürlük Hareketimiz, Ortadoğu’da ideolojik etkili siyasi ve askeri bir aktördür. Hiç kimse kadın özgürlüğünü, Kürt halkını hesap etmeden Ortadoğu’da planını hayata geçiremez. Kürt halkının meşru, haklı özgürlük mücadelesi bölgesel ve uluslar arası bir olgu haline gelmiştir. Zulme, soykırıma, imhaya, inkara karşı direnme hakkı kutsaldır. Hiç kimse bunu hiçbir halkın, ferdin, topluluğun, kimliğin elinden alamaz. Tüm saldırılara karşı zafer ruhuyla öz savunma örgütlüğünü geliştirmeli, Önderliğimizin özgürlüğünü sağlamalıyız. Bu bizim onur görevimizdir.