Tabuları zorlayan kadın: Manal al-Sharif

- Fidan YILDIRIM
742 views

Manal al-Sharif Suudi Arabistanlı bir kadın hakları savunucusu. Başta kadınların araba kullanma hakkı elde etmeleri olmak üzere birçok konuda iktidarla karşı karşıya gelme pahasına, kadınların koşullarının iyileştirilmesi için mücadele ediyor.

Manal al-Sharif 25 Nisan 1979’da Mekke’de doğdu. Kral Abdülaziz Üniversitesi’nden computer alanında diploma alan ve ağ teknolojisi alanında Cisco Kariyer Sertifikası ile mezun olan al-Sharif, 2012 Mayıs’ına kadar Suudi ulusal petrol şirketi ‘Saudi Aramco’nun İnternet Güvenlik Danışmanı olarak çalışmaktaydı. Ayrıca, ‘Al Watan’ isimli bir Suudi günlük gazetesinin de yazarları arasında yer alıyordu.

Suudi Arabistan’da kadınlar birçok hakkın yanısıra araba sürme hakkından da yoksunlar. Zira, Suudi Arabistan’ın Ortaçağ karanlığında saplanıp kalmış, beyinleri örümcek ağlarıyla sarıp sarmalanmış yöneticilerine ve egemen erkek bakış açısına göre, ‘araba sürmek kadınların ahlaklarını ve namuslarını yitirmelerine’ yol açacaktır! Bu yasağa karşı kadınlar uzun yıllardır mücadele vermektedirler. 1990 yılında, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da çok sayıda kadın araba sürerek bu yasağı protesto etti; ancak bir gün boyunca hapsedilip pasaportlarına el konuldu ve kimileri işlerinden oldular. Eylül 2007’de, Wajeha al-Huwaider ve Fawzia al-Uyyouni tarafından kurulmuş olan ‘Suudi Arabistan’da Kadınların Haklarını Koruma ve Savunma Cemiyeti” kadınların araba sürmelerine izin verilmesi talebiyle Kral Abdullah’a 1100 imzalık bir dilekçe sundular. 2008’de, ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Huwaider araba sürerkenki görüntülerini kaydedip You Tube’a yükledi ve bu görüntüler uluslararası basının ilgisini çekti. Arap Baharı eylemlerinden esinlenen Ciddeli Najla Hariri, 2011 Mayıs’ının ikinci haftasında araba sürmeye başladı. Şöyle diyordu Hariri: “Önceleri Suudi’de protestolar asla söz konusu olmazdı. Ancak, Ortadoğu’da olanlardan sonra insanların sokağa çıkıp isteklerini yüksek sesle haykırmalarını kanıksamaya başladık ve bu benim üzerimde etki bıraktı.”

Manal al-Sharif 3Araba kullanma kampanyası

2011’de aralarında Manal al-Sharif’in de olduğu bir grup kadın Facebook’da, “Bana nasıl araba kullanacağımı öğret ki, kendimi koruyabileyim” ya da “Women2Drive” adıyla bir kampanya başlattılar. Kampanya kapsamında kadınlara 17 Haziran’dan itibaren araba sürmeleri çağrısı yapıldı. Kampanyanın ilanından sonra, 21 Mayıs’a kadarki sürede 12 bin Facebook okuyucusu kampanyaya desteğini ifade etmiş bulunuyordu. Manal al-Sharif, eylemi bir protesto değil, kadın hakları çerçevesinde harekete geçme olarak tanımladı. Wajeha al-Huwaider kampanyadan etkilenerek destekleme kararı aldı.

Eyleminden dolayı gözaltına alındı

Daha öncesinde al-Sharif gibi bir aktivist olan Wajeha al-Huwaider kampanyanın bir parçası olarak, Mayıs ayı sonlarına doğru al-Sharif Khobar’a doğru araba kullanırken onu filme aldı ve bu görüntüler You Tube ve Facebook’da yayınlandı. Manal al-Sharif videoda şunları söylüyordu: “Bu, bu ülkenin kızlarına (araba sürmeyi öğrenmelerinde) yardım için gönüllü bir kampanya. En azından tehlike anlarında. Ya, (Allah korusun) onların arabasını süren şoför bir kalp krizi geçirirse ne olacak?” Ne var ki, bu eyleminden dolayı Manal al-Sharif 21 Mayıs’da gözaltına alındı ve altı saat sonra serbest bırakıldı. Ertesi gün tekrar gözaltına alınıp 30 Mayıs’da kefaletle ve gerektiğinde sorgulanmak üzere geri gelmesi, araba sürmemesi, basına konuşmaması şartıyla salıverildi. Görüntülerin You Tube’a yüklenmesinden 23 Mayıs 2011’e kadarki kısa sürede 600 bin kişi videoyu izledi. Ne var ki, eyleme yönelik saldırılar sosyal medyayı da hedefledi. Videoya erişim engellenirken Facebook’daki kampanya sayfası silindi; al-Sharif’in Twitter hesabı ise kopyalanıp değiştirildi. Buna karşılık eylemin destekçileri video kaydının orijinalini yeniden yayınladılar, Facebook sayfasını tekrar açtılar ve eyleme ilişkin al-Sharif’in belirttiği beş tavsiye bir blog ile ‘The New York Times’da yayınlandı.

Al-Sharif geleneği takip ediyor

Amerika’nın ‘The New York Times’ gazetesi ve ‘Associated Press’ ajansı Arap Baharı eylemlilikleri ve al-Sharif’in tutukluluğu süresince Suudi kadınların araba sürme hakkı kampanyasına destek verdi. ‘The New York Times’a göre, al-Sharif’in, “kadınların haklarından yoksunluğuna dikkat çekme konusunda bir itibarı” vardı. Gazete ayrıca bu eylemliliğin ‘Arap Baharı’ndan da etkilenen gençliğin yaygın protesto eylemlerinin yolunu açması ihtimaline karşı Suudi Arabistan yetkililerinin her zamankinden sert bir tepki verdikleri değerlendirmesinde bulundu. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) al- Sharif’i bir ‘vicdan tutuklusu’ olarak nitelendirip şu açıklamayı yaptı: “Manal al-Sharif, ayrımcı politikaları ve yasaları ortaya koymak ve meydan okumak için sıraya giren dünya çapındaki aktivist kadınların uzun süreli geleneğini takip ediyor.”

Manal al-Sharif 5‘Kadınları araba sürmeye kışkırtmak!’

Manal al-Sharif’in tutuklanması ardından birçok Suudi kadın araba sürerken kaydettikleri videolarını internette yayınladılar. Al-Sharif’in, ‘kadınları araba sürmeye kışkırtmak’ ve ‘kamuoyunun bakış açısını etkilemek’ suçlamasıyla 5 Haziran 2011’e kadar hapiste kalmasına hükmedildi, ancak 30 Mayıs’da salıverildi. Erken salıverilmesinde, al-Sharif’in Kral Abdullah’a yazdığı bir mektubun, 4 bin beşyüz Suudi’nin imzasıyla internette yayınlanan bir protesto mektubunun ve hem Suudi hem de dış kamuoyunun tepkilerinin rol oynadığı varsayılıyor.

Al-Sharif 15 Kasım 2011’de Riyad Trafik Genel Müdürlüğü’ne dönük, ehliyet başvurusunun resmen reddedilmesi vesilesiyle bir itiraz başvurusu yaptı. Samar Badavi isimli kadın da aynı şekilde, 4 Şubat 2012’de dava açtı.

Dıştalandı ve işinden ayrıldı

30 Mayıs 2011’de cezaevinden salıverildikten hemen sonra al-Sharif, Dammam kadın cezaevindeki Suudi, Filipin ve Endonezyalı kadınların salıverilmesi için Twitter üzerinden “Faraj” adı altında bir kampanya başlattı. Bu kadınlar küçük miktarda borçları olduğu ancak bu borçlarını ödeyecek olanaklardan yoksun oldukları için cezaevinde tutulmaya devam ediliyorlardı. Çoğunluğu ev işçisi olan bu kadınlar eski işverenleri kendilerine yardım etmedikleri veya ülkelerine geri dönüş bileti sağlamadıkları için cezaları bitmesine rağmen salıverilmiyorlardı. Al-Sharif, Twitter’da 22 Endonezyalı kadın ile yardıma muhtaç dört başka kadının adlarını ve borç miktarlarını vererek salıverilmeleri için bağışların direkt cezaevi müdürlüğüne aktarılması çağrısını yaptı.

Cezaevinden salıverildikten sonra, çalıştığı Aramco şirketindeki işverenleri tarafından sürekli dıştalanan al-Sharif, ‘Vaclav Havel Yaratıcı İtiraz Ödülü’nü almak için Norveç’e yaptığı ziyaret sonrası yaşanan tartışma ardından işinden ayrıldı.

Manal al-Sharif 6İktidarı eleştirmekten vazgeçmedi

Al-Sharif, Aralık 2012’de Suudi yetkililerin erkekleri eşlerinin doğal koruyucuları olarak nitelendirip eşleri ya da korumaları altındaki kişiler yurtdışına çıktıklarında erkekleri mesajla (SMS) bilgilendirme kararını eleştirdi; Twitter’da, “Küçük SMS hikayesi gerçeği, daha büyük bir problem olan tüm vesayet sistemi hakkında bir fikir veriyor’ diye yazdı. Ocak 2013’de Kral Abdullah ilk kez danışman konumundaki Şura Konseyi’ne kadınlardan da atama yapınca al-Sharif, Konsey’in seçimle belirlenmemiş ve henüz yasallaşmamış olması nedeniyle bu reformu çok yetersiz bularak eleştirdi. Al-Sharif, beş yaşındaki Lama al-Ghamdi adlı kız çocuğunun babası tarafından vahşice tecavüze uğraması, dövülmesi ve yakılması, tecavüzcü babanın dört ay tutukluluk ardından 200 bin riyal kan parası karşılığında serbest bırakılmasını uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdı.

Mücadelesi ile dünyanın ilgisini çekti

Manal al-Sharif katı bir krallık yönetimi altındaki Suudi Arabistan’da özgürlükler ve adalet için mücadelesiyle dünyanın dikkatini çekti. ‘Foreign Policy’ dergisi 2011 yılında al-Sharif’i ‘Dünya Çapındaki 100 Düşünür’ arasında gösterdi. ‘Forbes’ dergisi de aynı yıl, onu ‘Etkili Kadınlar’ listesine dahil etti. ‘The Daily Beast’ gazetesi onu “Yılın En Korkusuz Kadınları” arasında sayarken ‘Time’ dergisi de, ‘2012 Yılının En Etkili 100 Kişisi’ arasında değerlendirdi. ‘Oslo Özgürlük Forumu’nun seçtiği ‘Vaclav Havel Yaratıcı İtiraz Ödülü’nü kazanan üç kişiden de biriydi aynı zamanda.