Dilpak bir sevgidir.
“Sevgi” sözcüğüyle tanımlamıştı yoldaşları Onu. Sevgi, tüm evrenin kucaklayan gücü değil miydi? Ne mutlu ki bir yürek, bütün benliğini sevgiye dönüştürebilmişti. Çakır gözlerinden sevgi damlaları akardı adeta.
Yaşam, varoluşun tablosudur adeta. Ve bu tablodaki her bir renk, varoluşun farklı bir öznelliğini ifade eder. Bir yaşam; milyonlarca yaşamın gölgesinde milyonlarca yaşamı gölgeler aslında. Bu yüzden başka yaşamlar bir başka yaşamın ya taşıyıcısı ya da yaratıcısıdır. Rêber Öcalan, özgür yaşamın yaratıcısıdır ve takipçilerinin savaşımı bu öz yaşamı geleceğe taşımak amaçlıdır. Bu yüzden yaşam savaşçısıdır takipçi. Bütün varoluş gerekçesi, yeni bir yaşamın yaratımı hayaliyledir. Kimi henüz bu savaşımın içinde yerini almadan başlar yeni bir yaşamın gizli kahramanı olmaya. Tıpkı bir ölümün ardından gelerek yaşam sevinci yaratan Dilpak Evîndar Faraşin yoldaş gibi.
Fedainin sevdası
Militan, aşka kucak açıp sevdayla koşandır. Fedainin sevdası Mecnun’un Leyla’ya hasretinden yüce, Mem û Zîn’den daha büyük özlemlerin peşinde, Kerem ile Aslı’dan daha büyük yeminlerledir. Fedainin sevdası acının gölgesinde büyürken, acıyı umudun gölgesinde bırakır. Umudun tohumunu yüreğine ekerken, bir başka sevdalının; yoldaşının yüreğinde filizler umudu. Fedainin sevdası, umudunu düşlerinde, düşlerini eylemlerinde resmedenlerin yüreğindedir. Bu yüzden daha güzel, daha yüce ve daha onurlucadır fedainin sevdası; aşkı ölümsüzlüğe gebedir fedainin. Bu yüzden henüz uzaklardayken dağlara sevdalanır yürek. Görmeden, duymadan yalnız yüreği dokunduğu ilahi nefesle başlar fedainin aşkı. Düşünde bade içmiş bir âşık gibidir fedai; düşlerinde yıkanır Munzur’da. Fırat’a, Dicle’ye uzanır elleri, suların berraklığında dalgalanıp, ateşin alevleriyle savrulur sevda diyarlarının dört bir yanına.
Her bir damlası dağın zirvesindedir
Yüreklerini kadeh kılan Kürt savaşçı, bu sevda şarabıyla doldurmak için yüzünü döner dağlara. Bilir ki her bir damlası dağın bir zirvesindedir bu şarabın. Dağları hiç görmemiş, görmeden dağlara olan sevdası ile sözcüklerde resmetmiş Dilpak yoldaş da, böyle düşmüştür aşkın peşine.
Badesini düşlerindeki gerilladan içmiş bu aşık genç yürek, 1992 yılında Beytüşşebap’ta gelir dünyaya. Toprağına, diline, kültürüne sevdalı doğar bebekler Beytüşşebap’ta. Annelerinin ülke sevdasıyla beslenmişlerdir aylarca. Kan emiciler sandalyelerini çekerken kalleşin masasına, Onlar ülke kokusunu daha çok çekmek için sinelerine, küçük ellerinin arasına çekerler annelerinin saçlarını. Öyle masum ve öyle güzel bırakamaz her yürek berraklığını. Yüreğindeki düşü büyürken Dilpak yoldaşın, saklında bir hazine varmışçasına korur yüreğini. Büyüdükçe sevdalanır dağlara. Özgürlük Mücadelesi ile tanışır genç yaşlarında.
Ortaokulu bitirmiş, henüz 20’li yaşlarda hiç görmediği dağlar karşısında bir özlem gibi durur. Dağları anlatırken sözcüklerle resim çizer adeta ve bu etrafındaki birçok kimseyi de aynı şaşkınlığa uğratır. Hissederek, aslında oralarda yıllarca yaşamış gibi. Bu gizde var olan asiliği de artık açığa çıkartmaya başlamıştı.
Dicle, Munzur, Avaşin olur
Tanrıçaların ruhundaki büyük sevdaya ulaşmak ister Dilpak. Yüreğindeki duyguları çığlık çığlığa haykırır.
Artık kendi halkı için bir şeyler yapmak, emek vermek ister. Bu ümidi ve sözünü kuşanıp 2012 yılında yönünü dağlara vererek, özgürlük saflarına katılır. Onun hayalinde dağ, kadının özgür ruhu demekti. İlk ulaştığı alan Metina alanıdır. Burada yeni savaşçı eğitimi gördükten sonra bir dönem pratikte kalır. Sonrasında sağlık eğitimi alarak tıpçı olarak Avaşin Eyaletine gider. Dağlara ulaştığında Avaşin’i çok güçlü selamlamıştı Dilpak yoldaş. Avaşin’in berraklığında yeniden görmüştü kendisini. Artık daha güçlü savaşmanın resmiydi suların berraklığında yansıyan. Tanrıçalaşma ruhunu Zilan’ın izinde, O’nun güzelliğinde taşımak istiyor, bunun mücadelesini veriyordu.
Dilpak artık hem tecrübeli bir Zağros gerillası hem de en riskli anlarda yoldaşlarının hayatını kurtaran yetkin bir doktordur. Avaşin ile Basya birleşir ve ortaya tarifsiz bir renk çıkar. Dilpak da yoldaşları nezdinde tarifsiz güzellikte bir renktir. Yaşamın en canlı en ışıltılı rengi.
Dilpak bazen dingin Dicle olur, bazen hırçın dalgalanan Munzur ve bazen de masmavi akan Avaşindir.
14 Haziran 2017’de Zagros’da yaşanan bir çatışmada şehit düşen Dilan Aslan (Dilpak Evîndar Faraşin)in anısına
Saflık ve dürüstlük ister
Sevginin bağrında ateş gibi
İşte Dilpak’ın adı sevgi
Sevgi; sevgi aşk,
Bağrında yanan ateşi söndürendir
Sevgi; ateş çemberinde, kendindi
Atan ve kaygısız kızgın ateşte
Kendini kurtarandır
Sevgi; bir güneş, ay, yıldız
Sevgi; dünya
Sevgi; yoldaşlık, dostluk ve
İnadına sevgiyi geliştiren
