Coronaerk

- Roni EYLEM
492 views

Hayatla oynandığı için belki, veya hayatı yanlış yaşadığımız için akışını kestirmek güç. Daha dün kadınlar, ataerkil salgını durdurmak için meydanlara dolup taşmışlardı. Şimdilerde ise ataerkil virüsün düzeni dünyayı kasıp kavuruyor. Coronaerk yaşlı gezegenimizi tam bir kaosa sürükledi, sürüklüyor.

Oysa kadınlar 8 Mart günü bu virüsün dünyadan sökülüp atılması için çığlık çığlığaydılar. Kellerin üzerine yürümüş, tekmelemiş, sokaklara saldıkları korku ve karanlığı silip süpürmüşlerdi. Mor’un sarı, kırmızı, yeşile akışının ahengi, sokakları kadınlar için cennete, kadın düşmanları için ise cehenneme dönüştürmüştü.

Rahat uyu La Mimo

Şili’de ise kadınlar, eril tarihe karşı kadınca tarihlerini yazdılar. Sel olup aktılar ‘Latin Amerika’nın kesik damarları’na, şarkılarını, danslarını akıttılar, ruhlarını üfürdüler. ‘Biz kadınlarsız asla’ iksiriyle hayata yeniden nefes verdiler. O manzarayı izlerken huşuya kapıldım ben de. ‘İşte bu, işte bu’ diyerek o kadınların alnına yıldızlar takmak istedim. Sanki gökyüzündeki tüm yıldızlar yeryüzüne inmişti. Sanki güneş kadın siluetliydi. Ve sanki devlet baba kadınların kahkahalarından, danslarından, şarkılarından kaçacak yer arıyordu. Tecavüzcülerin üzerinden milyonlar geçiyordu. Öylece tuzla buz oluyordu patriarkal düzen… Arkasına bakmadan kaçıveriyordu. Alnı öpülesi kadınlar LA MİMO’nun ruhuna su serpmiş, pandomim değil, gerçek bir oyun sahnelemişlerdi.

Son muhteşem olacak

Ve Rakka… Kara çarşafların içindeki kadınlar bu sefer meydanlarda bahar renkleriyle halaya tutuşmuşlardı. Özgürlüğü tatmış, karanlığın ortasına bir ay dikivermişlerdi. Özgürlük savaşçılarının emekleri böyle taçlanıyordu, böyle tarih yazıyordu, böyle vuku buluyordu. Kadınların bir aradalığına dayalı bayram coşkusu halkların hanesine dostluğu nakşediyordu. Ölümün ve siyah kabusun kol gezdiği sokaklarda kadınların sesleri yükseliyor, kadınlar toplumu eğitiyor, hayata yeniden can katıyorlardı. Ve kara yere çalınmıştı, yeşil boy veriyordu, uçsuz bucaksız vahalarda…

Bir meydan okuyuş da Nuh’un gemisine liman olan Cudi’nin eteklerinde yaşandı. Yaralarına tuz basan bereket tanrıçalarının renk cümbüşleri, isyanları, sessizliğe meydan okuyordu. Faşizmin ateşi, yıkımı, gaspı saklanacak yer arıyordu. Cudi’ye çarpan sesler bahar olup akıyordu adeta… Öyle gürdü ki kadınların bağırışları, dağlarına bahar getirenlere kadar ulaşıyordu.

Amed’de yine surlar konuştu, tarihten hikayeler fısıldadı kadınların kulaklarına. Erbaneli kadınlar surların üzerinde kuğular kadar saf ve dokunulmazdılar. Çiyager’in ruhu o erbanelere çarpıyor gibiydi. Ve Nucan o kadınların başlarına taç olmuştu sanki. Ve sanki “Son’un muhteşem olacağı” muştulanıyordu. Zekiye’nin yanan bedeni mahşere dönüyordu gibi. Hepimizin şehrindeki saklanan düşler kadın yüzlü bir yaşama evriliyordu sanki.

Evet kadınlar bu yılın 8 Mart’ında da hem dünyada hem de Kürdistan’da muhteşemdiler. Çünkü Kandil dağının eteklerindeki ve zirvelerindeki kadınlar onlara selama durmuştu. Onlara özgürlük bilinci, aşkı ve iradesinin yolunu göstermişlerdi. Dünyanın son serüvencileri yeryüzünün yüzü, aşkın yüzü olana dek yemin içmişlerdi özgürlük için, kadınlar için…

Ataerkil mikrobun panzehiri kadınların mücadelesidir

ANF Images

Evet! Ataerkil zehirin panzehiri kadınlardır. Biz kadınlar bu dünyayı bitiren mikroba karşı durmazsak, mücadele etmezsek hayat yok olup gidecek. Hegemon erkeklik dünyaya salgınlarla yeni bir dizayn vermek istiyor. Adına dijital totalitarizm deniliyor. Hayatımızın her zerresine nüfuz etmek istiyorlar. Virüs gibi boğazımıza yapışmışlar. Bedenimizi, aklımızı, ruhumuzu mutasyona uğratarak, bizleri posamız çıkana kadar kullanmak ve sonra da yaşınız ilerledi diye öldürmek istiyorlar. Zaten şimdi de diyorlar; ölen ölsün, kalan bizimdir, ya da bizim kölemizdir.

Maalesef bir bilim kurgu filminde değiliz. Yaşlılar, yoksullar, göçmenler yanı başımızda patır patır ölüyorlar. Belki yarın sıra bize de gelecek. Elbette ölüm de hayatın bir devinimi. Ama bu ölüm gelmiyor, getiriliyor. Birilerinin gözü doymadığı için ve birileri dünyamıza tecavüz ettiği için. Çok komik değil mi. Tek adamlar medyaya çıkıp ulusa seslenişlerde bulunuyorlar. Yine bizleri uyutmak istiyorlar, yine gözlerimize mil çekmek istiyorlar. Bize yardım edeceklermiş, bizi kurtaracaklarmış güya.

Beni öldüren beni kurtarır mı. Beni biz kurtarır, beni ataerkil salgından kurtulmak kurtarır.