Güneş ile başlar yolculuğumuz…

- Axîn VİYAN
775 views

Güneş, tüm ihtişamıyla dağların doruklarından ‘merhaba’ derken, O da çoktan yola koyulmuştu zaten. Güneş ile beraber güne başlamak Onlar için vazgeçilmez bir tutkudur. Güneşe verilen selam ruhun gizli güç kaynağıydı. Herkes bilmez ve herkes ulaşamaz bu kaynağa. Kaynağın derinliklerine ulaşabilmek için ara vermeksizin inanmak gerekir. Gerilla için güneş; umuttur. O da uzun patikaları adımlarken, gördüğü rengârenk çiçeklere dokunuyor; ‘dağlarda yeniden varolmak ne de güzel’ diye sesli sesli düşünüyordu. Esen rüzgarın yemyeşil yapraklardaki titreyişini hissedermişçesine onlarla konuşa konuşa ilerliyordu. Aslında bu ilerleyiş yaşamın hiçbir anında bitip tükenmeyen bir ilerleyişti. Zaten yaşam adına varoluşa verilmiş en büyük armağan bu değil miydi? Bitmeyen bir maraton koşusunda bugün O, yarın ise aynı sevdalılar yolcu olarak adımlayacaktı aynı patikaları. Belki de aynı patikadan geçerken kendinden öncekilerin izinerastlayacak ve zaman ırmağı içinde gözlerini masmavi göklere çevirerek anılar içindeki yolculuğuna başlayacaktı. Ta ki sonu gelmeyen bu yolculukta güneş ile buluşuncaya dek. 

Özgürlük an’da gizlidir

Uzaklarda Onu bekleyen yoldaşını görmek, yüreğinde tarif edilemez bir mutluluk yaratmıştı. Burası kelebekler diyarıydı. Buradaki kelebeklerin ömrü bir gün değil, sonu olmayan bu dağlarda kanat çırpan rengârenk kelebeklerin varlığı sonsuzluğa ulaşmayı başarmıştı. Öyle ki onlar yaşamın sırrına erişebilmek için ateşi kucaklamaya inanmış ve her anın böylesi bir güçle anlam kazanacağını gösteren binlerce tecrübeye, hikayeye tanıklık etmişlerdi. Bundandır ki dağlarda yanan her bir ateş kanatlarını daha güçlü çırpmalarının gerekçesi oluyordu. 

 Böylece gökyüzüne doğru uzanıp devam ediyordu umut. Gerilla, öyle bir aşka vermişti ki gönlünü, kelebekler diyarına sımsıkı sarılmıştı. Amansız bir serüvenciydi o artık. Sanki bir dakika uzaklaşsa karanlık onu tutsak alacakmış gibi hissediyordu. 

Toprağın bağrında yaşamı nakşeder gerilla

Kuşların akar su eşliğinde çıkarttığı büyülü ezgi zirvelerde ve derin vadilerde yankılanıyordu. Tüm evren sevdalarının büyüklüğüne şahitlik ediyordu. Öyle ki özlemin yarattığı sevgi seliyle adeta yürekler ve bakışlar birbirine hitap ediyordu. Yaşadıkları her anın ne denli değerli olduğunun farkındalığıyla anlatıyorlardı. Toprak; yaşam kaynağı ve dosttu. Kavak ağaçları da göklere erişmenin aşkıyla çabalayan gerillaları anlatıyordu adeta. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışlardı. Kavak ağacının güçlü dalları adeta bir annenin yavrusunu koruması gibi onları çepeçevre sarmıştı. Serçeler, karıncalar, börtü-böcek, dere yatağından akan buz gibi serin su sırdaşları olmuştu bu gece… Göçüp gitmemekte ısrarlı kuşlar, bu ana tanıklık etmeyi arzularcasına bir an olsun yanı başlarından ayrılmadılar. 

Derin aydınlık rehber olur

Ve suyun akış hızına uyum sağlayan zaman. Yıldızlar, göğün tüm güzelliğini yürekleriyle paylaşırken sonsuzluğu işaret eder. Ağaç dallarından sızan ışık hüzmesi gözlerindeki ışıltıyı daha da belirginleştirir. Yoldaşlık; direniş fermanını gecenin karanlığında tüm evrene fısıldarken dağlar gerillanın yoldaşı ve sonsuz bir dayanak olmaya devam edecekti. Çünkü yaşamın sırrına dağlarda ulaşacaklarına inanan yürekler hissetmeye, akmaya devam edecekler. Güneş ile başlar, yıldızlarla devam eder yolculuğumuz, bugünde ve yarında var olur. Çünkü yeniden doğuş içindir bu kavga, bundandır ki hiç bitmez yaşam öyküsü. Ve dağların bağrında hep derin bir aydınlık gerillanın rehberi olmaya devam eder.