İlk Kadın Sosyolog: Harriet Martineau

- Fidan YILDIRIM
2.1K views

İlk kadın sosyolog olarak kabul edilen Harriet Martineau, liberal parti üyesi bir İngiliz sosyal teorisyendi. Sosyolojik, bütünsel, dini, yerli ve hatta feminist bakış açısıyla çok sayıda kitap ve deneme kaleme almıştır. Pozitivizmin kurucusu olarak kabul edilen Fransız filozof ve yazar Auguste Comte’nin kitaplarını çevirmiş ve Viktoryen çağda bir kadın için nadir görülen bir durum olarak, kendi yazılarıyla geçimini sağlayabilmiştir. Genç İngiliz Prensesi Victoria, Martineau’nun yazılarını okumaktan hoşlanıyordu ve onu 1838’deki taç giyme törenine davet etti. Martineau, töreni eğlenceli detaylarla okuyucularıyla paylaştı.  

Martineau’ya göre, “Bir toplumu araştırırken, politik, dinsel ve sosyal kurumlaşmaları da dahil, ona her açıdan odaklanmak gereklidir.” Erkek egemenliği altındaki kadının statüsünü anlamak için tam bir sosyal analizin gerekli olduğuna inanıyordu. Romancı Margaret Oliphant’a göre, “Doğuştan eğitmen ve politikacı olan Martineau, cinsiyetinden, jenerasyonundaki diğer erkek ve kadınlara göre, daha az belirgin olarak etkilenmişti.”

Harriet Martineau, sekiz çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak, 12 Haziran 1802’de İngiltere’nin Norwick şehrinde doğdu. Babası bir tekstilci ve Hristiyanlık’taki ‘Üçlü Tanrı’ fikrine karşı çıkıp “Tanrının birliği” düşüncesini savunan Üniter inancının saygın bir üyesiydi. Annesi ise bir şeker arıtıcısı ve bakkalın kızıydı. Tanınmış bir İngiliz ailesi olan Martineau’ların kökleri Fransa’ya dayanıyordu. Harriet’in annesi ile ilişkisi gergin ve sevgiden yoksundu, daha sonraları annesinin onu bir süt annenin ellerine terkettiğini yazacaktı. Seçkin bir ailede ve elit bir çevre içinde büyüyen Martineau evde kendi kendine ve teyzesinin bir din adamı olan eşinin yönlendirmesiyle eğitimini geliştirdi.

1848 yılında, annesinin ölümü ardından kardeşlerine bakmakla yükümlü olduğu dönemde yazdığı, ‘Household Education’ (Ev Hayatında Eğitim) adlı kitapta, ev hayatı ve “ev kadınlığı için doğal yetenek” konusunda dile getirdiği görüşleri kaynağını onun aileden beslenmeden büyümesinden alıyor ve çocukların sevgi ile büyütülmesi gerektiğini savunuyordu. Yetişkinliğinde ilişkileri düzelmiş olsa da Harriet, annesini, genç kızlar için erken yaşlarda gerekli olan sıcak ve eğitici özelliklerin bir anti-tezi olarak görüyordu. 

‘Ot gibi yaşamak yerine gerçekten yaşamak’

Harriet Martineau genç yaşta koku ve tat alma duyularını kaybetmeye başladı, giderek duyma yeteneğini de kaybederek kulak trompeti kullanmak zorunda kaldı. Bu, yaşayacağı birçok sağlık sorununun başlangıcıydı. 1821 yılında Üniteryen bir aylık dergi olan Monthly Repository için anonim yazılar yazmaya başladı. 1823 yılında ise, “Devotional Exercises and Addresses, Prayers and Hymns” adıyla dini alıştırmalar, söylevler, dualar ve ilahiler kitabını yayınladı. 

1829 yılında ailesinin tekstil işi başarısızlığa uğradı. Bunun üzerine 27 yaşındaki Martineau ailesinin geçimini sağlamak için geleneksel kadın rollerinin dışına çıktı. Dikiş-nakış işlerinin yanısıra Monthly Repository dergisine yazılarını satmaya başladı. Yazıları övgülerin yanısıra, Üniteryen Birliği’nden üç deneme ödülü de kazandı. Bu dergi için yazıları onun güvenilir ve tanınmış bir serbest yazar olmasına katkıda bulundu. Martineau, ‘Otobiyografi’sinde, “başlarına gelmiş en iyi şeylerden biri” olarak nitelendirdiği, babasının ticari başarısızlığı ile yazar olarak başarısını ele almaktadır. O zaman ancak “ot gibi yaşamak yerine gerçekten yaşadığını” anlatmaktadır. Hayatını kazanmak için verdiği ekonomik mücadele öykülerini yazarken beslendiği kaynaklardan biri haline gelmiştir.

Talep üzerine yazdığı ilk kitap, “Illustrations of Political Economy” (Politik Ekonomi Açıklamaları) adını taşıyordu. Kitapta, kapitalist ekonominin babası sayılan Adam Smith’in düşünceleri, genel kamuoyu tarafından anlaşılabilmesi amacıyla, öyküler halinde ve bir kurgusal eğitim tarzında kaleme alınmıştı.1832 Şubatı’nda pek satılmayacağı düşüncesiyle bin beş yüz adet basılan kitap çok büyük ilgi gördü ve Charles Dickens’ın kitaplarından daha fazla sattı. Kitap geniş çevrelerde yankılandı ve İngiltere’de serbest pazar düşüncesinin yaygınlaşmasına hizmet etti. İki yıl boyunca her ay benzeri bir öykü yazmak üzere anlaşma yapan Martineau’ya kardeşi James da serinin tamamlanmasında yardım etti.

Toplum bilimi düşüncesi

19. yüzyıl başlarında sosyal kurumlar ve normlar ağırlıklı olarak cins temelli şekilleniyor; erkeklerin kadına bakış açısı esas oluyordu. Yazımda da aynı durum geçerliydi. Kurgusal olmayan düz yazı tarzında ele alınan sosyal, ekonomik ve politik konular daha çok erkeklerin alanı olarak kabul edilirken kadın yazarlara ise, romantik kurgu, evcimenlik gibi sınırlı alanlar kalıyordu. Yayın dünyasındaki bu cinsiyetçi beklentilere karşın Martineau çok çeşitli konularda düşüncelerini güçlü bir şekilde ifade etti. 1834 yılına kadar kardeşi James ile birlikte politik ekonomi serisi üzerinde çalıştı. Aynı zamanda yoksulluk yasaları üzerine hükümet politikalarını etkilemeye dönük öyküler yayınladı. Muhafazakar ve radikal çevreler onu yoksullara yardıma karşı çıkmakla suçlarken liberal kesimler ise baştacı yaptı.

1834’de Amerika’ya uzun bir gezi gerçekleştiren Martineau kimi tanınmamış, kimi de Amerikan’ın eski başkanı James Madison gibi ünlü ve etkili çok sayıda kişi ile ilişkilendi. Ayrıca Boston’da, köleliğin kaldırılması yanlısı birçok kişiyle tanıştı ve kızların eğitimi için yeni geliştirilmekte olan okulları inceledi. Köleliğin kaldırılması konusundaki desteği kendisine dönük tepkilere yol açtı ancak bu tepkiler, Amerika’dan döndükten sonra 1837’de kaleme aldığı “Society in Amerika” (Amerika’da Toplum) ve 1838’de yazdığı “How to Observe Morals and Manners” (Ahlak ve Töreye Nasıl Uyulur) adlı kitaplarının yazımını ateşledi. Her iki kitapta bir toplum bilimi düşüncesi  geliştirdi. Kitapları o dönemde yeni ortaya çıkan sosyoloji alanına önemli katkılar olarak nitelendirildi. İlk kitapta Martineau, kadınların hayatlarını, onlara uygulanan eşitsizlik ve ayrımcılığı konu ediniyor; kadınların eğitimi konusundaki sınırlama ve yetersizlikleri sert bir dille eleştiriyordu. Bakış açısı feministti. Bir dergide 1839’da yayınlanan, “Birleşik Devletlerin Şehit Çağı” başlıklı makalesinde ise köleliği eleştirerek, İngiltere’nin köleliği yasaklamasından çok sonra Amerika’daki kölelik karşıtlarının verdiği mücadeleyi İngiliz okurlara tanıttı.

Kadının yaşadığı sosyal kısıtlamalar

Harriet Martineau, evrim teorisyeni bilim insanı Charles Darwin’in kardeşi Erasmus ile arkadaşlık etmekteydi. Erasmus ona hayranlık duymaktaydı. Darvin ailesi Martineau’nun Üniteryen geçmişi ve liberal politikalarını paylaşıyorlardı  ama babaları, bir gelin adayı olarak onun politikalarının aşırılığından kaygı duyuyordu. Charles Darvin’e göre Martineau, kendi projeleri, düşünceleri ve kendi yeteneklerine boğulmuş biriydi. Erasmus, Martineau’ya bir kadın gözüyle bakmamak gerektiği düşüncesiyle tüm bunları mazur gördü.

Martineau 1838’de, bir doktorla yengesi arasında yaşanan umutsuz aşkı anlattığı, “Deerbrook” isimli, üç bölümlük bir roman yazdı ve bu kitap en başarılı romanı olarak değerlendirildi. Ayrıca, 1804’de Haiti adası halkının bağımsızlığını kazanmasına ön ayak olan Haiti köle lideri Toussaint L’Ouverture hakkında, 1839’da “The Hour and The Man: An Historical Romance” (Saat ve Adam: Tarihsel Bir Romantizm) adlı üç bölümlük bir roman daha yazdı. 

1839’da Avrupa kıtasına bir ziyaret gerçekleştiren Martineau, rahminde tümör olduğunu öğrendi. Bir ev ve kendisine bakacak bir hemşire buluncaya kadar annesi onun bakımıyla ilgilendi. Daha sonra Tynemouth’da bir ev buldu. 16 Mart 1840’dan itibaren yaklaşık beş yıl kaldığı bu ev bugün onun anısına “Martineau Misafir Evi” olarak hizmet vermeye devam ediyor ve tarihi bir plaketle işaretlenmiş bulunuyor. 

Hastalık süreci onun için, kadının yaşadığı sosyal kısıtlamaları tam anlamıyla bilince çıkarma süreci oldu aynı zamanda. Bu süreçte Martineau bazı kitaplar da kaleme aldı. 1841’de çocuklar için dört kitaplık bir roman serisi yayınladı. 1844 yılında, yatalaklığın yansımalarını otobiyografik bir tarzda ele aldığı kitabını, “Hasta Odasında Yaşam: Bir Yatalaktan Denemeler” adıyla yayınladı. 1848’de ayrıca, çocukları uygun şekilde eğitme ve yetiştirmenin el kitabı niteliğindeki “Household Education” (Evde Eğitim) kitabını yayınladı. Son olarak da, otobiyografisi üzerinde çalışmaya başladı, ancak çok sonraları tamamladı. Otobiyografisi onun ölümünden sonra yayınlandı.

Özgürlüğünden taviz vermemenin belgesi

“Hasta Odasında Yaşam”, Martineau’nun hasta haldeyken bile özgürlüğünden taviz vermemesinin belgesi gibidir. Hastalık süresince hasta-doktor ilişkisine de farklı bir yaklaşımla; hasta odasını kendi alanı olarak görüp kontrolü kendi eline almak gerektiğini savunmuştur. Güç çevreleri, yatalak bir kadının zihnen de hasta olarak değerlendirilip çalışmalarının ciddiye alınmaması gerektiğini iddia etmişlerdir. Bu temelde, İngiliz ve yabancı tıbbi inceleme dergileri, eleştirmenlerle aynı tutumu alarak Martineau’nun kitabındaki görüşleri reddetmiş; hasta bir insanın sağlıklı yazamayacağını, hele hele kontrolü elinde tutmasının duyulmuş şey olmadığını savunmuşlardır. Hastalara, doktorların söylediklerine harfiyen uymalarını öğütlemişlerdir.

Martineau, yaşamının geri kalanında da yatalak kalacağı düşüncesiyle, bir teleskop yoluyla özgürlüğü yaşamayı seçmiştir. Tyne nehri kıyısındaki gemi enkazları, uçurtma uçuran çocuklar, dolaşan insanlar, kayalar, geceleri ise gökyüzündeki yıldızlar; kısacası gözünün değdiği her şey onun için bir inceleme konusu ve yaşama bağlayan gerekçeydi.

Ortadoğu’ya gezi

Martineau, 1844 yılında bir mesmerizm kursuna katıldı ve birkaç ay sonra sağlığına kavuştu. Kimi objelerin manyetik gücünü kullanarak ve zihinsel etkileme yöntemiyle uygulanan ve bugünkü hipnozla benzer özellikler taşıyan bu tedavi yöntemi o zamanlar ilgi çekiyordu. Bu konudaki tecrübelerini on altı mektup halinde, “Letters on Mesmerism” (Mesmerizm Üzerine Mektuplar) adıyla yayınladı ve bu tarz tedaviye inanmayan çevrelerin karşıt tartışmalarına yol açtı.

Harriet Martineau 1846 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte Mısır, Filistin ve Suriye’yi kapsayan sekiz aylık bir Ortadoğu gezisi gerçekleştirdi. 

1854 yılında hastalığının nüksetmesiyle ömrünün sonuna kadar yatalak kaldı. Buna karşın, başyazar olarak iki yıl önce yazmaya başladığı Londra’daki Daily News gazetesinde 1866 yılına kadar yazmaya devam etti. Sonraki yaşamında da kadın haklarını savunmayı ve birçok konuda halkın bakış açısını etkilemeyi sürdürdü. Evli kadınların mülk sahibi olmasına dönük mücadele ve kadınlara oy hakkı gibi birçok mücadeleyi destekledi. 

Sosyolojinin annesi olarak da tanımlanan Harriet Martineau 27 Haziran 1876 tarihinde, burada belirtilen ve belirtilmeyen çok sayıda eser bırakarak bronşitten yaşamını yitirdi.