İlk zılgıtı dağlı kadınlar atıyor

- Tekoşîn AXÎN
434 views
Hayatı, tüm güzellikleri, geçmişi ve hatıralarıyla yaşamaktır anlamlı kılan. Soluksuz geçilen patikalarda bırakılan izleri anımsamak, bazen de dolunay altında yaslandığı çanta ve yıldızların eşliğinde umuda yol almaktır yüzündeki tebessümü yaratan. Gecenin soğuğuna aldırış etmeden yüreğinde yanan ateşle ısınandır gerilla. Gecenin sessizliğinde dağların heybetini, yüceleğini okur adeta. Aslında bir gizemin yolculuğudur patikalardaki izlerin anlamı.

Ve Kürdistan’ın her bir karışında hayalleriyle yaşayan, hakikati Dicle’nin hırçınlığında tanıyan, kaybedilen yaşamları Munzur’un dalgalarında gören, çığlıklarını ise Fırat’ın derinliğinde işiten, asi Zagros dağlarında varoluşun gücüyle tanışan, narin dağ keçilerinin gözlerinde heyecan bulan, Kürdistan’ın her bir karışına aşkla bağlı olandır gerilla. Her zaman yola devam eden ama hep kalandır. İnsan gücünün zirvelerde yaşandığı mekanlardadır gerillanın asıl zamanı. İşte gerillanın da; geçmişi, şimdisi ve geleceğidir ‘dağlar’. Bu yüzdendir ki kendilerini uçurumdan atma, son mermiyi kendine bırakma ve bombanın pimini çekme cesaretini bu topraklar ve uğruna savaştıkları insanlık için gösterirler. Çünkü yeniden doğuşu yaşadığı, aslında anne sevgisini gördüğü yer; toprağın bağrı, dağların etekleridir. Yağmur damlaları ardından gökkuşağındaki renklerin hepsi, özcesi sonsuz anlamdır gerilla. Zirvelerde esen rüzgar saçlarını okşarken o ise silahı omzunda, sevdalanmış yüreği kan kızılı semalara vermiştir yönünü.

Yaşamı sevenlerin irade savaşı

Ve karanlık. Karanlıklar dayanamadı varoluştaki bu güzelliğe. Bir kıvılcımdan doğan aydınlığın içinde karanlıkla verilen amansız bir mücadeleydi tarihin bu demlerinde yaşanan. Uçan kuşların yuvalarını yıkan, meşe ağaçlarını yerle bir eden, derin vadileri sislere gömen, çocukların hayallerine bombalar yağdıran, baharın renk selini karanlık gölgelerle kapatanlara karşı, gerillanın sevda yolundaki büyük direnişidir asıl olan. Yaşamı sevenlerin yolculuğudur bu dağlarda devam eden. Ateşten bir parçadır Zagroslar’da, Zap’ta, Metina ve Avaşin’de yaşananlar. Yaşamı sevenlerin irade savaşıdır. İnsanlığın hakikatinin varolduğu bu toprakların her bir karışında sevdalı, dağlı yüreklerin hikayesi kökleriyle buluşurken yoldaşlarına emanet bırakıyorlar hayallerini. Her biri, bir devamıdır. Kendi kökleri üzerinde toprakla birleşmiş bir ağacın tohumlarından yetişen diğer ağaçlar gibi adeta. Her bir direnişçi ardından silahı omzunda koşan bir gerilla devam eder. Garê’de, gecenin karanlığını parçalayan bir ışığın devamıdır Zap, Metina ve Avaşin.

İlk zılgıtı dağlı kadınlar atıyor

23 Nisan gecesi, karanlık adeta çığlık çığlığa. Zagros dağları direnişe susamış gibi. Zap ve Avaşin suları yeni bir tufanın haberini tez elden verir Derwêş’in suvarilerine. Zerdüşt’ün ateşgahlarında büyüyen, yaşam aşkıyla yetişen, Zagroslar’da efsaneleşen komutanların; Ali Piling, Reşit Serdar ve Rojin Gewda’nın izinde yeni bir direniş tarihi yazılıyor. Şimdi binlercesi, bu kutsal toprakların her bir karışında, yüce dağlara can yoldaşı olmuş ve geçit vermez işgalciye. Savaş tünellerinden gelen mermi sesleri, pimi çekilen bombaların parçaları, gerillanın direnişini evrene haykırıyor.

Varoluş savaşı, Zagroslar’da özgür yaşam arayışını zirvelerde yaşatırken, Zagros şahinleri; Avaşin’de, Zap’ta ve Metina’da fırtına ve tufanları direnişle karşılıyor. İlk zılgıtı Zagroslar’ın dağlı kadınları Ekin ve Asya atıyor. Bu çağın Derwêşler’i Çiyager ve Dilşêr de dağların heybetiyle, direnişin yüceltici gücüyle özgürlük halayında başı çekiyorlar. Ve, ‘Bu topraklarda sadece yürekleri özgür bir yaşam için çarpanlar yaşayabilir’ der Zagros direnişçileri. Bundandır ki Kürdistan’ı işgal hayalleriyle yanıp tutuşan Türk faşizmi, Zagros dağlarında her an gürleşen ateşte yanıyor, Metina’da çaresizce sonunu bekliyor. Direnişin hakikati; Kürdistan dağlarında,  gerillaların yüreklerinde, savaş tünellerinin her bir taşında işgalciye geçit vermiyor. Direniş sürüyor. Bu, zafer savaşının yarattığı hakikatin, gerilla direnişinde varoloşun anlamına ulaşmasıdır.

‘Hazineler kaybedildiği yerlerde aranır. Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da aranmaz.’ diyor özgür insan Rêber Öcalan. Bu savaş, insanlığın kendi köklerini kaybettiği yerlerde Zagros’un asi coğrafyasında hakikatini aramaya devam ediyor.