Kadın basın geleneğimizin dayandığı miras

- Site varsayılanı
1.5K views

MANSET2İnsanlık Mezopotamya topraklarında toplumsallığa sıçrama yapmış, tarihin bilinen ilk iletişim devrimi olan simgesel dil bu topraklarda şekillenmiştir. Akış kanalını bulan toplum; yazıyı, arşivlemeyi, sözlü ve yazılı ajitasyon-propagandayı, edebiyatı bu topraklarda geliştirmiştir. Yaşamın ekonomik, sosyal, ahlaki-politik alanlarındaki verimi sadece kendini ifade etme gücünü değil, çok zengin yöntemlerle ifade etme zeminini oluşturmuştur. Binlerce yıl önce bu toprakların insanları neredeyse her bir etnik ve kültürel yapının günümüze ulaşan zengin yazılı-sözlü edebiyatlarıyla hala insanlığın zihinsel dünyasını beslemeye devam etmektedir. Toplumun kültürel gelişimi, edebiyatlarının zenginliğinin ölçüsüdür. Kültürel toplum hafızasını yitirenlerin üretim dayanaklarından yoksun kalacağını dolayısıyla günübirlik tüketici bir pratik sergileyeceklerini günümüzdeki medyanın durumundan anlamak zor değildir. Öz değerlerinden koparılmanın ne kadar güçsüz bıraktığına en somut örnek kadınların durumudur. Bulunan ilk yazılı tabletlerin tanrıça tapınağına ait olmasına, ilk bilgelerin kadınlar olmasına, ilk toplumsal iletişim araçlarını kadınlar geliştirmesine rağmen binlerce yıl toplumun zihniyeti kadınların entelektüel çalışma yapamayacağı fikriyle saptırılmıştır. Kadınlar insanlığın en güçsüz kesimi haline getirilmiştir. Kadınların entelektüel çalışmalardan, bilgiden, edebiyattan ve düşünce gücünden mahrum olduğu anlayışı empoze edilmiştir. Ataerkil uygarlığın bu çarpıtması kadını köleleştirme oranı arttıkça derinleşmiştir. Buna karşılık diyalektik olarak kadın üzerindeki baskı yoğunlaşıp, çelişkileri derinleştikçe hakikati arama arayışları ve direnişleri büyümüştür. Kadınların özgürlük mücadelesi yavaş yavaş erkek egemen sitemin saptırmalarını boşa çıkarmış, bir kadın özgürlük külliyatı oluşmuştur. Kadınlar öz iradeleriyle alternatif özgür yaşam arayışlarını topluma yansıtmaya başlamışlardır. Nasıl ki halkların en güzel eserleri toplumsal özgürlük bilinçlerinin en güçlü olduğu dönemlerde ortaya çıkmışsa, kadınların da kimlik ve özgür yaşam mücadelesini yükselttikleri dönemlerde en güçlü yazılı eserleri ortaya çıkmıştır. Toplum ve kadınlar için özgür yaşam mücadelesi devam ettikçe toplumu aydınlatma araç ve yöntemleri de gelişmektedir.
Kuşkusuz düşünce ve bilinç gelişiminde etkili olan araçlardan biri ajitasyon ve propagandadır. Tarihte ve günümüzde propaganda ve ajitasyon çalışmaları toplumsal sorunlarla ilgilenen tüm kesimler için vazgeçilmez bir öneme sahip olmuştur. Demokratik uygarlık mirasının devam ettiricileri olan bilgeler, ozanlar, peygamberler toplumsal bilinç ve tecrübe aktarıcısı olmuşlardır. Buna karşılık 5 bin yıllık hiyerarşik ve uygarlıkçı güçler ise ana-kadın eksenli toplumsallığı aşındırmak ve parçalamak için öncelikle zihniyet alanında hakimiyet, sömürü sağlayarak kendi sistemlerini meşrulaştırmışlardır. Kapitalist modernite güçlerinin toplum karşısındaki en temel dayanaklarından biri de medya iletişim araçlarıdır. Sistem krizli haline rağmen hala kendini yaşatmaya devam edebiliyorsa, bunun öncelikli nedeni medya üzerinden sağladığı ideolojik hegemonyadır. Toplumlara ideolojisizlik dayatılırken, sistemin kendisi ancak ideolojik hegemonyayla yaşayabilmektedir. Liberal ideoloji ve pozitivist zihniyet sürekli milliyetçilik, dincililik, cinsiyetçilik ve bilimcilik üretmekte, bu zemin üzerinden ekonomik, siyasal sömürüyü gerçekleştirmekte ve tüm bunları medya kanalıyla uygulamaktadır. Medyanın ideolojik bombardımanına en fazla maruz kalan kesim kadınlardır. Medya cinsiyetçidir ve sürekli olarak cinsiyetçiliknuce_28042014-120642-1398676002.02 üretmektedir. Erkek iktidM3367S-4507arını cinsellik üzerinden yaygınlaştırmakta, kadın en gelişkin sermaye ve iktidar nesnesi haline getirilmektedir. Böylece toplumun özüne saldırılmaktadır. İnsanların en basit ihtiyaçlarına, davranışlarına, hayallerine, duygularına ve düşüncelerine kadar sızmaktadır. Böylece zihniyetleri, duyguları ve güdüleri bombardıman altında tutulmaktadır. Toplumun dağılmasında, hastalıklı kılınmasında, ahlaki çöküşünde, kadın şahsında köleleşmeyi yaratarak her türlü toplumsal sorunların yaratılmasında medyanın rolü belirleyicidir. Kapitalist modernite, basın-yayın alanında eril zihniyeti ve eril dili temellendirmiştir. Kadınların aile, devlet, ordu, eğitim, medya, sanat, siyaset, ekonomi alanlarında yaşadığı mağduriyeti umutsuzluk, kadercilik, yılgınlık ve hatta meşruluk kazandırarak işlemek kapitalist sistem medyasının temel yöntemidir. Kadın katliamlarında katiller, tecavüzcüler değil, mağdur olan kadınlar teşhir edilmektedir. Günübirlik olarak savaşlarda yaşanan kayıplardan daha fazla kadın öldürülmesine rağmen tali, sıradan, hatta meşru olaylar Emel Çelebiolarak zihinlere kazınmaktadır. Bir yandan namus anlayışı, geleneksel aile ve toplumsal cinsiyetçi anlayışlar sunulmakta, diğer yandan kadınlar kapitalist yaşamın şatafatına özendirilmektedir. Toplumundan, ahlaki değerlerinden kopan ve sisteme koşan kadın tipleri oluşturulmESRA BULUT-EKIN SIVASaya çalışılmaktadır. Yani toplumsal cinsiyetçilik sürekli tazelenirken, kozmetik ürün kullanım çılgınlığı, kadına sadece bedensel bir paye biçilmesi, emekten kopuk, kolay ve ilkesiz yaşam arayışları, fuhuş, cinsel doyumsuzluk, gerçeklikten koparılmış anne figürleri bütün medya araçları üzerinden empoze edilmektedir. Toplum sıkıştırılıp intihar ile katliam ikileminde tutulmakta, sonra alternatif olarak sistem çarklarına daha fazla dahil olma seçeneğine mahkum bırakılmaktadır. Dizilerde ve çeşitli programlarda kadın düşmanı zihniyet ve eril dil yoğunca işlenerek toplumsal bunalımın kadına yönelik şiddet üzerinden deşarj edilmesi sağlanmaktadır. Böylece sistem kendisine karşı biriken öfkeyi de medya üzerinden kadına yönelterek ömrünü uzatmaktadır. Medyanın eril zihniyeti ve eril dili kadın katliamının baş sorumlularındandır.Zeynep Erdem (Jiyan Amed) (Bingöllü) 99'da Baskale'de sehit
Medya alanının tıpkı bilim, teknik ya da analitik akıl gibi kendi başına sorunlu, yıkıcı özellikleri yoktur. Hangi zihniyet ve ideolojik yaklaşımla nasıl kullanıldığı önemlidir. Kapitalist modernite güçlerinin elinde topluma karşı sınırsız bir yıkıcılıkla kullanılan medya alanı; demokratik güçlerin elinde özgür toplumu inşa etmede etkin bir mücadele arSAMSUNG DIGITAL CAMERAacına dönüştürülebilir. Sistem karşıtı hareketlerin özgürlük mücadeleleri, yarattıkları toplumsal değerler ve direniş kültürleri medya üzerinden etkili yansıtıldığında toplumsal dönüşüme ciddi bir katkısı olacaktır.
Özgür medya, kuşkusuz binlerce yıllık demokratik uygarlık mirasını esas alacaktır. Özgür medya tüm toplumsal kesimlerin Zeynep Erdem (Sivaslı)demokratik birliğini, özgür ifade ve yaşama hakkını esas alır. Toplumun bilinçlenmesi, siyasetin demokratikleşmesi, demokrasi kültürünün geliştirilmesinde, ekolojik ve kadın özgürlükçü toplumun inşa edilmesinde belirleyici bir rol üstlenir. Özgür medya, toplumu geliştirici tarzda rol oynadığında, toplumun düşünce, karar alma, tartışma gücü ve yeteneği gelişecektir. Giderek iradeleşen, sorumluluk duygusu güçlenen toplum ve birey gerçekliği, her türlü toplum karşıtı bireycilik, ahlaki çöküntü, asimilasyon karşısında mücadele etme gücü kazanacaktır.
Özgür medyanın eril dil ve zihniyetle anı anına mücadele ederek, kadınlara alternatif yaşam seçeneği sunmak, kadının tarihsel özgüven dayanaklarını güncellemek, kadın sorunlarının aşılmasını ve demokratik toplum değerlerinin yeniden inşa zeminini geliştirecektir. Aynı zamanda cinsiyetçi zihniyet ve kurumların parçalanmasında da önemli bir rol oynayacaktır.
Sistemin en büyük maROJINDAğdurlarından biri de Kürt halkıdır. Kendi adına konuşması, yazması, kendi gerçeği üzerine yoğunlaşması BEDRIYE TAS (RONAHI)1420. yüzyılda neredeyse yok olmayla karşı karşıya gelen halkımız, sömürgecilerin hakkında karar verdiği bilinçsiz -iradesiz bir halk gerçekliği haline getirilmişti. Özgürlük hareketinin çıkışından önce, Kürt halkının kendi adına entelektüel ve aydınlanma çalışmaları yok denecek kadar az olduğu gibi okur-yazar oranı da çok düşüktü. Kültürel değerlerini koruyup geliştirecek araçlar tümüyle elinden alınmıştı. Kürt halkı egemenlik koşullarının baskın olduğu zamanlarda bu gerçeklikten kurtulamamış, ancak baskı sistemlerinin çatırdadığı ya da halkımızın kendini yönetme imkânını bulduğu dönemlerde çeşitli ürünler açığa çıkmıştır. Dergiden gazeteye, ajanstan dağıtım örgütüne, televizyondan radyoya, birçok dilde gazete ve dergi çıkartmaya kadar basın alanı giderek kapsam kazanmıştır. Kimliğini oluşturan özgür Kürt medyası kabul görmeye başlamış, devlet ve iktidar güdümlü medya karşısında, alternatif medyanın odağı olmuHEBUN DERSIM-Eylem Demirpence (110)ştur.
Kürt medyasında kadınlar belirgin olarak yer almıştır. Kürdistan Kadın Özgürlük Mücadelesi’nin gelişimi ve örgütlülüğü, kadın basın-yayınSAREM BERTAN (CANDA) geleneğinin kök salmasında önemli katkılar sunmuştur. Serxwebun, Berxwedan, Peşmerge, Jina Serbilind, Jiyana Azad, Roşnayi, Truska, Özgür Kadın, Özgür Kadının Sesi, Heviye Jine, Tanrıça Zilan, Star dergisi, Denge Jiyan, Bahare Zen, Zilan, Binevş gazetesi, Newaya Jin gazetesi kadın odaklı basın anlayışının geliştiği en önemli yayın organlarıdır.
Kadın basın geleneğini her alanda topyekün katılımlarıyla inşa eden çok değerli isimler olmuştur. Serxwebun dergisinin Kürdistan’da çıkan sayılarında Saime Aşkın  ile birlikte isimlerini bilemediğimiz devrimci kadınlar da yer almıştır. Çok zorlu koşullarda büyük bir emek vererek çalışmışlardır. Avrupa’da 1982 yılından SELMA AVCI BERFINitibaren aylık yayına düzenli olarak başlayan Serxwebun ve daha sonra çıkan Berxwedan gazetelerinde ilk çalışan kadın gazeteci Emel Çelebi (Mine) olmuştur. Daha sonra Özgürlük Mücadelesi saflarına katılan Emel Çelebi,  1992 yılının sonunda dağlarda şehit düşmüştür. Emel Çelebi’den sonra Zeynep Erdem (Jiyan) ve Bedriye Taş (Ronahi) Serxwebun ve Berxwedan gazetelerinde değişik zamanlarda sorumluluk almışlardır. Bedriya Taş 1994 yılında Nilgün Yıldırım (Berivan) ile birlikte Kürdistan’da yaşanan zulmü protesto etmek için Newroz ayında bedenini ateşe vererek sonsuzluğa erişmiştir. Zeynep Erdem (Jiyan) ise 1997 yılında gerilla saflarında ölümsüzleşmiştir.YILDIZ DEMİRDAĞ - NURSEL ŞİMŞİR
Özgür basın-yayın geleneğinin en önemli temsilcilerinden biri de Gurbetelli Ersöz (Zeynep) olmuştur. Gurbetelli Ersöz, Özgür Gündem gazetesinin genel yayın yönetmeni olarak hem Kürdistan’da hem de bölgede ilk yayın yönetmeni olarak görev yapmıştır. Gördüğü işkenceler ve baskı sonucu gerilla saflarına katılan Gurbetelli Ersöz  1997 yılında sonsuzluğa erişmiştir.
Sanem Bertan DENIZ FIRAT 3(Canda Türkmen) de kadın basın çalışmalarında önemli yer edinen isimlerdendir. Basın çalışmalarına büyük emek  vermiş, duruşuyla özgür basın ahlakının simgelerinden biri olmuştur. Sanem Bertan 1997 yılında Zap’ta şehit düşmüştür. Aynı yıl yine Zap’ta şehit düşen Nursel İnce (Sarya Baran)  hem sanatçı kişiliği hem basın emekçiliği ile tanınan isimler arasındadır. Roza Dırbêsî ajitasyon ve propaganda çalışmalarını aktif yürüten kadın gazetecilerdendir, KDP’nin komplosu sonucu 1997 Hewler’de yaşamını yitirmiştir. Zeynep Erdem (Jiyan Sivas) en zor alanlarda basın çalışmalarına yaptığı katkılar ile SARYA - NURSEN INCEöne çıkan devrimci kadınlardandır. Sevgisi, sadeliği ve devrim inancı ile herkesin kalbinde taht kurmuştur. En son gittiği Etruş alanında KDP’ye karşı halkın geliştirdiği protesto yürüyüşünün ön safına geçerek KDP saldırısında yaşamını yitirmiştir.
Ayfer Serçe (Şilan Aras) kadın haber ağı, özgün kadın basın alanlarının oluşturulmasında ısrarcı olan isimlerdendir. Doğu Kürdistan’da yaşanan kadın intiharlarını haberleştirmek için gittiği Kelareş bölgesinde 19-23 Temmuz 2006 tarihleri arasında İran askerleri tarafından katledildi.
Kadın basın geleneğini büyüten ve var eden isimleri buraya sığdırmak mümkün olmayabilir. Nursel Şimşir (Yıldız), Zilan Pepulê, Nurcan Demir (Sarya Onur), Canan Süsenbağ (Rojinda),  Esra Bulut (Ekin Cumali), Eylem Demirpençe (Hebun Azad), Selma Avcı (Berfin Mardin), Nurcan Kahraman (Didar), Samiha Akturan (Zin Yezda) ve en son olarak haber sahasında OLYMPUS DIGITAL CAMERAbulunduğu sırada DAİŞ çetelerinin saldırısında şehit düşen Deniz Fırat ve yakalandığı hastalık sonucu yaşamını yitiren Tuba Taylan (Arjin Amed) özgür basın mücadelesinARJİN AMED (4)de sembolleşen kadın gazetecilerdir.
Devrim inançlarını ve özgür basın ahlakını pratiklerinde somutlaştırmış; militan, yazar, muhabir, gazeteci yönleriyle komple kişiliğin somut ifadeleri olmuş olan bu kadın gazeteciler özgür yaşam alanlarını ilmik ilmik örmüşlerdir.
Her biri ayrı bir yıldız olarak yolumuzu aydınlatan ve emekleriyle cinsiyetçi, ötekileştirici, köleleştirici yaşama karşı duran bu isimler her daim basın geleneğimizin unutulmazları arasında yer alacaklardır…