Kadın devrimi borcumuzdur

- Çiğdem DOĞU
836 views

Sekizinci KJK Kurultayımız, tam da TC İçişleri Bakanı’nın “Teröristleri bitirdik, az kaldı bu defa bitireceğiz” benzeri söylemlerinin, ve yoğun keşif ve savaş uçaklarıyla saldırılarının geliştiği bir zaman dilimiANF Imagesnde gerçekleşti. Kadın hareketimiz tüm riskleri göze alarak süreç karşısında tarihi kadın kararlaşmasını yaşamak üzere Kurultayını gerçekleştirdi. Medya Savunma Alanlarında değişik yaşlardan, kesimlerden, çalışmalardan, alanlardan 120’ye yakın kadın bir araya gelerek beş gün boyunca önemli tartışmalar yürüttük. Kürdistan’ın, Ortadoğu’nun ve dünyanın durumunu, olasılıkları, geleceğini bir de biz kadınlar  tartışıp kendi planlama ve karar gücümüzü ortaya koyduk.

Her şeyden önce 8. Kurultayımız Önderliğimize, özgürlük mücadelesi veren kadınlara, devrim ve demokrasi için yaşayan yurtsever halkımıza, halklarımıza, gençlerimize ve çocuklarımıza kutlu olsun. Bu kurultayın ortaya çıkardığı özgürlük umudu, sevinci, kararlılığı ve planlaması kutlu bir yaşama vesile olsun. Kurultay salonu hazırlık komitesi tarafından oldukça güzel hazırlanmıştı. Mücadelemizin ilk yıllarından bugünlere kadar, Saralardan, Azimelere, Beritanlardan, Nudalara, Çiçeklerden, Nalin ve Çavrelere kadar Kürt, Türkmen, Alman, Afrikalı, Arap, Çerkez, yüzlerce kadın arkadaşın resimleri, özgürlük bahçesinin nadide çiçekleri olarak en güzel renkleriyle bizimleydiler. Bu Kurultay aynı zamanda şehitlerimize büyük cevap olmanın, layık olmanın Kurultayı oldu. Onların amaçlarını mutlaka zafere taşıma kararlaşması oldu.

Her alandan kadın temsilli 

Kurultayımıza damgasını vuran Rêber Apo’nun içinde bulunduğu ağır tecrit ve işkence koşulları ve bu işkence sistemini aşma mücadelesini büyütme kararlılığı oldu. Kurultayımızın önceki Kurultaylardan önemli bir farkı, Kürdistan’ın değişik alanlarından yurtsever kadınlarımızın daha yoğun katılmış olmasıydı. Rojhilat, Rojava, Başûr ve yine dış bazı alanlardan yıllarca özgürlük mücadelesi vermiş, büyük bir bilinç ve dil gücü kazanmış kadınlarımız Kurultaya çok önemli bir nitelik kattılar. Kadın sistemini inşa etmede yaşanan sorunları ortaya koymada ve çözüm üretmede çok somut ve umutlu yaklaşımları, tartışmalara ve kararlara yansıdı. Kadın mücadelesinin gelmiş olduğu düzeyi göstermesi açısından oldukça çarpıcıydı. Yani bileşimin renkliliği ve zenginliği, düşünce gücünün ve kararlaşmanın güçlenmesine, keskinleşmesine yol açtı diyebiliriz.

Özgür Ortadoğu’nun yüzyılı

3.DANF Imagesünya savaşı olarak ifadelendirilen bu süreçte Kürdistan, Ortadoğu bir yapılanma süreci içine konulmuştur, bu süreç ne 1.Dünya savaşı ve ne de 2. Dünya savaşı süreci gibidir. Kürtler ve kadınlar bu savaş sürecinde örgütlü ve özsavunma  pozisyonundalar. Daha da önemlisi sadece dar ulusal bir pencereden bakılmamakta, sosyalizm ideolojisiyle Demokratik Ulus ve Demokratik Özerk yapılanma doğrultusunda yeniden inşa esas alınmakta. Ve tüm bunları geliştiren, inşa eden, önünü açan ise Rêber Apo’dur. Dolayısıyla Kürtler ve kadınlar Rêber Apo Önderliğinde, bu yüzyılı özgür Kürt, özgür kadın ve özgür Ortadoğu yüzyılı yapma kararlılığındadır. Siyasi ve askeri koşullar, tam da böyle bir sürecin gidişatına açıktır. Artık Ortadoğu’da Kürtler ve kadınlar olmadan siyaset yürütülemez, adım atılamaz, yeni oluşumlara gidilemez. Rêber Apo öncülüğündeki mücadele tarihimiz, bu gerçeği çok net olarak ortaya koymuştur. Son yıllarda Rojava’da ve Kuzey’de, Medya Savunma alanlarında gelişen savaş bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur, koymaktadır.

Halklar ve kadınlar kazanacak

Bu nedenle yerine getirilmesi gereken en temel görev, Bölgedeki faşist ve erkek egemenlikçi sistemlere karşı mücadeleyi yükseltmek ve bunu başararak İmralı duvarlarını parçalamak, Önder Apo ile birlikte özgürce yaşamaktır. Bunlar birbiri ile çok bağlantılı görevlerdir. Bu nedenle Kurultayımız şiarını “Sömürgecilik ve faşizm kaybedecek, halklar ve kadınlar kazanacak!” biçiminde belirlemiştir. Yani kadınlar olarak faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadeleyi ortaklaştırma ve bunun karşısında kendi özgür yaşam sistemimizi inşa etme, geliştirme ve büyütme biçiminde stratejimizi belirledik. Bu aynı zamanda İmralı duvarlarını parçalayıp Rêber Apo’yu İmralı’dan çıkarma kararlılığını ifade etti. Kurultayımızın önemli bir kararı da Önderliğimiz için bir özgürlük hamlesinin başlatılması idi. “Sonda me ye: Emê pergala İmrali parçe bikin, bi Rêber Apo re azad bijîn” biçiminde belirlenen şiar, genel perspektifimizi açıkça ifade etmektedir. Evet, biz özgürlük mücadelesi veren kadınlar bu yemini ediyor, İmralı sistemini parçalama sözünü veriyoruz. Bu, elbette ki Ortadoğu ve Kürdistan’ın kaderini belirleyecek bir yemin, sözleşmedir. Asla sıradan değildir. Bu sözü bir hamle planlamasına kavuşturduk, kısa bir dönemin değil bir sürecin üç aşamalı planlanması biçiminde ele aldık ve bunu zaten kamuoyuyla da paylaştık.

Bu yaklaşım ve belirlenen strateji, halklar ve kadınlar adına Ortadoğu’ya yeni bir renk ve güç katacaktır. Faşizmin, sömürgeciliğin, erkek egemenliğinin artık köhnemiş, kokuşmuş yaşam gerçeğine karşı özgür kadın mücadelesi yepyeni ve temiz bir nefestir, havadır, yaşamdır. Bu nedenle kadın mücadelemiz her geçen gün daha fazla çekim merkezi olmakta, tanıma ve katılma yönelimi, arayışı artmaktadır. Kurultayımız siyasi sürecin karakterini tanımlarken, doğrultusunu, tavrını, perspektifini bu iki temel hususta odaklamıştır.

Mücadele büyütülecek 

ANF ImagesKurultayımız aynı zamanda inşa edilen Demokratik Kuzey Suriye Federasyonunu tanıdığını; kadın öncülüğünde ulusal demokratik birliği inşa etmeyi temel bir görev bildiğini, Şengal Demokratik Özerk Yönetimini desteklediğini, Türkiye’de AKP faşizmine karşı mücadele kararlılığı içinde olduğunu ve herkesi buna karşı mücadeleye çağırdığını, yine Türkiye zindanlarında tutsaklara yönelik tek tip elbise vb. faşist saldırı ve uygulamalara karşı mücadeleyi büyüteceğini kamuoyuna beyan etmiştir.

Geriye kalan ise; bu perspektif doğrultusunda kendi sistemimizi inşa etmektir. Nasılına ilişkin yürütülen tartışmalarda mücadele alanlarının durumu genişçe ele alınarak değerlendirildi. Nihayetinde sistemler, kendilerini insan gerçeğinde somutlaştırarak, yaşamsallaştırır.

Bu açıdan kadın bakış açısı ve kadın duruşu ekseninde yoğunlaşma, pratikleşme, örgütlenme ve mücadele etmekte yetersiz kalındığının özeleştirisi verildi. Yapılamayanlar, yetersiz bırakılanlar özgür kadın bilincindeki ve örgütlülüğündeki zayıflıktır. Paradigmayı, Önderliği anlamadaki zayıflıktır. Özgür yaşam sistemini, kadın sistemini anlamada ve uygulamada yaşadığımız yetersizliktir. Temeli bu olan çeşitli yetersizliklerimiz pratiklere yansıdı. Bunun sonucunda özverili, fedakar, cesaretli bir pratiğimiz gelişti, ancak sürece güçlü cevap verecek, akışkan, tümüyle demokratik kurumları ve anlayışları ile birbirini besleyen, büyüten bir kadın konfederal sistem geliştirilemedi. Birçok mücadele alanı kendisi ile sınırlı kaldı, güçlü bir konfederal bütünleşme, sistemsel bir kaynaşma açığa çıkmadı. Yine yerel halk gücünü işletme, sisteme dönüştürme boyutunda yetersiz kalındı.Faşist sömürgeci erkek egemenlikçi sistemlere karşı mücadeleyi büyütmek ve konfederal sistemi tüm ayakları ile doğru bir paradigma ile yaşamsallaştırma temel tartışma konularındandı. İşte Kurultayımız bu temel görevleri tam yerine getiremediğimiz için özeleştirel bir yaklaşım geliştirdi. Bunun aynı zamanda Önderliğimiz, şehitlerimiz ve ezilen kadınlarımız, halklarımız karşısında bir özeleştiri olduğunu vurguladı, bunları aşma kararlılığını ortaya koydu.

Özsavunma, eğitim, eşbaşkanlık sistemi

Kurultaydaki genel kararlaşma ve planlama da bu gerçeğin ruhuna uygun biçimde gerçekleşti. Planlamamızın en önemli yanı, süreç karşısında bir siyasi tutum belirlenmesi, Önderlik için bir hamle sürecinin başlatılması oldu. Yanı sıra KJK bileşenleri, komite, meclis ve yerel çalışanlara yönelik, eğitim, özsavunma, diplomasi, örgüt ve sistem konularında kararlara gidildi. Kadın özsavunması üzerinde önemle durulan bir konu oldu. Çünkü kadın özgürlük mücadelesi büyüdükçe egemen erkeklik kadına karşı şiddetin boyutunu tırmandırmaktadır. Buna karşı daha etkili ve yaygın bir özsavunmanın mutlaka geliştirilmesi gerektiği belirtildi, kararlar alındı. Yine eğitim alanı da önemi boyutuyla vurgulandı ve halk eğitimlerinin bir sisteme kavuşturularak yaygınlaştırılması kararlaştırıldı. Eşbaşkanlık sistemi, özgür eş yaşam paradigmamızın çok önemli bir yaşamsallaşma alanıdır. Zaten egemen sistemin de en çok hedef aldığı bir alan oldu. Bu sistemi daha da geliştirmemiz, nitelik ve işlerlik kazandırmamız gerektiği belirtilerek bazı kararlara gidildi.

Çocukların da özsavunma gücüyüz

Yine Kurultayımız çocuklar için de kararlar aldı. Bilindiği üzere düşman geçen süreçte en çok da çocuklarımızı vurdu, sömürdü, tecavüz etti, kaçırdı, emeğini sömürdü. Egemen erkekliğin en büyük hedefi çocuklardır ve en savunmasız olanlar da çocuklardır. Kadın hareketi olarak çocukların savunmasını daha fazla geliştirme, sahip çıkma sorumluluğumuz ortaya konuldu. Yani bizler sadece kadının öz savunma gücü değiliz, aynı zamanda çocukların da özsavunma gücüyüz. Bu anlamda Kürdistan’da ve Ortadoğu’da çocukların özsavunması, eğitimi ve geliştirilmesi konuları kararlaştırıldı. Yine 5-11 Nisan tarihleri arası Kürdistan çocukları için “Cejna zarokên rojê” haftası olarak kararlaştırıldı. Bu hafta boyunca çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Yanı sıra Cizre’de katledilen Cemile Çağırga şahsında Türk devlet güçlerince katledilen, yine Rojava ve Şengal’de DAİŞ çetelerinin saldırılarında şehit düşürülen tüm çocuklara ‘Özgürlük Çiçekleri’ sembolünün verilmesi kararlaştırıldı.

Kadın devrimi borcumuzdur

Kurultayımızın bu temel doğrultuda gerçekleştirildi. Özgürlükten, demokrasiden, güzel ve anlamlı yaşamdan yana olan tüm kadınların bu kararlaşmaya ortak olacağına inanıyoruz. Ortak örgütlenme kadının özgürlük mücadelesini büyütecektir. Bu bir kadın devrimidir, kadın devrimini Ortadoğu’da büyütmek, yeşertmek hepimizin görevi, sorumluluğu ve borcudur. Tarihten bugüne özgürlük uğruna mücadele verip şehit düşen bütün kadınlara olan borcumuzdur. Bu anlamda bütün kadınları 8. Kurultayımızın kararlaşmasını canı gönülden sahiplenerek kadın devrimini, özgürlük mücadelesini daha da büyütmeye, kadınlar olarak biz olmadan nefes bile alınamayacağı gerçeğini herkese bir kez daha göstermeye çağırıyoruz.