Kadınla yaşam değerlidir

- Abdullah ÖCALAN
416 views

Zilan’da insanlarımızın beynini, yüreğini açan, bencilliği yıkan, ideolojik etkileri çok çarpıcı ve ulusal düzeyde olan bir ufuk vardır. Siyasi olarak da güçlü olmanın nasıl olduğunu ortaya koymuştur. Küçük amaçlar için değil, büyük amaçlar için yaşamanın nasıl olduğunu kanıtlamıştır.

Birinci yıldönümünde Zilan şehadeti için çok şeyler söylenebilir. Genelde gerilla ve kadın ordulaşması üzerinde onun eyleminin etkileri ideolojik, siyasi, askeri boyutlarıyla rahatlıkla ortaya konulabilir. Yine Dersim özgülünde olup bitenler dile getirilebilir.

Aslında Dersim’de gösterilmesi gereken kişilik Zilan kişiliğidir. Ayakta kalacak olan, yaşayacak olan da buydu. Biz bunu vurgulamıştık, bu ciddi bir işarettir dedik. Her gerilla Zilan kişiliğiyle özdeşleşerek, -bir anda değil- sürekli patlayacak bir bomba halinde yürüyebilmelidir. Kürdistan üzerindeki bu büyük belanın, bu büyük afetin kaldırılması, gerilla kişiliğinin bu düzeye gelmesiyle mümkündür.

***

Büyük amaçlar için yaşam?

Duyarlılıklarınız, olup-bitenleri anlamanız zayıf. Ne şehadetlerin gerçeğinden, ne de düşmanın yönelimlerinden fazla anlamıyorsunuz. Tersine büzülüyorsunuz, anlamsızlaştırıyorsunuz ve sonuçta darbe yeniliyor. Oysa bu eylem düşmanı çok korkutmuştu ve her gerilla rahatlıkla bu sürece girmişti.

Zilan kişiliğine bir anlam verilebilseydi, gereklerine vicdanen kendini yatırmış olsalardı, bu büyük bir gelişme anlamına gelecekti. Diğer boyutlarda da böyledir: İdeolojik, moral ve cesaret olayında, kesinlikle herkesi kat be kat büyütecek bir anlama sahipti. Çağrısında bilindiği üzere büyük yaşam tutkusu, cesaret çok nettir. Bunun büyük bir şans olarak da görülmesi gerektiği vurgulanıyor.

Zilan’da insanlarımızın beynini, yüreğini açan, bencilliği yıkan, ideolojik etkileri çok çarpıcı ve ulusal düzeyde olan bir ufuk vardır. Siyasi olarak da güçlü olmanın nasıl olduğunu ortaya koymuştur. Küçük amaçlar için değil, büyük amaçlar için yaşamanın nasıl olduğunu kanıtlamıştır.

Örgütlü kişilik nasıl olur?

Örgütsel anlamda da ikide bir örgüt bozgunculuğunun anlamlı olmadığı vurgulanarak, değerli bir yoldaş olmanın örneği sergilenmiştir. Son derece yapıcı, örgütlü bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini çarpıcı olarak ortaya koymuştur. Bütün bunlar partililere bir mektup ve çağrı biçiminde sunuldu. Etkisi hiç olmadı demiyorum, ama oldukça sınırlı bırakıldığı, genelde şehadet çizgisine yaklaşımın duyarlı olmadığı, sonuçta çok büyük bir gelişmeye neden olabilirken bunun geçiştirilmesi yaşandı. Elbette biz her zaman şehadetlere karşı aldığımız tedbirleri ve anlamını yitirtmedik. Bu şehadet temelinde bütün şehadetlere yüksek değer biçtik. Çok şiddetli bir yoğunlaşmayı esas aldık. Örgüt içi savaşımız çok yoğundu, çok keskindi. Hiçbir yenilgiye fırsat vermeyecek kadar biz kendimize anlam vermiştik. Herkes gitse de, biz kalışımızla, kesin yenilgiye geçit vermeyeceğiz -ve bugün bu gerçekleştirilmiştir.

Düşmanın Kuzey’den başlatıp tarihin bu en büyük operasyonlarını Güney’de tamamlamak istediği çok net. Bu da büyük bir taarruzdu. Belki de, Türk kurtuluş savaşının ve hatta Osmanlıların son iki yüzyılındaki en büyük operasyonlarındandı. Özellikle Kürdistan’a son iki yüzyılda düzenlenen seferlerin en kapsamlısıydı.

Biz bunları bir tarafa bırakalım, son iki yüzyılın Kürdistan seferlerinin içinde bu yılın operasyonları en büyüğüdür. Dersim’de başlatılması da bence anlamlıdır. Çünkü Zilan şehadetinde genelkurmay sarsılmıştı ve bunun intikamını almak için oranın üzerine korkunç yöneldi.

***

Bizim için bir emirdir

Biraz daha değerlendirmeleri yoğunlaştırın ve göreceksiniz ki, sizlere kalsa, ne kadar savaşsanız da yenilgi bir yerde kaçınılmaz oluyor. Şimdi, bunun Zilan kişiliğiyle bağlantısı nedir? Bu eyleme kalkan bir kişilikten anlam çıkarılsa, bir yıl ona göre şiddetle değerlendirilse, yenilgi olmayacak. Neydi o? Şiddetle kendini bomba olarak patlatırken, sen onu düşüncede şiddetlendireceksin. Politikada, örgütlemede, bizzat askeri yoğunlaşmada şiddeti göstereceksin ki, yenilmeyesin.

Zilan; bunun işareti, sembolü, çağrısı ve gerçeğiydi. Ya böyle savaşçı bir kişiliğe ulaşırsınız, ya da yenileceksiniz.

Gerçekleştirilen eylem Dersim için olduğu kadar, bütün ülke için, halk içindir. Bu çok önemli ve değeri büyüktür. Aslında kendi payıma bazı sonuçlar çıkardım ve çok zor da olsa gereken cevabı vermeye çalışırız, dedim. Öyle ağlayarak, sızlayarak, imkanlarla oynayarak değil, kendi tarzımızdaki derinliği, çok yönlülülüğü, yaratıcılığı eksik etmeden; verili kazanımlar kadar, yeni kazanımları da buna ilave ederek cevap vereceğiz. Bizim için bu artık önüne geçilemez bir emirdir. Başarı yürüyüşü zafere kadar sürdürülecektir.

Anlam vermek yaşamsallaştırmaktır

Bütün şehadetlerden sonuç çıkarabiliyorsanız, bunun yolu ardına kadar hepiniz için açıktır. Umarım, ihmal etmezsiniz, gafilce, unutkanca, öyle alışageldiğiniz sığlıkla bu şehadetleri geçiştiremezsiniz.

Şehitlerini unutan, onlara gereken anlamı veremeyenler, lafta geçiştirenler fazla iflah olmazlar. Büyüklük, şehitlere verilen anlamla orantılıdır. Anlam vermek, bir ölüye gösterilen ilgi değildir; anlam vermek, onları yaşamsallaştırmakla mümkündür.

Benim biraz daha özgün olarak bu şehadette düşündürmek, duyumsatmak istediğim yanlar var. Mektubun son cümlelerinde büyük yaşam istemi, büyük yaşamın büyük eylemle bağlantısı çok çarpıcıdır. Yine özgür kadın şekillenmesine yaklaşım oldukça çarpıcı.

Kesin yeni yaşam arayışıdır. Müthiş bir “özgürlük” istemidir.

Varolan düzen dahilindeki yaşamlara tepkidir. Zaten o yaşama iğne ucu kadar değer verse, bu eyleme cesaret edemezdi. Bu eylemi aynı zamanda geçerli yaşama müthiş bir darbedir. Klasik kadın-erkek arasındaki ilişkiye darbedir. Düzen dahilindeki kadın-erkek, evlilik, cinsellik, sevgi, duygu bütün bunlara büyük darbedir. O küçük yaşam herhalde ona bir hiç gibi geliyor. Hatta itici geliyor. Dolayısıyla eylem üzerinde etkili oluyor. Bunun yanında büyük yaşam arayışı çok net. Bunun için, güzel yaşam, savaşla bağlantılı yaşam, eylemle bağlantılı yaşam çok çarpıcı. Bunun üzerine salt siyasi değerlendirmeler yapmakla açıklığa kavuşturma işini sağlayamayız. Bu biraz da edebiyatın konusu oluyor. Romanlaştırılarak daha iyi dile getirileceği kanısındayım.

Aşk derecesinde bir yaşam arayışı

Bunun bir sembol olması, bütün şehadetlerin anlamını içermesi şartıyla. Özellikle son bir yılın kadın şehadetlerinde bu çok nettir. Gerek zayıflık nedenleriyle gerçekleşen şehadetler, gerek eski yaşama şiddetle tepkinin verdiği cesaretle teslim olmamanın, kendini sürekli bombalama biçimindeki şehadetler aslında yaşam arayışıdır. Bir şeylere hiç değer verilmiyor veya basit, küçük amaçlı yaşamlara, bu şehadetlerde hiç yer yok. Ama diğer yandan aynı zamanda aşk derecesinde bir yaşam anlayışı vardır. Buna, büyük yaşam, yüce yaşam diyoruz. Küçük yaşam yerle bir edilirken, büyük yaşam müthiş yüceltiliyor.

Büyük yaşayacaksın.

Büyük yaşam ne demek? Büyük duygular, büyük düşünceler, büyük eylemler…

Kadın özgülünde, özellikle derinleştirmek istediğim de, tam da bu noktada çok önemli. Zilan kişiliğine vereceğim en iyi karşılık; bir defa küçük içerikli yaşamları yerle bir etmektir.

Ölüme değil, büyük yaşama koşuyor.

Kürdistan gerçeğine baktığımızda, kadının yaşamıyla eylemliliği arasındaki ilişki sağlam kurulamamıştır. Hatta toplumsal bir gerçekliktir; kadın fazla yaşamsallaştırılamamıştır. İşte, Kürdistan’da bunun en cesaretli adımı bu eylemle atılıyor. Bizim bu işe böyle girişmemizin özgünlüğü burada. Kürdistan için olmakla birlikte, aslında bir evrensel anlamı da vardır. Zaten eylem dünyanın dikkatini çekti. Dikkatini çektiği kadar, son yıllardaki kadın ordulaşması da ilgisini çekti. Bu nasıl bir iştir diye soru sormayan kalmadı. Kendi ülke somutumuzda zaten başlı başına yeni bir olay. Hemen hepinizin hafızalarının, ruhunuzun pek algılayamadığı bir durum.

Büyük sevgi, büyük savaşa benzer

Kadın-erkek ilişkilerinde düşüş müthiş boyutlarda. Düzen dahilindeki bütün yaşam özelliklerinde bir bitiş var. Kadın-erkek ilişkilenmesi feci bir boğuntu. İster aile, erkek-kadın veya karı-koca veya baba-ana veya sözlü-nişanlı bilmem sevgi, aşk; -bütün bu kavramlar müthiş düşüş kavramları ve tabii ki kurumları halinde geliştirilmiştir. Yani eylemliliği tamamen bu düşüşü yerle bir etme eylemliliği ile oluyor. Peki bunun yerine yüceltilmesi gerekenler, kavram ve kurumlar nasıl konulacak? İşte, bu her babayiğidin işi değil.

Israrla vurgulamaya çalıştım: Büyük sevgi, büyük savaşa benzer.

Büyük bir savaşı düzenleyemeyenin sevgisinin de gelişmesi mümkün değildir. Nitekim, savaşı ne kadar geliştirdiysek, sevgi boyutunu da eklemek istediğimizde, bu çok çarpıcı ortaya çıktı.

***

Bu aşk olamaz, duygu olamaz, bu ilişki arayışında da anlamlı olamaz. Böyle olacağına yaşamı durdurmak daha iyidir. Zaten çağrının anlamı da budur. Neden böyle yaşıyorsunuz, neden böyle ruhsuzsunuz, neden böyle örgütsüzsünüz, neden böyle düşürücüsünüz? Elbette doğrusu, daha tercih edilmesi gerekeni, büyük yaşamı gerçekleştirmektir. Bu bir sanat işidir. Ben kendimi ortaya koydum; sevgi düzeyinde, savaş kişiliğimle bağlantılı olarak ancak bu kadar olabildim diyorum. Ulusal, hatta evrensel çapta kendimi çözümleyerek…

Bir kadın karşısında nasıl olunmalı ilkesiyle, yaklaşım tarzıyla ve her boyutta, yaratıcılık nasıl olacak?

Adamakıllı sorguladık ve biraz kabul edilebilir bir kişiliği yakaladık. Geleneksel birçok yaklaşım yerle bir edildi. Ayıplı, çirkinleştiren yaklaşımlar, düşünceden ve temel değerlerden, yurtseverlikten, siyasallık, örgütsellikten uzaklaşmalar tümüyle yerle bir edildi. Tersine güç veren bir ilişkiye dönüştürülebileceği ortaya çıkarıldı. Yine mülk konusu olmak değil, müthiş değerleri paylaşmakla yürüyen bir yaşamın geliştirilebileceği ortaya çıkarıldı. Benim açımdan herhangi bir kadınla bu anlamda yürümek hiç sorun değil. Şimdi, bu değişik ve aslında çoğunuzun henüz anlamaya güç yetiremediği bir durum.

Sözleşme, aşk, evlilik hepsi bu kavramın içinde gizlidir.

Benim için herhangi bir kadınla, herhangi bir yerde ve zamanda bu biçimde anlaşılabilir, yürünebilir, savaşılabilir. Bir çözüm var, ulusal bir çözüm, hatta evrensel bir çözüm. Aslında bu ileri düzeyde yakalanmış bir durum.

Aşk cesurdur, vurucudur

Aşk aslında anlamını bulursa çoğunuzun kişiliğinde ve eyleminde; öyle kanun izini istemez, öyle ayıplı, köhne yaklaşımlara da fazla izin vermez. Gerçek anlamda aşk cesurdur, aşk bilinçlidir, aşk çarpıcıdır, aşk vurucudur, aşk sonuç alıcıdır.

Nitekim bizim kadın kimliğinde, kişiliğinde bu ortaya çıktı. Vurucu olduğu, keskin olduğu, güzel olduğu, çarpıcı olduğu, ayıplı olmadığı önemli yönleriyle netleşti.

Bir yücelmeyi sağlamak gerek. Kürt kişiliğinin dönüşümünün sırrı, onun kendi cinselliğini dönüşüme uğratmasındadır.

***

Büyük eylemlilik, büyük yaşam, büyük aşk istemi… Bu bir başlangıç ise, başarabilirsek, toplumsal gerçekliğimizde bütün kadınlarımızı, erkeklerimizi bu temelde yeniden yapılandıracağız, şekillendireceğiz. Zaten ulusların özgürleşmesi de ancak böyle olabilir. Her halkın tarihinde böyle dönüştürücü değerler vardır.

Zilan hiçbir zaman demedi ‘ben ölüme koşuyorum.’ “En güzel büyüleyici yaşama gidiyorum” demiştir. Büyüleyici yaşam nedir? Nasıldır? Savaşla bağlantısı nedir? Hangi zaferi bizden istiyor? Ben anıya bağlıyım. Bana vasiyetler bırakılmıştır.

Kadınla yaşam değerlidir. Aslında zafere bağlanmış her insanla yaşam değerlidir.

***

Haki’den başlattık, Zilan’da bir yılını doldurduk.

Görüyorsunuz ki bu hemen arzulanan, başarılmak istenilene yetiyor. Yeter ki siz de bu temelde kendinizi gözden geçirme, sözün, kararın sahibi yapma çabası içinde olun. Çabanızın pratik ustalık değeri, gerektiği kadar kendinizi eğitim, tecrübe ve pratikle yoğunlaştırmaktır. Yaşamın kendisi zaten an be an her şeye nasıl başarıyla koşulacağını gösteriyor.

Bütün bunların ifadesi odur ki; şehitlerin anısı en yüce değerdir, bağlılığı ona gereken çabanın da gösterilmesi kesin zaferdir.

6 Haziran 1997

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ’Kürt Aşkı’ kitabından derlendi.