Rojbûna we pîroz be

- Selma AKKAYA
716 views

ZURICH PARIS KATLIAMI EYLEMIYüzü aşkın kadın, dudaklarında tıkanan binlerce sözü yutup, bütün söyleyeceklerini bakışlara yükleyerek, hüzne dair suskunlukla, 17 Ocak 2013 tarihinde Kürdistan Sanat Akademisi önünde saat 14.00’de yola koyuldu. İlk Çarşamba eylemi böyle başladı.

Sakinesiz, Fidansız, Leylasız geçirilen 8 gün olmuştu… Bu sekiz gün içerisinde omuzlarda üç Kürt kadınını kaybetmenin acısı ve yükü vardı. 17 Ocak Rojbin yani Fidan’ın doğum günüydü. Her doğum günü hatırlandığında ona söylenen “doğum günün kutlu olsun” sözüyle yüzündeki tebessümün kahkahasıyla buluştuğu günler geride kalmıştı. Bu kez o gülümseyen yüzü bir çelengin ortasında fotoğraf olmuş, beyaz güllerle özenle süslenmiş ve üzerine “rojbûna te pîroz be” yazıyordu. Aynı gün Rojbin Amed topraklarında yoldaşlarının omuzlarından Elbistan’a doğru yol almıştı. Uğruna şehit düştüğü Kürdistan’a doğum gününde ulaşan Rojbin’i unutmayan Paris’teki yoldaşları, bir yürüyüşle 147 nolu Kürdistan Enfermasyon Bürosu önüne “Se Jinen Azad” adlı kürt ezgisiyle ulaştı. Rojbin’in sevdiği Kürtçe ezgiler seslendirildi, Kürt kadınları gözyaşları içerisinde hep bir ağızdan “Rojbin rojbûna te pîroz be” diyordu. İlk Çarşamba eylemi, üç Kürt kadının cenazelerini ülkeye gönderen ve Paris’in yalnızlığıyla başbaşa kalan Kürtlerle böylece başladı.

Eylem tüm Avrupa ülkelerinde

İlk yol alıştan sonra Kürdistanlılar Paris başta olmak üzere Avrupa’nın birçok noktasında Fransız Konsoloslukları ya da elçilikleri önünde her Çarşamba yürüyüşler düzenlenmeye başladı. Haziran 2013 tarihine kadar “Adalet İstiyoruz” başlığıyla eylemler sürdürüldü.  Eylem kendi içinde eylemler de yarattı. Tüm Avrupa ülkelerinden her Çarşamba “Adalet İstiyoruz” başlığıyla hazırlanmış onbinlerce karpostal Fransız Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na Haziran ayına kadar gönderildi. Fransız yetkili mercilerince her defasında yanıtsız bırakılan mektuplar yazıldı. Fakslar çekildi… Ama hepsinde tek bir istek vardı: “Adalet İstiyoruz, katliamın arkasındaki güçleri açıklayın!”

PARIS KATLIAMI FRANKFURT1Semahlar dönüldü, ağızlar bantlandı

Kürt kadınları Haziran 2013 tarihine kadar her Çarşamba yürüdüler. Seslerine ses, taleplerine cevap aradılar ama duyan yoktu. Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde gelişen eylemlerin artık sloganı bu saatten sonra farklılaştı. “Suskunluğunuz ortaklığınızdan mı” artık Çarşamba nöbet eylemlerinin asıl sloganıydı. Pankartlar, dövizler bu slogan etrafında şekillendi. Balonlar uçuruldu, Paris’te bölgede bulunan tüm esnaf ve yaşayanlara güllere iliştirilmiş mektuplar uzatıldı. Tabutlar taşındı… Artık Kürtlerin her rengi ve kültürü Çarşamba eylemlerindeydi. Melleler, Pirler, Papazlar hep birlikte “halkların kardeşliği” şiarıyla aydınlık ve adalet talep etti. Semah dönüldü. Ağızlar bantlandı. Noel gününde çam taşındı… Düdük, def…  marşlar… akla gelebilecek bütün protesto biçimleriyle Kürtler iki yıldır yürüyor…

DEN HAAG_PARIS KATLIAMI EYLEMÇarşamba eyleminin çocukları

Çarşamba eylemlerinin en büyük katılımcıları ellerinde çocuklarıyla çoğunlukla kadınlardı. Her yaştan kadının bütün randevuları Çarşamba’ya göre ayarlı. Örneğin Evin; ilk Çarşamba eylemi başladığında genç bir anne adayıydı. Evin, hamileliği boyunca her Çarşamba eylemdeydi. Evin bir kız dünyaya getirdiğinde adı Rojbin, Sara, Ronahi oldu. Hozan Nuarin elinde çocuğunun pusetiyle her hafta bu eylemlerin önündeydi. Şarkılarını üç yoldaşı için seslendirirken Sidar büyüdü. Şimdi elinde şehit düşen Rojbin, Sakine ve Leyla’nın fotoğrafları. Rosiba bu eylemlerle doğan bir diğer Kürt kızı. Jan eylemin başından beri yürüyüşün en önlerinde duran Bilmez’in oğlu. Jan evinin yakınından kalkan her trenin eyleme ulaşacağını düşünüyor.

Şiyar, Sidar, Jiyan, Rober, Rozerin, Roze, Diyar… daha adını sayamadığım anlarca çocuk bu eylemde yürürken büyüdü. Şiyar ve Rober ilk sloganlarını bu eylemde öğrendiler. Bu eylemin çocuklarıydılar. Eylemlerin içerisinden çocuk yüreğiyle Diyar, “çocuk meclisi” kurmaya karar verdi. Amblemini çizdi, şartlarını yazdı. Çocuk sesleri hep bir ağızdan “hepimiz Sakineyiz, Fidanız, Leylayız” dediler, sesleri birbirine karıştı. Anne ya da babalarının Fransızca yanlış attığı sloganları onlar düzeltti…

BERLIN:PARIS KATLIAMI YURUYUSÇarşamba eyleminin anneleri

Halime ana, Telli ana, Bilmez, Hacer, Zeynep, Esra, Arzu, Hatice, Bedriye, Çaçane, Sevim, Ferdan, Fatma, Nuarin, Sara, Hatice, Xane, Berivan, Saniye, Bemal ve daha birçok kadın, kimi kurum temsilcisi, kimisi şehit yakını, kimisi tutuklu annesi her adalet ve aydınlık arayışının sesiydiler.

Zeynep, 25 yıldır Kürt derneklerini emektarı. İlk Çarşamba’dan bugüne eylemin bildirilerini o dağıtır. Aynı anda önderinin özgürlüğü için imza metni yanında eksik olmaz.

BASEL_PARIS KATLIAMI YURUYUS1Siper yoldaşı SKB’li kadınlar

Sosyalist Kadınlar Birliği üyesi kadınlar, 9 Ocak gününden itibaren Kürt kadınlarıyla omuz omuza alanlardaydı. Saat 14.00’e yaklaştığında SKB’li kadınlar bayrak ve dövizleriyle Kültür Sanat Akademisi önündeydi. İçlerinde 19 Aralık Cezaevi Katliamı’nı yaşayanlar, uzun zindan ve işkencenin izini tayışan ve ölüm orucunda bedeni yaralılar…  Bediha; bir ölüm orucu eylemi gazisi. Elinde eylemin onda bıraktığı derin izlerin sonucu koltuk deyneğiyle her eylemde var oldu.  SKB, eylemin kendi eylemi olarak gördü. Çarşamba eylemi aynı zamanda; devrimci dayanışmanın, siper yoldaşlığının, aynı düşmana karşı ortak iradenin adresi oldu.

+MARSILYA:PARIS KATLIAMI PROTESTO1Dersim çınarları hep en öndeydi

Yıldırım ailesi Dersim’de olmadıkları süreçte eylemdeydiler. Sakine Cansız’ı kızları bilmiş, onunla yoldaşlık yapmış, yol yürümüş, aynı ovalarda su içmiş Dersim ve PKK yoldaşlığının çınarları hep en öndeydi. Bir Çarşamba eyleminde semaha dönerken Dersim’in yoldaşlığı ve sevgisi, zazaca ağıtlara dönüştü… Ve Şehmuz, Baki, Hasan, İsmail, Mustafa, Hoşnav ve adı değişse de gönlü bir olanlar hep Çarşamba eylemindeydi.

Bu iki yıllık süreçte bir de yitirdiklerimiz vardı. Süleyman amca… Uzun yıllar önce göç etmiş ve Avrupa’ya gelmiş bir Kürt göçmen. Ağır çalışma koşulları onun yaşamından çok şey götürmüştü. Felç geçirmişti. Herkesin bir adımda kat ettiği yolu o üç adımda ancak aşabiliyordu. Kürt Halk Önderi Öcalan’ın posterini elinden eksik etmeyen Süleyman amca, yaşadığı sürece her eylemdeydi. Bir Çarşamba eylemine onun ölüm haberi geldi.

Kürdistan Kültür Sanat Akademisi’nin yılmayan yöneticileri

Eylemin başlama noktası Kürdistan Kültür Sanat Akademisi’ydi. Bu iki yıllık süreç zarfında Akademi Çarşamba eylemcilerini saat 11.00-15.00 saatleri arası her hafta ağırladı. Eylem başvurularını Kürt kadınları adına yapan kurumdu aynı zamanda. Her hafta yöneticileri, polisle eylem güzergahı için boğuştu. Laf yedi, kötü söz işitti ama yılmadan her hafta gitip eylem iznini aldılar. Gün geldi polis, “komşular şikayet ediyor” gerekçesiyle eylemin bitiş noktası olan 147 nolu binanın önünü yasakladı. Kürt kurumları halkıyla birlikte polisin yasakçı tutumuna “hayır” diyerek yürümekte ısrar etti. Eylemin ikinci yılı yasağa rağmen fiili olarak gerçekleşiyor. Eylemin bildirisi, pankartı, megafonu ve Sakine-Fidan-Leyla’nın fotoğrafları her Çarşamba eylem başlamadan hazırdı. Kürdistanlılar hazırlanan eylem araçlarını alıp merdivenlerden her hafta bıkmadan inerken kurum yeniden yapılandırmaya giderek Demokratik Kürt Toplum Merkezi olarak hizmet sunmaya devam ediyor.

+FRANKFURT:PARIS KATLIAMI EYLEMHer etkinlikte her eylemde  3 devrimci fidan

İki yıldır kesintisiz süren eylemde Gezi, Lice, Roboski, Sivas, Gazi, Maraş, Kobanê, Şengal’in ve daha nice sürecin sloganı, “hepimiz Sakine, Leyla, Fidanız” sloganıyla buluştu. Newrozlarda, 27 Kasım özgürlük hareketinin kuruluşunda,  doğum günlerinde, bayramlarda… sarı-kırmızı-yeşil kır çiçekleri ellerinde eksik olmadı kadınların…

Kimi sazı ve sözüyle, kimi şiiriyle, kimi sözüyle, kimi sloganıyla, kimi yaptığı resimle, kimi çektiği fotoğrafıyla,  kimi eylemin en önünde attırdığı sloganlarla hem Paris hem de Avrupa’nın birçok noktasında yürüdü. Talep yalındı: “adalet ve aydınlığın sağlanması ve katliamın arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması.”

Kürdistanlılar ve onların dostları, “katliamın arkasındaki güçler aydınlanana kadar yürümeye devam edeceğiz, çünkü onlara sözümüz var” diyor… Ocak’ta  doğmuş ve kaybettiğimiz üç kadın, üç barış elçisi, üç jenerasyon… İki yıl oldu, Sakinesiz, Fidansız, Leylasız iki koca yıl… “Rojbûna we pîroz be”