Ulusal birliğe inanç kişiliği

- Zerya GÜL
820 views

Heval Helmet- Diyar Xerib, ömrünü Kürdistan özgürlük mücadelesine ve ulusal birlik çalışmalarına adamış bir devrim öncüsüdür. Tarihin tekkerrür ettiği işbirlikçi geleneğin son hedefi yapılarak katledildi. Direniş ve katliamla iç içe geçmiş Kürdistan tarihinden çıkardığı dersleri, devrim ve özgürlük hayalleriyle buluşturan bir militanlığı temsil etti ve etmeye devam edecek. Güney halkının direniş, katliam, acı ve özlemlerini, özgür bir yaşam ve ülkeyle buluşturmaya ant içmiş bir devrim emekçisiydi.

Heval Helmet, halklardan, kadınlardan, güzellik ve özgürlükten yana, anlamlı bir direnişin mütevazi yoldaşıydı. Yaşanmış acı ve öfkenin, savaşsız ve sömürüsüz bir ülkeye, dünyaya duyulan özlemin, umudun anlamlaştığı yüzünde hüzün ve tebessüm ikiz kardeş gibidir. Devletli uygarlığın ve iktidar güçlerinin parçaladığı, birbirine karşı kullanmaya devam ettiği yaralı ulusallığı ile direnişin görkemli güzelliğinin aydınlattığı ulusal birlik ruhunun tezahürü… Bu tarihi çelişkinin katletmeye, işgale ve işbirlikçiliğe geçit vermeye devam eden tezahürü…

Heval Helmet’in mücadelesi, küresel emperyalist güçlere, sömürgeci ulus-devletlerin katliamcılığına ve bunların oyunlarına gelen ulusal birlik karşıtı işbirlikçiliğe karşı bir mücadeledir. Bu mücadelesini hem savaşarak hem ulusal birlik ruhunu güçlendirme çalışmalarını örgütleyerek sürdürür. Aynı zamanda bir eğitim hareketi olan Özgürlük Hareketi içinde tarih ve ulusal bilinci geliştirmenin yoğun çabası içinde anlamlandırır. Kürdistan Tarihi dersini verir, sade, yalın, çelişkileri derin ve doğru tespitlerle hem devletçi uygarlığın saldırı ve yok etme politikalarını hem demokratik direniş geleneğini aydınlatma mücadelesi verir. Yurtseverliğin derin bilinciyle yakaladığı tarihsel, toplumsal gerçekliğini ve köklerini tüm yoldaşlarıyla paylaştıkça, yurtseverlik, ulusal birlik ve demokratik ulus çizgisinde derinleşir. Ulusal ve toplumsal sorunlarıyla kördüğüm olmuş Kürdistan ve Ortadoğu topraklarında çözümün ve aydınlanmanın dili olmak ister.

40 Yıllık Zafer Yürüyüşü PKK Kitabı’nın Güney Kürdistan’a ilişkin bölümünü yazan Diyar Xerib yoldaş, 1981-86 yıllarından bahsederken halkın ve kendisinin PKK’den neden etkilendiğini yalın bir dille şu cümlelerle anlatır: “Şüphesiz o zamanlar PKK’nin yeni parti ve imkanlarıyla gücünün de az olduğu herkesçe biliniyordu. Fakat onun iç barış ve uzlaşmaya, ulusal birliği oluşturmaya dönük tutumu halka, gençlere moral ve güç veriyordu. PKK’nin bu tutumu onu daha yeni duyan herkesin sempati duymasını sağladı. Herkes de PKK’nin diğerlerinden farklı olduğunu söylüyordu. Güney halkı özellikle de PKK’nin savaş ve yaşam tarzının diğer Kürt partilerinden farklı olduğunu, Güney’dekilere, Doğu’dakilere benzemediklerini söylüyorlardı. PKK tarzının yeni bir üslup, ciddiyet ve disipline sahip olduklarını görüyorlardı. Bir de PKK açıkça herkese ‘ Ben sırtımı halkımdan başka kimseye vermem, öz gücümle halkımla ben bu devrimi gerçekleştireceğim’ diyordu.”

4 Temmuz 1992’de Güney’de kurulan hükümetin ilk icraatının KDP, YNK işbirliği içinde Türk devletiyle başlatılan 4 Ekim 1992’deki Güney operasyonu, ikinci icraatlarının da PKK’ye sempati duyan, görüş ve felsefesini yaymak isteyen önemli şahsiyetlerin suikast ve tutuklamalarla tasfiye edildiğini anlatır.. Önder Apo ve PKK’nin ulusal birlik anlayışına yeni bir yaklaşım getirdiğini belirtiyor: KDP’nin geliştirdiği dört ayrı ulus, ayrı mücadele yerine, tek bir ülke, ulus ve mücadeleyi savunur ve benimsetir. Halkın öz gücüne dayanır ve özyönetimini açığa çıkarır. İdeolojik ve eğitim çalışmalarıyla kendi kadrosunu ve bilinçli halk gerçekliğini yaratır. Düşman kavramını netleştirerek, sadece bir devletin değil, bölge devletleri kadar uluslar arası güçlerin de Kürdistan’a hakim olmak istediğini vurgular. Oluşturulan bu bilincin, tüm Kürdistan’da olduğu gibi Güney halkında da zihin ve ruh birliğini yarattığını belirterek, bu gelişmenin yeterli olmadığını, Ulusal Kongre ile ortak bir kurumlaşmaya gitmesi gerektiğini özelikle öne çıkarır.

Bütün bu düşünceler ve bu düşünceleri hayata geçirmenin umutlu, coşkulu militanı olmak Heval Helmet’in katledilmesinin nedenini ve katliamın suç ortaklarını göstermektedir. Aile, aşiret çıkarlarına, bir halkın ve ülkenin kaderini tercih edenlerin en kirli ilişki ve ittifak içinde olduklarına işarettir. İktidarını korumak için harcanmayacak hiçbir değer yoktur. Devlet ve iktidar karşıtı olmak, özgürlük, halk ve demokrasi aşığı olmak en acımasız saldırılarla ortadan kaldırılmalıdır. Şehirleri yıkılmalı, köyleri-dağları yakılmalı, insanları, kadınları katledilmeli, DAİŞ gibi çetelerle en ağır işkence ve tecavüzlere maruz bırakılmalıdır.

İçten ve dıştan yürütülen ideolojik, politik ve askeri operasyonlarla birliği parçalanmış, tarihine, kültürüne, halk gerçekliğine yabancılaşmış bir ulusun, zihin ve ruh birliğinin sağlanması büyük bir tehdittir. Bu birliği sağlamanın emeğini veren, bilincini geliştiren, inançlı ve kararlı devrimcisi Heval Helmet’in mücadelesinden duyulan korkunun nedeni budur. Kurulan komplo, katliam, işgal, yok etme düzenekleri ne olursa olsun, Helmetleri yok edemeyecek, halkının beyninde, yüreğinde ve mücadelesinde yaşatacaktır.

Heval Helmet’in umudu, özlemi, mücadele gerekçeleri daha da güçlenmiş ve başta Güney halkı olmak üzere tüm Kürt halkı, kadınları ve gençlerinin mücadele ve intikam gerekçesi olacaktır.