‘Ya büyüme ya ölüm’ yasasına gençliğin itirazı

- Newaya Jin
602 views

TURKEY-KURDS-NEWROZEğer devrimci başarının ön koşulu gerçekliği tespit ise, öncelikle günümüz dünya gerçekliğinin yerlerde süründüğünü tespit etmek önem kazanmaktadır. Paranın herkese ve her şeye hükmettiği, tek kullanımlık hayatların ve günübirlik ilişkilerin yüceltildiği, topluma ve insana dair ne varsa herşeyin eşyalaştığı, özcesi toplumun ve insanın can cekiştiği bir dünya gerçekliği ile karşı karşıyayız.

Karşı kaşıya olduğumuz bu dünya gerçeği uygarlık sistemlerinin yapısal bunalım evresini ifade

eden kapitalizmin dünya gerçeğidir. Bu sistemin dayandığı tarihsel kökeni çok kısa ve özet ifadelerle hatırlarsak; “kapitalist sistemin tarihsel arka planında hiyerarşik ve tahakkümcü güçler tarafından değerlere el koyma (gasp) temelinde oluşturulan tekel etrafında inşa edilmiş sınıfsallık, devlet ve kent oluşumları vardır.” Yine Kapitalist sistemin güncel halinde; “kırsalda köy-tarım-göcebe toplulukları, kentte esnaf-zanaatkar- işçiler ve toplumun genelinde ise tümüyle gençlerin, kadınların ve sömürge halkların üzerine kurulmuş olan sermaye ve iktidar tekelinin, tarihten günümüze kadar süreklileşerek gelen birikimi vardır.” Tarihten günümüze kadar bu şekliyle birikerek gelen genelde devletçi uygarlık özelde ise kapitalist modernite kendisi ile birlikte akıl almaz ve korkunç toplumsal sorunları da getirmiştir. Savaşlar, ekonomik krizler, işsizlik ve yoksulluk, ekolojik felaketler güncelde ilk akla gelenlerdir.

Giderek derinleşen bu sorunlar sistem açısından ilk günden itibaren bunalım gerçeğini doğurmuştur. Bütün hegemon sistemler yaşadığı bu bunalımı aşmak için dışa yayılma ve sömürgeciliği genişletme eğilimi izlemişlerdir. Söz konusu kapitalist sistem tam da bu nedenle oldukça yoğunlaşmış bir kar, yayılma ve sınırsız genişleme sistemidir. Bunun en yoğun yaşandığı sistemdir. Kapitalizm “ya büyüme ya ölüm” yasasına göre ilerler. Her şeyi içine alıp yutan devasa bir küreselleşme eğilimi gösterir. Kapitalist hegemonyanın bu yaklaşımı doğanın, toplumun ve insanın doğal temellerini kökünden yok etmektedir.

Bu anlamda kapitalizm kökten yok edici, çürütücü ve krizler içinde yönetilen bir sistemdir. Kapitalist modern dünya sistemi tüm yapıları, işlevleri ve ilişkileri ile birlikte bu temelde bir kaosu yaşamakta, kendi kaosunu topluma ve gençliğe de günlük olarak dayatmaktadır. Günümüz gençliğinde ve toplumunda yaşanan bu kaos kadar kaostan doğan bir korku ve inançsızlık da yaşanmaktadır. Kaostan çıkış toplumun ve gençliğin korkusu durumundadır. Kaosun neyi getireceği belirsizliğini korumaktadır. Belirsizliğin korkusu ve inançsızlığı her tarafı sarmış, kuşatmış durumdadır. Tarih bu krizli-kaotik ortamda çağın devrimci, demokrat,

yurtsever gençliğini gerçekliğe iradi bir müdahaleye çağırmaktadır.

Halkların özgürlük arayışına cevap olacak bir tarihsel devrimci gençlik müdahalesi her zamankinden daha yakıcı bir biçimde kendisini günümüz kapitalist modern dünya gerçekliğinde hissettirmektedir. Üstelik mevcut kaotik-krizli ortam bu devrimci müdahalenin sonuç alıcılığını yükseltecek bir faktör olarak rol oynayabilir. Çünkü kriz her zaman tehlike kadar imkan da barındırır. Yıkılışı, tükenişi getirebileceği kadar gelişmeyi ve ilerlemeyi de kendisiyle beraber getirebilir. Kriz ya çöküş yaratır ya da atılım! Hızla dibe batma aynı zamanda hızla yüzeye çıkışın da tetikleyicisidir. Her ikisini de potansiyel olarak kendi içinde taşımaktadır. Krizden çıkışta ideolojik-politik güçlerin tarihsel-toplumsal sorunlara dönük stratejik yaklaşımları ve bu yaklaşımları örgütlü hale getirmeleri her şeyi belirleyecektir. Ya kölelik kendisini restore ederek krizden çıkış yapacak ya da özgürlük eğilimi gençlik ve kadın öncülüğünde kendisini örgütleyerek halkların özgür demokratik yaşamını gerçek kılacaktır. Bunu sistem güçleri ile sistem karşıtı güçlerin ideolojik, politik, eylemsel konumları ve aralarındaki çelişki-catışmanın gelişme seyri belirleyecektir.

Kapitalist sistemin sonul krizi olan ve birçok olası çıkış seçeneğini içinde taşıyan bu kaotik durumu kavramak gençlik için çıkış yapmanın birincil şartıdır. “Gençlik açısından büyük hayaller, ancak topluma dayatılan bu kapitalizmin krizinden nasıl çıkılacağına ilişkinse değerlidir.” Hayalleri olmayan gençlik veya ucuz hayaller peşinde koşan gençlik kapitalist sistemi ayakta tutmaktan başka bir rol oynayamaz. Sistemin ucuz bir kölesi olmaktan kurtulamaz. Bu anlamda “Hayallerinin büyüklüğü ve soyluluğu oranında özgürsün’’ sözü gençlik için güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir.