Feminizmin önemli bir figürü

- Newaya Jin
606 views

PORTRE - KATE MILLETİkinci dalga feminizmin önemli isimlerinden yazar Kate Millett, 1970’de yazdığı “Cinsel Politika” kitabı ile dikkatleri istismar edilen ve mahrem olarak görülen bir konuya çevirerek tartışmaya açtı. Cinsiyetlerarası ilişkinin politik olduğu temeline dayanan kitap, feminist hareketin amaç ve stratejilerini tanımlayan kitap ikinci dalga feminizmin temel kaynaklarından biri haline geldi. Kadın özgürleşme hareketinin öncülerinden olan Millett’in girişimleri elbette bununla sınırlı kalmadı.

14 Eylül 1934’de ABD’nin Minnesota eyaletindeki Saint Paul şehrinde doğan Katherine Murray Millett, 1956’da Minnesota Üniversitesinde İngiliz Edebiyatı Bölümüne başladı. Derece ile mezun olan Millett ardından Oxford Üniversite’sinde yüksek lisans yaptı. Kısa bir süre İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra sanatçı olarak kariyerini sürdürmek için New York’a taşındı. 1961’de Tokyo’ya taşınan Millett, Waseda Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliği yaparken, bir taraftan da heykeltıraşlık bölümünde eğitim aldı. Japonyalı heykeltıraş Fumio Yoshimura ile 1965’de evlenen Millett evliliğe dair geleneksel birçok fikri reddetti ve en sonunda eşcinsel olduğunu açıkladı.

“Cinsiyetlerarası ilişki politikdir”

New York’a geri dönen Millett, Barnard Üniversite’sinde İngilizce ve felsefe dersleri vermeye başladı. 30’lu yaşlarına kadar çok tanınmayan bir heykeltıraş olan Millett, Columbia Üniversitesi’nde yaptığı doktorasının bitirme tezi olan “Cinsel Politika”yı (Sexual Politics) kitap olarak yayınlanması ile feminist hareket içinde önemli bir figür haline geldi.

Cinsiyetlerarası ilişkinin politik olduğu temeline dayanan kitap hızlıca geniş kitlelere yayılarak ikinci dalga feminizmin temel kaynaklarından biri haline geldi. Millett bu kitapta “Eğer bir grup diğerini yönetiyorsa ikisi arasındaki ilişki politiktir” diyordu.

Diğer eserleri

Sahip olduğu ünün hayatı üzerindeki negatif etkisinden 1974’de yazdığı Uçmak (Flying) kitabında bahseden Millett, görüşlerinden ve açık eşcinsel bir kadın olmasından dolayı maruz kaldığı baskıları kaleme aldı. Uçmak ile beraber yazmış olduğu bir diğer otobiyografik eser olan Sita’da (1977) ise cinsel kimliğini inceledi ve eşcinsel olduğunu açıkladı.

Millett’ın 1979’da yazdığı Bodrum (Basement) kitabı koruyucusu olarak atanmış bir kadının görevlendirdiği bir grup genç tarafından taciz edilip tecavüze uğrayan ve öldürülen bir kadının gerçek hikayesini anlattı.

Ardından İran’a Gitmek (Going to Iran, 1981) kitabında İran’da kadın hakları mücadelesini deneyimleyerek Humeyni’nin ardından artan politik baskıyı ele aldı.

1990’da yayınlanan Tımarhane Yolculuğu (The Loony Bin Trip) kitabı ise Millett’in akıl hastanesindeki kişisel tecrübelerine dayanıyor. Zulüm Politikası (The Politics of Cruelty, 1994) kitabında zalimlik konusunu genel bir açıdan işledi ve 2001’de yazdığı Anne Millett (Mother Millett) yaşlanmakta olan annesiyle arasındaki ilişkiyi yazdı. “Sokak Kadınları” (1975) ve “Fahişelik Dosyası” (1999) kitapları da Millet tarafından kaleme alınmış eserler arasında.

ABD’li feminist yazar, akademisyen ve heykeltraş Kate Millett, 6 Eylül 2017’de Fransa’nın başkenti Paris’te kalp durması sonucu 82 yaşında hayata veda etti.