Bakın, onlar nasıl ilerliyor…

- Site varsayılanı
713 views

Victorya: Kürt kadınları nasıl savaşıyor, nasıl davranıyor, bu bizim için büyük ve önemli bir örnek olacaktır. Arkadaşlarımıza tek-yalnız olmadığımızı anlatacağız. “Kürdistan’da da kadınlar var ve savaşıyorlar. Bakın onlar nasıl ilerliyor” diye anlatacağız.

Aleksandra- Düşünüyorum da, kapitalizm orada da burada da ataerkil düzen olmadan ayakta kalamaz. Bu noktamız ortaktır. Bu tüm dünyada aynıdır. Bu anlamda global bir özellik bu. PAJK’ın orada üstlendiği görev ve çalışma bence sadece Kürt kadını için değil, Avrupalı kadın ve diğer kadınlar için de çok önemli bir örnek oluşturuyor.

 

victoria

 

Kolombiya’da 50 yıldır mücadele yürüten FARC örgütü içinde kadınların statüsü nedir? 50 yıl içerisinde nasıl bir toplumsal dönüşüm yaşandı? FARC ile devlet arasında barış müzakereleri yürüten FARC heyeti içinde yer alan Victoria Sandino ve Aleksandra Narino gazetemiz Newaya Jin’a Kolombiya’da kadın olmayı ve mücadele içinde yer alan kadınları anlattı…

Bize biraz Kolombiya’daki toplumsal yapıdan bahsebilir misiniz?

Victoria Sandino: Kolombiya halkının nüfusu 47 milyon. Bunun 30 milyonu yoksul ve bu kesim ayda 97 dolardan az bir parayla yaşamak zorunda. Halkın büyük kesimi işsiz. Sokaklarda terk edilmiş birçok çocuk yaşıyor. Latin Amerika’nın en fakir 3 ülkesinden biri de Kolombiya’dır. Çocukların açlıktan öldüğü bir ülkeyiz. Bunlar ülkemizin ekonomik boyuttaki sorunları…

Bir de şiddet sorunumuz var. Devlet güvenlik güçleriyle halk arasında sürekli bir çatışma söz konusu. Devlet güçleri hem kırsal alanda, hem de şehirde sayısız insanı katlediyor. Sonra da basın aracılığıyla bu insanların gerilla tarafından öldürüldüğünü söylüyor. Bu büyük bir devlet terörüdür. Her cinayet karşılığında para alınıyor. Sivil halk, gerilla ya da savaşçı olarak yansıtılıyor ve katiller bu şekilde para kazanıyor. Sorunlarımız bu şekilde hem yoksulluk, hem de devlet terörü…

Peki buna karşılık bizim direnişimiz nedir? Kolombiyalı Devrimci Silahlı Güçler (FARC-EP) olarak ülkemizde mücadele veriyoruz. Köylü halkımızın sergilediği bir deriniş var. Aynı şekilde Kızılderili halkımız da direniyor. Ülkemizde 90 farklı Kızılderili grup yaşıyor. Ülkemiz çok kültürlü ve çok toplumlu bir yapıya sahiptir.

Anlattığınız bu tablo içerisinde Kolombiyalı kadınların konumu nedir?

Aleksandra Narino: Ülkemizde toplumun yarısını kadınlar oluşturuyor. Kolombiyalı kadınların eğitim düzeyi diğer Latin Amerikalılara göre daha yüksek. Birçok akademisyen kadın var. Ama maaşları erkeklerden az.

Kolombiya’da her 6 saatte bir bir kadın tecavüze uğruyor. Bir kadına asit gibi yakıcı bir maddeyle saldırmak çok alışılagelmiş bir duruma dönüşmüş. Tüm dünyada olduğu gibi Kolombiya’daki kadınlar da kapitalist sömürüyle içiçe yaşamak zorunda kalıyor. Ayrıca ev içinde de ciddi bir baskı söz konusu. Victorya’nın da belirttiği gibi kadınlar burada çok zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Kolombiya’da 6 milyon insan kendi ülkesinde mülteci olarak yaşıyor şimdi. Bu kesim içerisinde birçok kadının eşi paramiliter güçler tarafından öldürülmüştür. Bunlar yaşam savaşında yalnızlar. Bu çatışma içerisinde de cinsel şiddet çok yoğun yaşanıyor. Güvenlik güçleri ve paramiliter güçler cinsel şiddet uyguluyorlar. Çok komplike bir durum bu.

50 yıllık bir FARC mücadelesi de sözkonusu. Bu zaman dilimini kadınlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınların mücadelenize katılımı, kadınların örgütünüzdeki yeri ve rolü nedir?

Victorya: Kadınlar olarak 1964’ten beri partinin içinde yer alıyoruz. Sayımız başlarda azdı. Ama mücadelede hep vardık. 4. kongremizde (1974) kadın savaşçıların da erkek savaşçılarla eşit oldukları kabul edildi. ‘Kadınlar da bizim yoldaşlarımız, kadın savaşçılar da bu mücadeleye yardım ediyorlar’ denildi. Kadınlar her görevde ve her yere varlardı; ama o dönemler daha çok mutfakta çalışmak için, çamaşırları yıkamak için, tarım için, taşıma için varlardı. Ama 1974’ten sonra daha uzun süreler için partide kalmaya başladılar. Bu tarihten itibaren kadınlar da artık savaşanlar olarak görülmeye başlandı. Cinsiyet ayırımına gidilmeden çeşitli görevler verildi. Bugün artık kadınlar olarak savaşta aktif katılıyoruz. Düşmanla savaşta birebir yer alıyoruz. Aynı yükü taşıyoruz. Siyasal sürece katılıyoruz. Halkı örgütleme işinde çalışıyoruz. Halk çalışmalarına birebir katılıyoruz. Bugün burada, Havana’dayız ve barış görüşmelerine katılıyoruz. Hemen hemen örgütün tüm kademelerinde yer aldığımızı söyleyebilirim. Örgütte kadın ve erkek eşitliği esastır. Kadın gerillalar elbette özgürdür. Kimsenin eşi değildir, resmi evlilik yoktur. Ama tabii ki arkadaşlıklar vardır. Çok uzun yıllar ilişkilerini sürdüren arkadaşlarımız var. Tabii ki savaş koşullarının elverdiği ölçüde birliktelikler mümkündür. Mesela birçoğumuzun erkek arkadaşının olması mümkündür, ama biz onları bırakıp buraya gelmek durumunda kaldık. Onlar orada kalmak zorundalar. Erkek arkadaşlar için de aynı durum söz konusudur. Onlar da buraya yalnız gelmek zorunda kaldılar, arkadaşlarını ülkede bıraktılar. Koşullarımızın ve sorumluluklarımızın bilincinde olarak burada toplandık.

Kolombiya toplumundaki kadınlar FARC’ı ya da kadın gerillaları nasıl değerlendiriyor?

Victorya: Kolombiya toplumundaki kadını 2 boyutta değerlendirmek gerekiyor. Birincisi; halkı temsil eden kadın, yani köylü, Kızılderili, Afro kültürden ve toplumdan gelen kadın. Bunlar acı çeken ve ezilen kesimdir. Bu kadınlar geleneksel anlayışı yıktılar. Siyasal, toplumsal sürece aktif katılmaya başladılar. Bugün ben inanıyorum ki, bu kesimin büyük kazanımları oldu. Toplumsal yaşamda büyük açılımları oldu.

İkinci kesim ise rejim yanlısı kadınlardır. Bunlar kadın örgütlerinde organize ediliyorlar ve çoğu zaman Avrupa’dan finans yardımı alıyorlar. Rejim bunlar aracılığıyla FARC’a saldırıyor. Örneğin bize tecavüz suçlamaları yapıyorlar. Tecavüzcü bir örgüt olduğumuzu iddia ediyorlar. İnsan haklarına, kadın haklarına saldıran bir aleksandraörgüt olarak adlandırılıyoruz. İşte çocukları savaşta savaştırmak üzere kaçırdığımızı söylüyorlar. Aklınıza gelebilecek her türlü suçlamayı bu grup aracılığıyla yapıyorlar. Rejim onları çok iyi kullanıyor. Ayrıca bu gruba çok büyük paralar da veriliyor.

Peki, kadınların iç örgütlülüğü nasıl işliyor, kadınlar nasıl organize oluyor?

Victorya: Farklı katmanlarda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin, belediye çalışmaları var. İkinci katman olarak adlandırdığımız sendikal çalışmalar var. Köylü derneklerinde yürütülen çalışmalar var. Yine Kızılderili dernekleri var. Bunların tümünün içinde kadın komiteleri var.

Kolombiya’da siyasi bir kadın hareketi yok. Ama savaş mağdurları organizasyonlarında yer alıyorlar. ‘Demokratik Cephe’ gibi diğer hareketlerde de kadınlar yer alıyorlar. Demokratlar içinde de varlar. Ama kadınlara özel hitap eden bir parti yoktur. Biz komünist/illegal/gizli bir örgüt olarak şehirlerde çalışmalar yürütüyoruz. Bir de ‘Bolivar Hareketi’ var. Onların içinde de kadınlar örgütleniyor.

FARC içindeki kadının örgütlenme ve konumuna dönersek…

Victorya: FARC içinde kadın komutanlar var. Bütün FARC katmanlarında kadınlar yer alıyor. Savaşçı, cephe komutanı, grup komutanı ve eyalet komutanı olan kadınlar var. Ancak Genel Kurmaylıkta, yani askeri genel konsey (Etado Mayor)  içinde kadın yok. Çoğu zaman feminist çevreler ‘neden yüksek karar alma mekanizmalarında kadın yok?’ diye soruyorlar. Ama biz diyoruz ki; biz partimizin her katmanında, her yerinde yer alıyoruz. Sabırlı olun biraz… Genel konseyde yer almak kolay, ama kadının katılımı böyle olmamalı. Aksine tabandan, alttan bir katılımla olmalı. Alttan başlayarak üste gitmelidir. Biz de öyle yapıyoruz. Hızımız kaplumbağa hızı gibi belki. Ama hep yukarıya doğru ilerliyoruz. Önemli olan da budur. Kadınları her bölümde görmek.

Bugün FARC’ın %40’ını kadınlar oluşturuyor. Tabii ki bu sayı son dönemde çoğaldı. Bizim için önemli olan kendimizi her kapasiteye göre hazırlamamızdır.

Kürdistan’da önemli bir düzeye ulaşan kadın özgürlük mücadelesi ve örgütlenmesi var. Buna ilişkin neler söylemek istersiniz?

Aleksandra: Öyle tahmin ediyorum ki, dağlardaki gerillalarımız Kürt gerçekliği hakkında çok az şey biliyorlar. Mesela onlarla bir görüşme yapmıştım ve onlara yaptığım konuşmamın sonunda “Yaşasın Kürt halkının direnişi” dedim. Ama kimse Kürt halkının direnişinin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Ama biz, Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü konusundaki kitaplarını okuduk. Benim çok hoşuma gitti bu kitaplar. Oturup ‘erkekliği, maçoluğu öldürmek zorundayız’ dedik. Öcalan söylüyor bunu. Erkek zihniyeti ölmeli. Gördük ki, Kürt kadın gerillalar o toplumun öncüsü ve bir örneği.

Düşünüyorum da, kapitalizm orada da burada da ataerkil düzen olmadan ayakta kalamaz. Bu noktamız ortaktır. Bu tüm dünyada aynıdır. Bu anlamda global bir özellik bu. PAJK’ın orada üstlendiği görev ve çalışma bence sadece Kürt kadını için değil, Avrupalı kadın ve diğer kadınlar için de çok önemli bir örnek oluşturuyor. Avrupalı kadınlar olarak çoğu zaman Avrupa merkeziyetçilik sorunu altında eziliyoruz. Sanıyoruz ki, feminizm konusunda en önde gelen ülkeleriz. Çünkü “yasalarımız var, burjuva kadınları parlamentoda yer alabiliyor ve bu sebeple en gelişmiş kadınlar bizleriz” deniliyor. Ama öyle olmadığını çok iyi görüyoruz. Kürt Kadın Hareketi’nin böyle bir rol oynadığını düşünüyorum. O coğrafyada böyle güçlü bir kadın hareketi, Avrupalı kadınlar için de çok güçlü bir örnek olabilir. Umarım bu rolü oynamaya devam ederler.

Kürt halkı ile ve Kürt kadınlarıyla FARC olarak ilişkimiz çok güçlü. Umarım hep böyle olur; yani kültürel anlamda, dil konusunda ve de tabii ki ataerkil düzene ve kapitalizme karşı verilen mücadelede rolünü hep böyle oynar.

Victorya: Doğrusunu söylemek gerekirse Havana’da Kürt kadınlarıyla buluşmamız sayesinde Kürt kadınlarını, kadın gerillalarını ve mücadelelerini daha yakından tanıma fırsatımız oldu. Kadın gerillaların bu kadar güçlü olduklarını hiçbirimiz bilmiyorduk. Bir internet sayfamızda bir Kürt kadın komutanla yapılan röportaj yayınlanmıştı. Bunu çok ilginç bulduk. Şaşırdık. Ülkemize, dağlarımıza döndüğümüzde bu konu hakkında çok tartışacağız. Kadınlar nasıl savaşıyor, nasıl davranıyor, bu bizim için büyük ve önemli bir örnek olacaktır. Arkadaşlarımıza tek-yalnız olmadığımızı anlatacağız. “Kürdistan’da da kadınlar var ve savaşıyorlar. Bakın onlar nasıl ilerliyor” diye anlatacağız.