Büyük hayallerin peşinden koşmak

- Vildan Dirik
767 views

İnsanlar bebeklik yaşlarından itibaren hayal kurmaya başlarlar. Hayal kurma becerisi ve gücü çocuğun zihinsel faaliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Oyun fantazilerini hayal gücü ile kurgulayan çocukların özgür öğrenme ortamlarında bu yetilerini daha da geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Günümüz dünyasında verili oyunların, televizyon, bilgisayar oyunları ve cep telefonlarının kullanımının oldukça erken yaşlarda ölçüsüz kullanılıyor olması, en fazla çocuğun hayal kurma yetisine zarar vermektedir. Zamanının çoğunu bu tür teknik aletlerle geçiren çocukların, konsantrasyon bozukluklarından başlayarak, oyun kurma ve geliştirme, kendini oyalama ve yaratıcı olma özelliklerinin ciddi ölçüde etkilenmesine varana kadar birçok olumsuzlukla karşı karşıya olmaları kaçınılmazdır. Birçok ailenin somut olarak göremediği bu zararlar zaman içerisinde özellikle okul çağına gelen çocukların okul yaşamında zorlanmasıyla ortaya çıkmakta ve çocuğun okul başarısını, çevresiyle iletişimini direkt etkilemektedir. Hayal kuran ya da günümüzde hala hayal kurabilen çocukların hem yazı yazma, hem müzik, spor ve sanatın diğer alanlarında başarılı olmalarına, çevresiyle daha uyumlu ilişkiler kurabilen, arkadaş edinebilen ve sosyal yönleri ile güçlü bireyler olmalarına şaşmamak gerekmektedir.

Hayal kurma becerisi insanları yaşama bağlayan önemli bir olgudur. Hayallerinin peşinden koşmak, hayaller edinmek insanları yaşama ve bu hayallerini gerçekleştirmeye motive eder. Elbette hayallerin sağlam amaçlar  ve hedefler üzerine oturtulması oldukça önemlidir. Aksi halde kurulan boş hayallerin yaratacağı duygular insanların duygu ve düşünce dünyalarının yerle bir olmasını beraberinde getirecektir. Hayaller kurmak ne kadar güzel ve olumlu ise, yaşanan hayal kırıklıkları ise o denli kötü ve yıkıcıdır. Beklentilerin büyüklüğü ile doğru orantılıdır hayal kırıkları. Ne kadar çok büyük beklenti içine girilmişse hayal kırıklığı da o denli büyük olur. Hayal kırıklığı insanın hem kendine olan özgüvenini hem de başkalarına olan güvenini sarsan, derin bir duygu çöküntüsü yaratan bir durumdur.

Mezopotamya ve Anadolu coğrafyalarında hayal kırıklıklarını anlatan çok yerinde sözler, maniler ve ezgiler vardır. Misafirliğe gittiği yerde umduğu gibi karşılanmayan kişi duygularını şu sözlerle anlatmıştır mesela;

“Sarı çiçek laledir,

Sabahları öğledir.

Acımızdan kırıldık,

Sizde adet böyledir?”

Ya da karşılık bulamadığı aşkına;

“Yazımı kışa çevirdin, bak gözümde yaşa Leylam,

Viran oldu evim yurdum, ne söylesem boşa Leyla.”

Ancak hayal kırıklığı ile ilgili duyduğum en çarpıcı söz, nenemden duyduğum şu sözdür;

“Gittim kebap kokusuna, baktım eşek dağlıyorlar”

Nenem yaşadığı her hayal kırıklığının ardından bu lafı üstüne basa basa söylerdi. Ve bu söz son sürece o kadar denk düşmektedir ki tekrar etmeden edemeyeceğim.

Elbette “Eşek dağlama” sözü şimdiki nesil için hiçbir şey ifade etmiyor. O yüzden kısaca belirtmekte yarar var. Eski zamanlarda, eşek sahibi olan köylüler eşekleri birbirine karışmasın diye bir yöntemle hayvanlarına bir işaret koyarlarmış. Bu yöntem ateşte ısıtılan bir demirin hayvanın etine yapıştırılması suretiyle hayvanda bir iz bırakılmasını amaçlamaktaymış. Tabii ki yanık hayvan etinin yaydığı koku yanıltıcı bir kebap kokusu olmaktadır. Bu da kokuyu duyup da heveslenen insanların yaşadığı hayal kırıklığının, yaşanan diğer durumlara uyarlanmasını doğurmuş ve ortaya böyle bir söz çıkmıştır.

Şimdi diyeceğim o ki, AKP’ye oy veren  ve hala destekleyen Kürtlerin bu sözü yakında söylemesi kaçınılmazdır. Böyle çok büyük hayallerle arkasından koştukları, umuda kapıldıkları ve her fırsatta yere göğe konduramadıkları AKP gerçek yüzünü göstermiştir. Bin yıllık kardeşliğin, bin yıllık kalleşlik olduğunu açıkça ortaya koymak bu iktidara nasip olmuştur. Din iman edebiyati ile camileri yıktırmış, analar ağlamasın diyerek anaların cenazelerini günlerce sokaklarda bekletmiştir. Çoluk çocuk demeden acımasızca katliam talimatları vermiştir. Tam bir intikam duygusuyla maskesini çıkararak top yekün bir saldırıya geçmiştir. Kebap kokusu sandıkları şeyin aslında yakılan bir eşek olduğunun ayırdına varamayan bu çevrelerin hayal kırıklıkları da oldukça büyük olacaktır. Kendi öz güçlerine güvenmeyip, tüm beklentilerini AKP’ye endeksleyen ve büyük yanılanların eşek etinden bile mahrum kalacakları kesindir. Tarihe bu büyük yanılgıları ve katliamlardaki sorumlulukları ile geçecek olan bu kesimin gelecek nesillerin yüzüne bakamayacakları da bilinmelidir. Bir halkı tarihiyle, kültürüyle ve geleceğini kuracak olan nesilleri ile toprağa gömmeye and içenlerin yanında olma, kendine güveni olmayanların ve kendi öz iradesini ortaya koyma cesaretini gösteremeyen korkakların işidir. At izini, it izinden ayırdedemeyenlerin dağlanan eşek kokusuna kapılmaları da şaşırtıcı değildir.