Çevre ve halk sağlığı savunmasında bir cesur yürek: Phyllis Omido

- Fidan YILDIRIM
374 views

Kenyalı bir çevre aktivisti olan ve 2015’te Goldman Çevre Ödülü’ne layık görülen altı kişi arasında yer alan Phyllis Indiatsi Omido yakın zamanda, on yıldır karşısında mücadele yürüttüğü kurşun eritme tesisi-Kenya Metal Rafinerisi’ni tazminat ödemeye mahkum etti. Amerikalı tanınmış çevre aktivisti Erin Brockovich’den esinlenilerek ‘Doğu Afrika’nın Erin Brockovich’i olarak anılan Omido, Kenya’nın Mombasa sahil kasabası yakınlarındaki bir gecekondu bölgesi olan Owino Uhuru’nun ortasında kurulan kurşun eritme tesisinin çevrede kurşun miktarını artırarak kurşun zehirlenmesine yol açması, bitkilere zarar vermesi, yetişkinler ve çocuklarda ölüme varan sağlık sorunlarına neden olması nedeniyle protestolar düzenledi ve tesisin kapatılmasını sağladı.

Adalet, Yönetişim ve Çevresel Eylem Merkezi (CJGEA) kurucusu da olan Phyllis Omido 1978 yılında Kenya’nın Batı Eyaleti-Vihiga İlçesi-Kidinye Köyü’nde doğdu. İki erkek ve bir kız kardeşi olan ve hiç evlenmemiş olan Omido’nun Kingdavid Jeremiah Indiatsi adında bir oğlu bulunmaktadır. Nairobi Üniversitesi’nde İşletme bölümünü okuyan Omido, Kenya’da on beş yıldan fazla endüstri alanında çalıştı.

Tehlikeli kimyasalların zararlı etkileri

Owino Uhuru’da 2009’da kurulan kurşun eritme tesisi eski araba akülerindeki kurşunu eriterek ayrıştırıyordu. Ancak bu işlem sürecinde kurşun bulutları çevreye yayılıyor, ayrıca asitli atık su arıtılmadan bölge sakinlerinin banyo yapmada kullandıkları derelerin suyuna karıştırılıyordu.

Tesiste halkla ilişkiler görevlisi olarak işe alınan Phyllis Omido bir çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) yapmakla görevlendirildi. Uzmanlardan oluşan bir ekiple yaptığı araştırmada elde ettiği bulgular eritme tesisinin çevreye kurşun saldığını ve bölgede yaşayanları tehlikeli kimyasalların zararlı etkilerine maruz bıraktığını ortaya koyuyordu. Bundan yola çıkarak, tesisin yerleşim alanının dışında bir yere taşınmasını tavsiye etti. Ne var ki onunla aynı fikirde olmayan üstleri ÇED’i sonuçlandırması görevini başka bir danışmana verdiler.

Omido kurşun eritme tesisinde çalışmaya başladıktan yaklaşık üç ay sonra bebeği hastalandı. Hastaneye götürdüğü bebeğinin tifo veya sıtma olduğu düşünülmüştü ama hastalığının kurşun zehirlenmesi olduğu açığa çıktı. Ödeyemeyeceği miktarda yüksek olan hastane masrafını çalıştığı şirketin ödemesini talep etti. Şirket, gerçeği gizlemesi şartıyla hastane faturalarını ödedi. Ne var ki, Omido kendisini topluma karşı sorumlu hissediyordu. Çocuğunun hastalığının tesisten kaynaklandığını düşünerek, rastgele seçtiği üç çocuğa kan testi yaptırdı. Hepsinin de kanındaki kurşun miktarı ABD’nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından belirlenen standartların üzerindeydi. Omido’nun oğluna verdiği anne sütü onu zehirliyor ve hasta ediyordu. Bu durum tespit edilince kurşun zehirlenmesinin yalnızca kendi çocuğunun sorunu olmadığı gerçeğini anlayan Omido, işinden ayrılarak Mombasa’daki kurşun eritme tesisinin kapatılması için kampanya yürütmeye başladı.

 

Yetkililer üzerindeki baskıyı artırmayı denedi

Yerel bir papazın cesaretlendirmesiyle Omido, topluluk üyelerinin tanıklıkları ve deneyimlerini dinlemeye başladı. Tavuklar dökümhaneden damlayan suyu içince ölüyor, çocukların ateşi yükseliyor ve mide ağrıları çekiyor, kadınlarda düşükler ve ölü doğumlar yaşanıyordu. Omido bütün bunların nedeninin kurşun zehirlenmesi olabileceği ihtimalini dile getirdi ve okuma yazma bilmeyenlerin yaşadıklarını doktorlara anlatabilmeleri için onlara hastaneye gidişlerinde eşlik etti.

Omido 2009 yılında Adalet, Yönetişim ve Çevresel Eylem Merkezi-CJGEA’yı kurdu. Merkezi Mombasa olan kuruluşun amacı; Kenya’nın sanayi bölgeleri yakınındaki yerleşim alanlarının karşılaştığı çevresel sorunlarla ilgilenmekti. Yönetişim, politika değişikliği ve insan hakları gibi konuları da ele alan kuruluş; iklim değişikliği, çevresel yönetişim, aktivizm ve insan hakları, yasal yardım ve eğitim konularında programlar yürüttü.

Tesisin yol açtığı tahribatlarla mücadele konusunda kararlı olan Omido, yerel topluluk üyelerinin kontrol edilmesi için hükümetin sağlık merkezini ikna etti. Test edilen çocuklarda ABD ortalamasının yirmi katı yüksek kurşun seviyesi çıktı; yapılan toprak testlerinde, tesisin faaliyete geçtiği 2008’den 2009’a kadar kurşun seviyesinin hemen hemen on katına çıktığı anlaşıldı.

Bu kanıtlarla birlikte tesisin kapatılması talebiyle tesis yönetimi ve Ulusal Çevre Yönetimi yetkililerine başvuran Omido tam bir sağırlıkla karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine mektup yazma kampanyaları ve barışçıl sokak protestolarıyla yetkililer üzerindeki baskıyı artırmayı denedi.

Portrait of Phyllis

Tutuklanıp hakkında dava açıldı

Şirket sahipleri ve hükümet yetkilileri tesisin kapatılması doğrultusunda hiçbir adım atmayınca Omido Nisan 2012’de bir gösteri düzenledi. Zehirli atıklara karşı lobi çalışmaları yürütürken o ve CJGEA’nın on altı üyesi tutuklandılar. Polis CJGEA bürolarını basarak belge ve bilgisayarlara el koydu. Hapishanede bir gece tutulan Omido hakkında “şiddeti kışkırtmak” ve yasadışı toplantı suçlamasıyla dava açıldı. Uzun bir yargılama sonunda mahkeme yargıcı, Omido’nun yasalar çerçevesinde hareket ettiğini ve davanın kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın düşürülmesine karar verdi.

Kampanyası nedeniyle hedef haline gelen Omido 2012’de bir gece evinin önünde bekleyen silahlı adamların saldırısından oğluyla birlikte kaçarak kurtulmayı başardı.

Omido ve CJGEA öncülüğünde artan topluluk baskısı ve sürekli kampanyalar sonucu Ocak 2014’de kurşun eritme tesisi kapatıldı.

Omido bundan sonra İnsan Hakları İzleme Örgütü-HRW ve diğer örgütlerden destek almaya başladı. Birleşmiş Milletler Özel Raportörü ile zehirli atıklar üzerine bir görüşme gerçekleştirdi. Bunun üzerine Kenya Senatosu Sağlık Komitesi üyeleri iddiaları yerinde incelemek üzere eritme tesisine bir ziyaret gerçekleştirdiler ve gördüklerinden dehşete düşerek tüm topluluk üyelerini sağlık testinden geçirmeyi ve zehirli atıklardan etkilenmiş alanları temizletmeyi taahhüt ettiler.

CJGEA, İnsan Hakları İzleme Örgütü ile işbirliği içinde, toplumların toksik maddelerle zehirlenmesini konu alan bir film çalışması yürüttü. Ölüm ve sağlık konularının yanısıra çevre konusunda işlenen suçların cezasız bırakılması konularını işleyen film, Nairobi’de gerçekleştirilen çevre konulu ilk BM Meclisi ile aynı tarihte, 24 Haziran 2014’de başlatıldı.

Phyllis Omido Şubat 2013’te insan hakları ve çevre üzerine Birleşmiş Milletler Çevre Programı danışma forumuna CJGEA’yı temsilen katıldı. Aynı yıl Kenya’nın Risk Altındaki İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Programı’nı İrlanda’nın Dublin kentinde temsil etti. Çevresel İnsan Hakları Savunucuları Evrensel Haklar Grubu Danışma Forumu’na katılmak üzere 2014 yılında İsviçre’nin Cenevre kentine gitti. 6-7 Eylül 2014 tarihlerinde, Amerika’daki Yale Üniversitesi’nde 3. Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü-Yale Çevresel Yönetişim ve Demokrasi Konferansı’nda yer aldı. 23 Eylül 2014’de Finlandiya’daki KIOS Vakfı’nın uluslararası insan hakları seminerine katıldı.

Yeni bir mücadele maratonu

Omido’nun da çabaları sonucu, 2014 yılında yoksul, kentsel yerleşim alanlarındaki üç zehirli atık eritme tesisi Mombasa’nın diğer bölgelerine taşındı. Omido çevre ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için hükümet nezdinde lobi çalışmaları yürütmeye bugün de devam ediyor.

Phyllis Omido 2015’te, ‘Yeşil Nobel’ olarak da bilinen ve ABD’nin San Francisco kentindeki Goldman Çevre Vakfı tarafından verilen Goldman Çevre Ödülü’ne layık görülen altı kişiden biri oldu. Bu itibarlı ödül her yıl; Afrika, Asya, Avrupa, Adalar ve Ada Milletleri, Kuzey Amerika, Güney ve Orta Amerika olmak üzere, dünyanın altı coğrafik bölgesini temsil eden çevre kuruluşları ve kişiler arasından seçilen altı kişiye verilmektedir.

Kurşun eritme tesisinin çevrede ve halk üzerinde yarattığı tahribata karşı dava açmış bulunan Phyllis Omido neredeyse on yılın ardından bu yıl davayı kazandı. İhmalkar davranan devlet kurumları ve 2014 yılında kapanan şirketin yöneticileri tesisten zarar gören yerel topluluğa 12 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi. Ayrıca, hükümetin Owino Uhuru’yu dört ay içinde temizlemesi, aksi halde para cezasına çarptırılacağına dair karar alındı. Bu karar üzerine Omido, üç bin kişinin yaşadıklarını ‘para telafi edemez’ derken, bu paranın tedavi ve ilaçlar için kullanılabileceği belirtiliyor. Ne var ki, tazminatlar konusunda kötü bir sicile sahip olan Kenya hükümetinin Eylül ayı ortasına kadar parayı ödememesi halinde, Phyllis Omido ve Owino Uhuru topluluğu yeni bir mücadele maratonu başlatmak durumunda kalacaklardır.