‘İrlanda’nın özgürlüğü için savaşmaya çıktım ve bana ne olacağı hiç önemli değil’

- Fidan YILDIRIM
720 views

Daha çok Countess (Kontes) Markievicz olarak tanınan Constance Georgine Markievicz İrlanda’daki politik partiler Sinn Féin (Biz Kendimiz) ve Fianna Fáil (Kaderin Askerleri) bünyesinde faaliyetler yürütmüş İrlandalı bir yurtsever devrimci, sosyalist politikacı ve Constance Markievicz 1sufrajetti. İngiliz Avam Kamarası’na seçilen ilk kadın olmanın yanısıra bakan olarak görev yapan dünyadaki ikinci kadındı. Özellikle 1916 yılında İrlanda’da gerçekleştirilen Paskalya Ayaklanması’ndaki öncü rolü ve İrlanda’nın özgürlüğü için hayatını riske atma pahasına yürüttüğü devrimci mücadelesi ile tanınmaktadır. Onun hikayesi, kararlı, bağımsız, idealleri olan ve İrlanda halkının özgürlüğü için adanmış bir kadının hikayesidir ve ülkesinin daha sonraki nesillerini de etkilemiştir.

Asıl adı Constance Georgine Gore-Booth olan Markievicz, Londra-Buckingham Gate’de 4 Şubat 1868’de beş çocuklu ailesinin en büyük kızı olarak doğdu. Mutlu bir çocukluk geçirdi. Babası, 1879-80 yıllarındaki açlık sırasında İrlanda’nın Kuzeybatısında bulunan topraklarındaki kiracılarına parasız yiyecek sağlamıştı. Babasının bu davranışı Constance ve kızkardeşi Eva’da işçi sınıfı ve yoksullara karşı büyük bir hassasiyet oluşturmuş; onlar da yaşamları boyunca işçiler ve yoksullara yardım etmenin çabasını sarfetmişlerdi. İki kızkardeş İrlandalı tanınmış şair ve oyun yazarı W. B. Yeats ile çocukluk arkadaşıydılar ve onun sanatsal ve politik düşüncelerinden etkilenmekteydiler. Yeats, iki kızkardeş için bir de tanınmış şiir yazmıştı. Kızkardeşlerden Eva daha sonra İngiltere işçi sınıfı hareketi ve sufrajetlerle ilişkilenmiş; Constance başlangıçta onun ideallerini benimsememişti.

‘Doğa bana uğrunda öleceğim bir şey vermeli’

Constance ressam olmak istiyordu fakat o dönemde bir tek Dublin’deki bir sanat okulu kızları kabul ediyordu. O da 1892’de Londra’daki Slade Sanat Okulu’nda eğitim görmeye başladı. Burada politikleşmeye adım attı ve Kadınlara Oy Hakkı Dernekleri Ulusal Birliği’ne üye oldu. 25 yaşında eğitimine devam etmek üzere Paris’e gitti ve prestijli bir okul olan Académie Julian’a girdi. İleride evleneceği Casimir Dunin-Markievicz ile burada tanıştı. Bir sanatçı olan Casimir Polonya kökenli zengin bir Ukraynalıydı. Soylu bir aileden gelen Casimir, “Kont Markievicz” olarak tanınıyordu. 1900’de onunla evlendikten sonra Constance da “Kontes Markievicz” olarak tanımlanmaya başladı. Maeve Allys adlı tek kızları 1901’de doğdu.

Constance ve eşi 1903’de Dublin’e yerleştiler. Constance bir peyzaj sanatçısı olarak ün kazandıkça sanat ve edebiyat çevrelerine girmeye başladılar. 1905 yılında Dublin’deki sanatçı ve edebiyatçıları bir araya getirmek amacıyla, aralarında Constance’ın da olduğu bir grup sanatçı Birleşik Sanat Kulübü’nü kurdular. İrlanda dilini yaşatmak ve yaymak amacıyla kurulan ve aralarında İrlanda’nın gelecekteki ilk başkanı olacak olan Douglas Hyde’ın da bulunduğu Gaelic League’in öncü üyeleri de bu kulüpte yer alıyorlardı. Kulüp üyeleri arasında birçok İrlanda yurtseveri ve devrimcisi de vardı. 1906’da bir sayfiye evi kiralayan Constance Markievicz önceki kiracı şair Padraic Colum’un geride bıraktığı, İrlanda’nın İngiltere’den bağımsız olmasını savunan devrimci bazı gazetelere rastladı ve onları okudu. Okudukları onu devrimci mücadeleye çekti. Daha gençliğinde günlüğüne, “ Doğa bana uğruna yaşayacağım ve öleceğim bir şey vermelidir” diye yazmıştı ve artık yaşamını adayacağı bir davası vardı.

‘Sevgili ülke, daha zaptedilmedin’

Constance Markievicz 21908”de Constance İrlanda’daki ulusal politikada aktifçe yer almaya başladı. Politik parti Sinn Féin ile İrlanda’nın Kızları adlı, oyuncu ve aktivist Maud Gonne tarafından kurulmuş olan devrimci bir kadın hareketine katıldı. Ulusal kültürün canlandırılmasında önemli yeri olan Abbey Tiyatrosu’nda oynanan birçok oyunda Gonne ile birlikte rol aldı. Aynı yıl, sufrajetlerin parlamento seçimlerinde Churchill’in adaylığına karşı yürüttükleri kararlı kampanyaya aktif olarak katıldı ve Churchill’in seçilmesi engellendi. Kızkardeşi Eva da bu çalışmada onunla birlikteydi.

1909 yılında Constance, Bulmer Hobson ile birlikte genç oğlan çocuklarını silah kullanmada eğitmeyi amaçlayan para-militer ulusalcı İrlanda’nın Savaşçıları örgütünü kurdu. 16 Ağustos 1909’da Dublin’de yapılan ilk toplantıda kadınların fiziksel güç gerektiren bir harekette yer alamayacakları gerekçesiyle neredeyse kovuluyordu ki, Hobson’un onu desteklemesiyle komiteye seçildi! İngiltere kralı George V’in İrlanda’yı ziyaretini protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen ve 30 bin kişinin katıldığı bir mitingde yaptığı konuşma nedeniyle 1911 yılında ilk hücre cezasını aldı. Bu gösteri sırasında Constance, bildiriler dağıttı, uzun çubuklar üzerinde yükselen, “Sevgili ülke, daha zaptedilmedin” yazılı döviz taşıdı, Kral ve Kraliçe’nin resimlerinin taşlanmasına katıldı ve kocaman bir İngiliz bayrağını ateşe verdi. Bayrak yakma olayının sorumluluğunu mahkemede üstlenmesine rağmen bir başka gösterici bundan dolayı bir ay hapse mahkum edildi. Taş atmak suçlamasıyla da arkadaşı Helena Molony tutuklandı ve İrlanda’da politik bir eylemden dolayı yargılanıp hapsedilen ilk kadın oldu.

‘İrlanda’nın özgürlüğü için savaşmaya çıktım’

Constance, 1913 yılında ilan edilen lokavta karşı gösterici işçileri korumak amacıyla James Connolly tarafından İrlanda Yurttaş Ordusu (ICA) adıyla kurulan küçük sosyalist gönüllü ordusuna da katıldı. ICA’nın üniformasını çizdi ve onun için bir marş yaptı. Ayrıca patates soymak ve yiyecekleri işçilere dağıtmak için de gönüllüler topladı. Tüm yiyeceklerin parasını kendi cebinden ödediği için çokça borçlanmak ve tüm mücevherlerini satmak zorunda kaldı. Aynı yıl, İrlanda’nın Kızları ile birlikte fakir okul çocuklarını beslemek amacıyla bir çorba mutfağı işletti.

Kendisinin politik çalışmalarına ilgisiz eşi 1913 yılında Ukrayna’ya gitti ve bir daha da İrlanda’ya dönmedi. Buna karşın yazışmayı sürdürdüler ve Constance 1927’de ölürken eşi onun başucundaydı.

Constance’a atfedilen moda tavsiye şöyleydi: “Uygun kısa etekler ve sağlam çizmeler giy, mücevherlerini bankaya bırak ve bir tabanca al!” Constance, ICA üyesi olarak 24 Nisan1916’da gerçekleştirilen Paskalya Ayaklanması’na önderlik etti. Barikatların denetimini yaptı, çatışmalarda geri çekilmeden önce bir İngiliz keskin nişancıyı yaraladı. Bir hafta kadar süren ayaklanmada İrlandalı yurtseverler kimi stratejik noktaları ele geçirerek İrlanda Cumhuriyeti’ni kurduklarını ilan ettiler. Ancak ayaklanma İngilizlerce bastırılıp 15 ayaklanma lideri idam edildi. Constance ayaklanmadan sonra hücre cezasına çarptırılan yetmiş kişi arasında yer alan tek kadındı. Aslında ölüm cezası almış ama ‘kadın olduğu’ için cezası ömür boyu hücre cezasına dönüştürülmüştü. Bunun üzerine, ülkesinin işgalcilerine, “Sizler beni vuracak kadar dürüst olabilseydiniz keşke” diye seslenmişti. Mahkemedeki savunmasında, “İrlanda’nın özgürlüğü için savaşmaya çıktım ve bana ne olacağı hiç önemli değil. Doğru olduğuna inandığım şeyi yaptım ve yaptığımın arkasında duruyorum” demişti.

92 kadın tutsakla açlık grevine girdi

Constance Markievicz 3Constance, İngiltere’de önce Mountjoy Cezaevi’ne, sonra da Temmuz 1916’da Avlesbury Cezaevi’ne kondu. 1917’de İngiliz hükümetinin ayaklanmaya katılanlar için af ilan etmesiyle diğer tutsaklarla birlikte salıverildi.

1918 genel seçimlerinde Constance 73 Sinn Féin milletvekilinden biri olarak İngiliz Avam Kamarası’na seçildi. Avam Kamarası’na seçilen ilk kadındı. Bununla birlikte, Sinn Féin’in boykot tavrından dolayı o da diğer milletvekili arkadaşları gibi koltuğuna oturmayı reddetti. Ekim 1919’da Constance kışkırtıcı bir konuşma yaptığı gerekçesiyle bir kez daha tutuklandı. Yoldaşları devrimci İrlanda Cumhuriyeti’nin parlamentosu olan Birinci Dáil’in ilk toplantısında bir araya geldiklerinde o Holloway cezaevindeydi. İsmi okunduğunda, diğer birçok seçilen için olduğu gibi onun için de, “yabancı düşman tarafından tutuklandı” denildi. 1921’deki seçimlerde İkinci Dáil’e de milletvekili olarak seçildi.

Constance, Nisan 1919’dan Ocak 1922’ye kadar Çalışma Bakanı olarak görev yaptı. 1919 Nisan’ından Ağustos’una kadar bakanlık yaptığı ilk dönemde İrlanda’nın ilk kadın bakanı olmanın yanısıra Avrupa’nın da ikinci kadın bakanıydı. Bir kadının daha bakan olduğu 1979’a kadar da İrlanda tarihinin tek kadın bakanı olarak anıldı.

6 Aralık 1921’de İrlanda Cumhuriyeti temsilcileri ile Büyük Britanya temsilcileri arasında yapılan ve İrlanda Bağımsızlık Savaşı’nı sona erdirerek Serbest İrlanda Devleti’nin kurulmasını, Kuzey İrlanda’nın ise Britanya İmparatorluğu içinde kalmasını sağlayan İngiliz-İrlanda Anlaşması’na karşı çıkan Constance Markievicz, aralarında Éamon de Valera ‘nın da bulunduğu bazı milletvekili arkadaşlarıyla birlikte Ocak 1922’de hükümetten ayrıldı. Anlaşmayı kabul edenlerle etmeyenler arasında başlayan iç savaşta Constance, İrlanda’nın bağımsızlığı için kararlıca mücadele etti. Anlaşma yanlılarının kazandığı iç savaş ardından ABD turuna çıktı. 1922’deki genel seçimlerde seçilmemesine karşın 1923’deki genel seçimlerde Dublin Güney seçim bölgesini temsilen parlamentoya girdi. Ancak, diğer Cumhuriyetçi seçilmişlerle birlikte koltuğuna oturmayı reddetti. Kararlı Cumhuriyetçi düşüncelerinden dolayı bir kez daha hücreye kapatıldı. Cezaevindeki diğer 92 kadın tutsakla birlikte açlık grevine girdi, bir aylık tutukluluktan sonra salıverildi.

‘Bir elbise gibi kuşandığı cesaret’

1926’da kurulan yeni siyasi parti Fianna Fáil saflarına katılan Constance Markievicz, La Scala Tiyatrosu’nda yapılan parti açılış mitingini yönetti. Haziran 1927’deki genel seçimlerde, İrlanda Meclisi dönme güvencesi verilen yeni partinin milletvekili olarak 5. Dáil’e seçildi. Ancak seçildikten beş hafta sonra, henüz koltuğuna oturamadan vefat etti.

Constance Markievicz 15 Temmuz 1927 tarihinde, 59 yaşındayken apandisitten kaynaklanan sorunlar nedeniyle, bir hastanenin halk koğuşunda, istediği gibi yoksullar arasında yaşamını yitirdi. Doktorlarından biri aynı zamanda devrimci yoldaşlarındandı. Yanıbaşında eşi Casimir, üvey oğlu Stanislas, mücadele arkadaşı Éamon de Valera ile bir yoldaşı daha vardı. Devlet töreni istemediğini belirtmiş olmasına karşın büyük kalabalıklar tarafından törenle Dublin’de son yolculuğuna uğurlandı.

Tanınmış İrlandalı sosyalist oyun ve anı yazarı Seán O’Casey onun için şöyle demişti: ”Bir şeye bolca sahipti: Bir elbise gibi kuşandığı fiziksel cesaret!”