Zebaniler sizi çimdiklesin

- KAKTÜS
173 views
Ya Star, ne yapacağız sizinle biz? Ne olacak haliniz? Sizin için çok kaygılanıyorum. Çok üzülüyorum halinize. İnsan zavallılığın dibine vurmamalı. Hani egoistsiniz, egonuzu tatmin etmeniz kolay değil, anlıyorum. Hayat sizin için çok zor, omuzlarınıza yüklemişsiniz erkekliği ve bir türlü o erkekliği tatmin edemiyorsunuz. Neyiniz var, neyiniz yok yatırmışsınız o erkekliğe ama yine de doyuramıyorsunuz.

Egemenlikle örülmüş, iktidar olgusuyla pekişmiş erkeklik doyurulabilir mi? Elbette hayır. Neden? Çünkü hep daha fazlasını ister. Daha çok ve daha çoook… Erkeğin erkekliği uğruna harcamayacağı şey yoktur, hatta bunun için gerekçeler bile uydurur. Mesela kadına yönelik şiddeti meşru gösterecek her türlü gerekçeyi uydurabilir. Nitekim uyduruyor da. Sakın yanlış anlamayın, erkekliğin bu yanını asla küçümsemem. Bu müthiş bir “yetenek” ve asla gözden kaçırılmaya gelmez. Gözden kaçırıp fark etmezseniz sizi bekleyen sonu düşünmek bile istemiyorum. Geçenlerde Fransa’da kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlamak için bir araştırma yapmışlar. 25-34 yaş arası erkeklerin dörtte biri “saygı görmek için” şiddetin gerekli olduğunu söylemiş. Düşünsenize “saygı görmek için” kadına şiddetin gerekli olduğunu düşünen, hatta öyle davranan bir erkek/lik olgusuyla karşı karşıyayız. Bir de bunu nerede söylüyor? Dikkat edin demokrasinin, özgürlüklerin yüksek yüksek olduğu bir ülkede söylüyor. Hani hepimizin Ortadoğu’nun geriliğinden, anti-demokratik uygulamalarından kaçıp, demokrasiye koştuğumuz bir ülkede… Niçin? “Saygı görmek için!” Peki saygı nedir? “Saygılarımı sunarım” derken neyi kast ediyoruz? Şiddet saygının neresine düşer? Dayak atanın ve yiyenin saygınlığını neyle ölçebiliriz? Bir bilen var mı? Star’ın gazabına gelesiniz emi. Erkekliğiniz çocukların ağzında sakız olsun, çiğneyip, çiğneyip tükürsünler sizi (!?!) Neyse, devam edelim.

Kadınlık adına bir iyilik

Sözlüğe göre saygı: “Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.” Başka bir şekilde tarif edilecek olursa; “Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram…” Saygı göstermek nedir o vakit: “Değer vermek.” Peki ya saygın olmak? “Hatırlı, itibarlı, muteber olmak.” Aslında topluma yararlı olma, fayda sağlama olarak da tarif edilebilir saygınlık. Şimdi bu değerler silsilesi ile erkeğin şiddet eğilimini hangi mecrada “saygınlığa” oturtabileceğimi düşünüp duruyorum. Acaba diyorum “saygı namına” bu erkekleri sıraya koyup sille tokat girişsem mi, sizce bu topluma bir faydam dokunmaz mı?! Yani diyorum kadınlık adına bir iyilik de ben yapmayayım mı? Bir saygınlık elde etmez miyim? İnanın çok özenli davranacağım, ağız ile burnun, kafa ile kolun yeri değiştiğinden emin olacağım. Topluma faydalı olduğunuzu anlayıncaya kadar yüzünüze tükürülmesini sağlayacağım. Nasıl, hürmetlerimi topluma böyle sunmuş olmaz mıyım? Ya Star, bu erkeğin aklından nasıl sakınacağız kendimizi, hiç bilemiyorum. Bir laf vardır. Derler ki; “Hadi kuldan utanmıyorsunuz, ma Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?” Yuh yani, yuhlar hani. Hema boyunuz devrile, altında kalasınız emi… Gerekçelerinizin kurbanı olup, öte dünyalara taşınasınız. Cehennemin kapısında zebaniler sizi çimdiklesin (!!!)

Sizi baştan yaratmak gerek

Şimdi saygınlık hangi yana siz hangi yana? Sizin yüzünüz bile birbirinize ters. Ne olacak haliniz? Bir de üstüne “saygınlık” bekliyorsunuz. Üstelik de zorla, döverek, öldürerek, taciz ederek vs. vs…  O bilmem ne egonuz kabul etmeyecek ama söylemekten çekinmeyeceğim; DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ. Hani belki biliyorsunuzdur diye söylüyorum, rüzgara tükürenin yüzüne yağan da yağmur değildir. Şiddet uygulayanın göreceği şey de saygınlık değildir. Ona zulüm, zalimlik derler. Yani korkutarak, boyun eğdirince size saygımızın çoğalacağını mı sanıyorsunuz? Aksine her şiddet olayında erkekliğinizin bir çöp kadar değeri olmadığını tekrar tekrar görüyor ve öğreniyoruz. Her şiddet uyguladığınızda katlettiğinizde, taciz-tecavüz ettiğinizde karakterinizin, benliğinizin ne kadar zavallı, çürümüş ve kokuşmuş olduğunu anlıyoruz. Tükenmişsiniz siz, tükenmiş. İşte erkeklik egonuz kaynağını bu tükenmişlikten alıyor. O yüzden doyurulamıyor. Hep bir aç, hep bir zavallı. Hep bir terbiyesiz. Eğitilmeye ihtiyacınız var sizin. Birinin o erkeklik egonuzu ayağının altına alıp, üstüne basması lazım. Neden? Çünkü mevcut erkekliğinizle yürünemez, çöp yani. Dolayısıyla sizi baştan yaratmamız gerekiyor. Sizi yeniden yaratmak için de eğitim şart. Bakın açık ve net söylüyorum, ya bu topluma fayda sağlar hale gelir saygınlık kazanırsınız ve kadınla yoldaş olursunuz ya da size ölçü kazandırıp tüm “saygınlıklar” size gelsin deriz. Seçme özgürlüğünüz var. Zaten insan dediğimiz varlık, seçme özgürlüğü olan zeka ve akıl sahibi canlıdır. Siz siz olun ayakta, rüzgara karşı şey etmeyin… Yani azıcık eğitim şey etsek?!? Sil baştan yaratsak hani (!?!)