Avaşîn’de gerilla olmak

- Amargi ARHAT BA
373 views
Kürdistan’da yürütülen özgürlük savaşının çetin ve zorlu cephelerinden biri Avaşîn. Sömürgeciliğin, zulmün, işkencenin ve inkarın bir halkı kimliksel ve kültürel yok oluşun sınırlarına getirdiği o yangın yıllarında ve ardından Kürdistan’da gerilla ordusunun ayak sesleri yankılanmaya başladığında gerillanın vazgeçilmez bir mevzisi haline geldi Avaşîn.

Sahip olduğu sınırlar ve stratejik konumuyla Kürdistan özgürlük devriminin başarısı açısından önemli bir yere sahip olan Avaşîn, mücadelenin başından itibaren gerillanın vazgeçilmez meskenlerinden biri oldu. Kasırga taburlarından, yeniden yapılanma çerçevesinde kendini örgütleyen profesyonel gerillacılığa kadar işgalci faşist Türk devletine her süreçte darbe vuran nice yiğit kadın ve erkekleri bağrında sakladı Zagrosların bu cennet arazisi. Çetin zorluklarına ve savaş ahlakından nasibini almamış düşman yönelimlerine rağmen gerillacılığın iliklerine kadar yaşanıldığı bir emek ve yaşam bahçesi Avaşîn… İHA’ları, SİHA’ları ve savaş uçakları olmadan bu arazide bir adım bile atamayan Türk ordusunun kendisi de zırhlarının, kale kollarının ardından yüzlerini gösterip Avaşîn gerillasının karşısına çıkacak cesarette değil. Bu yüzden özellikle 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana sadece Kürdistan’ın değil, tüm insanlık tarihinin, tüm medeniyetlerin beşiği haline gelmiş bu mekanları elindeki tüm tekniği kullanarak yirmi dört saat bombardımana tutuyor. Tüm çağların en vahşi yaptırımlarına bile rahmet okutturan Türk ordusu arazide fark ettiği tek bir gerillayı imha etmek için filolarını bile devreye koyacak kadar korkak ve zalim. Bu saldırılar yalnızca bu dağlarda mücadele eden özgürlük gerillasına karşı değil, aynı zamanda bu dağların her karış toprağına, ağaçlarına, suyuna ve havasına karşı yürütülüyor. Özgürlük düşmanı Türk ordusu, Kürdistan’ın doğasına karşı savaş yürütmekten de geri durmuyor.

Çelikten irade

Havanın açık olduğu zamanlarda gerillanın ‘teneke’ dediği keşif uçaklarını 24 saat Avaşîn üzerinden eksik etmiyor, havanın kapalı olduğu zamanlarda da gerilla eylem yapacak diye ödü kopan düşman aralıksız obüs ve havan atışlarıyla korkusunu yenmeye, sözde kendine kalkan oluşturmaya çalışıyor. Ama nafile… Özellikle 2020 yılının baharından bu yana düşmanın o çok güvendiği tekniğine ve teknolojisine rağmen gece gündüz demeden hem yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için insanüstü bir emek ve çaba sarf eden gerilla, aynı zamanda keşif uçaklarına aldırmadan yirmi dört saat düşmanın konumlandığı mevzileri keşfediyor ve gerçekleştirdiği eylemlerle Türk askerlerini bu tepelere geldiklerine, geleceklerine pişman ediyor. Önderliğin ‘en büyük teknik insandır’ şiarı ile Türk ordusunun 21. Yüzyıl teknolojisine kafa tutan gerilla, her gün yenilenerek, daha yaratıcı taktikler geliştirerek Kürdistan’da yaratılmak istenilen bu karanlığın üzerine yürüyor. Bu coğrafyanın gerillaları yalnız elindeki keleşlerle değil, çelikten iradeleri ile direnen Kürde ölümden ve yıkımdan başka bir şey reva görmeyen bu düşmana karşı direniyor.

’21. Yüzyıl kadın yüzyılı olacak’
Avaşîn alanında hem gerçekleştirilen eylemlere hem de pratik çalışmalara öncülük edenlerin başında kadın gerillalar geliyor. Yaşamın ve savaşın tüm alanlarında yer alan kadın gerillalar kazandığı tüm mevzileri koruyor ve kadından yana hep ölüm ve inkâr saçan tarih sayfalarını ‘xwebûn’a ve direnişe çeviriyor. Önderliğin ’21. Yüzyıl kadın yüzyılı olacak’ sözünü eylemlerinin amentüsü haline getiren Avaşîn’li yiğit kadınlar, bu uğurda şehit düşen yoldaşlarının anılarının ve amaçlarının peşinden ilerliyor. Onlar komutan Ronya’nın, Avaşîn’in mavi suları gibi yaşama akışı hiç bırakmayan Eylem’in, Govendê aşığı Tara’nın, elindeki Karnas’ı(suikast silahı) ile düşmanı alnının çatından vurmaya yeminli Berçem’in, devrimci emeğin en temiz hali Dîdar’ın, Herekol’un uçurumlarından Avaşîn’in vadilerine akan Nujiyan’ın, yaşam duruşu ve yoldaşlığıyla Kürdistan’lı bir koçer kızının yüreğini avuçlarında taşıyan Koçerîn’in izinden ilerliyor.

Tara Maku ve Berçem Ernesto

Geçen baharda yapılan YJA-STAR eylemlerin ilk zılgıtını Tara Maku ve Berçem Ernesto yoldaşlar çekmişti. Gerillacılık yaşamının ilk adımlarını Govendê’nin uçurumlarında atan Tara arkadaş Rojhilat topraklarından Avaşîn’in dalgalarına çarpan bir doğu esintisi gibi narindi. O, düşmanın Govendê’yi işgalinden sonra tüm mücadele yaşamını burada bir eylem gerçekleştirmeye adamıştı. Çünkü Govendê demek gerilla demekti, Tara’nın dilinde Govendê emek, irade ve halaya tutuşan o kayaların ardında yaşanılan Apocu yoldaşlıktı. Ve ne olursa olsun tüm zorluklar aşılacak ve Govendê’yi işgal eden o postallar o uçurumlardan defedilecekti. Avaşîn’in her yerinde sonsuz bir emeğin sahibi olan Tara arkadaş şimdi bir eylem zamanında, hayallerinin gerçek olduğu yerde Govendê’deydi. Berçem arkadaş, Cizre’nin direniş geleneğinin izlerini Zagroslarda süren, henüz yirmisinde suikastçı bir kadın gerillaydı. Berçem henüz genç yaşına rağmen bu dağlarda bir ömür deviren bir devrimcinin ciddiyetiyle savaşı ve yaşamı sahiplenen oldu. Bu sefer Govendê’deki işgalcileri vurmak için silahına sarılmıştı. Elindeki Karnas onun için yalnız bir silah değil, onun dava arkadaşı, direnen kadının zalimin zulmünden alacağı intikamda yol arkadaşıydı. Egemen erkeklik, insanlık adına yaratılan tüm değerlere göz diken talancı işgalcilik ile adaletin ve özgürlüğün yaratıcıları tanrıçaların izinden giden direngen kadınların cenk meydanı Govendê’ydi. 4 Haziran 2020 günü Tara ve Berçem arkadaşlar suikast taktiği ile burada konumlanan işgalci güçlere darbe vurmuştu. Türk ordusu o çok güvendiği kalkanları ardından verdiği kaybın şokunu yaşayadursun, Tara hayalini gerçekleştirmiş, Berçem yoldaşlarına verdiği sözü tutmuştu. Doğa düşmanı, kadın düşmanı, tüm yaptırımları ile insanlık düşmanı işgalcilere darbe vurmadan toprağa düşmemeye ant içmişlerdi. Eylem dönüşünde hava saldırısında şahadete ulaşan Tara ve Berçem arkadaş, kadın gerillaların eylem sözü, intikam yeminiydi artık. Onlar hayallerini gerçekleştirmişti, sıra onların ardı sıra ilerleyen kadınlardaydı.

Eylem Dilxwaz

Tarih 6 Kasım 2020’yi gösterdiğinde savaşın kahramanı bu sefer Tara ve Berçem’in izinden giden Eylem Dilxwaz arkadaştı. Avaşîn’de Adilbeg bölgesine bağlı Tepe Xwedê ve Boxaza Girana arasındaki alana yerleşen düşmana darbe vurmak için en uygun zamandı sonbahar mevsimi. Eylem arkadaş ve yoldaşları bu sefer Apocuların taktiği olarak bilinen sızma taktiği ile düşmanın karşısına çıktı. Apoculuğun Avaşîn’de yaşayan ruhuydu Eylem, bu yüzden başta kadın yoldaşları olmak üzere kendisinden önce bu mevzilerde direnerek şehit düşen yoldaşlarının intikamını alacaktı mutlaka. Öyle kolay olmayacaktı bu topraklarda direnmeden can vermek. Bu yüzden o gün o alanda son nefesine kadar direndi Eylem. İsmi onun kimliği, ismi onun karakteriydi, bu yüzden Eylem olmak gerekiyordu bu dağlarda, Eylem’ci olmak ve Eylem’ce direnmek. O gün yaşanan çatışmalarda 7 düşman askeri öldürüldü. Ve Eylem direnerek, çarpışarak şahadete ulaşan Avaşîn’li kadınların bayrağını ardıllarına devretti. Verilen kadın emeğinin tümü sadece savaş mevzilerinde çarpışmak için değil. Her gün yaşamsal ihtiyaçların karşılanması için bile bir eyleme gidiyormuş gibi hazırlık yapmanız gerekiyor bu topraklarda. Gidilen her görev bir eylem niteliğinde önemli ve hayati.  Bu yüzden bir an bile emeksiz yaşayamayacağınız bir alan Avaşîn. Bu emek bahçesinin, bu yorgunluğun, devrimci çabanın en güzel yüzleriydi heval Koçerîn, Dîdar, Nujîyan ve Tekoşîn.

Uğruna ter dökmedikleri bir günü bile haram…

Avaşîn’de yaşanan hikayelerin peşine düşerseniz eğer, yoldaşlarına erzak götürmek için düşmana, soğuğa, doğaya karşı direnen arkadaşların, bazen de bu uğurda patikalarda şehit düşen emek kahramanlarının öykülerini duyarsınız. Avaşîn alanında verilen emeğin sıkılı yumruğuydu bu dört direngen kadının yüreği. 28 Aralık 2020’de görevleri sırasında hava saldırısı sonucunda şehit düşen bu kadın gerillaların tüm çabası bu emeğin, bu savaşın bir parçası olmaktı. Onlar kadın emeğiyle ilmik ilmik örülen bu yaşamın öncüleri oldu. Onlar uğruna ter dökmedikleri bir günü bile kendilerini haram eyledikleri bu topraklarda yıldızlaştılar. Soykırımcı faşist devletin kadına reva gördüğü aşağılanmayla, tecavüzlerle, ölümlerle yaşamak yerine kadınca gururla bu dağlarda bir gün bile özgür yaşamak onların yaşam felsefesi… Zalimin zulmüne inat, Avaşîn’de kadınca yaşamak ve gerilla zamanında direnmek kadınların asla yüzlerini dönmekten vazgeçmeyeceği kıbleleri… Zagroslarda direnen ve onlardan bu bayrağı devralan kadınların söyleyecek sözleri, daha sıkılacak mermileri ve aşacakları dağlar ve tepeler var. Mermileri Kürdistan’dan kovmaya ant içtikleri düşmana, aşılacak zirveler yolda yoldaş olana, sözleri ise özgürlük çağrısı tüm kadınlara…