BİR SAVAŞÇININ HİKAYESİ

- Laleş Rênas
608 views

*8 Ekim 2021’de Avaşîn alanında şehit düşen YJA Star gerillası Adife Kanîreş (Dilan Harmancı) anısına..

Dile gelebilse, parmak kıracak kadar gerçek Avaşîn‘deki savaş.  Dokunulmaya cesaret edeni sarıp sarmalıyor. Ateşin en yoğun, en kavurucu halini yaşıyor savaşçıların yürekleri. Düşmanlarını bile o ateşte yakacak, onlara cehennemi yaşatacak kadar sıcak yürekleri. Ve amaç, Eyüp’ün sabra eren yarası kadar direngen. Ve yarayı saracak en büyük hakikat; özgürlük.   

Bazıları hep yenilmezdir. Ve bağlı oldukları amacın gereklerini bilir, öyle yaşar. O amaç etrafında toplanır, o amaçtan güç alır, beslenirler. Kendi toprağının üstünde yeşeren tohum misali, o toprağın karakterine bürünmüş savaşçılar. Suyunda doğan ve büyüyen ağaç misali ormanlaşıp, kendi özgünlüğünde hürleşen dallar ve yapraklar kadar gerçek savaşçılar. O, savaşçılardan en eylemci olanı Adife Kanîreş. Adeta Avaşîn’in eylem yüzüdür gerilla Adife.

özgürlük yoluna başkoymuştu
“Avaşîn’de büyüdüm ben, bana savaşçı olmam gerektiğini, savaşmam gerektiğini öğretti Avaşîn. Her şeyi burada tanıdım, burada sevdim, burada gördüm ve yaşadım. O yüzden burası herhangi bir toprak parçası değil benim için, burası evim, yerim, yoldaşlarım. Burası her şeyim” diyordu gerilla Adife. Hayatının en güzel yaşlarında, daha çok gençken kapitalizmin yaşam adı altındaki sistemine başkaldırmış ve kavga etmek gerektiğini anlayıp özgürlük yoluna başkoymuş. Faşizmin, her defasında kendini orada örgütleme uğraşı olsa bile o kendi devrimcilerini yaratmanın peşinde olan Bingöl’ün Karlıova’sının bir köyünde doğdu. Genç yaşında dağlarla hayaller kurdu. Gerillalaşmayı, dağların ceylanları gibi tepe tepe dolaşmayı, düşmanıyla yüz yüze, göğüs göğüse çarpışıp savaşmayı hayal etti. Ve hayallerinde baş rolünü oynadığı özgür Kürdistan dağlarına geldi. Burası en özgür, en bakir olandı. Kimseye baş eğmeyendi. Burası zalimlere karşı direnmiş, özgürce yaşayamamış ama özgürlük uğruna savaşçı yetiştiren, büyüten ve ölümsüzleştiren yerdi.

Kanîreşli Adife Avaşîn’de
Dilan Harmancı, kendisine ailenin verdiği ismi de devletin verdiği soyadını da reddedip kendi olmanın, kendini var kılmanın peşine düşmüştü. Ve Adife Kanîreş olarak; 2014 yılının Eylül ayında dağlara adım atmıştı. İlk adım attığı toprak Avaşîn toprağıydı. İlk olan her zaman güzeldi. İlk olan her zaman daha özen isterdi. Daha büyük bir tutku ve inançla sarılmak gerekirdi. İlk olanı kazanmak ve güzelliğinde, güzellik yetiştirmek uğruna savaşmak gerekiyordu. Anlamı çoğaltmak adına yaşamak, yaşamsallaştırmak gerekiyordu. Bunları layıkıyla yerine getirmişti gerilla Adife Kanîreş.

Elini tetikten hiç çekmedi…
Avaşîn toprağının güzelliğini yaşamak için orada ilk savaşçı eğitimini almıştı. O bile ne kadar savaşçı olabileceğini eline silah almadan anlamamıştı. Eline silah aldığında, faşist Türk devletinin elinden yaşamını nasıl aldığını, Kürtleri yok etmek için nasıl savaştığını çözüyordu. Köleleştirilmenin, boğazını sıkan iki eli kırmakla geçeceğini, ancak o elleri kırarsa nefes alacağının farkındaydı. İlk kurşunu kendisine sıktı gerilla Adife. Şimdiye kadar yaşadığı yalan yaşama sıktı. Kendi olmayan, ezilmiş, özgüvensiz, savaşmayan, öğretilen kadın duruşuna sıktı. Namluyu, büyük bir öfke ve özgürleşme tutkusuyla Türk devletinin faşizmine sıktı. Elini tetikten hiç çekmeden, özgürleşme amacından güç alarak, işgalcilere eylem üstüne eylem gerçekleştirdi.

Fedakar, cesur savaşçı…
Gerilla Adife Kanîreş, Avaşîn’in eylem yüzlerini birleştirdiği hareketli birlikte yer aldı. Eylemlerde; savaşçılığı, gözü karalığı, fedakarlık ve cesur yüreğiyle tanınırdı. Girdiği her eylemde ölüme meydan okurcasına çıplak bir yürekle düşmana ağır darbeler vurmakla tanınırdı. Yaşamdaysa; melek, sade bir güzellik, asil bir yoldaşlık duruşuyla dikkat çekerdi. Gerilla Adife, Önder Apo’nun ”yaşamda melek, savaşta azrail” çözümlemesini pratiğiyle gerçekleştiren tarihi bir duruşun sahibiydi. Tüm yoldaşlarının onu örnek aldığı sıcak bir yüreği, kadınca bir aklı vardı. Eylem üstüne eyleme katılıyor, en ön cepheye gitmek istiyordu. Bu hırs ve öfkeyle, Zagrosların en nazlı ve cennet mekanı olan Çarçella’ya yürüdü. Çarçella’da da pratik yürüten gerilla Adife, burada da düşmanı vurmanın onuruna erişti.

Direniş ve muazzam bir destan
Avaşîn toprağının tehlike altında olduğunu duyar duymaz eline silahını alıp Avaşîn’e yürümeye başlar. 23 Nisan 2021‘de işgalcilerin Medya Savunma alanlarında, Kürdistan topraklarını sömürgeleştirmek adına başlattıkları operasyonda gerilla müthiş direnmişti. Sömürgecilik sıkıştıkça özel savaşın dozajını da artırıyordu. YJA Star gerillaları öncülüğünde gerçekleşen eylemler, faşist işgalci rejimi tıkatıyor, nefes aldırmıyordu. Bu savaş işgalcilerin PKK ruhunun kadın rengine şahitlik ettiği ilk savaş değildi. Daha önce de işgalciler birçok savaşta bunu görmüştü. Ancak bu defa Avaşîn’de HPG-YJA Star’ın kendini yenilemesiyle tünel savaşlarına geçiş yapmasındaki taktiksel direnişe şahitlik ediyordu. İşgalciler, gerillanın tünelden çıkıp, kendilerini vurduktan sonra tekrar tünele atik bir şekilde geri çekilmelerini anlamamış ve çözememişti. Dola Mara’da, Mam Reşo’da, Şehit Serdar’da, Kartal’da, Wêrxelê’de direniş gittikçe tırmanıyor.  Ve Avaşîn’de yoldaşlıktan beslenen direniş muazzam bir destan yaratıyordu.   

Yitik ülkenin savaşçı kadını
Cennet ve yitik ülkenin savaşçı kadını daha fazla geç kalmadan hemen eylem gruplarına girdi. Eylemden eyleme koştu Adife Kanîreş. Faşist Türk Ordusuna vurulan birçok darbede gerila Adife Kanîreş rol oynadı. Eylem hazırlığında birçok grup; “Heval Adife bizimle gelirse bu eylem başarılı olacak, heval Adife gelirse saldırıya geçebiliriz” derdi. O, ne önünde duran düşmanlarını bıraktı ne de yoldaşlarını arkasında bıraktı. Olması gereken neyse onu yaptı. Ve 8 Ekim‘de Avaşîn alanında son nefesini verinceye kadar inandığı gibi yaşayıp, yaşadığını inançlaştırdı. O, daha şehit düşmeden defalarca intikam aldı düşmanından. Çünkü bazıları hep yenilmezdir. Şimdi tüm yoldaşlarının dediği gibi; “O’nun yasını tutmayacağız, intikamını alacağız!”