‘Camêr’ olanın yurdu bellidir

- KAKTÜS
137 views
Tuaregleri tanır mısınız? Tuaregler, Amazing halkının bir koludur. Bizim bildiğimiz ismiyle Berberilerin bir kolu. Kendine “İmohag” yani “özgür insanlar” diyen Tuaregler, Sahara bölgesinde yaşar. Sahra dünyadaki en sıcak çöldür. Konfederal bir sisteme sahip olan Tuaregler, anaerkil bir toplumdur. Orada erkekler evlendiklerinde kadının evine taşınır. Çadır, sığır kadına aittir. Kabilenin yönetimi kadındadır ve yüzünü örtmek erkeğe hastır.

Çünkü inançlarına göre yüzü örtülmesi gereken kadın değil erkektir. Çünkü güzel olan gözükmelidir ve kadın istemedikçe erkek saygı gereği yüzünü açamaz. Evli çiftler boşanırsa erkek, anne evine döner. Onların sevmek için izne ihtiyaçları yoktur. İlla evlenip öyle “birbirimizi sevelim” gibi küflenmiş ataerkil bir fikre de sahip değiller. Ya da bir kağıt parçasıyla ilanı evlilik yapmıyorlar.  Mal-mülk kadının olsa da eşit söze ve yaşama sahiptirler. Kadın uygun bulursa erkek mal sahibi olabilir. Örneğin bir deve satın alabilir. 

Ana soylu yaşamın güzelliği

Ve bu yaşam, bir tercihtir. Çünkü Tuaregler etraflarındaki ataerkil topluluklardan haberdardır. Ama hiçbir şey onları çölden ve ana soylu olmanın güzelliğinden koparamaz. Erkeklerin peçelerinden dolayı “mavi giyen gizemli sahralılar” lakabını aldığı Tuaregler, çölü deve sırtında gezer ve gelenekleriyle ataerkilliğe meydan okurlar. Bozulma hiç yok mudur? Kapitalizm ile tanışıp yolunu şaşıran 7, 8 milyar insan var. Birkaç Tuaregli yoldan çıkmışsa ne olmuş.
Tuaregler’de beğendiğim bir gelenek de boşanmak isteyen kadına ailesinin “boşanma partisi” düzenlemesi. Kadın boşandıktan sonra büyük bir parti yapıyorlar. Bu kadının özgür olduğu ve istediği erkeği bir kez daha seçebileceği anlamına geliyor. Kadın birini seçerse erkek ona kur yapmak için şiirler diziyor. Tabii romantizmin doruğunda olan kadın da seçeceği erkeği yazdığı şiirlerle yüceltiyor. Velhasıl Tuaregler için söylenecek çok söz var. Önemli olan tercih ettikleri yaşamın sırrına vakıf olmak için çaba ve anlamak için bilinç derinliğine dalmak…
Tuareglerin bu örf adetlerini okuduğumda aklıma bizim oralarda erkek için söylenen bir söz geldi. Genellikle alay yollu da olsa erkeğin kadın soylu ya da kadıncıl, kadın yandaşı, kadın tarafı olduğunu ima eden bir sözdür. Bir erkek geniş bir cemaatte diğer bir erkeğe sorar; “Söyle, sen nerelisin?” Daha o cevap vermeden cemaatten birileri; “O, henüz evlenmedi” cevabını yapıştırır. Dalga geçmek, alay etmek ya da küçük düşürmek için söylenmiş bir söz de olsa, oldukça düşündürücü. Demek ki bir zamanlar erkeğin yurdu, evlendiği kadının yurduydu. Kadın nereliyse erkek oralıydı. Bir nevi erkeğin yurdu kadının yanıydı. Bu bize ne anlatıyor? Bu bize ülke denilen şeyin kadının yaşadığı yer olduğunu anlatıyor. Bir erkeğin de yerinin, yurdunun belli olması onu kabul eden ana-soylu toplumla bağlantılıydı. Belirleyici olan kadındı. Erkek evlendiğinde kadının yurduna yerleşirdi. Çünkü yaşam, ana-soylu bir toplumsal gerçeklik üzerine kuruluydu.

‘Camêr’ kime denir?

Kürtler ovalara inmeden evvel kadın-erkek eşitti. Ve soy kadına dayalıydı. O vakitler erkekler “Ca-Mêr”di. Yani kadın-soylu olmanın toplumsal değerlerini, kültürünü, terbiyesini edinmiş saygın kişiydi “Ca-Mêr”! “Ca”, Botan bölgesinde anne demektir.  “Ca min” yani annem. “Mêr” erkek demektir. “Ca” ve “Mêr” sözcüklerini bir araya getirdiğimizde ulaştığımız tanım; annenin yanında duran erkek tanımıdır. Başka bir deyişle ana-soylu erkektir. Tabi “Camêr” kavramını birçok açıdan anlatmak mümkün. Yine “Centilmen” sözcüğünün de buradan türediğini söylemek mümkün. Daha fazla açımlayamayacağım. Gerisini size bırakıp şu yerel seçimlere ilişkin de bir-iki söz söylemek istiyorum müsaadenizle…
Şimdi sevgili okuyucu; 2024 yerel seçimlerine üç şey damgasını vurdu. Birincisi; taşımalı oy kullanmaya gelen polis ve askerlere, “Konuş, sen nerelisin?” diye sorulan soru. İkincisi, iradesinin gasp edilmesine itiraz ederken yaka-paça gözaltına alınan çocuğun yüzündeki gülümseme. Üçüncüsü de, gasp edilen iradeye yakılan şarkı… Başka şeyler de var ama oralara girmeyeceğim. Kısa keseyim; gülümsemesiyle direnişe damgasını vuran çocuk Camêr’dir. Oraya taşımalı oy kullanmaya gelen polis-asker vs. şahıslar ise yırtılacak ar perdesi kalmayanlardır. 

Star sizinle olsun!