Direngen bir dağ çiçeği Asmîn

- Tekoşin Devrim
27 views
Yazmaya karar verdiğimiz an, bir büyük sınava girdiğimiz andır aynı zamanda. Söz konusu olan genç yaşında gözünü kırpmadan canı pahasına insanlık kavgasına giren, ülkesine aşık, dağları mesken tutan kahramanlar ise hiçbir kelimenin onları layıkıyla anlatamayacağını biliriz. Cesaret ister, ruh ve gönül güzelliğine bakabilecek yürek ister. Ama anlatmak gerekir.

Batı Zap ve Girê Cûdî. Burası artık sadece Kürdistan dağlarından bir bölüm değil, burası artık bambaşka bir tarih, bambaşka bir direniş. İşgalcinin kimyasal da dahil tüm kirli savaş yöntemlerini, tekniğini, gücünü, siyasetini yatırdığı ama iradenin karşısında tutunamadığı bu yer romanlara konu bir destan diyarıdır. Bunun için anlatmak gerek. Anlatmak gerek ki, Kela Dimdimê’yi de aşan bu direnişin kahramanları, Kürdistan’ın bu yiğit kızları ve oğullarının hikayeleri yaşamımızın birer parçası olsun. 

Onlardan biriydi Asmîn Seyit

Bir dağ çiçeği olmadan önceki adıyla Zehra Angay, Amed’in Bismil ilçesinde yurtsever bir ailede büyür. 10 yıl boyunca asimilasyon yuvası olan okullarda okusa da, kişiliğine, ruhuna, düşüncelerine etki edemez bu okullar. Ailesindeki yurtsever öz, öyle güçlüdür ki çocuk yaşına rağmen direnmesini bilir işgalin her türlüsüne. Temiz, saf yüreğini cellatların çirkinliklerinden korumasını bilir. 

Kahramanım 

Çünkü bir ‘kahramanı’ vardır O’na direnme gücü veren. Kahramanı masal diyarında değil, hayatın ta kendisindedir. Dayısı Ertem Karabulut’u (Numan Amed) hiç görme şansı olmamış, ama hep O’nun mücadelesi, gerilla hikayeleriyle büyümüştür. Faili meçhulleri, köy yakmaları, işgali, O’nun neye başkaldırdığını, dahası ülkesini, hangi sevdanın yolunu tuttuğunu dinleyerek büyür. “Ben kolay ölmeyeceğim” diyen Numan Amed’de, kuzeni Cigerxwîn Qoser (Vedat Angay) Zagros’ta şehit düştüğünde artık yolu izleyen olmaktan çıkıp, yolcu olmaya karar verir. 2014 yılında başlayan Şengal ve Rojava savaşlarında halka yapılan katliamlara şahitlik ettiği an, artık onun için bardağı taşıran son damla olur. 10 Eylül 2014 tarihinde, dayısının yüz sürdüğü topraklara ulaşır ve hayallerine doğru en büyük adımı atar. Bir dağ çiçeği güzelliğindeki bu genç Kürt kadını adını Asmîn Seyit koyar.

Hiç görmeden de bağ kurabilir insan

Asmîn, gerilla Numan’ı öyle bir anlatıyor ki her anını O’nunla geçirmiş gibi. Aslında gerçek aşkın sınır ve mekan tanımadan nasıl oluşabileceğini ve hakikate nasıl kavuşabileceğini güncesine yazmış olduğu şu satırlardan anlayabiliyoruz:                                                     ‘‘Açıkçası nerden nasıl başlayacağımı bilmiyorum görmediğin kardeşini anlatabilir mi diye çok defa sordum aslında kendime. Fakat bazen duymak, hissetmek yetiyor. Birbirine bağlayan bir şeyler varsa anlatabilir, bence yazabilir insan. Görmeden tanımadan da hisseder insan. Ben heval Numan’ı hiç görmedim hiç vakit geçirmedim ve hiç anımız olmadı fakat bizi birbirine bağlayan o kadar çok sebep var ki birçok anımız olmuş gibi. Anlatacak o kadar çok şey var ki, aynı yolun yolcusu olmak aynı amaç uğruna, özgürlük uğruna savaşmak eşsiz bir duygu. Ve şimdi bende onun aşkla bağlandığı yolun yolcusuydum. İlk adımımı atmıştım bu kutsal yaşama. Onun yoldaşlarından heval Numan’ı dinlemek, heval Numan’dan kendisini dinlemek en çok istediğim şeydi. Artık hem heval Numan’dan hem de arkadaşlardan heval Numan’ı dinleyecektim.”

Ceng meydanlarında zılgıtlar

Klavuzu artık bellidir Asmîn’in. Amaca ulaşabilmek için her türlü zorluğu göze alacak ve aynı kararlılıkla yürüyecektir. Daha genç ve yeni bir gerilla olmasına rağmen, öyle olgundur ki eski bir gerilla gibi tüm görevlere katılır, hakkıyla katıldığı her çalışmanın üstesinden gelir. Güçlü bir savaşçıdır. 2016 yılında Şehit Mahir Akademisi’nde branş eğitimi gördüğünde şöyle der: “Öyle profesyonel bir suikastçı olacağım ki, benim olduğum yerde düşman rahat bir adım bile atamayacak.” Dayısı gibi Amed’in büyük öncülerinden Delal Amed’in şehadetinden sonra yeni bir karar anına daha gelmiştir. 2018’de Özel Kuvvetler’e katılma kararı alır. Gerillanın çok yönlü olmasına inanarak 2021 yılında Şehit Bêrîtan Akademisi’nde eğitim önerisinde bulunur. Eğitimden sonra artık savaşın en yoğun yaşandığı alanlardadır. 2023 yılında Şehit Delîl Batı Zap eyaletine geçtikten sonra artık tüm ceng meydanları onundur. Tüm eylemlerde Asmîn’in sesi, zılgıtları yankılanır.

Soluksuzca koşandı

2024 yılı kışında ‘Şehid Doğa Viyan Devrimci Hamlesi’nde bir tepe eylemi. Şehit Şilan tepesine doğru yer alan gerillaların içinde Asmîn de yer alıyor. Soğuk, kar işlemiyor. Yüreğindeki ateşle öyle bir yol alıyor ki, toprak ayaklarının altında kayar gibi. İşgalciye korku, yoldaşlarına direnme gücü veren bir cesaretle yürüyor eylemde de işgalcinin üstüne. Bir yoldaşının “Heval Asmîn dikkat, karşıda suikastçi var” sözüne aynı gözü peklikle yanıt veriyor: “Ez jî sûîqastçîme!” Yani, “Ben burdayım, başaran biziz” diyor. Ve 8 Ağustos 2024. Mücadele arkadaşları Agir Çekdar, Besta Agir, Cemal Derezor’la birlikte Şehit Sawûşka Tepesine düzenlenen eylemde ölümsüzler kervanına katılır Asmîn. Asmîn, hiçbir zaman kendine kolay olanı seçmedi, gözü hep daha büyük başarılarda oldu. Ne yaptıysa az gördü. Bir derviş misali yaşadı. Aşkla yol aldı, özgürlüğe soluksuzca koşmayı bildi. Dayısı Numan’ın hikayelerini dinlediği o çocukluk günlerinden itibaren, engel tanımadan yürüdü. Genç bir savaşçıydı, ama çok zor zamanlarda yol gösterendi, yolu açandı. Nerede, ne zaman, ne yapacağını bilendi.
Asmîn korkusuzca kötünün, çirkinin, yanlışın üzerine gidendi. Şimdi O’nun izinde, O’nun adıyla nice Asmîn’ler açıyor bu dağlarda.