Feminist felsefenin güçlü sesi: Silvia Federici

- Fidan YILDIRIM
284 views
Silvia Federici marksist feminist, radikal feminist ve anarşist gelenekten gelen bir felsefeci, kuramcı, aktivist ve akademisyendir. 1970’li yıllardan itibaren feminist harekete yeni ufuklar açan çalışmaları olmuştur. Günümüzde New York’taki Hofstra Üniversitesi’nde sosyal bilimler profesörü olarak görev yapan Federici feminist hareket ve emek alanında yeni ve yoğun bir literatür oluşturmanın yanısıra 1970’li yıllardan başlayarak kapitalizmin cinsiyete dayalı işbölümü ve ev içi görünmeyen emek konularında çok sayıda çalışma gerçekleştirmiştir.

Kadınların ev içi emeğinin bir emek kolu olarak tanınması ve karşılığında ücret ödenmesi talebiyle 1970’li yıllarda örgütlenen Wages for Housework (Ev İşi İçin Ücret) kampanyası üzerine yazdığı Wages Against Housework (Ev İşine Karşı Ücret) kitabı en çok bilinen çalışmalarından biridir. Afrika merkezli Akademik Özgürlük Komitesi (CAFA) kurucularından olan Silvia Federici emek ve müşterekler alanında çalışmalar yapan Midnight Notes Collective (Geceyarısı Notları Kolektifi) topluluğunun da üyesidir.

Uluslararası Feminist Kolektif kurucularından 

Silvia Federici 1942 yılında İtalya’nın Parma şehrinde dünyaya geldi. 1965’de Bologna Üniversitesi’nden mezun oldu. 1967 yılında, ABD’nin en prestijli bursu olan Fulbright Bursu alarak Buffalo Üniversitesi’nde felsefe alanında doktora çalışması yapmak üzere ABD’ye taşındı. 1980 yılında doktorasını tamamladı ve Nijerya’daki Port Harcourt Üniversitesi’nde dersler vermeye başladı. Bu dersler 1991 yılına kadar sürdü. Ondan sonra New York’taki Hofstra Üniversitesi’nde siyaset felsefesi ve uluslararası çalışmalar bölümlerinde doçent ve ardından profesör oldu. Silvia Federici International Feminist Collective (Uluslararası Feminist Kolektif) topluluğunun kurucularından biridir. Ev İşi İçin Ücret kampanyasının ABD’deki örgütleyicilerindendi. 1973’te burada Ev İşi İçin Ücret gruplarının kurulmasına destek oldu. Afrika’da Akademik Özgürlük Komitesi-CAFA’yı kurup Geceyarısı Notları Kolektifi grubunda yer aldı. 1995’te sosyal adalet alanında çalışmalar yürüten Radical Philosophy Association’ın (Radikal Felsefe Topluluğu-RPA) idam cezasına karşı örgütlenmesini yürüttü. Federici, birliktelik yaşadığı George Caffentzis ile New York Brooklyn’de yaşamını sürdürmektedir.
Silvia Federici 1975 yılında Wages Against Housework (Ev İşine Karşı Ücret) kitabını yayımladı. Kitap, ev içi emek için ücret kampanyasının uluslararası alana yayılmasına ve feminist emek mücadelesinin geniş kesimler tarafından tanınmasına vesile oldu. Bu kitap, Marksist feministlerin emek talepleri ile Batı Avrupa ve ABD’de 1960’lardan 1970’lerin sonlarına kadar etkili olan ikinci dalga feminizmin ‘özel olanı politikleştirme’ anlayışı çerçevesinde ortaya çıkmıştır.

‘Cadı avları bir iktidar projesidir’

Federici’nin en tanınmış eseri, ‘Caliban and the Witch: Women, the Body and Primitive Accumulation’ (Caliban ve Cadı: Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim) adını taşımaktadır. Bu kitabında, Leopoldina Fortunati’nin erken modern dönemin cadı avlarının nedenlerine dair çalışmasını feminist bir yorum katarak genişletmiştir. Batı Avrupa’da 1580-1630 yılları arasında zirveye çıkan cadı avı olgusunu feminist ve marksist bir bakış açısıyla irdeleyen Federici bu eserinde Karl Marx’ın ‘ilksel birikim’ anlayışından yola çıkmaktadır. Federici, 17. yüzyılda zirveye ulaşan cadı avını bir iktidar projesi olarak nitelendirir. Bu uygulamayla o dönemin toplumsal pratikleri ve dayanışma yapıları ortadan kaldırılıp köylüler topraksızlaştırılmış, ortaçağın yaygın köylü ayaklanmaları sona erdirilmiştir. Federici cadı avını kapitalist üretim yapılarının ve kapitalizmin cinsiyete dayalı iş bölümünün kurucu olgusu olarak değerlendirmektedir. Ona göre, mülksüzleştirme ücretli emeğe dayalı bir kapitalist ekonominin yükselişinin tarihsel önkoşuludur ve hem yeniden üretimle hem de kadınların ücretsiz emeğiyle bağlantılıdır. Federici, kapitalizmi feodalizmin özgürleştirici bir yenilgisi olarak ele almamakta; onun yükselişini komünalizmin yükselen dalgasını alt üst etmek ve temel sosyal sözleşmeyi sürdürmek için gerici bir hareket olarak değerlendirmektedir. Silvia Federici, kadınlara sistemli olarak boyun eğdirilmesi ve emeklerine el konulmasının merkezine; tecavüz ve fuhuşun kurumsallaşmasını, sapkınlık ve cadı avı denemelerini, yakmaları ve işkenceyi koymaktadır.

Kapitalizm ‘sürekli bir ölüm koşulu üretmekte

Korona virüsü salgını üzerine yaptığı bir değerlendirmede, kapitalizmin ‘sürekli bir ölüm koşulu ürettiğini’ söyleyen Silvia Federici, bu salgından da en çok kadınların etkilendiğini ifade ediyor: “Her zaman olduğu gibi, bu salgının ceremesini de en çok kadınlar çekiyor. Careworker, yani bakım emekçisi olarak çalışanlar, kadın hemşireler. Mağazalarda/marketlerde satış elemanı olarak çalışanlar da bilhassa kadınlar. Bugün tüm bu kadınların ön cephede olduğunu görebiliyoruz. Hastanelerde ve dahası evlerde… İşleri giderek artıyor. Bu virüs tehdidine karşı korkutmadan korumaları gereken çocukları var.” Kapitalizmin kâr amaçlı üretimini tüm salgınların, savaşların, yoksulluğun, sömürünün, doğa katliamının temeli olarak gören Federici alternatif olarak ‘yeniden üretim’i görüyor: “Yeniden üretim terimi hâlâ birçok farklı gerçekliğe atıfta bulunur ve bunların hepsi de birbirine bağlıdır. Yeniden üretim demek; bakım, çocuk yetiştirme, yemek pişirme, temizlik, hasta bakımı ve aynı zamanda doğayı gözetme, tarım demektir. Kadınlar kâr amaçlı değil, ailenin geçimini sağlayan tarım faaliyetinin ilk işçileridir. Geçimlik tarım sayesinde kadınlar besinleri pişirirken bedenlerine neyi aldıklarını kontrol edebilirler; öldürmeyecek, aksine besleyecek gıdaları bilirler… Öte yandan endüstriyel tarım, kansere neden olur, çok sayıda ve çeşitli hastalığa zemin hazırlar…”

Tüm tahribatlardan çıkış yolu kadın mücadelesi

Federici kapitalizmin yol açtığı tüm tahribatlardan çıkış yolunun kadınların mücadelesinden geçtiğini savunur: “Kapitalist bir sistemde yaşıyoruz. Artık daha açık görülüyor ki, onu sürdürülemez kılan şey, bireylerin ve büyük şirketlerin kârı karşısında yaşamın yeniden üretiminin, yaşamlarımızın ve geleceğimizin sistematik olarak ikincil konuma itilmesine dayalı olmasıdır. İşte tam da bu yüzden, insan emeğine ve yeniden üretimimize dayandığı için kapitalizmdir… Araştırılan ve harekete geçirilen bütün ekonomik ya da politik hesaplamalar da bununla uyumludur. Bence bu yüzden günümüzde uluslararası ölçekteki kadın hareketleri stratejik olarak çok önemlidir. Görüyoruz ki bu mücadele yeniden üretimimizin temel araçlarını geri alma mücadelesidir; ister bizim ürettiğimiz toplumsal refah olsun, ister toprak, isterse de sularımız ve ormanlarımız üzerinde kontrol olsun… Şu anda oluşum aşamasında olan ve kadınların öncülük ettiği bir örgütlenme biçimi oluşturuluyor; sadece bağlarımızı ve direniş kapasitemizi güçlendirmek için değil, aynı zamanda İspanya’da, Latin Amerika’da söylendiği gibi, yaşamı merkeze koyan farklı bir tür toplumu dayatmak için de devletle mücadele etmeyi önceleyen bir örgütlenme. Ayrıca daha dayanışmacı bir yeniden üretim de yaratmalıyız. Yıllardır bütün dünyadaki yoldaşlarımla ortak alanlar politikasından bahsederiz. Ortak alanlar politikasıyla ilgili kavramlarının önemi bugün hiç olmadığı kadar doğrulanmış durumda; gündelik hayatımız, yaşamımız, işimiz/emeğimiz üzerine bireysel değil de kolektif olarak düşünmek… Geleceği yalıtılmış varlıklar olarak değil, kolektif biçimde düşünmeliyiz…” (‘Kapitalizm, Yeniden Üretim ve Karantina’ başlıklı Konuşmasından.)

Aysel Tuğluk’a özgürlük çağrısına ortak oldu

Silvia Federici kısa bir süre önce, Aysel Tuğluk’un serbest bırakılması talebiyle yürütülen bir imza kampanyasına katılmış ve onun özgür bırakılması çağrısına ortak olmuştur. Çok sayıda kitap kaleme alan Silvia Federici birkaç kitabın editörlüğünü de yapmış, aynı zamanda da çeşitli makale ve denemelere imza atmıştır. Yazdığı bazı kitaplar şunlardır: Wages Against Housework (1975- Ev İşine Karşı Ücret), Caliban and the Witch: Women, the Body and Primitive Accumulation (2004-Caliban ve Cadı: Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim), Revolution at Point Zero: Housework, Reproduction, and Feminist Struggle (2012-Sıfır Noktasında Devrim: Ev İşi, Yeniden Üretim ve Feminist Mücadele), Witches, Witch-Hunting, and Women (2018- Cadılar, Cadı Avı ve Kadınlar), Patriarchy Of The Wage: Notes on Marx, gender, and feminism (2021-Ücretin Ataerkilliği: Marx, Cinsiyet ve Feminizm Üzerine Notlar)