İnsanlığın aydınlık yüzünün temsilidir PKK ve PAJK

- Hêja ZERYA
525 views
Önder Apo PKK’yi bir kadın partisi olarak tanımladı. 1998 Eylül ve Ekim çözümlemelerinde bu tanımı derinleştirerek gündeme taşıdı. Bu tartışmaların Uluslararası Komplo’nun hemen öncesine denk gelmiş olması tarihin bir ironisi gibidir. Erkek egemen sistemin büyük komplolarla karanlığa boğduğu ve güçten düşürdüğü kadını aydınlatma ve güçlendirmeye dönük tarihi ve kalıcı adım atma yoğunlaşmaları vardır.

Komplonun devamı olan “barış görüşmeleri” sürecinde katledilen Sara yoldaşı “Sakine kadın özgürlük mücadelesidir” biçiminde tanımlayarak bu saldırının kendisine dönük bir saldırı olduğunu söyledi. PKK’nin Kuruluş Kongresi’nde yer alan Sakine yoldaş özgür kadın çizgisinde kadının kölelik ve direniş tarihini aydınlatan, yeniden varoluşun öznesi ve öncü kişiliğidir.

“Cins örgütlülüğü değil siyasal kadın partisi”

Devlet ve uygarlık tarihinin büyük komplolarını bilen ve çözen Önderlik, özgür kadın kimliğini geliştirerek bu komploları boşa çıkarma, ataerkil sistemi aşarak tahrip ettiği kadın, erkek ve toplum doğasını geri kazanma peşindeydi. PKK içinde 1990’lı yıllardan itibaren geliştirilen kadın örgütlenmesini, ordulaşmasını 1995’te kurulan YAJK’ı (Yekitiya Azadiya Jinên Kurdistan) kadın partisine dönüştürerek yeni bir aşamaya taşımak devrimsel bir çıkış anlamına geliyordu. Komplo arefesinde yürüttüğü tartışmalarda partinin temel özelliğini “cins örgütlülüğü değil siyasal kadın partisi” olarak tanımlaması Kürdistan özgürlük mücadelesinde toplumsal kimliği açığa çıkan kadın gerçekliğine işaret etmekteydi. “Nasıl sosyalizm partisi varsa kadınların da partisi olmalı. Gerçi öyle denemeler var, ama kadın dernekleridir. Kadın dernekleri anlayışı reformisttir. Devrimci Kadın Partisi, Kürdistan Devrimci Kadın Partisi ciddi bir gelişme olabilir. Büyük bir çelişki, ancak büyük bir parti ile aşılabilir” tespiti ile toplumsal sorunun kaynağına işaret etmekteydi. Temel ve uzlaşmaz çelişki egemenlik-kölelik sarmalını insanlığın başına bela eden kadın-erkek arasındaki tarihsel çelişkiydi.
Baştan itibaren bir kadın partisi olma özelliği taşıyan PKK’nin PJKK (Partiya Jinên Karkerên Kurdistan)’den PAJK’a uzanan kadın partileşmesini doğurması kadının kendi kurtuluşunu kendisinin gerçekleştirmesi anlamına gelmektedir. Kendi kaderini kendinin tayin etmesi demektir. Kadın partileşmesi özgür kadın düşüncesi ve iradesini, mücadele gücünü açığa çıkardıkça PKK’yi de kadın özgürlük çizgisinde derinleştirmekte, büyük çelişkinin çözümünde toplumsal öncülük rolü oynamaktadır. Bu anlamda PKK ve PAJK üçüncü büyük cinsel kırılmayı kadın lehine, erkek aleyhine gerçekleştiren özgür kadın ve erkek iradesini, kişiliğini, toplumsallığını geliştiren radikal devrimci örgütlenmelerdir. Kopuş teorisi,  sonsuz boşanma, erkeği öldürme ve özgür eşyaşam kuramının sentezine dayanan kadın kurtuluş ideolojisi  ve demokratik sosyalizm bu tarihsel kırılma sürecinin ideolojik, politik, etik-estetik temelini, özgür zihniyet dünyasını örmektedir. Jineolojî bu zihniyet ve yaşama bilimsel, felsefik öz kazandırmakta, özgürlük sosyolojisinin kadın devrimi ve demokratik toplum devriminin özü olarak yaşam bulmasına hizmet etmektedir.

Kadın kimliği hakikati ile buluşmaktadır

Üçüncü büyük cinsel kırılma paradigmasal dönüşümü zorunlu kılmakta, erkek-devlet ve iktidara dayanan erkek-devlet paradigmasını aşma mücadelesinde somutluk kazanmaktadır. Yitik toplum, ekoloji ve kadın tarihi aydınlandıkça, kadın ve toplum doğası doğru tanımlandıkça demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigma yaşam bulmaktadır. Ataerkil sistem, zihniyet ve yarattığı hiyerarşik ilişkileri, tahakkümü aşmanın kişilik, yaşam ve mücadele çizgisini belirleyen demokratik toplum paradigmasının aynı zamanda bir kadın özgürlük paradigması olması bu tarihi zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Yarım asırlık Kürdistan özgürlük mücadelesi bu gerçekliğin kanıtı, içimizde ve yanı başımızda yeşeren yaşam ağacıdır. PKK ve PAJK öncülüğünde bir araya gelen, yaşam bulan, anlam kazanan değerler ahlaki-politik-estetik toplum özünü taşımakta, temsil etmektedir. Kadın özgürlük çağı ve paradigması ile kadın kimliği gerçek tanımına kavuşarak hakikati ile buluşmaktadır. Özgürlük mücadelemizle cins sınırlarına hapsedilen kadın tanımı aşılmış, toplumsal kimlik, yaşam kurucu gücü açığa çıkarılmıştır. Önder Apo’nun geliştirdiği yeni paradigmanın aydınlanma düzeyi ile kadın “sosyolojinin özü; toplumun özü ve tortusu; ilk ve son sömürge ulus, soy, sınıf” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlama hem erkek egemen sistem ve sömürüyü, köleliği aşmanın hem de Jin Jiyan Azadî sihirli formülünde ifadeye kavuşan özgürlük dünyasını, demokratik toplumsallığı yaratmanın mücadele alanlarını somutlaştırmaktadır. Kadının tarihsel, toplumsal, kültürel kimliği anlam ve yaşam bulmakta, özgür toplumsallığın karakterini şekillendirmektedir.

Özgür eşyaşam örgüsü örülmüştür

Yukarıda dile gelen aynı çözümlemelerde Önder Apo; “Ne kadar kadın hayali varsa hepsi örgütle hayata geçirilir”, “çok önemli bir kurtuluş imkanı”, “Hem renkli düşünün hem pratik değeri olan adımlar atın”, “Tüm gücünüzle partileşin, hatta yeniden kadınlaşın. Zaten bugünkü kadının kimden, kaçıncı yüzyıldan kalma bir köle olduğu belli değil”, “Özgücünüzü esas alın” biçiminde tanımladığı kadın partileşmesinin temelleri Kürdistan özgürlük mücadelemiz ve PKK içinde atılmıştır. Faşist Türk devletinin inkar ve imha, cinsiyetçi ve dinci politikalarını parçalayan, aşan 1982 zindan direnişinden gerilla ve devrimci halk savaşına mücadelenin her alanına katılan, öncülük yapan, fedaileşen özgür kadın kimliği açığa çıkmıştır. Bu mücadele içinde öz bilinç, öz güç, öz irade ve örgütlülüğünü geliştiren Kürdistan kadını ordulaşmış, partileşmiş, toplumsallaşmıştır. Parti örgütlülüğünde ve toplumun demokratik dönüşümünde kadın özgürlük mücadelesi ve özgün örgütlenmenin gelişmesi ve güçlenmesinin payı büyüktür. Kadın devrimi ve kadın özgürlük paradigmasına giden yolu döşemiştir. Besê Anuşlar’dan Berivanlar’a Ruken Efrînler’e, Beritan ve Zilanlar’a, Sema, Kurdê ve Rotîndalar’a, Viyan, Şîrîn ve Arînler’e, Delaller’e, Azêler’e, Nalînler’den Leylalar’a, Jiyanlar’a, Şervînler’e, Mizgîn, Esmer ve Helbestler’e, Saralar’dan Nagihanlar’a, Raperîn ve Evînler’e; Hakiler’den Mazlum, Kemal ve Hayriler’e, Dörtler’den Fikri ve Halitler’e, Agîtler’den Rubalar’a, Rojhat ve Erdallar’a uzanan, buluşturan bir özgürlük köprüsü kurulmuş, özgür eşyaşam örgüsü örülmüştür. On binlerce özgürlük şehidi Kürdistan’dan Ortadoğu’ya, dünyaya yayılan bir özgürlük ağı örerek Kürdistan ve Rojava devriminin enternasyonalist karakterini açığa çıkaran özgür halklar baharlaşması ve çiçeklenmesine, renkliliği ve çeşitliliğine yol açmıştır. Yaşamı canlandıran, anlamlandıran, renklendiren özgürlük zamanı ve mekanı yaratılmıştır.

‘Karşı-devrimin çirkinleştirdiğini devrim güzelleştirir’

Özgürlük bilinci ve ahlakının yön verdiği devrimci-yurtsever kadında felsefik, bilimsel, sanatsal derinlik gelişmekte, kadın devrimi ve toplumsallığını zenginleştirmekte, renklendirmektedir. Önderlik kadın partisi, devrimi ve özgürlük mücadelesini “doğruları çoğaltma” olarak tanımlarken “Doğrular en büyük devrimcidir, doğrular yenilmez…. Doğrularla en büyük yürüyen, en büyük devrimcidir. Bir kişi ne kadar doğrularla yürürse, hele hele doğruları çeşitlendirerek yürürse o kişiyi kimse yenemez” diyerek doğruların kendisi olduğunu dile getirmektedir. İyi, doğru ve güzel yaşamı inşa etmek doğruların savaşçısı olmak, doğruları savunmak için her şeyi göze almakla yakından bağlantılıdır. Devrimi güzellik eylemi olarak değerlendirerek güzellik ilkesini “Karşı-devrimin çirkinleştirdiğini devrim güzelleştirir” formülasyonunda somutlaştırmaktadır. Önder Apo kadın partileşmesi, kadın ideolojisi ve kadın özgürlük çizgisini “Cins düşüşünün, cins kalkışının sosyal, siyasal hatta askeri el değiştirmesi” olarak yorumlamakta, erkeklerin yapamadığını kadınların yapması olarak ele almaktadır. Kurutulan ruhlara ve aşka düşman hale gelmiş kişiliklerin başına aşk tacını geçirmek amacı taşıdığı üzerinde durarak “Aşk savaşla yaratılır. Savaşın en verimli ürünüdür veya tacıdır, zafer tacıdır” biçiminde somutlaştırmaktadır. Bu savaş kabul edilebilir kadın ve erkek kişiliği ve iradesini yaratmanın yolunu açmış, özgürlük ahlakı ve kültürü yaratmıştır. Kadını ve erkeği toplumsallaştıran, siyasallaştıran, anlamlandıran, öz kimliği ile buluşturan bir özgürlük zemini olmuştur.

PKK ve PAJK insanlığın aydınlık yüzüdür

El değiştirme zorunluluğu tarihsel bir zorunluluk olmakta, tarih bilinci bunu doğrulamaktadır. Neolitik devrim ve toplum değerleri, kültürü ve inancından beslenen ikinci kadın devrimi; kadın eksenli yaşam, toplum ve ideoloji ile toplumsal sorunun çözümünün temel doğrusu ve doğrultusu oluyor. Önder Apo YAJK’ın amacını “Kadın toplumunu yaratıp ülkesi ve uygar yaşamıyla erkeği de düşmanın elinden kurtarmak, daha doğrusu vahşi olmaktan çıkarmak.” Olarak tanımlıyor. Bunun için tıpkı mitolojilerde tanımlanan karanlık ve aydınlık güçler arasında bir savaş sürmektedir. Önemli kazanımları, özgürlük değerleri açığa çıkmakla birlikte ciddi tehlikeleri içeren bir Kürt ve kadın soykırımı sonuç almak istemektedir. Lozan, karayı, karanlığı, çirkinliği temsil eden TC, DAİŞ, Taliban çizgisi, devlet ve iktidarcı sistem kirlerini başta Kürdistan, Ortadoğu ve tüm dünyaya bulaştırmak istemektedir. Bu savaşın aydınlık tarafında yer alan, karanlık güçlerin en büyük komplosunu aşma mücadelesi içinde olan Önder Apo bu savaşın ve tarihin seyrini belirleyenin “insanların inadı, özellikle özgürlük cephesinin inadı, özgür yaşam tutkusunun derinliği” olduğunu söylüyor. Aydınlığı, tanrıça saflığı ve bilgeliğini sembolize eden beyaz bütün renkleri içerirken karanlık ve çirkinliğin tanrılarını temsil eden karanlık ve kara bütün renkleri yutan, yok edendir. Halkları ve kadınları Jin Jiyan Azadî sihirli formülü etrafında toplayan iradeleşme, mücadele gücü renkliliğin, çeşitliliğin, zenginliğin kaynağıdır. PKK ve PAJK kadın devrimi ve partisi ile insanlığın aydınlık yüzünü ve arayışını, tanrıça bilgeliği ve toplumsallığını temsil etmekte, insanlığı özgürlük ahlakı ve kültürü etrafında buluşturmaktadır. Bu bilgeliğin kutsalını mayalayan 1978 ruhu, yüceliği ve yoldaşlarına, toplumsal özgürlük devriminin aşk işçilerine selam olsun, tüm insanlığa kutlu olsun!