Kadın ekonomisi inşası

- Stara EZDA
252 views
Rojava’da komünal ekonomi politikasını ve çalışmalarını anlamak için Suriye devletinin şimdiye kadar Rojava’da uyguladığı ekonomi politikasını hatırlamakta fayda var. Suriye rejimi sömürge sistemini diğer sömürge devletlere göre daha derinlikli ekonomik soykırıma dayalı uygulamıştır. Kürt toplumunun tamamen ekonomisizleştirilmesini hedefleyen Suriye rejimi, Rojava Kürdistanı’nda tüm ekonomilerde tek tekel gücüdür.

Reel sosyalizmin, yani devlet kapitalizminin en kötü modellemesini Rojava Kürdistanı’na uygulamış. Suriye genelinde devlet kapitalizmi, özel sektör ve toplum ekonomisi belli bir serbest piyasa politikası ile yürütülmüş ancak Kürt coğrafyasında sadece Kürtlere yönelik devlet kapitalizminin yasakları uygulanmış. Kürtlerin atölye, fabrika, işletme, bir kuyu, bir fırın vb üretim merkezleri açmasına izin verilmemiş. Rêber Apo’nun “Nan’ın ülkesinde nansız kalan toplum” tanımı en çok Rojava için geçerlidir. Örneğin; Suriye buğday ihtiyacının %80’nini Rojava’dan karşılamış ve dış ticaretinde başlıca ürün buğdaydır. Ancak Kürtlerin fırın açmasına izin vermemiş ve ihraç ettiği ucuz buğday ile ucuz ekmek satışı yapmış. Böylelikle hem toplumun buğdayını değerlendirme yeteneğini, üretme isteğini hem de üretim talebini yok etmiştir. Düşünebiliyor musunuz, Kürtlerin birinci kalite buğdayını ithal ediyor, ihraç ettiği en ucuz buğday ile ekmek üretip Kürtlere satıyor. Buğday deryası Cizre’de devrime kadar ne bir fırın ne bir değirmen yoktur.

Fırat-Dicle geçiyor ama içecek bir damla suyu yok!

Su kaynakları üzerinde kurduğu baraj ve sulama sistemini bir damla su Rojava topraklarına girmeyecek biçimde planlamış. Köyünün karşısında Fırat ve Dicle geçiyor ancak içecek bir damla suyu yok, toprağı kuru…  Bunlar çok can yakıcı örneklerdir; toplumun ekonomisine tamamen yabancılaşması, tembelleşme, hazır verilen ekmeğe muhtaç hale getirilmesi belki de insan onuru için en kötü durumlardandır. Bu nedenle ekonomilerde temel yapıtaşı olan zanaatçılık mesleği gelişmemiş ve daha çok devrimden sonra zanaatçılık gelişmeye başlamış. Kürtler Rojava’da devletin marabası, büyük kentlerde ucuz işgücü, kaçakçılığa dayalı illegal küçük ticaret ve esnafçılık biçiminde bir ekonomi gerçeğine mahkum olmuşlardır. Alt yapı sadece devletin hammaddeyi üretme ve taşıma ihtiyacını karşılayacak kadar inşa edilmiş. Çok keskin biçimde sadece devletin yolları, devletin siloları, devletin su kanalları ve petrol üretme yerleri var. Geriye kalan yolsuz, susuz, enerjisiz, kurak, derme çatma hayatlara mahkum edilmiş Kürt toplumudur. Çölleşme burada sadece coğrafik bir gerçek değil, toplumsallıkta, ekonomide çölleşme gerçek manada Rojava’da yaşanmıştır. Bu bir mecaz değil, çok acı veren bir gerçektir. Dış dünyadan kopuk, kendi içine kapalı, kendiliğinden bir yaşam şekillenmiştir. Hayal gücü, ütopyası, yaşama sevinci, heyecanları elinden almış bir toplum gerçeğinin yaratılmak istendiğini, esas hedefin bu olduğunu ilk bakışta anlamak mümkündür.

Üretim ve üretici güçler yaratılıyor

Bu anlamda Rojava’da sadece komünal ekonomi, yani üretim ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi inşa edilmiyor; Rojava’da eksi sıfır düzeyinde seyreden ekonomi yani üretim ve üretici güçler yaratılıyor. İlk defa atölyeler, fabrikalar, çiftlikler, sulama sistemleri ve hizmet sektörü kuruluyor. Üretim ve üretici güçler yaratılırken üretim ilişkileri de bunun içinde yeniden düzenleniyor. Bu konuda hem devletin yarattığı maraba ve ucuz iş gücü alışkanlıkları, hem vasıflı emek gücünün nerdeyse yok düzeyde olduğu bir yerde komünal ekonomi inşa ediliyor. Rêber Apo, reel sosyalizmin toplumu proleter-kapitalist sınıf temelli ve tarihsel toplumu “her gelişme ilerlemecidir” anlayışı temelinde esas alan determinist yönteme müdahale etti. Buna göre toplumun yüzde 90’nı anti-kapitalistti ve kapitalizm ekonomi üzerinde iktidar kuran tekelci güçlerdi. Kendiliğindenci toplumsal tarih yerine alternatif sistemler kurarak kurucu demokratik modernite sosyalitesine işaret etti. Bu temelde orta ölçekli ekonomileri, zanaatkar grupları, tüm emekçi sınıfları, en önemlisi de annelik emeğine dayalı olarak kadın şimdiye kadar ölçülmemiş kadın emeğini tüm emeklerin üstünde bir değer atfederek toplumcu ekonomi olarak tarif etti. Ve esas olarak pazarın demokratikleştirilmesini ekonominin ana politikası olarak belirledi.

Emek, kar amaçlı üretim aracı olmaktan çıkıyor

Çünkü ekonomi pazardır ve tekel pazarda kurulan bir ilişki biçimiydi ve tekel ancak demokratik pazar yoluyla aşılabilirdi. Pazarın demokratikleşmesi içinde büyük oranda yoksul ve emekçi kesim olan toplumun komünal ve kooperatif ekonomisi geliştirilerek doğrudan pazarda yeni üretici güç ve üretim ilişkileri olarak katılım göstermesi gerekiyordu. Bu şu demekti, üretim ilişkileri kooperatifleşme temelinde emeğine ve yeteneğine göre ortaklaştırılacaktı. Yani emek, kar amaçlı üretim aracı olmaktan çıkarılacaktı. Yanısıra, işsiz ve yoksul kitleler yaratan kapitalizme karşı kooperatifler yoluyla müdahale edilecekti. Bu anlamda komünal ekonomiyi salt küçük ortaklaşmacı üretim modelleri olarak ele almamak lazım. Komünal ekonomi üretim güçleri üzerinde üretim ilişkilerinin ortaklaşmacı olması, kar amaçlı üretimin yapılmaması, pazarın demokratikleştirilmesi gibi genel bir perspektif içeriyor. Rojava devrimine kadar kadınların neredeyse tamamı işsizler ordusunu oluşturuyordu. Ekonomik sömürgecilik tüm Kürdistan’da soykırım düzeyinde uygulanmış ancak kadınlar başta olmak üzere tarım ve zanaat neredeyse kadın meslekleri olarak yaşamaya devam etmiş, aile ekonomilerinde üretici güç olarak yer almıştır. Ancak Rojava’da kadınlar mevcut Kürtleri tümden ekonomisizleştirme politikası nedeniyle büyük oranda tamamen ekonomi dışı, salt evin işçisi olmuştur. Bu neden ile ekonomi akademileri ile kadın ekonomi bilinci, yeteneklerini geliştirmek komünal ekonomiye önemli bir hazırlık süreci olarak yürütülüyor.

60 tarım-gıda kooperatifi

Bu temelde Rojava’da komünal ekonomi kooperatif modelleri ile hayata geçiriliyor. Rojava kadın ekonomi çalışmaları 10 yıldır 60 tarım, gıda, ekmek kooperatiflerin kuruluşunu gerçekleştirdi. Bu kooperatiflerde 1200 kadın üye bulunuyor ve komitenin temin ettiği toprak ve araçlar ile doğrudan üretici güç olmuş, emeğine göre paylaşımcı üretim ilişkisi kurulmuştur. Bu kooperatiflerde yönetim, kooperatif üyelerinden oluşuyor, tüm kararlarını kendileri alıyor ve hayata geçiriyor. Komite yalnızca pazara açılma ve hammadde temininde kolaylaştırıcı katkıda bulunuyor. Yanısıra ekonomi komitesinin sorumluluğunda olan çiftlik, tekstil, gıda imalathaneleri, hizmet sektörü ve mobilya gibi işletmelerde kadın istihdamı artırılarak kadın işsizliği-yoksulluğu ile mücadele esas alınmış. Bu işletmelerde adil gelir dağılımı ilkesi esas alınarak kar amacı güdülmemiş. Bu işletmelerde kooperatifleşme sürecine hazırlanma süreçleri olarak ele alınmış.

Kadın ekonomi inşası için bütçe

Özerk yönetime bağlı ekonomi bakanlığı kadın ekonomi çalışmalarını kadın istihdamını artırarak, eşit işe eşit ücret politikasını esas alarak ve kadın tarım kooperatifleri, imalathaneleri açarak belli bir gelişme sağladı. Bu yıl genel Rojava bütçesinin %2’si özgün kadın ekonomi inşası için ayrıldı ve bu önümüzdeki dönemde önemli sulu tarım ve kooperatifleşen fabrika projeleri ile sonuçlanacak. Ekonomi inşası belki de en zor inşa çalışmasıdır denilebilir. Ekonomi teorik olarak kolay ama pratikte işlevselliği zorlu bir alandır. Ya klasik sol söylem ile aşırı ütopikleştirme ya da liberal ekonomi kolaycılığına girme gibi sorunlar da var. Dogmatik ya da liberal yöntemlere düşmeden, deneyimleyerek komünal ekonominin uygulanabilir yol ve yöntemleri aranıyor ve bulunuyor. Bulundukça yaygınlaşacak ve toplumu uzun vadede inşa edecektir.