Kadın Grevi’ne doğru: ‘Dünya bizim olmalı’

- Newaya Jin
147 views
İsviçre’de yaşayan kadınlar “Eşit işe eşit ücret” talebiyle 14 Haziran 1991’de ilk Kadın Grevi’ni gerçekleştirdi. Bu yılın 14 Haziranı’nda Dünya bizim olmalı’ şiarıyla yeniden alanlara çıkmaya hazırlanan kadınlar ataerkil ve kapitalist sistemin sömürü politikalarına dur diyecek. Basel Feminist Kadın Grevi Basın Koordinasyonu Üyesi Rhea Mollet geçmişten bugüne sürdürülen Kadın Grevi’ne dair sorularımızı yanıtladı.

İlk Grev’den (14 Haziran 1991) bu yana verilen kadın mücadelesinin ücret eşitliği üzerindeki etkisine dair sorumuzu yanıtlayan Rhea Mollet , İsviçre’de büyük şirketlerde ücret analizinin  zorunlu hale getirildiğini ve kimi kantonlarda, ücret analizi konusunda katı yasaların olduğunu dile getirdi. Aynı zamanda planlama sektöründe çalışan Rhea Mollet belediyeden veya kantondan giden herhangi bir talep üzerine eşit ücrete uyulup uyulmadığının kanıtlanılması zorunluluğu bulunduğu bilgisini paylaştı. Gelirdeki açıklanamayan farkın 2020’de hala 717 Frank olduğunu ekledi.

Bakım ve hizmet işleri kadınların omuzunda

“Eşit ücret” sorununun yanı sıra İsviçreli kadınların cinsiyet ayrımından dolayı  yaşadığı sorunlara dair de değerlendirmelerde bulunan Rhea, ülke çapında bakım ve hizmet işlerinin büyük oranda hala kadınlar tarafından yapıldığını aktardı. Tüm bunlara bir de çocukların bakımı eklenince kadınların sorumluluk yükü bir hayli ağırlaşmakta. Bakım işlerinin daha fazla tanınması ve görünürlüğüne acil ihtiyaç olduğunu belirten Rhea Mollet şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu nedenlerden dolayı bu yılki Kadın Grevi’nde (Basel’de) ana yürüyüşün yanı sıra, hizmet ve bakım işlerine dikkat çekmek amacıyla çocuk arabaları, destek arabaları ve tekerlekli sandalyeler ile ayrı bir yürüyüş yapılacak.”  Ülke çapında diğer temel bir sorunun ise cinsiyetçilik, cinsel şiddet ve aile içi şiddet olduğunu ifade eden Rhea, ceza hukukunda konuyla ilgili kısmi bir iyileştirme olmasına rağmen, önleyici tedbir ve mücadelenin yanı sıra mağdurlara gerekli eğitim, psikolojik ve maddi desteğin verilmediğini eleştirdi. Cinsel içerikli suçların yalnızca küçük bir kısmının resmi kayıtlara geçtiğini ekledi.

Cinsiyet eşitliğinin koşulları?

“Eşit işe eşit ücret” koşullarının yaratılması kadın özgürleşmesi veya cinsiyet eşitliği açısından yeterli olacak mı? sorumuza ise  Rhea Mollet, “cinsiyet eşitliği gelir veya gelirsizliğin ötesinde bir konu. Örneğin ücretsiz işlerin/sorumlulukların da eşit olarak paylaştırılmasına ihtiyaç var.” sözleriyle yanıtladı.  Kapitalist ataerkil sistemin sömürü politikalarına karşı mücadeleye dikkat çeken Rhea, ortak mücadelenin anahtarının bilgi ve dayanışma olduğunu belirtti. Dayanışma ve ortak ağlar ile öfkeyi birlikte sokaklara taşırma ihtiyacını hatırlatan Rhea Mollet, güçlü bir uluslararası dayanışmanın varlığına dikkat çekiyor. Rhea, Kürdistan gibi hak ve özgürlük mücadelesinin aktif yürütüldüğü yereller ile daha yoğun dayanışılması çağrısı yaptı.

‘Emeğimizi greve çıkaracağız!’

14 Haziran 2023’te gerçekleştirilecek Kadın Grevi’ne dair detayları paylaşan Rhea Mollet, Grev’in bu yılki sloganının Dünya bizim olmalı.’ olduğunu belirtti. 14 Haziran’da ataerkil ve kapitalist sisteme karşı çoklu gerekçelerle ortak mücadele etmek için kadınlar olarak hep birlikte sokaklara çıkacaklarını hatırlattı. “6 milyar saatlik ücretsiz bakım işinden yorulduk.” belirlemesini yapan Rhea Mollet şu yorumu yaptı: “Ten rengimize, kökenimize, coğrafyamıza, yaşımıza, kılık-kıyafetimize, cinsel tercihimize, sınıfsal kimliğimize dayalı çoklu ayrımcılıktan ötürü öfkeliyiz. Her yıl 100 milyar İsviçre Frank’ını ücret eşitsizliğinden dolayı haksız olarak alamadığımız için öfkeliyiz. Bedenlerimizin hâlâ cinsiyetleştirilmesine ve sömürülmesine karşı öfkeliyiz. Nereye gideceğimize, ne giyeceğimize, ne yapmak istediğimize kendimiz karar vermek istiyoruz. Yüzyıllardır bize verilmeyen alanı geri istiyoruz. Siyasetin düşük salyangoz hızından bıktık.” Basel Feminist Kadın Grevi Basın Koordinasyonu Üyesi Rhea Mollet”Biz çokuz, renkliyiz ve meydan okuyoruz. Bizi dinleyin! Bizim yerimizi genişletin! Sınırlarımıza saygı gösterin!” uyarısını yaparak, “Emeğimizin, işimizin karşılığını verin! 14 Haziran 2023’te ücretli emeğimizi greve çıkaracağız!” yorumu ve çağrısında bulundu.

Yüzbinler sokaklara akacak

14 Haziran 2023’teki Kadın Grev’ine ilişkin konuşan İsviçre Kürt Kadın Hareketi Kadın Grevi Aktivisti Özen Aytaç ise kendilerine bağlı bütün kadın yapılarının, ağlarının Grev’e aktif katılacakları bilgisini paylaştı. Birçok kanton ve bölgede Grev organizasyon komitelerinde yer aldıklarını belirtti. Özen Aytaç eril erkek sistemine karşı ortak mücadele yürütmenin önemine dikkat çekerek, 14 Haziran’da İsviçre genelinde yüzbinlerce kadının kapitalist modernitenin emek sömürüsüne karşı ve kadın kazanımlarını korumak adına sokaklara akacağını vurguladı.

‘Jin Jiyan Azadî sloganı ile….

Kürt kadınlarının ataerkil ve kapitalist sisteme karşı zengin mücadele yöntemi, tecrübesi ve  perspektifine sahip olduğunu, güçlü bir kadın hareketinin gücü ve mücadeleyi ortaklaştırmaktan geçtiğinin bilincinde olduğunu hatırlatan Özen Aytaç Grev’e ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Kürt kadınları olarak biz de kendi taleplerimizle Grev’e katılacağız. O gün sokaklara çıkarak ‘Jin Jiyan Azadî ile Kadın Devrimine Doğru’ dönem hamlemizi tüm kadınlara taşıracağız.  ‘Jin Jiyan Azadî sloganı artık dünya kadın devriminin ana sloganına dönüştü. Biz de bu slogan ile ortak mücadele ve eylemselliklere katılacağız. Diğer taleplerimiz ise: Eğitim ve öğretim alanlarında, patriyarkal zihniyetin eğitim anlayışına karşı, kadın odaklı eğitim sisteminin geliştirilmesi olacak. Aynı zamanda iş ve siyaset alanlarında eşit temsiliyetin geliştirilmesi önemsediğimiz esas noktalardır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılki Grev’de de yüzde 40 kotayı gündeme taşıyacağız. Çünkü yüzde 40 kadın kotası ile pozitif ayrımcılık sağlanmış olacak. Bu da eşit temsiliyeti mümkün kılmak için ilk adım olacak.