Efsaneler, mitler toplulukların, toplumların yaşamına yön veren, daha iyiye, güzele, başarıya, zafere sevk eden bu yönüyle topluma rol modeli olan anlatılardır. Aynı zamanda insanın kendisini anlamaya dönük yolculuğunda bir rehberdir. Gerçek üstü, kişilere yüklenen tanrısal-tanrıçalık özellikler olsa da özü böyledir.
Mitolojinin kaynağının, insanlığın beşiği olan Ortadoğu olması bir tesadüf değildir. Bu coğrafyada iyi ve kötünün, güzelin ve çirkinin, doğru ile yanlışın mücadelesi insanlığın tarihine paralel, durmaksızın süregelmiştir. Bundandır ki Ortadoğu savaşlar kadar aynı zamanda efsanelerin, kahramanlık hikayelerinin coğrafyasıdır.
Zarifece tutum
Kürdistan’da ise yarım asırlık tarih dilimi, gerçek üstü değil tam da gerçeğin, yaşanmışlığın kendisinin ifadesi olan efsaneleri yaratıyor. Sakine Cansız bunlardan biridir. Dersim direniş geleneği Sara yoldaşta özgürlük mücadelesiyle başka bir mecraya taşınır. Kürt ulusal kadın kimliğiyle ulaştığı sorgulama düzeyi O’nu Kürdistan’da yeni bir direniş çizgisinin öncüsü haline getirmiş; sömürgeciliğin, erkek egemenlikli sistemin kodlarını yerle bir etmiştir. 12 Eylül cuntacıları karşısında dimdik dururken, mahkeme kürsülerinde soykırımcı rejimi yargılarken tutumu Zarifece olmuştur.
Kendini halaskar uçurumlara atan Zarifelerden aldığı direniş mirasını, Mazlumların, Dörtlerin, Kemallerin, Hayrilerin direnişiyle birleştirmeyi başarmıştır. Sömürgeciliğe, erkek egemenliğine bu meydan okuyuşu, halk arasında dilden dile, nesilden nesile anlatılagelmiştir.
Kavga her yerde
Sakine Cansız’ı Sakine Cansız yapan ‘kavga’ ilkesi kadın özgürlük mücadelesinin de ideolojik, politik ve örgütsel hattının temelini ifade etmekte. Ve bu ilke artık salt Kürt kadınlarına değil tüm dünya kadınlarına mücadele yolunu gösteriyor. Dünya kadınlarının ilham aldığı Rojava devrimi de esasta böyle bir kavganın eseridir. Çirkinle güzelin, karanlıkla aydınlığın, bu topraklara ait olanla yabancı olanın kavgasıdır. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Rojava’ya saldırı, Sakine Cansızların tohumlarını attığı kadın devrimine saldırıdır. Rojava devrimiyle beş bin yıl önce kadından çalınan neolitik yaratımlar yeniden canlanmakta, gerçek yaratıcılarıyla veya sahipleriyle buluşmakta. Kapitalist modernite güçlerinin Rojava devriminden duydukları korku; kendi sonlarını görmelerindendir. Bu nedenle Sümer tanrısı Enki’den daha kirli ittifak ve ilişkiler kurmaktan çekinmemekteler.
Dünya kadınlarının öz savunma akademisi
Rojava tüm dünya kadınları için bir anayurt gibidir. Kapitalist hegomonyanın da, halklar ve kadınların da kaderini belirleyecek olan günlerden geçerken ‘İkinci bir Afganistan mı’ soruları sorulurken tam da şimdi kavgayı büyütme zamanıdır. Nasıl ki Sakine Cansız, girdiği tüm kavgalardan bir direniş abidesi olarak dimdik çıkmayı başarmışsa, bu kavgadan doğru, haklı, güzel, aydınlık olan zaferle çıkacaktır. Tüm dünya kadınları için bir öz savunma akademisi, bir yaşam modeli olan Rojava kadın devrimi nasıl dişle tırnakla kazılır gibi inşa edilmiş ise, öyle de insanlığın yüreğine nakşedilecektir. Sara yoldaşın ardılları Rojava devrimiyle tüm kadınların farklılıklarıyla eşit, özgür ve ortak yaşama, katılıma dayalı konfederal birliğini oluşturarak demokratik, ekolojik toplumunu kurmayı başaracaklardır.