Şifajin, 8 Mart 2020’den bu yana Jinwar’da, kadın devriminin gerçekleştiği Rojava’da çalışmalarını sürdürmektedir. Gücünü ve perspektifini kadın devriminden almaktadır. Kapitalist modernitenin modern tıbbına karşı doğal tıbbı ve şifacılığı sahiplenip yaşamsallaştırıyor olması bir meydan okumadır. Tarihsel dayanakları güçlü olan Şifajin, jineolojî perspektifiyle sağlığı bütünlükçü (holistik) bakış açısıyla ele almaktadır. Sağlık, bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve siyasal olarak iyilik durumu hatta özgürlüklerin sürdürülebildiği durumdur. Yaşamın bütün alanlarında özgür olan birey ve toplum, kendi kendine yetebilme, iyileşebilme yeteneği ve bilgisine de sahip olur. Bu açıdan Şifajin’ın tarihsel dayanaklarına ulaşmak için tarihsel bir yolculuğa çıkmak önemli.
Bilge kadın şifa dağıtandır
Tarihin başlangıcına doğru yol aldığımızda hakikati açığa çıkarmaya çalışırken doğal toplum sürecinde, ana tanrıça kültürünün etkili olduğu yaşamda herkes sağlıklıdır. Bütünlükçü bir bakış açısıyla yaşam sürdürülmektedir. Yaşam bütüncül olduğundan (duyguda, düşüncede, ruhta, bedende henüz parçalanma olmadığından) var olan hastalıklara da kolay çözümler üretilir. Bu çözümler, özellikle doğayı iyi gözlemleyen ve doğayı ilk öğretmeni olarak kabul eden bilge kadın öncülüğünde üretilir. Şifager (bilge kadın) doğayla uyumlu, doğa güçlerini hisseden ve uygulayandır.
Dolayısıyla doğanın karşılıksız çıkarsız olarak sunduğu bilgisini deneyimleyerek, bilince dönüştürerek pratikleştirir ve büyük yetenek kazanır. Bu yeteneğini toplumun hizmetinde kullanır. Sağlığa öncülük eden bilge kadın, kar elde etme mantığı ve para kazanma amacını gütmediğinden tüm bilgilerini karşılıksız ve çıkarsız olarak toplumla paylaşır ve topluma mal eder. Bitkilerden, otlardan ilaç üreten, şifa dağıtandır. Tarihin ilk doktorlarının bilge kadınlar olduğu yapılan araştırmalar ve günümüze kadar gelen deneyimler sonucu açığa çıkmıştır. Bu deneyimler kadının kadına aktardığı tecrübelerdir. Özcesi, bilgisini doğadan öğrenerek bilince dönüştürürken sistemini, zihniyetini, düşünce ve duygu yapısını sağlıklı ve özgür yaşam üzerine kurar. Bilge kadının doğanın gizil güçlerini hissetmesi, bilgisini bilince dönüştürmesi ve bunu toplum sağlığı için kullanması önemli bir yöntemidir.
Kendi kendine yeterli olabilme hali
Birbirine zarar verme olgusu yok. İlişkiler sağlıklı. Zihinsel, ruhsal ve bedensel sağlık birbirinden kopuk ele alınmadan bütünlükçü bakış açısıyla çözüm üretilir. Örneğin, bir hastalığı anlamaya ve iyileştirmeye çalışırken, tüm vücudu ve kişiyi tanımaya ve çözümlemeye çalışır. Sonuç yerine, kaynağa inerek başlangıç nedenini bularak kişiyi sağlığına kavuşturmayı esas alır. Öz itibariyle, kadın öncülüğünde gerçekleşen yaşamda toplum bağımlı değil özgürdür, ekolojiktir. Sağlığını kendi bilgisiyle ve öz imkanlarıyla korumakta ve geliştirmektedir. Toplum kendi varoluşsal gerçekliğinin bilinciyle özgür yaşar. Kendi kendine yeterli konumdadır. Bu kendi kendine yeterli olabilme hali doğal tıbbi bilgilerin toplumla paylaşılması ve sağlıkla ilgili her yönlü eğitilmesi ile sürdürülür. Egemen ve kurnaz erkek tarafından tahakküm altına alınan kadının elinde bulunan iyileştirici gücü ile doğadan ve yaşamdan elde ettiği sağlık bilgisi, yeteneği çalınır. Aslında egemenler bütünlüklü bir yaşamı paramparça yapıp nasıl tekellerine alabileceklerini iyi planlar. İlk başta bütünlüklü zihniyet ve yaşamı temsil eden kadını- bilge kadını- hedef alarak tahakküm altına alır. Tabii bu kolay olmaz. Kadının büyük direnişi ile karşılaşır. Hiçbir zaman pes etmez, ne kadar baskı ve zor altında olsa da bilge kadın bilgisini birçok yol ve yöntemle günümüze kadar ulaştırır.
Bilge kadınlar diri diri yakılır
Ataerkil zihniyet kendi denetimi ve sistemi dışında kadının toplumun hizmetinde kullandığı sağlık bilgisi ve deneyimi karşısında şiddeti en üst seviyede kullanır. Özellikle ortaçağ ve diğer çağlarda bilge kadınları cadı olarak adlandırarak hem işkence tezgahlarından geçirir, hem de diri diri yakar. Esas korkusu kendi iktidarının ve kazanacağı kârın, kadın gücü tarafından yıkılacağıdır. Bunun için bilge kadınların yok edilmesi için her türlü kurnazlığı ve yalanı uygular. Artık kapitalist modernite, tekelci devlet ve iktidar aracılığıyla her şeyi kar sermaye mantığı çerçevesinde bağımlılaştırdığı gibi sağlık alanını da bağımlılaştırır. Her şeyi paraya bağlamıştır. Özellikle modern tıp adı altında bunu geliştirir. Modern tıp, perspektifini pozitivist bilimden alarak doktorları, sağlık çalışanlarını yetiştirir ve kurumlarını açar. Pozitivist bilim paradigması ile açılan bu kurumlar (üniversite, sağlık okulları, akademiler vb.) cinsiyetçiliğin tıp alanında gelişimini derinleştirerek kadının bu alanlara girmesini hem engeller hem de yasaklar. Modern tıp daha fazla kar ve sermaye elde etsin diye iktidara hizmet eder. Esasında bağımsız olması gerekirken bağımlıdır. Bu açıdan kadına ve doğaya ait olan hakikati tersyüz eder. Hem de hiçbir etiğe sığmayacak şekilde. Örneğin, kadında gerçekleşen aylık yaşam döngüsünü (regl dönemini) yok sayarak hastalık olarak tanımlar, bu dönemde kadında gerçekleşen değişimleri histeri olarak adlandırır. Kadın biyolojisini erkeğe göre tanımlayarak kadının erkekten türediğini belirtir. Kadını küçük, zayıf, zaaflı ve hastalıklı olarak tanımlayarak cinsiyetçiliği geliştirir ve derinleştirir. Tıp alanına kadın hastalıklı olduğu için hastalık dalı olarak jinekoloji adı verilir. Eril zihniyetin kadın üzerindeki tahakkümünü güçlendirip sistemleştirmek için bilimsel dayanaklar oluşturur.
Her bir organ adına bölüm ve doktor
Ataerkil zihniyetten beslenen modern tıpta, insan bedeni ve ruhu birbirinden kopuk ele alınarak adeta bir robota indirgenir. Düz mekanik parçalı zihniyet bakışı, insan bedeninin sadece organlar toplamından oluştuğunu esas alır. Bu bakış açısı hem parçalılığı derinleştirir, hem de her şeyin birbiriyle olan uyum ve ahengini bozar.
Bu durumda doktor da kendine gelen hastaya bir robot muamelesi yapar. Tedavi yöntemi ve hastalık teşhisi organları birbirinden kopuk ele alarak çözmeye çalışır. Bu yöntemde hastanelerde her bir organ adına bölüm ve doktor vardır. Özellikle kadın bedeni sömürülmesi gereken ve hastalıklara konu edilen konuma indirgendiğinden üzerinden her türlü çarpıtma yapılır. Sadece kadın bedeni üzerinde değil, hem toplum, hem birey üzerinde iktidar ve sömürüsünü derinleştirmek için sağlık algısını çarpıtır. Şöyle bir algı, İnsanın- toplumun kendi kendine yeterli olamayacağı, kendini iyileştirebilme yeteneğinin ve bilgisinin olmadığına ikna edilmişlerdir. Mutlaka hastaneye ve doktora (sistemin kendi okullarında yetiştirdiği diplomalı kişi) gitmesi ve verdiği kimyasal içerikli ilaçları kullandığında iyileşebileceği yaklaşımı derindir. İnsanların sağlığına kavuşması sadece onların elinde, başka yöntemlerin doğru ve etkili olmadığı düşüncesi ve fikri insanlarda oldukça hakim durumdadır. Bu tekelci zihniyet yapılanması, kadın öncülüğünde günümüze kadar gelen şifagerleri ve onların önerdiği şifalı bitkileri ve ilaçları etkisizleştirip yok sayar. Doğal tıbba karşı insanların inançsız yaklaşmasını sağlar. Çünkü kendisinin daha fazla kar elde etmesinin önünde engeldir. Çıkarına ters gelen her şey karalanmalı, küçük düşürülmeli, yok edilebiliyorsa da yok edilmeli. Örneğin korona virüsü sürecinde doğal tıbbın çok anti propagandası yapıldı. Her koşul altında günümüze kadar gelmesini sağlayan direngen damar şifagerler, kendi bulundukları mekanlarda aksini ispat etmeye çalışarak bitkilerle elde ettikleri karışım ve doğal ilaçlarla alternatif olmaya çalışmışlardır.
Şifajin doğal tıbbın gelişmesi için projeler geliştiriyor
Şifajin, Jineolojî Akademisi bünyesinde doğal tıbbın gelişmesi ve yaşam bulması için projeler geliştirerek çalışma yürütmektedir. Kapitalist moderniteye hizmet eden modern tıp öncülüğünde yok edilmeye çalışılan doğal tıbbın geliştirilmesi ve şifagerlerin bilgisini ortaklaştırarak yaygınlaştırılmasını sağlamaya çalışmaktadır. Günümüze kadar bilgisini aile bireylerine devr ede ede gelen şifacılık, modern tıbbın toplumda oluşturduğu inançsızlıkla yüz yüze kaldığından yok olmakla karşı karşıyadır. Diğer bir yön ise kimisi bilgisini maddi kaygılardan dolayı, kimisi de bilgilerin yanlış kullanılma korkusuyla kendi aile fertleri dışında kimseyle paylaşmamakta. Şifajin, tüm bu kaygıları ortadan kaldırmak için ortak tartışmalar yürüterek bilginin aile dışında gönüllü, istekli geniş gruplara eğitim yolu ile aktarmalarını sağlamayı esas çalışmaları arasına almıştır. Hem bu bilgilerin arşivini tutma (yazılı, sözlü) deneyim paylaşımlarıyla elde edilen ortak bilgiler (doğal krem, yağlar, kapsül vb.) sonucu ilaçları üretip kar mantığı taşımadan topluma ulaştırır. Toplumun bilmesi gereken bilgileri topluma yeniden ulaştırarak kendi kendine yeterli hale gelmesini sağlar. Günümüz tekniğini, teknolojisini insan yararına kullanmayı esas alarak elde edilen bilgilerin sağlık açısından daha etkili olmasını sağlar.
Sezaryen yerine sağlıklı bir doğum esas alınmakta
Şifajin doğal tıbbın günümüze kadar gelmesini sağlayan ebenin de kendi görev ve sorumluluklarına sahip çıkmasını önemsediğinden bu yönlü çalışma yürütmektedir. Daha çok çevre köylerden gelen kadınların sağlıklı bir doğum gerçekleştirmesi için her türlü koşulu hazırlar (eğitim, tıbbi kontrol, sağlıklı beslenme, spor vb). Annenin ve çocuğun sağlıklı olması esastır. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınların neden sezaryen doğum yapmamaları gerektiğine yönelik bilgilendirme amaçlı her türlü eğitsel faaliyet, seminer, toplantı, broşür vb. çalışmalar yapmaktadır. Çünkü modern tıp her türlü propaganda yöntemini kullanarak ve doktorlarını bu mantıkla yetiştirerek doğal doğum yerine kadınları sezaryen doğuma yönlendirir. Estetik ve güzellik adına, kendi beğeni ölçüleri adına erkekler, doktorlar kadını kandırmakta ve sömürmektedir. Esas amaç daha fazla para kazanmak ve kendine bağımlı hale getirmektir.
Bitkilerin doğadan toplanması esastır
Şifajin, doğal tıp için kullanılacak bitkilerin doğadan toplanmasını esas alır. Bitkiler toplanırken hem doğaya zarar vermeme esas alınır, hem de bitkinin toplanma zamanı göz önünde bulundurulur. Bir sanatçı hassasiyetiyle doğaya yaklaşılır. Diğer bir yandan hem mevsim koşullarının her yıl aynı olmaması, hem de her bitkiye rahat ulaşabilmek için Şifajin bahçesi oluşturuldu. Oluşturulan bahçede doğal tıpta kullanılan bitkiler ve meyve ağaçları yetiştirilmektedir. Şifajin için kullanılan yapı kerpiçten yapılmış, hem ekolojik hem de sağlıklıdır. Sonuç olarak, yaşadığımız yüzyılda kadının, toplumun hastalıklı kılınmasında ve ekolojik krizin derinleşmesinden beş bin yıllık ataerkil zihniyet sorumludur. Jineolojî perspektifiyle çalışmalarını yürüten Şifajin, sistemin ürettiği hiçbir şeye bağımlı olmadan kendi kendine yetebilen, bütünlükçü bakış açısıyla sorunlara çare üretir. Doğayla bağını kopartmayan, onun sağaltıcı gücüne inanan, kendine gerekli olan her şeyi kendisi üreten bir toplum sağlıklıdır. Unutmamak gerekir ki, yaşam bir bütündür. Parçalanamaz, bölünemez, ayrıştırılamaz. Hakikat budur. Tersi hakikatten uzaklaşmadır, körlüktür, yabancılaşmadır, sağlıksızlıktır. Sağlık kadın öncülüğünde toplumsallaştığında doğru rol ve misyonuna kavuşur.