Sudan’da bir özgürlük öncüsü: Loubna al-Hussein

- Fidan YILDIRIM
139 views
Loubna Ahmed al-Hussein Sudanlı Müslüman bir gazeteci ve kadın hakları aktivisti. Temmuz 2009’da pantolon giydiği için yargılanması nedeniyle uluslararası kamuoyunun gündeminde yer aldı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ifade özgürlüğünün geliştirilmesi amacını taşıyan bir sivil toplum kuruluşu olan Arap İnsan Hakları Bilgi Ağı (The Arabic Network for Human Rights Information) ve Uluslararası Af Örgütü’nün kendisiyle dayanışma açıklamaları yapmaları sayesinde, yaşadığı olay ülkesinde ve dünyada duyuldu ve dikkatler mücadelesine çekildi.

Hak arayışı başlıyor

Loubna al-Hussein 1973 yılında, Nil Nehri üzerinde yer alan, ülkenin kültür ve sanayi merkezlerinden biri ve en büyük şehri olan Omdurman’da mütevazı bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Üniversitede tarım bilimi okuduktan sonra gazeteci oldu. 2003’te Sudanlı bir gazeteci ile evlendi ancak kısa süre sonra eşini kaybetti. Yas sırasında ülke geleneklerine göre kapanmayı reddetti. Sol görüşlü bir dergide köşe yazarı olarak yazdığı yazılarda Sudan hükümetinin kadınlara dönük uygulamalarını eleştiriyor ve bu yazılarıyla dikkat çekiyordu. 2007’de sansüre takılması nedeniyle bu dergiden ayrılmak zorunda kaldı. Ardından Sudan’daki Birleşmiş Milletler Misyonu-UNMIS medya departmanında gazeteci olarak iş buldu. UNMIS, 25 Mart 2005’de BM Güvenlik Konseyi kararı ile kuruldu. Amacı; 9 Ocak 2005’te Sudan Hükümeti ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi arasında imzalanan barış anlaşmasının uygulanmasını desteklemek, koruma, insan haklarının geliştirilmesi ile ilgili belirli işlevleri yerine getirmek ve Sudan’daki Afrika Birliği misyonunu desteklemektir.

40 bin kadın giyimleri yüzünden tutuklandı

2009’da Sudan’da şeriata dayalı bir hukuki sistem yürürlükteydi ve bu sistem dayak, falaka, kırbaçlama gibi adli bedensel cezalara izin veriyordu. O dönemin ceza hukuku toplum içinde “uygunsuz” şekilde giyinmeyi yasaklıyor ve aksi tutumu kırk kırbaç ve para cezası ile cezalandırıyordu. Polis müdürünün verdiği rakamlarla, 2008’de sadece Hartum Eyaleti’nde kırk binden fazla kadın giyimleri nedeniyle tutuklanmıştı.

Pantolon gözaltısı

3 Temmuz 2009’da, bir kuzeninin düğünü için yer ayırtmak üzere bir salona giden Loubna al-Hussein orada beklerken Asayiş Polisi salonu basıp onu ve kendisi gibi pantolon giyen on iki kadını tutukladı. Tutuklanan kadınlardan on tanesi hemen suçlu olduklarını kabul edip onar kırbaçla cezalandırıldılar ve serbest bırakıldılar. Loubna ve diğer iki kadın ise, bu tutumu reddederek yargılanmakta ısrar etti. Tutuklanma ile duruşma arasındaki sürede Loubna beş yüz davetiye bastırdı ve “Sudanlı gazeteci Loubna sizi yarın tekrar kırbaçlamaya davet ediyor” başlıklı e-postalar göndererek davayı duyurmaya başladı. Loubna tutuklanma ve yargılanmaya gerekçe yapılan 152. maddenin uygulanma şeklinin ne anayasaya ne de şeriat hukukuna uyduğunu savunarak, hukuk savaşını halka açık bir platform olarak kullandı. Çabaları sonucu, bölgedeki kadınlar halka açık bir dayanışma gösterisi düzenledi, İslamcı aşırılık yanlıları ise buna şiddetle karşılık verdi.

20 bin kadını temsil için istifa etti

Loubna al-Hussein, Birleşmiş Milletler bünyesindeki bir işte çalıştığı ve diplomatik dokunulmazlığa sahip olduğu için, dava yargıcı ona yargılamayı reddetmeyi önerdi. Loubna, 1989 yılında darbeyle iktidara gelen Ömer el-Beşir döneminde giyim kuşam nedeniyle tutuklanan yirmi bin kadının sözcüsü olabilmek için, görevinden istifa ederek yargılamanın önünü açmayı tercih etti. Suçlu bulunması halinde, yasanın değiştirilmesi için davasını Yüksek Mahkeme’ye, hatta Anayasa Mahkemesi’ne götürmek niyetindeydi. 4 Ağustos tarihinde yapılan ikinci duruşmada yargıç, Loubna’nın durumu hakkında ek bilgi almak ve kovuşturulup kovuşturulamayacağını belirlemek amacıyla mahkemeyi bir ay erteledi. Mahkeme önündeki pantolonlu göstericilere polis göz yaşartıcı gazla saldırı düzenledi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Loubna aleyhindeki yasal işlemlerden duyduğu endişeyi dile getirdiği bir açıklama yaptı. Loubna, Ağustos ayı başında, yaşadıkları ile ilgili bir röportaj için Lübnan’a gitmek istedi ancak Sudan yetkilileri ülkeden çıkışına izin vermedi.

‘Din meselesi değil, toplum meselesi’

Loubna’nın yargılandığı dava giderek ülke dışında da dikkat çekmeye ve Loubna’ya destek artmaya başladı. Böylece Sudan’ın kadın haklarına ilişkin mevzuatı kamuoyunda tartışılır oldu. Kendini iyi bir Müslüman olarak gören ve geleneksel Sudan kıyafetleri veya uzun bir bluzla örtülmüş bol pantolonlar giyen Loubna al-Hussein meselenin “din meselesi değil, toplum meselesi” olduğunu savunuyor ve Sudan’daki tüm kadınlar adına, kıyafetle ilgili yasanın değiştirilmesini istiyordu. Hangi giysinin uygunsuz kabul edildiğini tanımlamadan “kamu ahlakını ihlal eden veya uygunsuz giysiler giyen bir kişinin” kırbaçlanmasına izin veren 152. Madde’nin ne Sudan Anayasası’na ne de Şeriat’a saygı duyduğunu savunuyordu. Olayın “dinle ilgili olmadığını, erkeklerin kadınlara kötü davranmasıyla ilgili olduğunu” dile getiriyordu. Arap İnsan Hakları Bilgi Ağı ve Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar da yargılamayla ilgili harekete geçti. Aktivistler, muhalif siyasetçiler ve sivil toplum örgütleri bu davayla birlikte, yasanın değiştirilmesi çabalarında işbirliği yapma ihtiyacını duydu. Uluslararası Af Örgütü Sudan hükümetinden 152. Madde’yi yürürlükten kaldırmasını ve Loubna’ya yöneltilen suçlamaları düşürmesini isteyen bir bildiri yayınladı ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun 2003 yılında “Sudan’a kırbaçlamanın devlet tarafından yaptırılan işkence anlamına geldiği gerekçesiyle 152. Madde’yi değiştirmesini emrettiğini” belirtti.

Mahkemeye pantolonla geldi

Loubna al-Hussein 7 Eylül’de mahkemeye pantolon giymiş olarak giderken tekrar gözaltına alındı ve beş yüz Sudan poundu ödemeye mahkum edildi. Ancak parayı ödemeyi reddetti ve bunun yerine verilmesi muhtemel bir aylık hapis cezasına hazırlandı. Mahkeme oturumunda diplomatlar, gazeteciler, insan hakları örgütleri temsilcileri ve dışarıda da polisler ile karşıt gösteri düzenleyenlerin tehdidi altında onunla dayanışma içinde olan göstericiler vardı. Bunlardan en az kırkı tutuklandı ve kefaletle serbest bırakıldı. Loubna da tutuklanıp, ödemeyi reddetmesine rağmen kefaletle serbest bırakıldı. Onun ödemeyi reddettiği kefaleti hükümete yakın Sudan Gazeteciler Birliği çabucak ödemişti.

Sürgünde yazarlık

Loubna serbest bırakıldı ancak tehdit edildiği için gizlice ülkesini terketti. Sürgündeyken de Sudan kadınlarının koşulları konusunda uluslararası kamuoyunu harekete geçirme çabasını sürdürüyor. 2010 yılında ilk kitabı, “Pantolona Kırk Kırbaç” yayınlandı. 2011 yılında da, Djenane Kareh Tager ile birlikte yazdıkları, “Ben Lanetli miyim? Kadınlar, Şeriat ve Kuran” yayınlandı. Loubna al-Hussein ve iki meslektaşının pantolon davasında mahkemeye çıkmakta ısrar etmeleri on yıl sonra Sudanlı bir kadın hakları grubu olan ve Devlet Başkanı Ömer el- Beşir’in devrilmesiyle sonuçlanan 2018-2019 Sudan Devrimi sırasında önemli bir rol oynayan Kadınlara Karşı Zulme Hayır Girişimi’nin yaratılmasında ilham kaynağı oldu.