Örgütlü bir toplum yaratarak kadınların sorunlarına cevap olmaya çalışıyoruz. Örgütlü olmayan her kadının yaşamı risk altındadır. Kapitalist sisteme karşı örgütlenmek kadınlar için olmazsa olmazımızdır. Bir yıl boyunca “sen de kadın devrimine katıl” çağrısıyla aile ziyaretleri yapılacak, bu ziyaretlerde kadınların örgütlenmesi esas alınarak hamlenin sürekli olarak gündemde tutulması sağlanacak.
Avrupa Kürt Kadın Hareketi TJK-E, 30 Haziran-3 Temmuz 2023 tarihleri arasında 7. Kongre’sini gerçekleştirdi. Kongreye 7 ülkeden TJK-E bünyesinde yer alan çatı örgütleri, Kurdistanî örgütler, inanç alanları, kadın kurumları temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 100’ü aşkın delege katıldı. 23 Aralık 2022’de Paris’te katledilen Evîn Goyî’ye adanan kongrede, geçen bir yıla damgasını vuran kadın eylemleri, Avrupa’daki Kürt kadın örgütlenmesi, İmralı’da mutlak tecrit, demokratik ekolojik kadın eksenli paradigma çerçevesinde değişim ve dönüşüm gibi çok sayıda konu tartışıldı, kararlara ulaşıldı. “Jin Jiyan Azadî ile Kadın Devrimine Yürüyoruz” şiarı ile gerçekleşen kongrenin ayrıntıları ve sonuçlarını TJK-E Üyesi Evîn Mizgîn’le konuştuk. Mizgîn’in verdiği yanıtlardan hareketle, 2023-2024 yılı da TJK-E için mücadele ivmesinin daha yükseleceği bir yıl olacak.
2022 yılı dünya genelinde kadın isyanının yükseldiği bir yıl oldu. Avrupa Kürt Kadın Hareketi olarak bu direnişte sizin temel gündemleriniz nelerdi?
TJK-E olarak mücadele dolu bir süreci geride bıraktık. Temel gündemlerimizden biri kadına yönelik sistematik saldırılar ve buna karşı kadınların ortak direnişiydi. Avrupa kadın hareketi olarak da genel olarak da Kürt kadınlarının öncülüğünde kadınların alternatif duruşları, eylem ve etkinlikleri 2022’ye damgasını vurdu. Bu öncülük ve dünya genelinde gelişen ilgi, saldırıları da beraberinde getirdi. İdeolojik saldırılar kadar, fiziki saldırılar da gelişti. Rojava’da birçok öncü kadın arkadaş Türk devletinin SİHA saldırılarıyla hedeflendi, şehit düşen arkadaşlarımız oldu.
Katliamlara karşı serhildandaydık
Süleymaniye’de Jineolojî Akademisi Üyesi Nagihan Akarsel’in Türk devlet güçleri tarafından katledilmesi ardından, 2022 Aralık ayında 2. Paris Katliamı’nı yaşadık. Evîn Goyî arkadaşımız şahsında Kürt Kadın Hareketi hedeflendi. 21. Yüzyılın yükselen kadın direnişinin önü böylesi saldırılarla alınmak istendi. Kürt kadınları ve halkı katliama büyük bir serhildanla yanıt verdi. Yine yıl boyunca kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz, öldürme gibi sistematik saldırılar da sürdü. Erkek egemen sistemin kadınlara yönelik saldırılarına karşı diğer kadın hareketleri ile ortak gündemler çerçevesinde eylem ve etkinlikler yapıldı. Özellikle katledilen kadınların davalarının takibi, buna yönelik kamuoyu oluşturmada yerel meclislerimizin önemli bir çaba ve emekleri oldu. 2022 yılı içerisinde önemli gündemlerimizden biri de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı uygulanan ağırlaştırılmış tecritti. 2 yıla yakındır hiçbir iletişimin sağlanmadığı İmralı’da devreye konulan her politikayı Kürt halkı ve kadınlarına uygulanmış olarak görüyoruz. Uluslararası güçler ve faşist Türk devletinin 24 yıldır İmralı’da uyguladıkları soykırım politikası, Kürt halkına kimyasal silah, bombardımanlar, her gün katliam olarak dönüyor. Bakûr’da her gün onlarca Kürt siyasetçi tutuklanıyor. Dolayısıyla daha önce de dikkat çektiğimiz üzere, tecrit kırılmadan Kürt kadınlarına ve halkına yönelik sistematik soykırım saldırıları devam edecektir. 2022’de Kürt soykırım politikalarına karşı kadın hareketi olarak önemli bir direniş ve mücadele içerisinde olduğumuzu belirtmek yanlış olmayacaktır. Bununla paralel 2021 yılı itibariyle daha da hız kazanan Medya Savunma Alanları’na dönük bombardımanlar ve yasaklı kimyasal silahların kullanımına karşı da yıl boyu eylemdeydik.
Jin Jiyan Azadî sloganı karşılık buldu
Jîna Emînî’nin İran devleti tarafından katledilmesi ile Rojhilat’tan başlayarak dünya geneline yayılan “Jin Jiyan Azadî” isyanı da başlıca gündemlerimizdendi. Avrupa’da yüzlerce merkezde birçok kadın hareketleriyle birlikte sesimizi yükselttik. Kadınların bu eylemleri, özgürlük mücadelemizin büyük bedeller sonucu yarattığı etkiyi, tüm dünyada kadın devriminin “Jin Jiyan Azadî” formülüyle nasıl can bulduğunu da gösterdi. Evrensel düzey kazanan bu kadın serhildanının önemli sonuçları olduğunu düşünüyoruz.
Festivallerde direniş mesajı öne çıktı
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 3 merkezde kadın festivalleri düzenledik. İsviçre’de Sakine Cansız, Almanya’da Zilan ve Fransa’da Rojbîn kadın festivallerinin teması yıla denk düşen kadın direnişi oldu. Her üç festival de Evîn Goyî arkadaşa adandı. Topyekûn saldırılara topyekûn direniş mesajı verildi bu festivallerde. Festivaller aynı zamanda Jîna Emînî eylemleri başta olmak üzere direnen tüm kadınları selamlamaydı. Bunlar ana başlıklar halinde sıralayabileceğim başlıca eylemsel gündemlerimizdi. Ancak yıl boyu yerellerde ve merkezi olarak çok sayıda eylemin de öncülüğünü yaptık. 25 Kasım, 8 Mart gibi temel kadın eylemlerini zaten yerellerde kadın hareketleriyle ortak planlayıp harekete geçtik. Eylemlerde Kürt kadınlarının örgütlü gücü kendi rengini belli eder bir nitelikteydi.
Berlin Konferansı heyecan yarattı
Yıl boyu demokratik, ekolojik, kadın eksenli paradigmayı yaymada önemli bilinçlendirme çalışmalarımız oldu. Konferanslar, paneller, seminerler, eğitsel çalışmalarla bir düzey açığa çıktı. Özellikle Berlin’deki uluslararası konferans, paradigmamızın evrensel düzeydeki etki gücünü ortaya koydu. Dünya kadın örgütleriyle ortak bir akıl ve örgütlenme gücünü oluşturmada önemli bir rol oynadı. Anlaşıldığı kadarıyla bu örgütlülüğün zeminini yerellerde Meclis ve Komünler gibi yapılar oluşturuyor. Söz konusu örgütlenmeler toplumsal ihtiyaçlara ve kadınların sorunlarına ne ölçüde cevap oluyor?
Eylemlerimiz kadar demokratik ve özgür yaşamı inşa çalışmalarımız da hiç durmadı. Meclis ve komünlerimiz örgütlenme sorunlarını yıl boyu tartışmış bu konuda eğitimleri aksatmamış, ‘hiçbir kadın örgütsüz kalmamalı’ şiarıyla kitle ziyaretlerinde bulunmuştur. Özellikle sosyal ve eğitim alanındaki çalışmalarımız bu yıl daha fazla görünür oldu. Avrupa’da onlarca merkezde meclis ve komünlerimiz var. Bununla birlikte sosyal, siyasal, diplomasi, kültür, inanç ve eğitim olarak sıralayabileceğimiz örgütlenme boyutlarımız var. Kapitalist sisteme karşı alternatifler geliştirmek öyle çok kolay olamıyor. Her şeyden önce erkek egemen sistem ile mücadeleyi kavratmak önem taşıyor. Sistemin yaratmış olduğu yanılgılı özgürlük bakış açısı var, bununla da mücadele ediyoruz. Her şeyin tüketim aracı ve konusu haline dönüştüğü bu çağda üretmek zor, biz ise zor olanı tercih ediyoruz. Örgütlü bir toplum yaratarak kadınların sorunlarına cevap olmaya çalışıyoruz. Çünkü örgütlü olmayan her kadının yaşamı risk altındadır. Kapitalist sisteme karşı örgütlenmek kadınlar için olmazsa olmazımızdır.
Cinsiyetçiliğe karşı çok yönlü mücadele
Örgütlenmelerimiz en başta da cinsiyetçiliğe karşı mücadele veriyor. Şunu söyleyebiliriz; meclis ve komünlerimizin olduğu yerlerde kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüze karşı önemli tepkiler açığa çıkıyor, örgütlü olduğumuz yerlerde sürekli bir mücadele var. Yıl boyunca meclis ve komünlerimize birçok başvuru oluyor, bunların çoğu aile içi şiddet olarak bize yansıyor, buna karşı çözüm yöntemleri geliştiriyoruz. Kadın ve erkeklere dönük eğitimler, demokratik aileye dönük tartışmalar, sosyal projeler, kadınlar için kültürel çalışmalar yıl boyu devam etti. Şunu bir kez daha vurgulamak gerekir ki, kadın bilinçlendikçe daha güçlü mücadele ediyor. Yine giderek yoksullaşan bir halk gerçekliği var. Bu yoksullaşmayı en fazla kadınlar hissediyor. Çözüm adına kooperatif vb. tartışmalarımız var.
Tecridine karşı mücadele temel gündem
Kongrede tartışılan bu başlıklara dönük kararları da sormak istiyoruz. Sonuç bildirgesine yansıdığı kadarıyla en önemli kararlardan biri İmralı mutlak tecridine karşı mücadele…
7. Kongremizde en çok tartışılan gündemlerin başında Rêber Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit ve fiziki özgürlüğünün sağlanması yer aldı. 25. Yılına giren bu soykırım ve işkence rejimini güçlü bir mücadele ile parçalayabiliriz. Kongremiz, Rêber Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrite karşı seferberlik ruhu ile yeni bir hamle çerçevesinde mücadeleyi büyütme kararına gitti. Bu hamle ekseninde halk toplantıları başta olmak üzere, panel, seminer ve özgürlük paradigmasını yaygınlaştırma amaçlı eğitsel faaliyetlerin yıl boyunca gerçekleştirilmesi kararına ulaşıldı. İmralı soykırım ve işkence sistemi, düşman gerçekliği ile doğru mücadele etmek, bunu toplumun tüm kesimlerine kavratarak yaşamın her alanında direnişi ve mücadeleyi yükseltmek kongremizin önüne koyduğu hedeflerden. 9 Ekim ve 15 Şubat Uluslararası Komplo’nun yıldönümü güçlü protesto eylemleri ile karşılanacak. 15 Şubat’ta “Kürt soykırımı ve sömürgeleştirilmesine son, Abdullah Öcalan için özgürlük” şiarı ile merkezi bir eylemin yapılması kararına gidildi. Rêber Öcalan’ın durumu Sınır Tanımayan Doktorlar, barolar, insan hakları kurumları, sendikalar, parlamentolar vb. birçok kurumun gündemine de taşırılacak.
Sen de kadın devrimine katıl!
Kürt Kadın Hareketi yılın başında ‘Bi Jin Jiyan Azadî Ber Bi Şoreşa Jinê’ hamlesini ilan etmişti. Bu hamle devam ediyor. Önümüzdeki dönemde hamle kapsamında özel planlamalarınız var mı?
Yıl içersindeki tüm çalışmalarımızın içeriği ve esası hamle kapsamında olacak. Toplumsal alandan başlamak üzere, kadın hareketi olarak açılım yaptığımız tüm saha ve çalışmalarda dostlarımızla birlikte ısrarlı, kararlı ve etkili bir sesle ‘Bi Jin Jiyan Azadî Ber Bi Şoreşa Jinê’ hamlesini yürüteceğiz. Hamle kısa bir zaman dilimine sığdırılmayacak denli önemli ve mücadelemizin geleceği açısından etkili bir hamle. Tüm komün, meclis ve inisiyatiflerimiz de bu öneme göre katılmalı. Yine her bir Kürt kadını da bu hakikate denk bir sorumluluk, bilinç ve kadın devriminin inşacısı olma heyecanıyla katılmalı. Hamlenin örgütsel ayağı TJK-E’nin tüm boyut ve bileşenleri ile yürütülecek. İlk etapta hamleye ilişkin eğitsel çalışmalar ve halk buluşmaları gerçekleştirilecek. Bir yıl boyunca “sen de kadın devrimine katıl” çağrısıyla aile ziyaretleri yapılacak, bu ziyaretlerde kadınların örgütlenmesi esas alınarak hamlenin sürekli olarak gündemde tutulması sağlanacak. Yine diplomasi komitelerimizin Avrupa’da ‘Jin Jiyan Azadî’ platformlarını tüm alanlarda oluşturması için etkin bir çalışma yürütmesi kararı da kongremizde alındı. Hamle kapsamında birçok konferans, panel ve seminer de yapılacak. Hamlemizin ilk eylemsel ayağı 16 Eylül’de Jîna Emînî’nin katledilişinin 1. Yıldönümünde olacak. “Jin Jiyan Azadî” yürüyüş, eylem ve etkinliklerine TJK-E olarak öncülük edeceğiz. Özellikle 25 Kasım ve 8 Mart gibi önemli tarihlerde kadın örgütleri ile ortak mücadeleyi büyütmeyi hedefliyoruz.
TJK-E kongresinde başka ne tür kararlar aldı?
İnşa çalışmalarından çocuk kreşlerine, kadın evlerinden kooperatifleşmelere kadar birçok hedef konuldu. Sosyal komitelerin güçlendirilmesi, bu komitelerin özellikle proje eksenli çalışmalara ağırlık vermelerine ilişkin tartışmalar öne çıktı. Yerelde demokratik, ekolojik kadın eksenli paradigma doğrultusunda genç kadınlarla buluşma ve eğitsel çalışmaların yapılması, ülke çatı örgütlerimizin bünyesinde ekoloji komitelerinin oluşturulması gibi bir dizi karardan bahsedebiliriz.