Nataliya Kobrynska, Ukrayna kadın hareketinin öncüsü bir aktivist, sosyalist feminist ve yetenekli bir yazardı. 8 Haziran 1851’de (kimi kaynaklarda 1855) o dönemler Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olan Batı Ukrayna’da, Galiçya eyaletinin Beleluia köyünde doğdu. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda kadınların ilköğretimden öte eğitim görmeleri yasaktı.
Nataliya bu nedenle evde eğitim gördü. Babası ona Almanca, Fransızca, Lehçe ve Rusça öğretti. Kardeşlerinin yüksek öğrenim kurumlarından getirdiği kitapları okuyup dünya edebiyatı hakkında bilgiler edindi.Nataliya yirmi yaşındayken genç bir ilahiyat öğrencisi olan Theofil Kobrynsky ile evlendi. Theofil yetenekli bir müzisyen ve hevesli bir folkloristti. Nataliya’nın feminist ve edebi arayışlarını destekledi her ikisi de hayatlarını toplumda kadınların konumunu iyileştirmeye adadılar. Ne var ki, Theofil birkaç yıl sonra vefat etti ve geçim kaynağı olmayan Nataliya ailesinin yanına dönmek zorunda kaldı.
Edebiyat hayatında dönüm noktası
Nataliya Kobrynska Avusturya Parlamentosu’nun seçilmiş üyelerinden olan babası ile birlikte Viyana’ya yolculuğu, yeteneklerinin keşfinde dönüm noktası oldu. Ukrayna’nın önde gelen edebiyatçısı İvan Franco ile tanıştı. Ardından İsviçre’ye giderek Ukraynalı akademisyen, tarihçi ve siyasi yayıncı Mykhaylo Drahomanov’la tanışması edebiyat hayatında başka bir dönüm noktası oldu. Nataliya, edebiyatın kadınlarda değişim ihtiyacını yaratmada en etkili araç olduğuna inanıyordu. Bu inançla, 1884 yılında Rutenyalı Kadınlar Derneği’ni kurdu. Dernek, çeşitli okuma ve eğitimlerle kadınlara bilinç kazandırmayı amaçlayan tartışmalar yürütüyordu.
‘İlk Çelenk’le kadın yazarları buluşturdu
Zamanla feminist düşüncenin önde gelen teorisyenlerinden biri konumuna ulaştı. Sosyalist çerçeveyi, mevcut muhafazakar toplum gerçeğine nasıl uyarlacağı üzerine kafa yoruyordu. Diğer yandan yazmayı da sürdürüyordu. 1883 yılında yazdığı ilk öyküsü “Shuminska” 1884’te “The Spirit of the Times” (Zamanın Ruhu) adıyla yayınlandı. Bu eserinde hem değişimin kaçınılmazlığını ve hem de insan hayatında yarattığı altüst oluşu ifade etti. Bir yıl sonra “Zadlia kusnyka khliba” (Bir Parça Ekmek İçin) adlı bir roman kaleme aldı. 1887’de Ukraynalı yayıncı, yazar, etnograf, tercüman ve sivil aktivist Olena Pchilka ile birlikte “Pershy vinok” (İlk Çelenk) adlı bir almanak düzenleyip yayınladı. Almanak doğu ve batı Ukrayna’dan kadın yazarlar, şairler ve yayıncıların yazılarını içeriyordu ve çığır açıcı bir nitelikteydi. Avrupa’da kadınlarca üretilen ilk koleksiyonlardan biriydi bu almanak.
Kadın yayınevi, köy kreşleri
1890’da Nataliya Kobrynska başkanlığındaki bir kadın heyeti Batı Ukrayna’dan kadınların üniversite çalışmalarına dahil olmaları talebiyle Eğitim Bakanı’na dilekçe sundu. Bazı muhalifler bu girişimi ailenin kutsallığına bir saldırı olarak değerlendirdi. Ertesi yıl düzenlenen bir kadın konferansında kızlar için liseler açılması çağrısında bulunuldu. Kobrynska daha verimli bir kadın yayıncılığı ve feminist fikirleri yayıp popülerleştirmek amacıyla Lviv’e taşınarak bir yayınevi kurdu. Yayınevi “Zhinocha Sprava (Kadınların Davası) adını taşıyordu ve 1893-1896 yılları arasında Ukraynalı yazar Anna Pavlyk’in eserlerini içeren “Nasha dolya” (Bizim Kaderimiz) adlı üç sayılık bir kadın almanağını yayınladı. Aynı süreçte köy kreşleri ve ortak mutfaklar kurmaya çalışan Kobrynska, aydın kesimden kadınları da köylü kadınları toplumsal değişimi isteme ve bunun olabileceğine inanma konusunda ikna etmeleri için teşvik etti. Evrensel oy hakkını savunuyordu. Yaşamının son yıllarını doğduğu köyde geçirdi. 1920’de orada yaşama veda etti. Dünyaya söylediği son cümle vasiyetine uygun olarak mezar taşına yazıldı: “Kalbim artık sızlamıyor.”
Nataliya Kobrynska yaşadığı dönemin toplumsal koşullarını ve kadınlar üzerinde yarattığı yıkıcı etkilerini kadın öyküleriyle işledi. Eserleri “The Spirit of the Times” (Zamanın Ruhu,1998) ve “Warm the Children, O Sun” (Çocukları Isıtın, O Güneş,1998) koleksiyonları İngilizceye çevrildi.