Valencia’da özgürlük arayışı

247 views
2019 yılında Türk devletinin Serêkaniyê ve Girê Sipî’ye yönelik saldırılarının başladığı dönemde Women Defend Rojava/WDR, Rojava’nın savunulması amacıyla bir hamle başlatarak, kendilerini örgütlemeleri, devrime ve halklara sahip çıkmaları için tüm kadınlara çağrıda bulunmuştu. Bu temelde Valencia’dan (İspanya’da bir bölge) kadınlar da kendilerini örgütlemiş ve eylemler başlatmıştı.

Bu eylemler sonucunda Alacant ve Valencia kentlerinden kadınlar da birbirlerini tanıyarak ittifak kurdular. Bu biçimde çalışmalara başlayan kadınlar, birkaç ay içerisinde yoğunlaşıp Kürdistan Kadın Hareketi, jineolojî ve Rêber Apo’nun perspektifleri çerçevesinde eğitimler düzenleyerek derinleşti. Eğitimlerde tarihi geçmişimiz ve gerçeğimiz üzerinde de yoğunlaşıp, aslında sisteme karşı mücadele etmek için çok fazla nedenimizin olduğunu kavradık. Bu yoğunlaşmalar sonucunda daha ileri bir adım atmak istediğimizi de gördük. Tüm bu sebeplerden kaynaklı, 2021 yılında jineolojî grubumuza Lêgerîna Azadî (özgürlük arayışı) adını verdik. 2019’da Rojava’da şehit düşen Arjantinli devrimci doktor Şehit Lêgerîn anısına bu ismi almış olmamızla birlikte, Kürtçe “arayış” anlamına gelen “lêgerîn”, grubumuzu en iyi tanımlayacak kavramdı. Lêgerîna Azadî grubundaki yoğunlaşmalarımız, şehitlerin değerleri üzerinde derinleşip daha çok anlam vermemizi sağladı. Enternasyonalist kadınlar olarak, sevgi ve bilinçle yoğrulmuş yaşamını özgürlük arayışına adayan şehit Lêgerîn Çiya’nın izinde yürüyerek onunla bütünleşmenin önemini derinden hissediyoruz.

Diyalog ve enternasyonal dayanışma
Lêgerîna Azadî grubu olarak devrimin korunması ve dayanışmanın gelişmesi amacıyla çalışmalarımızı iki temel çizgide yürütmeyi esas aldık. Sendika ve siyasi partiler gibi farklı kurumlarla diyalog geliştirmeye çalıştık. Bu amaçla son olarak UGT FICA PV sendikasının insan haklarının korunması amacıyla Türk devletinin baskılarına karşı açlık grevine girdikten sonra yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik anısına düzenlediği törende yer aldık. Bu etkinlikte Ebru’nun Türk devletinin hukuk dışı uygulamaları sonucu öldürülmesini protesto ettik. Ayrıca her yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü çerçevesinde düzenlenen eylemlere de katılarak jineolojî ve Kürdistan Kadın Hareketi’nin perspektiflerini paylaşıyoruz. Dayanışmanın geliştirilmesi amacıyla özel günler ve şehitler için yapılan anma etkinliklerini de diğer enternasyonalist örgüt ve hareketlerle birlikte düzenlemeye çalışıyoruz. Bu çerçevede son olarak Solidaridad Periferias del Mundo (Dünya Dayanışması) ve Asamblea de Solidaridad con México (Meksika ile Dayanışma Meclisi) ile birlikte 9 Ocak’ta şehit Sara, Rojbin ve Ronahi’yi anarak, Paris Katliamı’nı protesto ettik. Ortak çalışma ve etkinlikler aracılığıyla hep birlikte enternasyonalist mücadele ağını oluşturuyor ve devrim ateşini güçlendiriyoruz. Uluslararası komplonun yıldönümü olan 9 Ekim’de de protesto eylemleri düzenleyerek, Rêber Apo’nun özgürlüğü amacıyla 15 Şubat’ta gerçekleştirilen uzun yürüyüşlerde yer alıyoruz.

Örgütlenme ve “xwebûn”
Lêgerîna Azadî grubu olarak her geçen gün kendimizi hep birlikte eğiterek özümüze kavuşma ya da “xwebûn” olma konusunda derinleşmeye çalıştık. Örgütlenme ve her türlü şiddete karşı kendimizi savunmak için “xwebûn” olmanın ne kadar önem taşıdığını kavradık. Bunun için sürekli olarak Kürdistan Kadın Hareketi’nin ideolojisi ile mücadelesini referans aldık. Çünkü evrensel adalet gücü, kızkardeşlik, kadın özgürlüğü ve varlığının savunulmasında öncülük rolü oynuyor.

Şehit Lêgerîn Çiya anısına kamp
2021 yılının yaz aylarında da Jineolojî Merkezi ile birlikte “Şehit Lêgerîn Çiya Jineolojî Kampı’nı düzenledik. Bu kamp, İspanya’da şimdiye kadar yapılan üçüncü jineolojî kampımız oldu. Valencia’nın güneyindeki Alacant kentine bağlı Turballos Köyü’ndeki bu kampımızı Mariola Dağı’nda gerçekleştirdik. Dağ, adını Mariola adında İberli (İspanya devletinin bulunduğu bölge İber Yarımadası olarak adlandırılıyor) bir kadından alıyor. Roma işgalinden önce bu bölgede İber yerli halkı yaşıyordu. Ülkesinde özgürce yaşayan İberli Mariola, Roma’nın işgali ardından Romalı bir erkekle evlenmeye zorlanınca, buna isyan ederek uçurumdan atlar. Özgürlüğe sevdalı bu kadının mekanında düzenlediğimiz jineolojî kampında bu topraklardaki direnişçi kadınların tarihini de araştırdık. Abya Yala (Latin Amerika), Mapuche halkı, İspanya’nın farklı kentlerinden gelen WDR’den kadınlar ve bulundukları alanlarda kapitalizm ve erkek egemen sisteme karşı mücadele eden 30’dan fazla kadın olarak gerçekleştirdiğimiz bu kampta birbirimizi de tanıyarak, ana tanrıça kültürü ve özgür eş yaşam konularında da yoğunlaştık. Kamptaki tartışmalarda enternasyonal dayanışmanın önemini de vurguladık. Özellikle bu kamptan sonra kadınlar olarak birlikte ve örgütlü attığımız adımlarla kadın biliminin önemi ve ihtiyacını daha derinden hissettik. Kürt kadın direnişi ve jineolojînin bölgemizdeki kadınlar üzerinde yarattığı sonuçları görerek, Jineolojî Merkezi ile birlikte daha güçlü diyalog geliştirip çalışma yürütmeye karar verdik. Bunun pratik adımlarını atmak amacıyla da Jineolojî Merkezi’nde yer alan arkadaşlarla birlikte İber Jineolojî Komitesi’ni oluşturduk.

Kadın tarihte nasıl rol oynadı?
İber Jineolojî Komitesi olarak kadın tarihi konusunda derinleşmek ve edindiğimiz bilgileri çevremizdeki tüm kadınlarla paylaşmak istiyoruz. İberli kadınlar toplumda nasıl rol oynadı? Roma’nın saldırılarına karşı nasıl savaştı? Franco diktatörlüğü ve buna karşı yürütülen savaş gibi yakın tarihte yaşanan olaylarda kadın nasıl bir rol üstlendi? Franco diktatörlüğü döneminde kadınlar zindanlarda nasıl örgütlendi ve nasıl bir direniş sergiledi? Tarihte 711 ve 1492 yılları arasında yaklaşık 8 asır boyunca Arapların etkisi altında kalıp Endülüs dönemini yaşayan bölgemizde Endülüs kadınları nasıl yaşadı? Hıristiyan, Müslüman ve Yahudilerin birlikte yaşayıp farklı dillerin konuşulduğu Endülüs döneminde halkların inançları ve ilişkileri nasıldı? Bu ve daha birçok soruya yanıt vermek için kadın olarak her yönüyle tarihimizi öğrenme ihtiyacımız var ve jineolojî aracılığıyla bu ihtiyacımıza cevap verebileceğimizi gördük.

Ölüm ve yaşam
Lêgerîna Azadî grubu ve İber Jineolojî Komitesi’nin yürüttüğü çalışmalarla tarihimizi öğreniyor ve kadın özgürlük ölçüleri ve ideolojisini kadınlarla paylaşıyoruz. Lêgerîna Azadî için logo olarak da ölüm ve yaşamı temsil eden şahmeranı tercih ettik. Çünkü bir devrimcinin ilerlediği yolda ölüm ve yaşamın yan yana olduğunu düşünüyoruz. Ruhumuzda yeni bir özün yaşam bulması için ilerlediğimiz her adımda benimsemediğimiz özellikleri geride bırakıp öldürüyoruz. Kadın olarak yaşamı yaratmak, her alanda var olmak için özgürlük ölçüleriyle yaşamak istiyoruz.