Dört parça Kürdistan’ı birleştiren Viyan olmak… Küresel sömürgeciliği ve yerli ajanlarına geçit veren parçalanmış Kürtlüğü aşan Soran olmak… Sınırları aşan, yürekleri birleştiren özgürlük tutkunu Viyan Soran olmak… Komploları ve Kürtleri komplolarla dize getirmeyi bir geleneğe dönüştüren egemenlik tarihini aydınlatan olmak…
Her tarihsel dönemeçte komplolara alet olan, komplolarla alt edilen Kürtlüğü tarihin çöp sepetine atmanın, yakıp kül etmenin militanı olmak… Ateşten tarihin ateş topu olmak ve zulüm kalelerini yakıp yıkmanın adı olmak… Viyan Soran kelebek etkisi ile ‘özgürlük anı’nı birleştiren tarihi bir sentezdir: Hem çok mütevazı hem çok görkemli… Özgürlük anı, devrim anıdır, tüm zamanları aydınlatan, besleyen zihinsel ve yaşamsal üretimin patlamalı gelişim anıdır. Tıpkı Xantur’da parlayıp tüm insanlığa ulaşan ışık gibi. Geçmişle gelecek arasında çözülen ve atılan düğümlerin ilmek ustası… Her temsilin büyük zaafiyetleri kapatma zorunluluğunun bir ürünü olarak doğma gerçeğini her an yüzümüze haykıran bir ilahedir O… Kısa ömürlü kelebeğin yaşamının her anını en güzel çiçekleri seçerek anlamlandırması, onurlandırması, kutsaması-kutsanması gibi… kısa yaşamı, tüm zamanlarda yaşamanın sırrı ve anlamını işleyerek kutsamak, onurlandırmak… Anlamdan uzaklaşan her ana müdahale kişiliğidir O…
Yirmi yıllık emek Rojava devrimi ile karşılık buldu
Uzayan tecrit; devrimi uzaklaştıran, savaşı ağırlaştıran uzatmalı alışkanlıklarımızın, alışmışlığımızın kara damgası gibi her anımıza hükmetmeye, canlarımıza kıymaya devam etmekte. Önder Apo ve Kürt halkına dayatılan komplo tüm Ortadoğu’ya dayatılan komploya dönüştüğünde, Önderliğimizin yirmi yıllık emeğinin ürünü Rojava devrimi ile karşılık buldu. Önderliğimizin, şehitlerimizin ve halkımızın yarım yüzyıla yaklaşan emeğini yeni bir Ekim Devrimi ile taçlandırma zamanının geldiğini ve geçtiğini anlatmaktaydı Viyan Soran… Zamanı kaçırmanın bedeli giderek daha da ağırlaşmakta… Faşizm kol gezmekte ve tüm Ortadoğu halklarına ölümlerden ölüm beğenmek bir ölü-yaşam biçimi olarak dayatılmaktadır. Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Mısır’a, Tunus’a, Kürdistan’ın dört bir yanına savaş, işgal, tecavüz, küresel sermaye sömürüsünün yan ürünleri olarak mübah sayılmaktadır. El Kaide-Taliban-DAİŞ-TC-KDP küresel hegemonik güçlerin kirli hesaplarını aklamanın kara yüzünü yansıtan tehlikeli piyonlardır. Tutmayan, geri dönen hesabı ödeyecek veya çöküşü frenleyecek olanların gücüne, varlığına dayanarak vahşette sınır tanımamak temel özellikleridir.
Kök kazıma ve insansızlaştırma siyaseti
İmralı’da olup bitenlerden habersiziz, İmralı sistemi derin işkence-özel savaş sistemi olarak kurumlaştırılarak, tüm halkların yaşamı zindana dönüştürülmek istenirken, tecrit-ambargo-savaş-yoksulluk-göç-kırım-yıkım bir kader olarak sunulmaktadır. Zindanlardan cansız bedeniyle çıkarılan her tutsak; özgür tutsak direnişini cezalandırmanın, halkların umudunu kırmanın yeminli düşmanlığını ortaya koymakta. Kimyasalla nefessiz bırakılan, katledilen her Kürdistan gerillası; özgürlüksüz, geleceksiz, topraksız, tarihsiz ve kimliksiz bırakma operasyonlarının en zalimane soykırımcı zihniyet sahiplerini deşifre etmekte. Toprak işgali, kadın ve çocuk kaçırma, tecavüz ve katletme, sömürgeci-işbirlikçilerin göz kırpmadan geliştirdiği günlük vahşet siyaseti olarak yürürlükte. Savaşın, işgalin ve göçün kıyıya vuran, deniz dibinde kaybolan cansız bedenlerde dile gelen kıyımı… Yakılan, yıkılan, talan edilen köyler-şehirler, ülkeler, yaşam ve kültür alanları… Kürdistan’ın her dağına, ırmağına sıralanan kara-kalekol ve barajlar, sınırlara çekilen beton duvarlar, diz çöktürme operasyonlarının kök kazıma ve insansızlaştırma siyasetine evrildiği bir yurtsuzlaştırma komplosu ile karşı karşıyayız. Ermenilere yapılan soykırımı, örgütlü halk, örgütlü kadın ve Önderlik gerçeği ile boşa çıkaran Kürtlük, her tür öldürme, ruhsuzlaştırma, insanlıktan çıkarma operasyonu ile daha derin bir kırımla, toplum kırımla karşı karşıya.
Viyan Soran kadın onurudur
Viyan Soran, bu kırımı gören, buna karşı büyük direnme dışında bir seçeneğin olmadığını bilen ve göstermek isteyen onurlu bir duruşun sahibidir. Büyük kaybetmemek için büyük düşünmek ve büyük direnmek gerektiğini, “Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum” diyen Zilan Manifestosu’ndan öğrenmiştir. Büyük eylemleri ve yürüyüşleri ile karanlık komploları ve tarihlerini aydınlatacaklarına sonsuz inananların manifestosudur bu. Kadının başına örülen komplolarla karanlıklara gömülmesi ile halkların başına örülen komploların nasıl bir karanlık çağın başlangıcı olduğunun büyük bilincine sahiptirler. Bu yüzden anlam-yaşam bütünlüğünün, temsilinin sahibidirler. Geleneğin soy sürdürücüsü olmanın, günü ve geleceği kurmanın ve kurtarmanın yolunu aydınlatmaktadırlar. Önderliğimiz, Kürt halkı ve kadınları, direniş ve özgürlük ruhunun büyük kazandırdığını halklara gösterdikleri ve demokratik uygarlık tarihini aydınlattıkları için onurlu, gururlu ve yenilmezdir. Viyan Soran unutturulmak isteneni hatırlatan, hatırlananı yaşayan ve yaşatan kadın öncülüğü ve kadın onurudur.