23 Aralık 2023’te Kürdistan Özgür Kadın Hareketimizin öncülerinden Evîn Goyî (Emine Kara) yoldaş ile değerli yurtseverlerimiz Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl’ın katledildiği İkinci Paris Katliamı’nı kınıyor; hesabının sorulacağını, bu yazı vesilesiyle bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu yoldaşlarla beraber, Birinci Paris Katliamı’nda şehit düşen Sara, Rojbîn ve Ronahî yoldaşları saygı ve minnetle anıyorum.
Paris’te gerçekleşen her iki katliam da tesadüfi değildi elbet. Planlı, hedefli ve stratejik bir konsept sonucunda uygulandılar. 23 Aralık 2023’te gerçekleştirilen İkinci Paris Katliamı’na dair hukuki anlamda hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Bırakalım ilerlemeyi, ne dava, ne katliamın tetikçisi, ne de hukuki prosedüre ilişkin bilgi verilmemekte. Birinci Paris Katliamı’nda da benzer politikayı uyguladılar. Katil tutuklandı ama dava zamanında görülmedi, katilin öldüğü iddia edildi ve dosya kapatıldı. Dava siyasi bir davaydı ve uluslararası bağlantıları bulunuyordu. Bu bağlantıların deşifre olmaması için tetikçiyi zindanda infaz ettiler. Yani iddia edilen buydu, gerçekten ölüp ölmediğini de bilmiyoruz. Henüz Birinci Paris Katliamı aydınlatılmamışken ikinci bir katliamı biz Kürtler’e yaşattılar. İkinci Paris Katliamı’nda da da iki değerli yurtseverimiz ile birlikte, yine özgürlük mücadelemizin, özgür kadın hareketimizin öncülerinden biri, Evîn Goyî yoldaş hedef alındı.
32 yıllık soluksuz mücadele
İkinci Paris Katliamı’nda temel hedef Evîn Goyî yoldaştı. 32 yıllık soluksuz mücadelesi ile Kürdistan devrimine, kadın özgürlük çizgisine büyük emek verdi. Tarihi bir misyonun sahibi olan Evîn yoldaş, KCK Yürütme Konseyi ve PAJK Meclisi üyemiz idi. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin Botan alanına henüz yeni yeni yayılmaya başladığı 1989-90’lı yıllarda, Kürtlük damarının diri olduğu Hilal köyünden mücadele saflarına katıldı ve kısa bir süre içersinde gerilla yaşamı ile bütünleşti. O’nun o yıllarda mücadeleye katılışı; kadın köleliğine, toplumsal cinsiyetçiliğe ve eril erkek düzene bir başkaldırıydı aynı zamanda. Heval Evîn sevgi ve moral merkeziydi. Katıldığı ilk günden itibaren kadının özgün örgütlenmesine büyük özen gösterdi. Gerillacılığı kültürleştirme, kadını gerilla kimliğiyle bütünleştirme ve güven geliştirme gibi konularda büyük gayretleri oldu. Gerilla mücadelesi Evîn yoldaş için varlık ve yokluk gerekçesiydi. Arayışlarını süreklileştirerek kendini kadın özgürlük ilkeleri temelinde yarattı. Botan’da kadın ordulaşmasına, özgün kadın örgütlenmesine öncülük yaptı. Kendine has özellikleri vardı. Derin jinerjiye sahip, gittiği her ortama da bunu taşıran; yoldaşlarına güç veren, yol gösteren, direngen ve sevecen bir karaktere sahipti Evîn. Her alanda ve her yoldaşta derin izler bırakması bu karakteristik özellikleri ile alakalıydı. Parti kimliği ile öyle bir bütünleşmişti ki, gittiği her yere PKK’liliğin özellikleri, ölçüleri giderdi.
Öz savunma mücadelesine yürekten inandı
Kadın özgürlüğü ve ülke özgürlüğünün ancak öz savunma mücadelesi ile mümkün olabileceği bilincine sahipti. Yani öz savunma mücadelesine yürekten inandı. Birçok zorlu savaş alanında kaldı ve çoğu kez yaralandı. Kendini, sadece tıbbi müdahaleler ile değil, öz güç ve öz irade ile iyileştirdi. Botan’ın bütün bölgelerinde hareketli birliklerde yer aldı. Genel gerilla gücüne komutanlık ve öncülük yaptı. Örneğin 1997’de Zap Bölgesi’nde başlayan Ekim Operasyonu’nda komutanlık düzeyinde stratejik bir rol oynadı. Komutasındaki gerilla birlikleriyle düşmanın uzun süre bu alana girmesine izin vermedi. Mevcut Kürdistan kadın ordulaşması gücünü Evîn gibi öncü yoldaşların emeğine ve mirasına borçluyuz. Operasyon sonrası aynı yıl Önderliğimizin bulunduğu sahaya giderek eğitim aldı. Kendindeki geleneksel kadın ölçülerini aşarak öz emeği, samimi katılımı ve arayışları ile kendini adeta yeniden yarattı. Kadın Özgürlük İdeolojisi ilkeleri ile kendini yeniden şekillendirdi, YAJK kimliği ile bütünleşti. Gittiği her alana bu ilkeleri de götürdü. Bu süreçte kendini dayatan, kadının gücünü küçümseyen, iradesini yadsıyan ve dolayısıyla özgün kadın örgütlenmesini engellemeye çalışan egemen erkek yaklaşımlarına karşı amansız bir mücadele verdi. Ne pahasına olursa olsun özgür kadın duruşu ve özgün örgütlenmesinden asla taviz vermedi. Kuşkusuz o yıllarda kadının özgün örgütlenmesini korumak ve geliştirmek öyle kolay değildi. O dönemde bulunan kadın yoldaşlar büyük zorlanmalar yaşadı. Evîn yoldaş da bunlardan biriydi. Ama O, tüm bunlara rağmen her koşulda kadının gücüne güvendi, kadın örgütlenmesine sığındı ve onu göz nuru gibi koruyup geliştirdi.
Uluslararası Komplo sonrası hangi alanda ihtiyaç varsa oraya gitti, üzerine ne rol düşüyorsa onun gerekliklerini yaptı. Komploya bu kaygısız militan duruş ile yanıt olmak istedi. Akabindeki yıllarda sırasıyla askeri, örgütlenme ve toplumsal alanlarda öncü düzeyde rol aldı.
Rojava kadın devrimine büyük emek verdi
Rojava’da ilk devrim kıvılcımları çakınca yönünü o mücadele alanına verdi. Çünkü Kürdistan bütündü ve nerede mücadele ve özsavunma direnişi ihtiyacı varsa oraya gidilmeliydi. Bu Kürdistan devrimcileri açısından bir mücadele düsturudur. Evîn Goyî yoldaş da böyle yaptı. 2012 yılında Rojava’ya giderek, Demokratik Modernite ve Demokratik Ulus projelerinin yaşamsallaşması için mücadele etti. Evlerden mahallelere, köylerden kentlere ve kantonlara varana kadar gidilmedik yer bırakmadı. Toplum içinde toplumla beraber örgütlenme çalışması yürüttü. “Ancak örgütlü kadın toplumu özgürleştirebilir” tespiti O’nda vazgeçilmez bir ilkeydi. Kadın kurumları, akademileri ve kadın örgütlenmesinin çoğalıp büyümesi için yoğun çaba sarfetti. Vahşet ve soykırım şebekesi DAIŞ zihniyetine karşı toplumda öz savunma bilincini oluşturdu, örgütlenme çalışması yürüttü. Evîn ve bedel ödeyen binlerce kadın yoldaşların büyük emeği sonucu Rojava’da Demokratik Ulus inşası süreci başlamış oldu. Uzun yıllar Rojava’da eğitim ve örgütlenme çalışmalarını yaptıktan sonra tedavi amaçlı Avrupa’ya geçti. Emektar, özverili, kaygısız duruşunu son nefesine kadar burada da sergiledi.
Kadın devrimciliğinin moral merkeziydi
Avrupa’nın soğuk sisi onun güçlü maneviyatını etkileyemedi. Sade, heyecanlı ve kelimenin tam anlamıyla yoldaşların yoldaşıydı. Sadece savaş alanlarında değil, her türlü saldırı ve kötülüğe karşı yoldaşlarına cansiper olmayı başarırdı. Kadın devrimciliğinin moral merkeziydi Evîn. Bu yüzden Evîn yoldaşın hedeflenmesi tesadüfi değildir. Kapitalist Modernite’nin kalbinde Demokratik Modernite’nin yaşamsallaşmasına öncülük eden kadınların, devrimcilerin hedeflenmesi gayet de üzerinde konuşulmuş, her türlü hesabı yapılmış planlı bir saldırıdır. Bundan ötesi gerekçelere kimse bizi inandıramaz. Kapitalist Modernite temsilcileri Sara, Evîn, Rojbîn ve Ronahî’yi katlederek aslında Kadın Özgürlük Mücadelemizi hedeflemiş oldular. Her bir arkadaşın hedef alınması bulundukları konumları, yürüttükleri çalışmalar ile birebir bağlantılıdır. Evîn yoldaş, ‘Jin Jiyan Azadî’ isyanının giderek dünyanın her köşe bucağına yayıldığı ve tüm kadınları etkilediği bir süreçte vuruldu. 2022 Eylül’ünde Kürt kadını Jîna Amînî ve hemen akabinde de yoldaşımız Nagihan Akarsel birbirinin ruh ikizi kadın düşmanları tarafından katledilmişti. Bu katliamların yıldönümünde ‘Jin Jiyan Azadî’ inancını ve bayrağını kuşanan kadınlar hesap sormak için direniş meydanlarına çıkmıştı. Paris’te 9 Ocak Katliamı protesto eyleminin hazırlıkları vardı. Evîn yoldaş da katledilen tüm kadınların intikamını almak için koşuşturanlardandı. Katledildiği gün de aynı koşturmaca içindeydi. Bu katliamı planlayıp gerçekleştirenler Evîn yoldaşın etki gücünden, sonsuz inancı ve yaratacağı kadın örgütlülüğünden korktular.
İntikam sözü verdik
Kürdistan Kadın Hareketi olarak tüm bu katliamlardan sonra intikam yemini ettik. Soykırımcı erkek egemen zihniyet ve sistemine karşı kadın özgürlük mücadelesini büyüterek tüm kadınların mücadelesi haline getireceğiz; kadınlara yönelik katliam, şiddet ve özgürlüğünü gasp eden her türlü saldırıya karşı öz savunma mücadelesini büyüteceğiz, diye intikam sözü verdik. Yüzlerce katliam ve saldırıya rağmen Kürdistan kadın özgürlük mücadelemiz tüm kıtaları aşarak evrenselleşmeyi başardı. Kadınlar arası birlik ve ortaklaşma güçlendi. Kürt Kadın Hareketi, öz savunma mücadelesi, öz örgütlenme ve ideolojik esasları itibarıyla bir model haline gelerek kadın konfederalizmini daha sağlam zeminlere oturtur hale geldi. Tüm bu çalışmalar, bu katliamlara yanıt niteliğindeydi. “Jin Jiyan Azadî ile kadın devrimine yürüyoruz” şiarıyla başlattığımız hamle de Paris Katliamlarına, katliamcı zihniyete cevap anlamı taşıdı. Her gün onlarca kadının katledildiği bu dünyada, bir kadın daha öldürülmesin diye öz savunmaya dayalı bu mücadeleyi büyütme sorumluluğu gereği PAJK ve KJK Koordinasyonları olarak 2024 yılı baharında öz savunma deklarasyonunu ilan ettik. Sara, Evîn, Rojbîn ve Ronahî yoldaşların anısına verilecek en doğru yanıt, kadınları bu ölüm makinalarından koruyacak örgütlülüğü geliştirmekti. Onların temel gayesi ve çabası da buydu. Onlarca yıllık mücadeleleri ile kadın ölümlerini durdurmak, soykırımcı sistemleri alt etmek için çabaladılar, direndiler ve mücadele ettiler.
Başarıya kadar durmayacağız
Sara ve Evîn yoldaşlar, yaşamlarının tüm anlarına böylesi devrimler sığdırdılar; bunun ideolojik ve politik eksenini yarattılar, moral ve motivasyonunu yaşadılar. Tüm kadınların da bu gerçeği yaşaması için büyük çaba sahibi oldular. Öyleyse bu yoldaşların anısına verilecek en doğru yanıt kadın devrimini başarıya ulaştırmak olacaktır. Eğer bunu başaramazsak kadın katliamları her yerde devam edecek, devam ediyor da. Son olarak bu yılın 23 Ağustos’unda özgür Kürt basınının öncüleri Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn Süleymaniye’de katledildi. 3. Dünya Savaşı’nın çok acımasız evresindeyiz. Egemenlerden yana olmayan, karşısında pozisyon alıp halklar ve kadınlar lehine mücadele eden herkes bu savaşın hedefindedir. Kadınlar egemen erkek ve devlet eliyle kırımdan geçiriliyor. Tüm bu saldırıları durduracak olan kadınların, halkların mücadelesidir. Kadınlar olarak kendimizi savunmanın yol ve yöntemlerini öğrenmeli ve ortak kadın örgütlenmesi içerisinde yerimizi almalıyız. Bu örgütlenmenin dışında kalmak celladıyla tek başına yüz yüze kalmak demektir. Kürdistan Özgür Kadın Partisi olarak; Evîn, Sara, Rojbîn ve Ronahîler’in mücadelelerini başarıya ulaştırana kadar durmayacağız.
2025 mücadele yılında, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen hamle ve yine “Jin Jiyan Azadî ile kadın devrimine yürüyoruz” hamlemizi büyüterek kadın devrimi ile taçlandıracağız.
*KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi