Bir yağmur damlası

- Gulan Avrel
667 views

Bir yağmur damlası

Yüreğini ferahlatan

Seni sana hissettiren yağmur damlası

Öyle bir damla ki duygularından akan bir damla 

Yaprağına akan ve çoğu zaman da gözlerini dolduran bir damla

Kendisini sana hissettiren sadece bir damla

Senin onda onun sende var olduğunu hissettiren bir damla…

 

Evet, yağmurun çiselendiği bir anda dışarı çıkıp etrafıma baktım. Bir de ne göreyim, doğa ana o kadar temiz o kadar güzelleşmiş ki, gözlerimi güzelliğinden alamıyorum. Bu güzelliği daha iyi görebilmek için de yanımda bulunan yüksek bir tepeye çıktım. O güzelliklere baktıkça, yüreğimde adını koyamadığım bir heyecanın içindeydim.  Yağmur hızlandı, fakat ne gözlerim ne de yüreğim oradan ayrılmayı istemiyordu. Ben de yüreğimin sesini dinledim ve yağan yağmur damlaların içinde kendimi aramaya koyuldum.  Evet, doğru duydunuz, kendimi? Benim özümü var eden o güzellikler ve de o yağmur tanelerinin içinde kendimi dinlemek istedim. O renk uyumunun içinde kendi rengimi aradım. O güzellikleri görmeniz gerekiyordu, öyle ki bir an “bunlar birbiriyle yarışıyor mu” diye düşündüm. Siz her düşen yağmur damlasında kendinizi görüyor musunuz? Her yağmur damlası yere düştüğünde toprağın yaşadıklarını merak ediyorum.

Yüzümü gökyüzüne doğru kaldırdım. Her yağan yağmur damlası tenime, bedenime düştüğünde tarifi zor duygular yaşadım. Bir anda yüreğime huzur doldu. Yağmur damlalarının yüzümü okşadığını hissettim. O an içimden “acaba toprak için merak ettiğim şeyleri mi yaşıyorum” diye geçirdim. Evet evet hissettim, coşku yüreğimi sardı. Sevinçten yerimde duramıyordum. Sevincim arttıkça yağmur damlalarının da hızlandığını hissettim. Tenime düşen her yağmur damlası duygularımı derinleştiriyordu. Öyle ki bir anda kendi kendime “acaba bu yağmur damlaları beni hissediyor mu” diye geçirdim. Beni hissettiğine inanıyorum, ya siz?

Beni benden alan bir yağmur damlası,

Beni kanatlandıran ve içimi huzur dolduran yağmur,

Yüreğime ve ruhuma derinlik katan yağmur…

İşte o an her şeyin ne kadar güzel olduğunu, içinde yaşadığım yaşamın bir yağmur damlası kadar derin ve anlam dolu olduğunu bir kez daha anladım.  Yağmur damlalarının bana çok şey anlattığını hissettim ki. Tenime düşen her bir damlanın, sevdiklerimin yüreğinden kopan bir berraklık olarak bana döndüğünü hissediyordum. Zaten her yağmur damlası kendisiyle farklı bir anlam yüklenerek toprağa düşüyor.  Fakat onun bize verdiği anlama biz yeterince anlamlı bakamıyoruz.

O kadar güzel bir an ki, o ana her şeyi sığdırmak istedim. Ben bu duyguları yaşarken, yağmur da yavaşladı. Doğa ana yağmurun yağmasıyla kendisine binbir güzellik katmıştı. Güzelleştikçe yüceleşiyor ve eşsiz bir manzaraya dönüşüyordu. Etrafına tazelik, canlılık ve enerji katıyordu. Tüm bu güzelliklerin yanında mest eden kokusu insanı sarhoş edercesine büyülüyordu. Her nefesimi alıp verdiğimde doğanın güzel kokusunu içime çekiyordum. Bu muhteşem tablonun yanında kuşlar da güzel sesleriyle kendilerini hissettiriyordu. O kadar güzel bir duygu ki, özünü hissedebilmek, doğa ananın bir parçası olduğunu bilmek ve bunu derin bir anlama kavuşturmak… En önemlisi de “kendini bilmek” kadar güzel ve de anlamlı hiçbir şey olamaz.

 Evet, işte o yağmur damlası 

 Beni bana anlatan

Aramızdaki bağı dile getiren

Beni benliğimle buluşturan

Yüreğimdeki ateşi serinleten

Bir yağmur damlası…

Tüm bu duygu yoğunluğu içerisinde zamanın nasıl aktığını duyumsamamışım bile. Gecenin habercisi olan sert rüzgar kendini hissettirmeye başladığında anladım bunu. Yüzüme vuran keskin rüzgarın soğukluğuyla birden kendime geldim ve o ona kadar aslında gözlerimin kapalı olduğunu fark ettim. Bu halime tebessüm ederken, yağan yağmur damlalarının da tebessümüme eşlik ederek yüzümü okşadığını duyumsadım. O kadar sevinmiştim ki kendimi yağan bir yağmur damlası olarak gördüm. Yağmur damlaları o ana öyle çok derin duygular sığdırdı ki anlatamam. Bana insanlık için çok önemli olan duyguları bahşetmişti. En son olarak da bana şu sözleri fısıldadığını duyar gibi oldum. “İnsanın gözleri olmasa da görebilir, çünkü insanlarda bir de gönül gözü vardır.”

Evet, insanlarda gönül gözü vardır. Fakat biz insanlar her şeyi bildiğimizi sanırız, değil mi? Ama kendimizden ve özümüzden ne kadar boşaltılmış ve de uzaklaştırılmış olduğumuzu pek bilmiyoruz.  İşte o yağmur damlasının beni kendimle tanıştırması da böyle oldu. Adeta “insan ve doğa ilişkisi böyledir. Siz insanlar her ne kadar nankör olsanız da, doğa bağışlayandır, bereket katandır” diyordu.

Her zaman olduğu gibi yaşam ve doğa farklı bir yöntemle beni eğitmişti. Bana öğrenmenin ve kendini tanımanın yolunu işaret etmişti. İnsanın ancak doğa ile özgürleşebileceğini, doğasız ruhunu kaybedeceğini ve özünü yitireceğini…

Yağan yağmur damlası da hiçbir sınır tanımadan toprağın özüyle buluşuyor. İşte o an yaşamımızın yağmur, yağmurun da yaşamımız olduğunu içimden geçirerek yağan yağmura ve de doğa anaya şükranlarımı sunarak yoldaşlarıma doğru yola koyuldum…