Andrea Wolf Enstitüsü: Jineolojî ile örülen uluslararası ağlar

- Arîn HELÎN
605 views

Almanya’dan binlerce mil ötede olan Kürdistan dağlarına uzanan Andrea Wolf, Kürdistan kadın özgürlük mücadelesi ile güçlü bir bağ ve dayanışma içersinde olan enternasyonalist kadınlara rehberlik yapan, onların yolunu aydınlatan isimlerden. Kürdistan, kimilerine göre dünyanın öbür ucu, kimilerine göre kayıp ülke, kimilerine göre ise insanlaşmanın yeniden yeşerdiği kutsal topraklardı. Andrea, herkesin bir isim koyduğu dünyanın göbeğindeki bu coğrafyaya yüzünü dönerek kendi tanımını koyar.

Kapitalist ve ataerkil sisteme karşı alternatifi bulma arayışı ile yoğrulan dinamik bilinci, dur durak bilmez heyecanı, yüzünden eksik olmayan gülüşü bir meydan okuyuştur umut kırıcılara.

Zamanın ibresi 1998’i gösterdiğinde O artık Kürdistan dağlarında Ronahî olur. Öyle ya, karanlığın efendilerine karşı aydınlığı, ışığı yaratmaya gitmiştir. Kendilerini ‘Güneşin Çocukları’ olarak tanımlayan Kürt devrimci yoldaşları ile aynı mevzide siper alır. Gün gelir acıyı, gün gelir sevinci, gün gelir düşmana karşı eylem heyecanını paylaşır onlarla. Siper yoldaşlarının kaybına beraber ağlar, mücadele sürelikğine dair içsel bir hesap yapar ve yine baharın gelişindeki ihtişam gibi birçok güzelliğin sevincini pay ederler.

Kürdistan dağlarında öldürülen ilk enternasyonalist

İşte Kürdistan’ın bu ‘dosta yar, düşmana neyar’ olan dağları, kendi deyimiyle Ronahî için “gerçek yaşam”ın kapılarını aralar. Sahte ile gerçek yaşamın eşiğinde olan Ronahî, o kapıdan içeri girmekte tereddüt etmez. Ve bir daha ardına bakmadan önünde uzanan sınırsız yaşam ufkuna doğru yol alır.

Andrea Wolf, Kürdistan dağlarında Türk ordusu tarafından öldürülen ilk enternasyonalist idi. Aradan geçen onca zamandan sonra Ronahî’nin dağları inleten kahkahası, devrimci sesi, enerjisi ve düşünceleri her zamankinden daha ışıl ışıl şimdi. Hayallerinden biri devrimci mücadeleyi kendi topraklarına da taşımaktı. Ronahi’nin bu hayali gün geçtikçe hayat bulmakta. Onun adı, anısı, enerjisi şimdi her yerde. O’nun peşine düştüğü hakikat yolunun -ezilen bir halkla dayanışma ya da bir sınıfı özgürleştirme ideali değil kadın olarak özgürleşme- takipçileri çoğalıyor. Havasına, suyuna, dağına , taşına yabancı olduklar Kürdistan’da tanıdık ve özlenen bir şey arıyorlar. Kimliklerini arıyorlar belki. Kadınlar öncülüğünde kurulan eşitliğe ve özgürlüğe dayalı yaşamın somutlaşmasına, kollektivizme dayalı yaşamın uzak bir gelecekte kurulacak bir düş olmaktan çıkmasına tanıklık ediyorlar ve bu sürecin inşasıcı olmak için yollara düşüyorlar. Ronahi’nin ardılları olarak Rojava’da, Kuzey ve Doğu Suriye’de her alanda bu devrimin inşasına katkı sunmak için geliyorlar. Ve bilgiyi inşa ettikleri bir yer de Jineoloji bünyesinde kurulan Andrea Wolf Enstitüsü.

Jineolojî Akademisi, Kuzey ve Doğu Suriye’de, özerk Rojava bölgesinde Onun adına bir Enstitü projesi oluşturdu. Bu Enstitü, Almanya ve Kürdistan devrimcileri arasında köprü olan Andrea Wolf’un emeğinin devamıdır.

Enstitü henüz oldukça yeni bir kurumlaşma- 2018 yılı Kasım ayında kuruluş kararı alındı. Ancak dayandığı pratik ve ideolojik miras çok derin ve güçlü. Enstitü jineolojiyi kendi ülkesinde tanıyan ve daha sonra bu konuda derinleşmek isteyen enternasyonalist kadınların yoğunlaşmalarını ve pratik tecrübelerini derinleştirdikleri bir alan. Burada çalışma yürüten kadınlar araştırma ve eğitimlerini sürdürürken toplumdan ve devrimin diğer kurumlarından izole değiller. Tersine toplumla iç içe olmak onların bilgisini derinleştiriyor. Yani Kürt kadın hareketinin pratik, ideolojik ve felsefik deneyimini dünya kadınlarının mücadelesine katkı sunacak bir bir bilgiye dönüştürmek için çabalar da var. Enstitü resmi olarak ilan edilmeden önce başlayan ve yakın bir gelecekte basılacak olan İspanyolca kitap bu çabaların bir ürünü mesela.

Enstitü’de grup çalışmaları sürmekte

Kapitalist modernite ve özellikle de patriyarka, kadınlar ve tüm toplum bireyleri arasındaki bölünmeyi teşvik ediyor. İnsan ile doğa, mantık ile duygu, etik ile estetik arasındaki bağ kopartılmak isteniyor. Bu noktada Andrea Wolf Enstitüsü’nün rolü çok önemli. Bu Enstitü, dünyanın dört bir yanındaki kadınların deneyimlerini ve bilgilerini paylaşmak, köprüler kurup daha güçlü ağlar dokumak isteyen Jineolojî’nin mekanlarından biri.

Andrea Wolf Enstitü, dünya kadınlarının kesişen mücadelesini ortak nehire akıtacak olan ‘Dünya Kadın Konfederalizmi’ önergesine katıda bulunmaya aday.

Henüz Mart 2019’da açılmasına rağmen işe koyulan Enstitü, Jineolojî’nin tüm alanlarında ve yöntemlerinde eğitim ve araştırma çalışmalarına odaklanmış durumda. Şimdiye kadar eğitim gibi birçok grup çalışmasına ev sahipliği yaptı, yazılı materyaller hazırlandı. Kadın devrimi olarak somutlaşan Kürdistan özgür kadın hareketi mücadelesi tarihçesine dair geniş kapsamlı iki kitap çalışması da bu Enstitü bünyesinde yürütülmekte. Kimi konularda araştırma içerikli bilgi kitapçıkları da hazırlanmakta. Kürt kadın hareketi deneyiminin dünya kadınlarıyla buluşması için bu yazılı materyaller birçok farklı dile de çevrilmekte.

Tekelleştirilen bilginin özgürleştirilmesi

Andrea Wolf Enstitüsü gönüllülerinin işi sadece akademik araştırma yapmak veya yazılı materyal hazırlamak ile sınırlı değil elbet. Jineolojî’nin bilgi ve yaşam anlayışını uygulamaya dökmek temel amaçlardan.

Karşılıklı birbirini besleyen ataerki ve egemen devlet bin yıllardır bilgiyi kadınlar, toplumlar ve doğaya karşı bir silah olarak kullandı. Pozitivizm’in sözde atalarından olan Francis Bacon, “Bilgi güçtür” demişti. Sırf bu önerme bile başlı başına, ataerkinin bilgiyi nasıl da toplumdan, reel hayattan soyutlayarak bir sömürü aracına dönüştürdüğünü anlamak açısından yeterli. Oysa bilgi eşittir güç demek değil, onbinlerce yıldır yaşam deneyimlerinden süzülüp gelen bir öğretidir. Özgür yaşama uzanan yolun vazgeçilmez temel bir taşıdır.

Andrea Wolf Enstitüsü de, bir zümrenin elinde tekelleştirilen bilgiyi özgürleştirmek, yeniden geri kazanmak ve toplumun hizmetine sunma mücadelenin bir parçası olmak için oluşturulan bir kurum.