Kürt aydınlanmasında öncü bir kadın: Rewşen Bedirxan

- Fidan YILDIRIM
1K views

Kürt halkının geçmiş mücadele tarihi ve toplumsal yaşamında önemli roller oynayan çok sayıda kadın vardır. Çoğunun yaşam öyküleri REWSEN BEDIRXAN:DOTMAMhakkında yeterince kaynak bulunamadığı için onları ancak birkaç cümle ile anlatabilecek durumdayız. Haklarında belli kaynaklara ulaşabildiğimiz az sayıda değerli Kürt kadınından birinin yaşamını ele alacağız bu yazımızda.

Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli yer alan, Kürt Aydınlanma Hareketi ve basın-yayın tarihinin öncülüğünü yapmış Bedirxan ailesinin bir ferdi olan Rewşen Bedirxan da öğretmen ve gazeteci-yazar olarak bu aydınlanmaya ve Kürt halkının basın tarihine katkı sunmuş; aynı zamanda Kürdistan’ın özgürlüğü davasının savunuculuğunu yapmıştır.

Sürgünler çocuğu

Rewşen Bedirxan’ın babası, Botan’da Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine karşı özerklik mücadelesi veren ve bunun bedelini sürgünle ödeyen Bedirxan ailesinin bir ferdi, ilk Kürt gazetesinin kurucularından, on yılını zindanlarda geçirmiş Salih Bedirxan Bey, annesi ise Samiye Bedri Paşa’dır. Rewşen Bedirxan ailesinin isyan sonrası sürgün edildiği Kayseri’de 11 Temmuz 1909’da dünyaya geldi. Fakat Bedirxan ailesinin yeniden sürgüne tabi tutulup Ortadoğu ve Afrika’nın değişik ülkelerine gönderilmesiyle Salih Bedirxan Bey de 1913 yılında Şam dolaylarındaki Salihiye taraflarına gidip yerleşti. Ailesinin sürgünden sürgüne gönderilmesi koşullarında doğup büyüyen Rewşen Bedirxan büyük zorluklara tanık olmuş ama ailesinin köklü yurtseverlik değerleri ile Kürt dili ve kültürü içinde şekillenmiştir. Daha altı yaşındayken babası vefat etmiş, ailenin tüm sorumluluğu annesinin omuzlarına yıkılmıştır.

Öğretmenlik yılları

Eğitimini Şam’da yapan Rewşen Bedirxan annesinin isteğiyle öğretmenlik mesleğini seçer, ancak gönlünde gazetecilik yapma arzusu taşıdığından zamanla her ikisini birlikte yapmaya yönelir. Öğretmenlik okulunu bitirerek bu meslekteki ilk kadınlardan biri olan Rewşen Bedirxan, 1925 yılında Arap dili öğretmenliği yapmaya başlar ve bir dönem de okul müdürlüğü görevini üstlenir. O zamanlar toprakları Suriye’yle ortak olan Ürdün’ün Kerek kentinde 1924-1927 yılları arasında bir okulda yöneticilik ve dil öğretmenliği yapar. 1928 yılında Şam’a döner. 1929-1935 yılları arasında Şam’da bir okulda öğretmenlik mesleğini sürdürür. 1964’e kadar birçok okulda müdür olarak görev yapar ancak müdürlüğü elinden alınıp eski görevine verilince emeklilik çağının gelmesinden de yararlanıp emekli olur ve aktif görevden çekilerek evinde farklı çalışmalarla uğraşmayı sürdürür.

“Hawar”ın editörü ve yazarı

REWSEN BEDIRXAN3Rewşen Bedirxan iki kez evlenmiştir. Ömer Madan isimli bir Arap genci ile 1929 yılında ilk evliliğini yapar ve Useymaxan adında bir kızları olur. Bu ayrılıktan sonra da 1935 yılında Bedirxan ailesinden ve akrabası olan, siyasetçi, dilbilimci ve yazar Celadet Bedirxan ile evlenir. Mutlu evliliklerinde Sinemxan ve Cimşit adında iki çocukları olur. Celadet Bedirxan ile evliliği Rewşen Bedirxan’a entellektüel gelişmenin kapılarını daha fazla açar. Yazım faaliyetlerinde aktifçe yer alır. Dillere olan ilgisi nedeniyle iki yıl Türkçe, üç yıl da İngilizce ve Fransızca öğrenmiştir. Arapça’ya Kürtçe’den daha fazla hakim olması onu edebi ve kültürel çalışmalarında Arap dilini kullanmaya yöneltir. Arapça yazılar yazmanın yanısıra başka dillerden Arapça’ya çeviriler de yapar. Eşinin çalışmalarında en büyük destekçisi olur. Her ikisi de ilk Kürtçe dergilerden Hawar’da yazarlar. Rewşen Bedirxan Hawar’ın editörlüğünü de yapar. Evleri Hawar’ın yayınevi rolünü oynar. Celadet Bedirxan’ın en büyük uğraşı Hawar’ın çıkarılması iken Rewşen Bedirxan da onun yardımcılığını üstlenir. Yalnızca yazı yazarak ve editörlük yaparak değil ambalajdan sayfa sıralamaya kadar çeşitli işleri üstlenir. Hawar’da Latin alfabesiyle yazan ilk Kürt kadını olur. Bildiği dillerle bilimsel çeviriler yapma olanağı bulur. Yayınevlerinden yaptığı çevirilerle aile bütçesine katkıda bulunur.

1944’teki Dünya Kadınlar Kongresi’ne katılır 

Rewşen Bedirxan 1934 yılında Suriye’deki Kadın Birliği Derneği’ne üye olur ve etkin bir rol oynar. 1944 yılında Kahire’de yapılan Dünya Kadınlar Kongresi’ne Suriyeli kadınları temsilen katılır. Fransız sömürgeciliğine karşı Arap halkının mücadelesiyle dayanışma içinde olan Rewşen Bedirxan gücünü ve bilincini bu mücadeleye katar. Özellikle Filistin davasının bir savunucusu olur. Arap gazetelerinde birçok yazısı yayınlanır.

Kadınların ve çocukların eğitimi ve bilinçlendirilmesi için uğraşan Rewşen Bedirxan zindanlardaki kadınların durumuna da kayıtsız kalmaz ve onların sağlık sorunlarının çözümü için çaba sarfeder. Çalışmalarında aynı zamanda Kürt kimliğini sahiplenmeyi esas alır. Kadın ve Kürt olarak bilinçli bir duyarlılığı vardır. Bunu şu sözleri net olarak ortaya koymaktadır: “Adımız ister Türk, ister Arap, ister Fars, ister Kürt olsun, tenimiz ister beyaz, ister sarı, ister esmer olsun, kadın olarak erkeğin sömürgesi, mülkiyeti, kaba ve psikolojik şiddetinin bir hedefi, mağduruyduk. Dünyadaki tüm kadınların kurduğu ortak birliğe üye olarak, çalışmalarımı resmi bir düzeye taşımak istedim. 1934 yılında Kadınlar Birliği’ne üye oldum. Suriyeli kadınlar arasında öyle bir öncülük misyonu yüklenmişti ki bana, 1944 yılında Suriye kadınları adına Mısır’da, Dünya Kadınlar Kongresi’ne katıldım. Ama bir yanım hep, ‘Kürdistanlı bir kadın olarak, ne zaman temsil hakkı buluruz rengarenk kadınlar arasında? Kendi rengimizle ne zaman sorunlarımızı dile getiririz?’ diye sorgulamalarla yanıyordu için için… Bir yanımız gülerken, diğer yanımız hep yarım kalıyordu. Sürgün parçalıyor, ikiye bölüyordu öpüşlerimizi…”  (Aktaran Nihat Gültekin, PolitikArt)

Cehalet ve gelenekselliğe karşı mücadele eder

MIRZADE BEDIRXANRewşen Bedirxan Kürtçe’nin yanısıra Arapça da yazmıştır yazılarını. 1951 yılında Türkçe’den Arapça’ya iki öykü çevirir. İlki, “Bir Kadının Anıları”, diğeri de, “Aşk ile Çilem” adıyla basılır. Türkçe ve Kürtçe’den Arapça’ya birçok çeviri yapmış; bazıları basılmış, bazıları ise basılmadan kalmıştır. Bazı gazete ve radyolarda seminer ve öyküleri yayınlanmıştır. 1947 yılında radyonun çocuk bölümünde birkaç ay çalışır. Çalıştığı yerlerde kadının hep ikincil rollerde olduğunu gözlemler ve bunu kırma çabasıyla okul müdürlüğü görevini üstlenir. Rewşen Bedirxan, yazdığı makalelerle kadınların ufkunu açma, cehaletle savaşma, onlarda yurtseverlik bilinci yaratma çabasında olmuş, geleneksel kadın özellikleri ile de bir mücadele yürütmüştür.

‘Kolonyalizm Karşıtı Kongre’ye Kürdistan bayrağıyla katılır 

1951 yılında eşi ve çalışma arkadaşı Celadet Bedirxan’ı kaybeden Rewşen Bedirxan kiraladığı bir evde Kürt Şair Qedrîcan’ın baldızı Sabahat Hanım ile birlikte kalmaya başlar, sonraki yaşamında Sabahat Hanım ona destek olur. 1956 yılında Dr. Nuri Dersimi ve tanınmış bir grup Kürt şahsiyeti ile birlikte Halep’de Kürt Bilim ve Yardımlaşma Derneği’ni kuran Rewşen Bedirxan 1957 yılında Yunanistan’da yapılan Kolonyalizm Karşıtı Kongre’ye birçok engellemeyi aşarak Kürtleri temsilen ve Kürdistan bayrağıyla katılır. İlk defa uluslararası bir platformda Kürdistan bayrağı açılmaktadır. Böylece, uluslararası zeminde bir Kürt kadını olarak kendi kimliğiyle temsilin mutluluğu ve gururunu yaşar.

Yekitiya Jinên Kurd’ün kuruluşu

rewsen bedirxan2Rewşen Bedirxan, 1971 yılında Mustafa Barzani’nin daveti üzerine Güney Kürdistan’a gider. Ülke hasretiyle gerçekleştirdiği bu gidişi şu sözlerle dile getirmiştir: “Mustafa Barzani’nin daveti ve isteği üzerine Güney Kürdistan’a gitmeye karar verdim. Çünkü Cizîre’ye ulaşamasam da, Mezopotamya topraklarında yaşamak, ciğerlerime bambaşka bir hava dolduracaktı. Eğer Kürdistan’da bir kez olsun nefes alamasam, yıldızlar bir bir düşecekti ve zifiriye dönüşecekti yaşam. Sürgün ulaşacaktı hedefine.” (agy.) Güney Kürdistan’da bulunduğu süreçte Hecî Ûmran’da Yekitiya Jinên Kurd’ün (Kürt Kadınlar Birliği) kuruluşunu gerçekleştiren Rewşen Bedirxan, 1970’de kurulmuş olan Korî Zanyarî Kurd’a (Kürt Bilim Akademisi) üye olur ve onun talebiyle Türkiye’deki arşiv ve kitapçılardan Kürtler üzerine yazılmış belge ve kitapları derleyip Korî Zanyarî Kurd’a iletmek üzere İstanbul’a gider.

Rewşen Bedirxan 1 Haziran 1992’de Suriye’nin Banyas kentinde ülkesinden uzakta, sürgünde yaşama gözlerini yumar. Bedeni, Şam’da Şêx Xalidê Neqşîbendî mezarlığında eşi Celadet ve dedesi Bedirxan Bey’in yanına defnedilir. Son sözlerinde vasiyeti, Kürtlerin birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmasıdır. “Bana Kürtlerin birliğini ver, sana özgür bir Kürdistan’ı vereyim” der bir yakınıyla konuşmasında.