19 Temmuz öze dönüş devrimidir

- Hêja ZERYA
693 views
Cinsiyetçiliğin, dinciliğin, milliyetçiliğin halklara ve kadınlara kök söktürdüğü bu topraklara yeniden kök salmanın adıdır 19 Temmuz Devrimi. Özgür yaşam karşıtı devletçi zihniyetin çıkış alanı ve en derin tahribatını gerçekleştirdiği mekandır Mezopotamya. Özgürlük kadar köleliğin derinliği de bu topraklara kazınmıştır, izlerini kolay kolay silmek mümkün değildir.

Uygarlık tarihi boyunca çok köklü mücadeleler ve ağır bedeller gerektirmiştir. Uygarlık sistemi ve ulus-devletçilik yabancılaştırma ve inkarın en köklü saldırısını ana emeği, ana kültürü ve toplumsallığın ahlaki ve politik gücüne dönük geliştirmiş ve bu saldırıda sonuç almaya kilitlenmiş durumdadır. Analık ve kadın dünyasını özgürlük etiği ve estetiği ile yeniden buluşturma arayışının doruk noktasını ifade eden Önder Apo’da somutlaşan halklar ve kadın mücadelesine topyekün saldırının arkasında bu gerçek yatar. Rojava devrimi, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi ile 19 Temmuz devrim ruhu arasında kurulan köprüdür. Devrimin temelleri 14 Temmuz direnişinin Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesindeki anlam ve önemini anlatan, dalga dalga yayan bir halk örgütlülüğü ile atılmıştır. Ardından 15 Ağustos Atılımı ile zindan direnişini sahiplenerek daha ileriye taşıma iddiasını ortaya koyan gerilla ordulaşması, mücadelesini halkla buluşturan hummalı çalışmalar yürütülür. Önder Apo’nun özgür Kürt ve özgür kadın hakikatini açığa çıkarmadaki ısrarı, halklaşan gerilla ve gerillalaşan halk gerçeğine önemli katkılar sunar. Dört parçaya bölünen beyni, yüreği ve bedeni birleştiren bir devrim enerjisi açığa çıkarılsa da bu enerjiyi dağıtmak isteyen iç ihanet ve kılıç artığı olma gerçeği hep yan yana, iç içe yoğun bir mücadele içinde olur.

19 Temmuz Devrimi’nin en büyük emekçisi Önder Apo’dur

Rojava devrimi bir kadın devrimidir, Kürdistan devriminin karakterinin dört parçanın en küçüğünde ete kemiğe bürünmesidir. Tüm emperyalist politika ve oyunlara-komplolara, işgal saldırılarına rağmen on yıldır direnebilmesinin arkasında dorukta seyreden ve tüm çağın özgürlük, güzellik, iyi yaşam arayışlarının sentezinin bir kadın devriminde somutlaşması yatar. Kuzey ve Doğu Suriye’deki devrim direnişi tüm kölelik çağları ve saldırılarına karşı özgürlük arayışının bilimsel, felsefik, sanatsal temelde özgür varoluşunu anlamlandırmada yaşama dökülmesidir. Yaşadıkça ve yaşatıldıkça anlamda derinleşen, anlamsızlık girdabında boğulmak istenen tüm yaşam, kişilik ve ilişkilere özgürlük deryasında yeniden anlamlaşmanın direnen özgür kadın ve toplumsallık damarında olduğunu göstermektedir. Önder Apo bir değerlendirmesinde Suriye’ye dönük saldırının arkasında Kürdistan devrimine yol aldıran 20 yıllık emeği, ilişkisi ve tüm insanlık devrimine analık yapma çabalarından intikam alma olduğunu belirtmektedir. 19 Temmuz Devrimi’nin anası, doğuranı ve en büyük emekçisi Önder Apo’dur. Bu yüzden Önder Apo gerçeğinde temsilini bulan devletten ve iktidardan arınmış özgür erkeklik en büyük cezalandırma gerekçesidir. Devletçi ve iktidarcı sistemin bütün egemenlik çağlarının kinini kusan, soykırımı, yersiz yurtsuz bırakmayı, köklerinden, yurtseverlik özünden koparmayı, topraksızlaştırma, tarihsizleştirme ve insansızlaştırmayı dayatan toplum kırım saldırısının arkasında bu başkaldırı ruhu vardır. Ana emeğine ihanet etmeyen, anlamlandıran, ananın özlü, uysal evladı olan, kadına dost ve yoldaş erkek, her türlü tecavüzü mübah gören erkeklik üzerine kurulmuş sistemi kudurtan bir hakikate işaret etmektedir.

Erkekliğin temeline dinamit konulmuştur

Cinsiyetçiliğin dinciliğe, bilimciliğe bulaştırılmış devletleştirilen kadın ve erkek gerçeğine sonsuz ve sınırsız başkaldırının adıdır 19 Temmuz devrimi. Kölece, kimliksiz, anlamsız, duygusuz yaşamak istemeyen, akıl tutulması yaşayan tüm zihinlere güzellik, iyilik, doğruluk etiğiyle derman olmanın yarım yüzyıla varan tarihi bir direnişi sürmektedir. İnsanlıktan, güzellikten, bilim ve hakikatten tecrit edilmek istenen Kürdistan gerçeğinin varlık ve özgürlük haykırışının tüm dünyayı sarmasıdır ve sarsmasıdır Rojava devrimi. Cinsiyetçi, aileci, hanedanlık ideolojileriyle bu özellikleri en çok yok edilmek istenen kadının özgür yaşamda ısrarının çağla buluşması, özgür eş yaşam felsefesinin kaynağına dönüşmesidir 19 Temmuz. İktidar ve güç olmayı varlık biçimine dönüştüren, dışındaki bütün varoluşları anlamsızlaştıran, nesneleştiren, küçük düşüren ve el koymakta ısrar eden erkekliğin temeline dinamit konulmuştur. 19 Temmuz Devrimi, en çok temeli sarsılan devletleşen erkekliğin çözümlenmesi, ne tür saldırılara vesile olabileceği, nasıl değer yutan bir canavara dönüşeceğini görmek açısından önem taşır. Kadın devriminin ortaya çıkardığı esas gerçeklik, yıkılan, kurnazlıkları aşkere edilen, komploları boşa çıkarılan, tüm tecavüzleri teşhir edilen egemen erkek gerçeğidir. Egemen erkeklik yıkılmadan, devletli sistem ve ilişkileri yıkılamaz. Öküzün boynuzları üzerindeki dünyanın dengesi sarsılmıştır, büyük bir boşluk, kriz ve krizin yol açtığı çok yönlü arayış söz konusudur. 19 Temmuz Devrimi’ni anlamak, çözülen erkekliği anlamaktır. Devletli sistemin temel dayanağı ve köleleştirmenin en derinini yaşarken kendini egemen ve özgür sanan erkekliğin çözümlenmesi gerekmektedir. Kendini kandıran erkeklikten kurtulmak Önder Apo’nun en büyük devrimidir. Bu devletten, iktidardan ve ürettiği tecavüz kültüründen kurtulmak, arınmak anlamına gelmektedir. Erkek egemen kültürün dinci, milliyetçi, cinsiyetçi, bilimci kabuğu kırıldıkça, filizlenen kadın özgürlük ağacı epey kök salmış ve neolitik kökleriyle buluşmuştur. Filizlenen halklar gerçeği, suni sınırları aşmış ve kardeşleşmiştir. Sahte dincilik, milliyetçilik kapanından, kırımından kurtularak öz ve özgür kimliğine kavuşma direnişi ile yeniden anlamlaşmakta, halklaşmakta, dili ve kültürü ile tarihsel toplumsallığı ile buluşmakta, devrime gerçek karakterini kazandırmaktadır.

Halkların enternasyonalist buluşması

Kadının varlığını savunma ve koruma temelinde savaş ve direniş cephesi başta olmak üzere, toplumsal devrimin her alanında yer alma, örgütlenme, özgürlük temelli eşitlik sistemi olan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti kurumsallaştırmaya öncülük etmesi başka bir enerjinin harekete geçtiğini gösterir. Bu enerji, bugüne kadar egemen erkek tarafından barajlanan, öz kimliğine yabancılaşmanın temeline dönüştürülmek istenen yaşam enerjisinin, pozitif enerjinin kendine akış yolu bulmasıdır. Dünyanın birçok yerinden kadınların enternasyonalist buluşmasına, yeni bağlar, ağlar kurmasına ve anlamlaşma arayışına yön veren bu enerjinin akışkanlığı ve gücü tehlikeli görülmektedir. Bu akışkanlık, halkların enternasyonalist buluşmasına öncülük etmektedir. 19 Temmuz devrimi, bu yıl toplumsal sözleşme tartışmaları ile kökleriyle doğru temelde buluşmanın, anlamlaşmanın özgür inşalarını gerçekleştirme çabasını yoğunlaştırdı. Yurtseverlik özünün, ahlaki ve politik toplum gerçeğinin özgür yaşam inşasında komin ve meclisler temelinde nasıl örgütlenebileceği, akademiler temelinde nasıl bilinçleneceği, kooperatiflerle ortak emek, paylaşım ve yaşam kültürünü nasıl geliştirebileceğine dair daha fazla kafa yormak gerektiği ortaya çıkmaktadır. Birçok eksik yanı olmakla birlikte, demokratik ulus ve demokratik konfederalizmin özgürlük mekanı olmak isteyen bir devrim çabası, direnişi ve arayışı vardır. Eksikliğin esas kaynağı, çok yönlü saldırı altında savaş ve direnişin yanında süren inşa çabaları ve devletçi zihniyeti aşmanın derin ve zengin yöntemlerine kavuşma ihtiyacıdır.

19 Temmuz Devrimi demokratik modernitenin zaferini müjdelemektedir

Diğer önemli bir arayış da devrimin enternasyonalist karakterini tanımlamadır. Rojava devrimine akın akın gelen, savaşan, şehit düşen, devrim ve toplumsal inşanın her aşamasında yer almak isteyen arayışı anlamlandırma çabasıdır. Özgür toplumsallığı yaşamak, kadın ve halklar devriminin demokratik kültürünü ülkesine ve dünyaya taşımak isteyen çabaları anlamlandırmaya dönük yapılan enternasyonalist konferansı, tartışma ve kararlaşmalarıdır. Hegemonik erkeklik çatırdadıkça, yıkıldıkça dünya devriminin karakteri ortaya çıkmaktadır. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir devrim karakteridir bu. 19 Temmuz Devrimi demokratik modernitenin kapitalist modernite karşısındaki zaferini müjdelemektedir. Etrafında yoğunlaşan enternasyonalist emek ve ilişkiler ağının arkasında kapitalist modernite kültürü, yaşamından bıkan, bu boğuntudan kurtulmak isteyen milyonların anlamlaşma arayışı yatmaktadır. Sistemin insan öğüten, insan yaşamı ve varoluşu üzerinde her tür oyunu oynamayı, doğasını bozmayı, tanınmaz hale getirmeyi varlık gerekçesine dönüştüren, ahlaksızlaştıran ve politikasızlaştıran, insanlığından soyunduran saldırılarından bir kaçış söz konusudur. Rojava’da gerçekleşen enternasyonalist ruh, ilişki, yaşam, örgütlenme ve direniş, farklı bir anlam ifade etmektedir. Diğer devrimlerde ve enternasyonalist inşalarda olduğu gibi bir dayanışma durumu değildir. Birlikte direnme, var olma, özgür varoluşunu gerçekleştirecek bir alan yaratma, birlikte savunma ve özgür insanlık, yaşam değerlerini dünyanın her yerine ulaştırma ve yaşamsallaştırma mücadelesidir. “Yaşamı uğrunda ölecek kadar sevenler”in, anlamlı yaşama kaynaklık eden direniş mevzilerinde buluşmasıdır. Sistemin ideolojik, ekonomik, siyasi, askeri saldırılarını, insan beyni, yüreği ve bedenini ele geçirme hedefini boşa çıkarmadır. Anlam yitimi üzerinde en çok yoğunlaşan filozoflardan Nietzsche’nin çıkışsızlığının sürüklediği intihar kişiliğinden kurtulma ve toplumsal özgürlük iddiası ile buluşan anlamlaşma istemidir. Liberalizmden, dipsiz kuyu gibi tüm değerleri yutan bireyciliğinden, kara delik kişiliğinden, hiçliğinden kurtulma ve toplumsal kimlik, özgürlük ile yeniden anlamlaşma arayışıdır. Bunu gerçekleştirmenin birey sınırlarında olamayacağının farkındalığının, toplumsal emek ve mücadele ile başarılacağına umut ve inancın gelişmesiyle ilgilidir.

Özgürlükte ısrar edenlerin güç kaynağıdır

Bütün bu arayışlar 19 Temmuz Devrimi’nin yerel-evrensel diyalektiğini doğru temelde kuran karakterini ortaya koymakta, kökleriyle buluştukça insanlık değerleriyle buluşan birey ve toplumun anlamlaşma gücünü açığa çıkarmaktadır. Anlamlı yaşam, anlam peşinde koşan ve anlamlaşan bireylerle gerçekleşir. Mazlum Doğan, Kemal Pir ve Zeynep Kınacı gerçeğinde dile gelen direniş ruhu, yaşam sevgisi ve anlamlı yaşam arayışı Slavalar’ın, Arin ve Avestalar’ın, Demhat ve Peymanlar’ın, Rubar ve İlamlar’ın, Gulê Selma, Hemrîn, Zehra ve Yusuf Gulolar’ın şahsında on bini aşan şehidin özgür ülke, özgür yaşam ve kadın ısrarında somutlaşmaktadır. Toprağının derinliklerine kök salan devrim Sarya, Paramaz ve Baranlar’ın, Ulaşlar’ın, İvana, Ceren, Lêgerîn ve Helînler’in şahsında tüm dünya insanlığının direniş, yaşam ve umut alanına, kaynağına dönüşmektedir. Amargi; anaya, kaynağa, özgürlüğe dönüş ile Sümerlerle yükselen kölelik kalelerinin, devletli uygarlığın temelini sarsmaktadır. 19 Temmuz Devrimi çağdaş köleci-sömürgen küresel imparatorlukların korku kaynağı; özgürlükte ve yaşamda ısrar edenlerin umut ve güç kaynağıdır.