Güney Kürdistan’da kadın devrimi

- Hêja ZERYA
86 views
Reber Apo “Güney devrimi bir kadın devrimidir” dedi. Bu tespiti erkek şiddetini kabul etmeyen, boyun eğmek istemeyen, ama çözüm yolu bulamadığı için kendini yakarak yaşamına son veren kadınlardan yola çıkarak yaptı. O dönem bir yılda iki yüzden fazla kadının bu şekilde yaşamına son vermesinin gelişen özgürlük mücadelesi ve kadın devriminden etkilenmesi ile bağlantısını kurarak kadınların özgürlük arayışı olarak yorumladı.

Kürdistan devrimi bir kadın devrimidir. Her parçada karşılığını bulmakta ve tarihsel gelişmelere yol açmaktadır. Güney Kürdistan’da feodal, gerici, dinci erkek zulmüne yaşamına son vererek isyan etme biçimini yaşam ve mücadele gücüne dönüştürerek aşmak kadın özgürlük hareketinin önünde büyük bir sorumluluk olarak durmaktadır. Yaşanan acıyı derinden hissederek bu sorumluluğa sahip çıkan ve cevap olmak isteyen Nagihan Akarsel ve Zelal Zagros yoldaşların MİT tarafından Güney Kürdistan’da katledilmesi kadını acı çekmeye mahkum eden devletçi KDP zihniyeti ile bağlantılıdır.

KDP kadın gelişmesinin önünü almak istiyor

Kadın katliamlarına göz yuman, diri diri kendini yakma düzeyinde canına kıymaya yol açan erkek-aile-aşiret gericiliğini cezalandırmayan KDP, kadın katliamlarının başını çeken TC Devleti ile işbirliğini kader ortaklığına dönüştürmüş durumdadır. DAİŞ’le savaşmayarak önünü açmış, Êzidî halkını katletmesine ortak olmuş, Êzidî kadınlarının sokaklarda köle gibi satılmasında, cariyeleştirilmesinde, dinci-cinsiyetçi erkeğin her türlü şiddetine maruz kalmasında rol almıştır. Şengal ve Rojava saldırıları ile yarattığı yıkım ve tahribatın, şehadet ve göçün, katliamın ortağı olmuştur. Kürdistan özgürlük hareketinin başkaldıran, iradeleşen, örgütlenen, toplumsal özgürlük devrimine öncülük eden kadın öncülüğünü açığa çıkarması, dinci-cinsiyetçi-aileci KDP zihniyeti ve sultasına tehdit olarak görülmektedir. Güney Kürdistan’da gelişecek kadın devriminin önünü almak için bir yandan AKP iktidarının uzantısı olarak dini eğitimlerle kadını kapatmakta, başını bağlamakta, diğer yandan Amerikancı eğitimlerle kadın kimliğini tahrip eden, kadını özne olmaktan çıkaran, toplumsal kimliğinden arındırarak cinsel bir varlık sınırına indirgeyen teori ve örgütlenmelerle acılarını özgürlük arayışına dönüştürmesinin önünü almak istemektedir.

Viyanlardan Zelallere

Yerel ve küresel sömürgeci-işbirlikçi politikaların erkeğe efendi, kadına kölelik dayatmasına rağmen Güney Kürdistan’da kadın özgürlük eğilimi kendini örgütlemekte, toplumsal kimliğin canlılığı, zenginliği ana-kadın kültürünün köklerinin güçlü olduğunu göstermektedir. Yaşamında, edebiyatında, sanatında, üretiminde kadın dünyasının zenginliğini, derinliğini yansıtan öz kendini dışa vurmaktadır. Bu özden beslenen Leyla Qasım Kürdistan halkının ve kadınlarının mücadelesine yön veren, sömürgeci sistemi, zorbalığını reddeden bir özgürlük tutkunudur. Takipçisi Viyan Soran yoldaş, toplumsal kültürün üretkenliği ve kadın özgürlük damarının yaratıcılığı, sürekliliğini gösteren özgür kadın kimliğini temsil etmektedir. Jineolojî çalışmalarında bu kök kültürü, kadın bilgisi, emeği ve direnişini görünür kılan, zenginliğini kadın devriminin zenginliğine katmak isteyen çabanın karşılık bulması Nagihan yoldaşın hedef alınmasının nedenidir. Kerkük’teki toplumsal direniş damarının, tarihsel ve kültürel mirasın, halkların zenginliğini açığa çıkarma, devletçi zihniyet ve sistemin iktidar oyunlarını boşa çıkarmada rol oynayan Zelal yoldaşın katledilmesi de toplumsal özgürlük arayışının önünü almaya dönüktür.

Kadınlar kimsesiz değil

Kimsesiz kadınlar mezarlığı kaç ülkede vardır bilmiyoruz, ama kadınların kimsesiz olmadığını, kendi emeklerine, bedenlerine, yaşamlarına sahip çıktığını, kendi kaderlerini kendilerinin yazmaya başladığını gösteren yarım yüzyılı bulan bir mücadelenin içindeyiz. Rojava kadın devrimi, Rojhilat’ta gerçekleşen Jin-Jiyan-Azadî toplumsal, devrimsel çıkışı dünya kadınlarına güç vermekte, umut olmakta, özgürlük arayışlarının yönünü belirlemektedir. Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigma, ulus-devletçiliğe karşı demokratik ulusu tarihsel çözüm olarak sunmakta ve bunun halklar tarafından sahiplenildiği Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde somutlaşmaktadır. Dinci, cinsiyetçi, milliyetçi zihniyetin oluşturduğu sınırlar, kalıplar, öğrenme biçimleri bir bir aşılmakta, kadın özgürlük çizgisi demokratik toplumsallığın ana kaynağına dönüşmektedir. Güney devriminin bir kadın devrimi olarak gelişmesinin bütün koşulları mevcuttur. Sistem ve işbirlikçileri bunun önünü almak için her yolu denese de, Kürdistan devrimi devletçi sınırları aşarak Özgür Kürdistan ve ulusal birliğe yön vermekte, Ortadoğu devrimine öncülük etmektedir. Geçmişte ve yakın tarihte önemli kadın kişilikleri, toplumsal öncülüğü, direnişi ve özgürlük arayışının varlığı Güney kadın devriminin kilometre taşlarını oluşturmaktadır. Kürdistan’ın diğer parçalarında gelişen devrimsel çıkış Güney kadını için de bir çıkış niteliği taşımaktadır. Çaresizlik içinde yanma ve yakılma yerine özgürlük ateşini yükselterek, kadın devrimini geliştirme; tarihsel, toplumsal ve bireysel acılara merhem olma kalıcı ve gerçek çözüm yolunu göstermektedir.