Türkiye’de iktidar siyasi tutsakları, gazetecileri ve muhalifleri; tutuklu yaşlı, hasta ve çocukları cezaevlerinde tutmaya devam edip bir kez daha mahkum ederken infaz yasası geçtiğinden beri aklımdan geçen cümle şu: Patriyarkada numara bitmez.
Önce şunu söylemek gerekiyor; resmi ağızların söyleminin aksine yürürlüğe giren infaz yasası kadına yönelik şiddet suçlarından mahkum olanları kapsam dışı falan bırakmamıştır. Çünkü yasada böyle bir suç yok. Kadınlara yönelik suçlar yaralama, tehdit, hakaret, şantaj vs. gibi suçların altında yer alıyor ve bu suçlar bal gibi de yasanın içine katılmış durumda. Söz konusu cinayet olunca ise yasaya göre hem kadın katliamı failleri hem de cinsel suçlar işlemiş kişiler eğer bir kaç ay kapalı cezaevinde kaldılarsa, açık cezaevlerine geçip oradan da 7 aylık izine çıkabilecekler. Patriyarkada numara bitmez dediğim bu.
Failler eve dönüyor!
Türkiye kadın hareketleri son 10 yılda kadın cinayetlerine karşı son derece etkin bir dayanışma örerek yargının kararlarını etkileyecek duruma gelmiş, davalarda hafifletici sebeple ceza indirimine gitme alışkanlığını kırarak erkeklerin caydırıcı cezalar almasını sağlamıştı. Şimdi bu yasayla bu kadar emekle elde edilmiş bir kazanım geri alınıyor. Üstelik ailelerin salgın sebebiyle eve kapandığı bir zamanda. Eve gelen bu adamlar ne yapacak? Şimdi birden bire erkekler şiddetlerinden vaz mı geçecekler? Yoksa yaraladılarsa, tehdit ettilerse, şantaj yaptılarsa, devletin bu afında görüldüğü üzere onları bitmeyen koruyup kollamasını da arkalarına alıp yarım bıraktıkları işlerine kaldıkları yerden devam mı edecekler?
Salgının kadınlar açısından sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkıyor: Daralan ekonomi sonucu ilk işlerini kaybedenler enformel sektörde yer alan kadınlar. Kadınlar, herkesin ev içine tıkılmasıyla eskisinden çok daha büyük bir karşılıksız ev içi emeği harcamak zorundalar. Bütün ülkelerde ev içinde artan bir şiddet. İşte kadına karşı şiddet suçu işlemiş bu erkekler bu şartlarda eve dönüyorlar. Bir de çocuk yaşta evlendirilmiş kızların hüküm giymiş eşlerinin eve dönmesi var. Devlet gözetiminde, aile gözetiminde yasal güvence altında tecavüz yani…
Şiddetten korunmanın tek yolu örgütlü özsavunmadır
Yanlış anlaşılmasın siyasi olarak tüm hapishanelerin tamamıyla boşaltılması gerektiğini düşünenlerdenim. Sadece siyasi suçlar değil, tüm suçların yargı tarafından değerlendirilişi politiktir, taraflıdır, cinsiyet, sınıf ve etnik ayrımcılığı keskin bir biçimde yansıtır. Kadınların şiddetten korunmasının tek yolu örgütlü özsavunmadır. Ancak burada yapılan bir yandan sistematik olarak kadınların öz savunmasını aşındırmaktır (belediyeler gasp edilerek, muhalefet ezilerek, makbul kadın tanımları ile yapılı erkek egemen sistem ve militarizm her yerden kışkırtılarak). Bir yandansa kadınların son yıllardaki en önemli kazanımlarını –yargıda gayri resmi olarak da olsa etkin bir baskı uygulayıp erkekleri mahkum ettirtmek– gasp etmektir.
Çünkü patriyarkada numara bitmez.
