Jineolojî Akademisi’nden Jineolojî Ders Notları Kitabı

- Zeynep Baydağı
264 views
Jineolojî Ders Notları Kitabının yazılış serüveni de bu kolektif tartışmaların bir derlemesi olarak gelişti. Bilim olma iddiasının gereği olarak hiçbir çalışmayı tamamlanmış, sona ermiş saymamaktayız. Bu nedenle Jineolojî Akademisinin şimdiye kadarki çalışmalarını da ‘Jineolojî Tartışmaları, Jineolojîye Giriş’ isimleri ile yayınladık. Hakikatin bir arayış olduğunu, ona götüren yolları ifade eden bilim ve felsefi arayışın sürekliliğini ifade edecek biçimde bu süreçleri tamamlanmış, sona ermiş projeler olarak değil, atılmakta olan adımlar temelinde ele almak gerekir. Jineolojî Ders Notları Kitabı da benzer bir karakter taşıyor.

Yaşadığımız çağ bilgi çağı olarak adlandırılsa da artık birçok kesim tarafından post-truth yani hakikat sonrası çağ olarak da tanımlanmakta. Yani tarihin, ideolojilerin sonunu ilan eden liberal ideologlar hakikatin de sonuna gelindiğinin fetvasını veriyorlar. Bilgi çağının hakikatin en fazla yitirildiği çağa dönüşmesinde en büyük pay, bilimi tekelleştiren iktidar ve sermaye güçlerine ait. İktidarın ihtiyaçları ve yaratmak istediği algılara göre bilgi üreten bilim son yıllarda giderek daha fazla eleştiri ve sorgulamaya tabi tutuluyor. İşte jineolojî çalışmaları tam da bu atmosferde yol alıyor. Bilimin cinsiyetçi ve ırkçı karakterini gözler önüne sermede kadın özgürlük hareketleri çok önemli bir rolün sahibi oldular. Son elli yılda buna dair eleştiriler sonucunda bilginin iktidardan arındırılması ya da dekolonize edilmesine/sömürgecilikten arındırılmasına dair tartışmalar yoğunlaştı. Aslında bu kavramdan ve tartışmalardan yeterli düzeyde haberdar olmadan da Rêber Apo Kürtlük, Ortadoğululuk, ezilen bir sınıf ve en önemlisi de ezilen bir cins olarak kadınların hakikatinin mevcut bilim içinde ifadeye kavuşmadığının farkına varmıştı. Sömürge bir halk, sömürgenin sömürgesi konumundaki Kürt kadınlığı üzerinden geliştirdiği kuramlar ve bu kuramlarla paralel geliştirilen eylem ve örgütlenmelerle Kürdistan kadın özgürlük hareketi bu gün küresel düzeyde etki yaratır hale geldi. Jineolojî Akademisi bu güçlü deneyiminin bilgisini kurumsallaştırma arayışında. Üstelik bu arayış çok zorlu koşullarda, büyük bedellerle geliştiriliyor. Fakat belki en fazla da bu yüzden toplum, yaşam ve özgürlükle daha güçlü bağlar kurmayı ilke edinerek ilerliyor. Hangi bilgiyi niye aradığını, onu ne yapacağını, nereden bulacağını, kime nasıl ulaştıracağının bilinciyle hareket ediyor.

Jineolojî sürekli kapsam kazanıyor

Jineolojî Ders Notları Kitabı’nın yazılış serüveni de bu kolektif tartışmaların bir derlemesi olarak gelişti. Bilim olma iddiasının gereği olarak hiçbir çalışmayı tamamlanmış, sona ermiş saymamaktayız. Bu nedenle Jineolojî Akademisi’nin şimdiye kadarki çalışmalarını da ‘Jineolojî Tartışmaları, Jineolojîye Giriş’ isimleri ile yayınladık. Jineolojî Tartışmaları kitabı Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da tutuklu Kürdistanlı kadın devrimcilerin kolektif emeğinin ürünüydü. Jineolojîye Giriş ise özgür dağlardaki bilimsel konferansa sunuldu ve oradaki ortak görüşlerle şekillendi. Hakikatin bir arayış olduğunu, ona götüren yolları ifade eden bilim ve felsefi arayışın sürekliliğini ifade edecek biçimde bu süreçleri tamamlanmış, sona ermiş projeler olarak değil, atılmakta olan adımlar temelinde ele almak gerekir. Jineolojî Ders Notları Kitabı da benzer bir karakter taşıyor. Daha fazla yetkinleşme ve derinleşme arayışının süreceğini ifade etmek için bu isimle yayınlanıyor. Jineolojî bir bilim olarak her adımında mücadele içindeki kadınların, onların dostlarının, kadın özgürlüğünü erkeğin özgürlüğü olarak gören devrimci, yurtsever ve demokrat erkeklerin de düşünceleri ile sürekli kapsam kazanmakta. Rêber Apo’nun savunmalarında Jineolojî kavramını dile getirdiği andan itibaren, bu konuda fikir ve düşünce oluşturmakta birçok kesim kendini sorumlu gördü ve kendi cephesinden bu kavrama anlamlar yükledi. Yaşanan ağır toplumsal sorunlara, kendi varlığına anlam vermede en fazla da kördüğüme dönüşen ve tüm sorunların anası olan eş yaşam ilişkilerine geleneksel ataerkil toplumun ve kapitalizmin ötesinde çözümler oluşturmaya odaklandı.

Kapsam genişledi, kitap derinleşti

Bu noktada jineolojî derslerinin, seminer ve atölyelerinin yaygınlığı da önemli bir avantaj sağladı. Çünkü çok geniş bir kesimin soru ve bu soruların jineolojî kapsamında çözüm bulması gibi ağır bir beklenti oluşmuştu. Jineolojî Akademisi üyeleri verdikleri her derste, katıldıkları her konferans ve toplantıda bu beklentinin ağır yüküyle beraber oluşturduğu motivasyonu da hissettiler. Fakat jineolojî sadece bir akademi kapsamı ile sınırlı değildir. Bunun farkındalığı ile Rêber Apo’nun fikirlerinden etkilenen, Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketinin etki ettiği her alanda jineolojî ekseninde bakış açısının nasıl kazanılacağı konuşulur oldu ve bunların sonuçlarının ortak bir havuzda toplanmasına özen gösterildi. Jineolojî dersleri ilk kez 2010 yılında Mexmur’daki jineolojî öğretmenleri tarafından verildi. 2011 yılından itibaren kadın mücadelemizin öncülerinden Leyla Agirî’nin Kürdistan’ın özgür dağlarında verdiği seminerler son on yılda, jineolojî akademi müfredatlarının temel bir dersi haline geldi. Jineolojî Ders Notları Kitabı projesi de esasta bu derslerdeki tartışmalara katkı sunacak bir broşür çalışması olarak planlanmıştı. Ancak kapsamı sürekli genişlemek ve kitap sürekli yeni konuları da içerecek şekilde derinleşmek durumunda kaldı.

Kitap, kolektif çabanın ürünü

Derslerde gelen sorular, atölyelerde yapılan tartışmaların sonuçlarını, ilgili olduğumuz konulardaki genel tartışmaları içermesi ihtiyacı ortaya çıktı. Bu noktada bu kitabın, kelimenin gerçek anlamıyla kolektif bir çabanın ürünü olduğunu söylemek mümkün. Kitap, bir derviş edasıyla Kürdistan dağlarındaki her taşın anlamını inceleyen Helin Murat’ın güzel fikirlerini,  Atakan Mahir’in cesaretli erkek çözümlemelerini, Nagihan Akarsel’in eleştiri ve önerilerini içeriyor. Jineolojîye dair gördüğü bir seminer üzerine yoğunlaşmalarını akademimize ulaştıran gerillaların görüşleri, cezaevinde okuduğu bir kitabın yarattığı yoğunlaşmayı paylaşan tutsakların duygularını da içeriyor. Şengal’deki kadın kırımının acılarına çözüm bulmak isteyen genç bir Ezidî kadının taleplerini de, Rojhilatê Kurdistan’da Jin Jiyan Azadî serhildanının başarıya ulaşmasını hedefleyen devrimci bir kadının umudunu da taşıyor. Dünyanın farklı kıtalarından devrimci arayışları sonucu Rojava’ya gelen enternasyonalist yoldaşların sorularına cevapları da içeriyor. Bu toprakların kadim bilgilerinin taşıyıcısı, özgürlük arayışı ile geleneksel yaşamının ağır sorunları arasında çıkış arayan anaların bilgilerini de taşıyor. Fakat bunların hepsine de yeterince yanıt oluşturabildiğini iddia edemeyiz. Ancak bunun sorumluluğu ile yazıldı diyebiliriz.

Yaşam bilimi olmanın anlamı

Akademimizin ortak tartışmaları temelinde Zozan Sima tarafından hazırlanan bu kitapla jineolojî ders, seminer ve atölyelerini geliştirenlere, jineolojî tartışmalarını takip etmek isteyenlere yeni bir kaynak sunmayı hedefliyoruz. Jineolojî kavramının tanımından başlayarak, jineolojîye dair Rêber Apo’nun değerlendirmelerini, bilimde paradigmasal dönüşüm ile bağını ve bilimsel yöntemini ortaya koymaktan, kadın gerçeğine dayalı bilim olmanın, yaşam bilimi olmanın anlamına odaklanıyor. Eş yaşamın bilimi olarak jineolojîyi oldukça geniş ele alarak cinsiyet, cinsellik, aşk, evlilik, aile kurumlarını sosyolojik temelde çözümlüyor. Yine aynı kapsamda erkeklik ve erkeğin özgürlük sorununu tartışıyor. Kadın devriminin bilimi olma iddiası temelinde kadın devriminin ne olduğu, jineolojînin buna nasıl temel oluşturacağını, jineolojî ile özgürlük sosyolojisi arasındaki bağı ortaya koyuyor. Siyaset, demografya, ekonomi, etik-estetik ve sağlık alanında jineolojî eksenli tartışmaların çerçevesini oluşturuyor. Elbette hala üzerinde daha derinlikli durulması, tartışılması gereken birçok hususun olduğunun, bu noktada eksik ve yetersizlikleri de barındırabileceğinin farkındayız. Bu da kitabı okuyacakların katkıları ile tamamlanacaktır. Kadın devriminin bilimi olma iddiasıyla Jineolojî Akademisi olarak bu sürece dahil olacak her düşünce, eleştiri ve öneriyi de kendimiz için güç kaynağı ve destek olarak göreceğimizi belirterek kitabımızı sizlerin takdirinize sunuyoruz.